• --- spoiler ---
    philip roth bu kitabı yazdığında 26, kitaba söz konu edilen genç adam ise 23 yaşındadır. kitabın gerçek samimi, tuhaf bir hali vardır. kitabın kahramı gencimiz orta halli bir işi olan, orta halli yaşam standatına sahip ama diğer tarafından sevgilisi tarafından beğenilen bir vücuda sahip genç bir adamdır (burası önemlidir). sevgili ise çalışarak zengin olmuş yahudi bir ailenin hoş ve spora düşkün ailesidir. genç adam bir taraftan genç kızın ailesi tarafından hakir görülürken, genç adamın dilinden hikayeyi dinlerken genç adamın da aileyi nasıl hakir gördüğünü satıraralarında gizlidir. gençkızın spora düşkün ama kafası pek iyi çalışmayan klasik amerikan sporcusu abisi, her ikisinin de estetik ameliyattan geçmiş burunları, abinin boş ama hoş kızarkadaşı, statülerle, parayla kafayı bozmuş anne, hiç bir şeye karışmayan vaktiyle çok çalışmış ama silik baba.

    aile genç delikanlığı hakir görürken, delikanlının da bunun acısını kitapta ailenin tuhaf yönlerini öne çıkararak ara ara karikatürize etmesiyle çıkardığını görürsünüz. delikanlı ilişkinin ilk başlarında kendisinin gerçekten var-olabilmesi çaba harcar durur. üzülürsünüz haline; satırarasında benimle ile bir şey sorsun, sorduğu zaman annesi merak etti, babası merak etti gibi ara açıklamalarla aslında ne denli kırılgan olduğunu görürsünüz.

    ayrıca delikanlının çalıştığı kütüphanede hep bir zenci -beğenilmeyen, hırsız, ahlaksız olduğunu önyargı ile düşünülen- küçük bir çocuk vardır. o çocuğun her gün gelip gauguinun pahallı zenci güzel tahitili kadınlarla dolu reprodüksiyonlarına bakmasına izin verir. delikanlımız aslında biraz bu çocuktur, kendini bu çocukla örtüşdüğü hissedersiniz. tuhaf kompleksleri, öfkeleri sakınmadan ama sakince kelimelere yetirir kahramanımız.
    --- spoiler ---

    sanırım philip roth'u bu kadar tuhaf ama sevimli kılan, duygulara ve korkulara sansür uygulamadan, hatta bazen dalgasını geçerek yazması. burda da oldukça başarılı.
  • bugünkü milliyet gazetesinin 6. sayfasındaki minik bir haberde şöyle bir cümle yayımlandı:

    "philip roth kitap koleksiyonunu, ‘goodbye columbus’ kitabının da geçtiği mekân olan newark halk kütüphanesi’ne bağışladı."
  • "sonunda kalktım ve philip roth'un hoşça kal columbus'unu* okudum, ilk kısa roman hariç, müthiş, zengin ve daima büyüleyici, keyif verici buldum. hatta güldüm bile." sylvia plath - the journals of sylvia plath
  • bu kitabı bugün okumak istiyorsanız kitapçılara gittiğinizde karşınıza "hoşça kal, columbus ve beş öykü" adı ile yky tarafından basılmış hali çıkacaktır. hoşca kal, columbus hikayesini ülkü tamer, diğer öyküleri deniz koç çevirmiş bu kitapta. ayrıntı, iletişim, can, yky gibi yayınlara alışıksanız bu kitapta puntonun biraz büyük olduğunu hemen farketceksiniz.

    kitaba gelecek olursak bence bir yazarın kalitesini belli eden şey, tedirginlik ve mutluluk anlarını iyi tabir etmesidir. kitabın "yahudilerin dinden dönüşü" adlı öyküsünde philip roth bunu bir kez daha ustalıkla yapıyor.
    yahudi okulunun çatısına çıkmış ve aşağıya atlayacağı zannedilen bir öğrenciyi, aşağıda atlamaması için ikna etmeye çalışan bir grup vardır. bu grubun en başında, eğer o ergen aşağı atlarsa karizması çizilecek, okulunun ve belki de cemaatinin hatta dininin değeri insanlar gözünde sarsılacak olan okulun müdürü haham vardır. haham çocuğa 3'e kadar saydığında aşağı inmesini inmezse işin değişeceğini söylemeye çalışır. haham 1 der ama çocuk pek umursamaz. philip roth haham'ın 2 deyişini şöyle anlatır en azından deniz koç şöyle çevirir:
    haham binder (az evvel adeta cebinde üç dolarıyla müzayedeye katılmış bir adamın titrek sesiyle "iki!" diye bağırmıştı) vardı.

    galiba son yıllarda okuduğum kitaplarda beni en etkileyen anlatımlardan birisi oldu.
hesabın var mı? giriş yap