• hayata geç kaldım azizim.
    nasıl mı geç kalınır hayata? sürekli baştan başlama isteği... başka şehirlerin, başka insanların ve başka hayatların arzusu... sürekli zihni meşgul eden benim burada ne işim var düşüncesi... bir de kulaklarda attila ilhanın dizeleri "sen kendine yetmiyorsun hiç kimse sana yetmiyor
    birini bitirmeden aklın öteki yolculukta"

    ha bir de unutmadan geç kalmışlık hissinden sonra ölüm korkusu baş gösterir... insanoğlu bir kez daha ömrünün ne kadar kısa olduğunun farkına varır.
  • gündelik hayatımda hep benimle olan his. emre aydın*'ınki daha makro düzeyde hayat olaylarına karşı bir geç kalmışlık sanırım.

    en olaysız düz bir günde bile sabah kalkıyorum, işe geç kalıyormuşum hissiyle kahvaltı yapıyorum ve hazırlanıyorum. işe gidiyorum, öğlen yemeğine geç kalıyormuşum hissiyle hızlı hızlı çalışıyorum. yemeği de geç, sürekli bişeyler bekleyen birileri var.

    öğlen yemeğine gidiyorum, işler yetişmeyecek diye gitmesi gereken maillara geç kalıyorumuşum hissiyle yemek yiyorum.

    ofise dönüyorum, mail bekleyen adam geri arayacak, göndermeye geç kalmışım gibi yine hızlı hızlı çalışıyorum.

    akşam üstü çıkışa geç kalıyormuşum gibi yine bir telaş bişeyleri bitiriyorum.

    işten çıkıyorum, akşam yemeğine geç kalıyormuşum gibi hızlıca eve gidiyorum çünkü yemeği geç yersem kilo alırım. akşam yemeğine oturuyorum, spor yapmaya geç kalıyormuşum hissiyle hızlıca yemeğimi yiyorum.

    spor yapmaya geçiyorum, akşam bitecek dizi izleyemedim, kitap okuyamadım diye yine geç kalıyormuşum hisssiyle sporumu yapıyorum. kitap okumaya/dizi izlemeye başlıyorum, yine geç yatıp sabah uyanamayacağım, uykuya geç kalmışım hissiyle.
  • (bkz: ygs)
    (bkz: lys)
  • hayatım boyunca hissetmeme rağmen her seferinde ilkmiş gibi hissettiğimdir. şaşırtıcı olansa bunu bilmelerine rağmen buluşmalarda bana hala doğru saat vermeleridir. en azından 15 dk erken söyleyin bana güzel arkadaşım. (bkz: beyin bedava)
  • şu günlerde ziyadesiyle bastıran his. yaşım çok da ileri değil, hatta kimisi için çok erken ama gerek okulu şimdiden uzatmam; gerek orta çaptaki ingilizce öğrenme, kültürel açıdan kendimi geliştirme gibi konularda yüzünden üstüme ağırlık çöküyor.

    sayfalarca yazsam da anlatamayacağım sanırım.
  • olmayan/olamayanlar planlar/hayaller için sürekli "geç olsunda güç olmasın" deyip kendini avuturken; kafasını kumdan çıkarıp etrafına baktığında herkesin köşesini tutması, ununu eleyip eleğini evin en güzel yerine asmasıyla insanın tüm benliğini saran his.
  • bu konuda aklımda hiçbir şey yok, zaten böyle bir hissim de yok. başlığı solda görünce yazayım dedim.

    "yok" dedim ama bazen geliyor bana bundan. sonra "iyi de, o şey bana gerçekten o zaman gelseydi kıymetini bilemeyecektim ki. şimdi bilecekmişim ama şimdi de geleceği yokmuş nabayım" deyip kahvemden bir yudum daha alıyorum.

    ya ben bu sabah çok mutluyum, epey iyiyim. sanki, daha önce kendimi asla kötü hissetmemişim gibi iyiyim. hiçbir şeye geç kalmamışım, asla erken gitmemişim, hayatım boyunca ne beklemiş ne bekletmiş, her şeyi tam yeri tam zamanında bulmuş gibiyim. öyle bir huzur. ki bu sabah yaptığım işler sırasıyla çamaşır makinesini doldurmak, bulaşık yıkamak, evi süpürmek ve o arada işi biten makineyi boşaltmak oldu.

    daha da baktım bir sürü iş var, evin tozu pisi filan, amaaaan dedim, keep calm & kahveni iç.

    neye geç kalıyorsun ki, bekleyen ne?

    bekleyen, yine sensin ve o hayat yine senin. hep senin ve hep orada. geç kaldığın ne?

    deadline'ını biliyor musun ki bir şeylere koşturuyorsun? yetişmek mümkün mü ki kendini harab ediyorsun?

    ya ben bu sabah çok tatlıyım gerçekten bak, rüyamda denize giriyordum o da iyi geldi zahir.

    neyse bu sefer bir deadline'ım var yalnız, kabataş motoruna yetişicem. hoplaya zıplaya hazırlanın çocuklar, el ele el ele verin çocuklar.

    *
    haaaah motora da yetişmiyormuşum, lodostan iptal edilmiş tüm seferler. aman metrobüs ne şimdi ya of. neyse kısmet :)
  • "sen bana geç geldin, ben sana erken." hüsnü arkan'ın şarkısındaki geç kalınmışlık hali. .

    tabi benim hissettiğim daha da doğrusu şu olandır :""ben sana geç kaldım, sen bana erken."
  • belki koltukta unuttuğunuz bir sevgiliniz vardır. belki yıllar sonra onu hep o hali ile anımsayacaksınızdır. o koltuktaki hayali, bir çocuk gibi kıvrılıp yattığı anı anımsayıp ; kalan hayatınızın hiç bir noktasına odaklanamayacaksınızdır..
    kim bilir ? belki de her şey için çok geç kalmışsınızdır..
hesabın var mı? giriş yap