• yirmibirinci (sayiyla 21) yuzyilda yasiyor olmak demektir.
  • cok kolaydir.
    etrafa bakmak yeterlidir. evrime ugrayanlar, ugramayanlar, az ugrayanlar, hic ugramak istemeyenler gibi yan katogerilere mensup olanlar rahatlikla gorulebilir. butun mesele kafayi insanin soktugu yerden cikarabilmesinde. bakabilmesinde.
  • hayatta tek bildiği şey inanmak olanların, ben yaratıldığıma göre bu doğru olamaz diyenlerin yaratılma inancına karşı inanç olarak görerek 'inanmak' şeklinde adlandırmasıdır.evrim teorisi bizlere kanıtlar sunarak, evrimi sağlayan unsurları ortaya koyarak, canlı hayatı açıklar.eğer bunları okurken, öğrenirken sende aklını ortaya koyarsan anlarsın ve görürsün nereden geldiğini bütün kanıtlarıyla birlikte.ama hayatta sadece inandırıldıklarına sıkı sıkıya tutunmayı bilenler tarafından 'inanmak' olarak adlandırılır bu bilim adamları için evrim gerçeği diye söylemek tercih edilen teori.inanca karşı, kendi özel yaratılmışlığının verdiği hakkı elinden alan başka bir inanç.

    kendi inançlarında yaşadıkları sorun herkesin sorunu olsun, çözülmesi gereken sorun bu olsun ve benim istediğim şekilde çözülsün isteyenler uyguladıkları baskı ve sansür saldırılarına aldıkları tepkilerle saldırıldıklarını ileri sürüp mazlumu oynarlar.din elden gidiyor, dine karşı çıkıyorlar söylemleri de gelir ardından.gitmesi gereken bir şey varsa gider.gitmesi gereken bir şey korunmaya çalışılmaz.korumak için bunu herkesin sorunu haline getiremezsin.inanıyorsan inanmaya devam edersin kimse sana karışmaz ama nedense inançlar herkese, her alana karışır.bu hep böyleydi halen daha devam etmeside çok korkunç.evrim en az kütle çekimi kadar gerçektir ve gerçeklere inanılmaz.gerçekler kavranır, anlaşılır ve bilinir.kafanı kullanmayı seçip gerçekten öğrenmek ve akıl yürütmek istediğinde orada bir gerçek varsa o sana inanıp inanmama fırsatı vermeden kendini reddedemeyeceğin bir şekilde önüne serer.hadi sen kafanı kullanmayacaksın, gerçeği bilmek istemiyorsun bari sus başkalarına karışma.kendi nedenini bilmeden inandığı şeylere ters düşen herşeyin yıkılmasını, söylenmesinin yasaklanmasını, ortadan kaldırılmasını, kimsenin o konularla ilgilenmemesini isteyenler, karşısında ne varsa ona 'inanç' derler ve böylece inançlarımıza saldıran inançlar algısını yaratırlar.
  • inanmaya, tapinmaya, kicindan totemler uydurmaya, o bir mucize bu bir isaret diye ortaliklarda dolanmaya, hacilara hocalara kendini ufurtmeye parasini yedirtmeye, "oku!" diye baslayan "inandigi" kitabini bile okumayip duvarlara asmaya meraklilarin ve benzerlerinin uydurdugu "inanc" sistemlerinden birisidir.
  • konuyla ilgili dawkins amcadan bi alıntı yapayım:

    "150 years after the origin of species, the evidence for evolution is so strong that, in order not to believe in evolution, you must either be ignorant, stupid or insane."

    türkçeye çevirirsek:
    "türlerin kökeni'nden 150 yıl sonra, evrimi destekleyen kanıtlar o kadar güçlü ki, buna inanmamak için ya cahil, ya aptal, ya da deli olmak gerek."

    ve usta bu sözleri bbc'nin "the presidents guide to science" (başkanın bilim rehberi) belgeselinde söylemiş. abd başkanlık seçimlerinden hemen önce; ki yerine seçilecek başkan, bush'un yaptığı hatalara düşmesin. ama bizimkiler hala bush döneminde takılı kalmış görünüyorlar, ki bunun için hangi özelliğe sahip olmaları gerektiğinin yorumunu ben yapmayayım.
  • okuyan, araştıran ve delilleri inceleyen her insanın eninde sonunda varacağı noktadır. aslında bu aşamada inanmaktan söz edilemez. zira evrim teorisi tamamiyle bulgularla desteklenen bir gerçektir. bu bağlamda inanmamak zaten gerçeği kabul etmemek anlamına gelmektedir -ki bu pek çok toplumda sayısız farklı şekilde ifade edilebilir.
  • diyelim ki; hakka inanmaktır. hakkın, kendi suretinden bahşettiği akla ve fikre inanmaktır, hakka giden yoldur, hakka giden yol aklın yoludur, hakka giden yol yoktur, hak yolun kendisidir*.
hesabın var mı? giriş yap