galibiyet

• (bkz: terrorists win)
  (bkz: counter terrorists win)
• onemi arttikca insanliktan uzaklastiran sonuc.
• futbolcuların mangırlara ulaşmak, taraftarların ise bir hafta boyunca rakip takımseverleri uyuz etmek için ulaşmak zorunda oldukları zafer türü. zor galibiyet, hezimet, tarihi fark, ezip geçmek, sürklase etmek gibi üst türleri bulunur ki; gol farkı arttıkça galga geçilme eziyeti insanüstü boyutlara ulaşır.
• sahibi çoktur.
• futbolda, genel olarak 3 puan ile ödüllendirilen sonuç.
• yıldırım biracılık’ın futbolseverler için ürettiği %6.5 alkollü amber(kehribar) renkli birası, ekim ayından itibaren içilebilecekmiş.
  
  http://www.yildirimbiracilik.com/…alibiy-galibiyet/
• (bkz: zafer), utku, yengi
• galip gelmeyi tek anlamlı şey olarak kabul etmek muhtemel bir yenilgiyi daha da korkunç hale getirir. ne kadar yukarıya tırmanırsan düşüşün de o kadar sert olur. bu, kötümserlik değildir. sadece standartını benliğin en az acı çekeceği biçime büründürmektir.
  
  kazananın asla bir şey kaybetmemesi sadece çelişkileri dışlayan formel mantıkta mümkündür fakat gerçek öyle değildir. her seçimin bir kaybediş olması gibi her galibiyet de bir mağlubiyettir. çünkü kazanan kaybın öğreticiliğinden mahrum, zaferin buruk tadına mahkumdur. mağlûp hedefini kaybetmez aksine perçinler ama galip boşluktadır. anlamsızlaşır, yabancılaşır ve kibirlenir ( 90 wc sonrası bekenbaur kibri ve 94te çeyrek finalde elenmesi gibi).
  
  galibiyet elbette caziptir yoksa kimse kazanmayı o kadar emekle uğraşmayı istemezdi. cazibesi iktidara erişmektir. ama bu sürdürülebilir değildir. her imparatorluk yıkılır her imparator düşer.