• diyelim ki polis sizi yakaladı ve lock tuşuna 5 defa basma fırsatı bulamadığınız için polisin telefonu yüzünüze tutma ihtimali söz konusu.

    çözüm basit: polise küfredin, polis ağzınızı yüzünüzü dağıtsın ki telefon sizi tanıyamayacak hale gelin.
  • gerekli olup olmadığı tartışması bir yana, çok başka bir mevzudan bahsedeceğim; bu tip teknolojilerin erişilebilirlik entegrasyonu. mesela touch id bir kör için güvenli olmanın yanında ürünle etkileşim hissini de tam veriyordu"fiziki bir buton, parmağın tanıtılması süreci vs". ha işte face id, köre aynı etkileşim hissini verebilecek mi? applenin buna bir çözümü var mı? kastettiğim voiceover ile çalışıp çalışmaması değil, o cephede zaten sıkıntı yok. apple bu ayrıntıları düşünerek ürün geliştirdiği için tercih ediliyor zaten.
  • bunun lansmanda sictigini soyleyenler ya kotu niyetlidir, ya da yeterince dikkatli bakmiyorlar.

    buradan bakin: https://finance.yahoo.com/…l-onstage-181213050.html

    burada herkes guvenilirlik faktorunu yorumluyor, tartisiyor. benimse aklima dayanikliligi geldi ilk. sebebi ise touch id'nin iphone se gibi suya dayanikli olmayan modellerde donanimsal olarak sicabilme ihtimali. basima geldi, oradan biliyorum. touch id'ye alistiktan sonra bozulmasi tam bir izdirap. bu yuzden bu tip teknolojilerin guvenliginden cok dayanikliligi daha onemli benim icin.

    herhangi bir modern iphone'u acip bakarsaniz kameranin vs. cok guzel sabitlendigini gorursunuz. buradan yola cikarak dusurmelerden vs. sensorlerin fazla etkilenmeyecegini soyleyebiliriz. face id'nin donanimsal olarak sicmasini saglamak icin geriye on paneli catlata catlata kirmak kaliyor.
  • türkiye gibi ülkeler için yersiz endişelere sebep olan teknoloji. şayet polis telefonunuzun kilidini açmak istiyorsa parolayı yüzünüzden değil omuriliğinizden alır o telefonu açar. o yüzden rahat olun yüzünüzle telefon kilidi açmak hoşunuza gidiyorsa teknolojinin keyfini çıkarın.

    edit:imla
  • sözlüğün yarısı hayatında karakola uğramamış belli :)

    arkadaşlar işin ucunda sizin telefonunuzdan alınacak bilgiyle o an kurtarılacak bir insan yoksa, yok edilecek bir delil yoksa ne memur ne amir sizi sikine bile takmaz. alır, sevkeder mahkeme ne bok yerse yesin der sizinle mi uğraşacaklar amk adamlar dünyanın en bıkmış insanları...

    he aksi bir durum söz konusu ise, telefona bakarlar, kilidi görürler, "aç lan şunu amına koyduğumun oğlu" diye tepenize çökerler, %90 açarsınız zaten, extreme sportslarla ilgilenenler ise kapı çarptıktan veya voltalarken düştükten sonra telefonu açar fakat burda şu nokta devreye girer ki memurlar elleri şişerse falan darp raporu alıyorlar bir de ordan götünüze giriyor.

    face id falan çok şey yapmayın siz, polisimizde onu çözen facesinin amk teknolojisi var.
  • şu entry'me (bkz: #70793205) "touch id ile de polis zorla telefonumuzu açtırabilir" temalı mesaj/eleştiri çokça gelince burdan yazmak daha pratik geldi.

    her şeyden önce bu bir "eleştirmek için eleştiri" falan değil. aksine touch id, face id, palm id, chest bump id gibi fantastik identification mekanizmaları gerekli/gereksiz güzel kişiselleştirmeler sağlıyor, dahası cihazların/işletim sistemlerinin tasarımlarında yeni challengelar doğuruyor. 2 aydır iphone kullanmıyorum ama kullanıyor olsaydım (belki de kullanacağım) face id kesinlikle kullanırdım (cümledeki "kullanmak" sözcüğü sayısının pi katı kadar).

    mevzu "power tuşuna 5 kere hızlı hızlı basınca disable edilebiliyor" olmamalı. bu "güzel düşünülmüş bir özellik" gibi duruyor ama bence bu açık açık mecburen var. çünkü hala elimizdeki en güvenilir güvenlik mekanizmaları en ilkel olanları. hala kapımızı mal gibi dökme demirle kilitliyoruz. ssg'nin "ayarlanabiliyor karşıtı" felsefesi (her noktada katılmasam da) alışkanlık kazandırabilecek kadar kişiselleştirilebilir güvenlik deneyimlerinde geçerliliğini koruyor düşüncesindeyim. yani bir tarafta telefonunu osurarak açabileceğin bir mekanizma var ama güvenliğine güvenmiyorsun -çünkü kgb ajanları sana 3 kilo kuru fasulye yedirip telefonuna osurtabilir- ama bu deneyim osurarak atmosfere ne kadar sera gazı saldığını ölçmeni sağlıyor çok süper, diğer tarafta telefonu retina lock+24 haneli şifre+ses tanımlama ile kilitleme mecburiyetindesin ama bu çevreci olma hakkını elinden aldığı gibi selfielerine her bakmak istediğinde burnundan getiriyor.

    ortadoğudan da baksan, batıdan da baksan bu saçma düşünce balonu patlıyor aslında. çünkü başlıkta belirtildiği gibi türkiye'de zaten polis seni göz altına alınca omuriliğinden pipetle çekiyor o şifreyi/touch id'yi/osuruğu... en kötü nezarete atıyor savcıya iletiyor canından beziyorsun. oysa "polis zaten alabiliyor, folloşuz abi biz" argümanı güvenlik mekanizmaları için geçerli olmamalı çünkü söz konusu güvenlik oldu mu caydırıcılık etkin. elleri arkadan kelepçelenmiş bir kadının telefonunu açmak için touch id ile uğraşacak dümbük polis sayısı ile yüzüne tutmayı deneyecek polis sayısı arasında fark olduğunu düşünüyorum, ve altında yatan temel neden birini yapmanın "daha kolay oluşu" kadar basit.

    ama benim yukarıdaki entry'de kastettiğim bu değildi. yani ister süpersonic skilleri ile çantalarındaki biber gazının yanında duran telefonunu kadınlarımız zart diye kilitleyebilsin, ister "mal yiğidin kamçısıdır" edasıyla "saklayacak şeyimiz olmadığı için" bundan kaygılanmayalım, telefonu üreten adamların tartışığı nokta bizimkinden fersah fersah ötede. abd'de tartışılan konu: göz altındayken polisin "pin istemesi" fifth amendment'a aykırı, çünkü birinden zorla fikirlerini/düşüncelerini/ifadesini alamazsın ve şifre de bunlardan birisi. öte yandan kişiden parmak izi, el yazısı, fotoğraf gibi biyometrik/tanımlayıcı bilgileri polis dilediği gibi alabiliyor çünkü bunlar havalı dedektiflerin investigationlarında kullanılabiliyor. nitekim abd'de bir yargıç "polis isterse iphone'unu touch id ile açmak zorundasın" demiş. işin ilginci iphone touch id'yi çıkardığında bunun yasal olarak mümkün olabileceğini öngörenlar vardı ve haklı çıktılar.

    şimdi mevzu "biyometrik tanımlayıcılar artık sherlock romanlarındaki gibi sadece varlığımı ispatlamak amacıyla kullanılmıyor, fikirlerimi ve bilgilerimi sakladığım anahtarım oluyor" seviyesinde. bu noktadan bakınca: ortada bir kasa var, kasayı ister dökme demir anahtar ile açabiliyorsun, ister parmaklayarak. devlet seni elinden tutup zorla parmaklatma hakkına sahip, ama demir anahtarı elinden alma hakkına sahip değil. oysa yasak olan ve olmayan yöntemle de eriştiği bilgi aynı. dahası: artık devleti temsil edenlerin parmaklatmaktan daha az caydırıcı/daha kolay dayatılır bir mekanizma var elinde. ve bunu yasal olarak bir zemine oturtmak zor. pasaport kuyruğunda polis size "kameraya bak" diyebilir, ama "telefonuna bak" diyemeyecek bir hukuki zemin aranıyor yani. öte yandan sen (apple/samsung/çaycuma telefon a.ş.) bu bilginin kutsallığına inanıp 14 kişiyi öldürenin kasasını decrypt edecek mekanizmayı fbi ile paylaşmıyorsun.

    altını çizmek istediğim nokta: bunlar etik/ahlaki/hukuki beyin fırtınaları. ben de iphone alınca face id kullanacağım, ben de biliyorum gezi'de adamlar beni içeri atsa ağzım yüzüm zaten biber gazından şişmiş olacaktı çalışmayacaktı o zımbırtı. ama bir tarafta
    cihazı yapan adamların kaygıları arasında fifth amendment varken, diğer tarafta omuriliğinden kokteyl yapılmış insanların bu konularda düşünce balonu bile şişirememesi var. bu acı değil de nedir? kişiselleştirme değil de güvenlik perspektifinden tekrar soruyorum: ortadoğudan bakınca koskoca bir "o işler öyle olmuyor" kalmıyor mu geriye?
  • bunu tanitirken yaptiklari hata 10 yil sonra bile "face id tanitimda sictiydi ahahaha" seklinde konusuluyor olacak. zamaninda windows'un sunumda mavi ekran verdiginin geyiginin yillarca dondugu gibi. steve jobs sag olsa herhalde sunumda emegi gecenleri siraya dizip tek tek agizlarina sicardi ki; dusun bak ben bile dusununce kiziyorum o aleti o halde podyuma birakan gerizekaliya. guzelim sunumu 1 tane hata bok etti, troll'lere 10 yillik malzeme cikti. halen apple basligina gidip bunun sunumda calismadigini yazan var.
  • face id aynen touch id gibi çok dar kapsamlı birkaç senaryo için düşünülmüş bir güvenlik eklentisi. bu senaryolar: 1. "meraklılar izinsiz kurcalamasın" 2. "hırsızın biri telefonumu çalarsa verilerime erişemesin".

    hakkında okuduğum kadarıyla face id bu iki senaryoyu touch id'den daha mükemmel şekilde hallediyor. mesela denmiş ki "önceden parmak basmak gerekiyordu şimdi yüzüne tutunca telefon açılacak". face id'de telefonun açılması için ekrana bakmanız gerekiyor. bakmazsanız yüzünüzü doğru tanısa bile açılmıyor.

    touch id'de sokaktan çevirdiğiniz birinin parmak izinizle tutma oranı 1/50,000 gibi yüksek bir orandı. bunu daha önce eleştirmiştim (bkz: touch id/@ssg). face id'de bu ihtimal milyonda bir. çok daha makul bir güvenlik seviyesi.

    "işte beni kaçırırlar zorla parmak izimi okutamazlar ama yüzüme tutabilirler" diyen var. öyle bir dünya yok arkadaşım. onu yapan, parmağını da okutur, isterse koltuk altını da okutur. nitekim face id öyle senaryolar için değil. eğer öyle riskli bir yere gidiyorsanız da cebinizde telefonun düğmelerine basık tutarak "yüz tanıma, parmak izi okuma" gibi özellikleri kimseye çaktırmadan devre dışı bırakabiliyorsunuz. pin sormaya başlıyor. (eskiden devre dışı bırakma kısa yolu 5 kere power düğmesine basmaktı ama onu artık acil arama kısayolu yapmışlar).

    peki niye bu kadar dar senaryolar için tasarlanıyor? çünkü pin, şifre falan sevmiyoruz. kullanıcıların %34'ü telefonuna pin kodu koymuyor bile. çünkü kullanımı zahmetli. bu tarz kolaylıklar olmazsa hiçkimse kullanmayacak. verimizi korumayı bilmiyoruz, yaşadığımız mağduriyetler de bu yüzden orantısız büyük oluyor. telefonu ele geçirenin banka hesaplarımıza kadar her şeyi ele geçirebileceğini akıl edemiyoruz. face id de touch id de bu açıdan gayet iyi çözümler.

    face id'nin parmak izinden bir diğer üstünlüğü de eldivenle, ıslak parmakla açılmama sorunu olmaması. sadece ağzını burnunu örten bir şey giyiyorsan problem, onda da yine pin kullanabiliyorsun.

    android dünyasında pixel gibi telefonlarda olan "arkada duran parmak izi okuyucusu"ndan üstünlüğü telefon masada dururken de rahatça açabilecek olman. ayrıca "samsung yüz tanıma zaten yaptıydı" da argüman değil çünkü adamların yüz tanıması resim bazlı, iphone x'teki gibi derinlik bazlı değil.

    "yüz bilgilerimi apple'la paylaşmak big brother vs". yüz bilgileri cihazda söküp açan birinin bile erişemeyeceği secure enclave adındaki sihir kutusunda, geri dönüştürülemez şekilde saklanıyor.

    sonuçta face id gayet güvenli, gizliliğinizi ihlal etmeyen, yüzünüzü big brother'la paylaşmayan, parmak izinden daha kullanışlı görünen (daha denemedim) bir mekanizma. gitgide yaygınlaşacağını tahmin ediyorum.
  • touch id ekranın tamamını kapsamadığı sürece iyi çalışan bir face idden her zaman geride olacaktır.

    bunun sebebi, mobil cihazla etkileşimin genelde mobil cihazın talebi üzerine olması.

    yani nedir? telefon gelir, bildirim gelir ve siz de parmağınızı ekrana dokundurarak tepki verirsiniz.

    parmağınızı ekrana sürdükten sonra duvara toslarsınız, cihaz işleme devam etmek için sizden ya şifre yada parmak izi talep eder.

    bu pürüz(friction) hiç de hafife alınacak bir şey değlidir, sırf bu pürüzün yarattığı sorunu aşmak için bazı düşük riskli işlemler için, mesela şarkıyı değiştirmek veya fotoğraf çekmek, kontrol merkezini açıp bağlantıları kapamak ve açmak gibi işlemlerde kullanıcı dorulaması yapılmaz.

    touch idnin bir ötesi kullanıcı deneyimi işte bu sürtünmeyi ortadan kaldırma potansiyeli olan face id olmuş oluyor.

    touch id: sözlükte mesaj geldi bildirmi(sesli ve görsel bildirim)-> bildirime bak(bildirimin bir kısmı potansiyel olarak gizli bilgi içerebilir)->bildirime dokun->kimlik doğrulama ekranı->parmağını kaldır ve parmak okuyucusuna dokun->içerik

    face id: sözlükte mesaj geldi bildirmi(sesli ve görsel bildirim)-> bildirime bak(bildirim cihaz sizi tanırsa detay gösterir yoksa göstermez, halihazırda olan özellik) ->bildirime dokun->içerik.

    göreceğiniz üzere touch id 'yi her nekadar sevsek de aslında mükemmel olmaktan uzak bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

    face id kesinlikle çok büyük bir iyileştirme olma potansiyeline sahip.

    bunun olup olmayacağını bir kaç içinde göreceğiz, tamamen face id'nin değişik senaryolarda yaratacağı pürüzlerin toplamının touch id'nin yarattığı pürüzlerin toplamından az olup olmayacağına bağlı.

    face id bazı durumlarda kullanıma uygun olmayabilir ama bu durumları mesela apple watch ile veya başka bir şekilde aşabiliyor muyuz? mesela rush hour'da apple pay ile metro girişinde ödeme yapmak için face id kullanmak pratik mi? pratik değilse apple watch ile pratik hale getirebiliyor muyuz?

    banka soyarken maskemizi çıkarmak zorunda mıyız yoksa şifre girmek o kadar da dert değil mi bu tür niş kullanımlarda?

    işte bu gibi şeylerin toplamı touch id'nin ıslak parmak beğenmemesi, yağlı parmak görünce tribe girmesi, tam da notifikeyşını açarken parmağını uzat da bakayım demesi gibi problemlerin toplamından az ise touch id ölmüştür, yaşasın yeni kral face id.
hesabın var mı? giriş yap