• cep telefonlarının daha yaygınlaşmadığı dönemler:

    askerden yeni gelmiş bir kişi : a
    tuzla da bir evi olan kişi : t

    perşembe akşamı telefonda:
    a: abi ne haber ben geldim askerden, nasılsın ne var ne yok?
    t: hoş geldin olm ne haber görüşelim ıslatalım vsvs
    a: a tamam abi yaparız da benim kızla acil görüşmem lazım senin tuzladaki ev duruyor di mi?
    t: ulen ipne ev lazım olmasa arayacağın yok demek ki, duruyor duruyor. ama aile kalıyor artık orda yazları, bu haftasonu yoklar ama salı gelecekler anahtarı gel al, ama evi tertemiz bırak sonra, bak sabah uğrayıp kontrol edicem.
    a: tamam abi ayıp ettin kız çok derli toplu zaten.

    cumartesi akşamı telefonda:
    a: abi ben geldim öğlen ama anahtarı evde unutmuşum kanırttım açıldı, şimdi gidiyoruz biz pazartesi sabah yaptırırım abi çok sağol abi kusura bakma abi.
    t: ulen ipne iyiki sağlam bırak dedim evi, tamam sen bırak pazartesi sabah ben hallederim.

    pazartesi sabah telefonda:
    t: olm kapı sağlam yaptırdın mı , yoksa beni mi yiyon kapıyı kırdım diye.
    a: yok lam valla kanırttım da girdim.
    t: ulen yoksa başka eve mi girdin
    a: ne yanlışı abi e:14 değilmi ?
    t: e4 …..
    a: hassiktir
  • kahramanımız evindeki piyanosunu satmaya karar verir. gazeteye ilan verir ve normal hayatına devam eder.
    ilan sonrasında gerçekleşen bir telefon görüşmesi:

    o- bey , mehmet bey geldi piyanoyu beğenmiş lakin digiturk migiturk birseyler dedi al sen bi konuş.
    + tamam ver bakalım.
    - ahmet bey digiturkü kaçak izlemek suçtur hırsızlık yapıyorsunuz.
    + siz ne diyorsunuz piyano almaya gelmediniz mi ne digiturku.
    - evet piyanoyu almaya geldim ama baktım digiturk kutunuza kaçak kart takılı, ben digiturk genel müdür yardımcısıyım ahmet bey.
    +hassiktir.
  • ne kadar çok yerde kullanıldığını şu hikaye ile görebiliriz;
    adamın teki rüyasında çok fazla hastir dediği için cehenneme gittiğini görür, ısrarları sonucu hastirsiz bi yaşam sürmesi için bi fırsat daha verilir ve dünyaya gönderilir. dünyaya havadan inecektir ki bir bakar ineceği yerde kaktüs yığını var, hastir der ve cehenneme geri gideceği aklına gelince bi kere daha hastir der, amaan boşver manasında bi kere daha hastir der. uykusundan uyanır ve ulan ne rüya be manasında sonuncu hastirini de söyler.

    (bkz: hastir lan ne biçim hikaye)
  • son nefesimde kelime-i şahadet yerine kullanmaktan korktuğum kelime.
  • muhteşem yüzyıl dizisini izlerken farkına vardım ki bu bir padişah küfrüdür. çünkü bakarsanız padişah ile ilgili her şey "has". hasbahçe, hasoda, hasodabaşı, vb. o halde gayet tabi ki "hassiktir" de bir padişah küfrü olabilir.

    resmen tarihin akışına müdahalede bulunuyorum, çabuk bana murat bardakçı'yı bulun.
  • dolmuşta arka beşlide otururken arkasından süzdüğünüz upuzun lüle lüle saçlı birinin sicim gibi sakallı çıkmasıdır.
  • yunan gençleri arasında gayet iyi bilinen küfür. ama tonlamasını bildiğimiz "hassiktir" şeklinde değil başkasının üzerine yürürken sarf edilen "haydi oradan" (giderek incelir ve şiddetlenir hani) tonlaması ile yapıyorlar, s'ye yeterli vurgu yapmıyorlar. söylediklerine göre türkler'den öğrenmişler hakikaten bu küfrü. bak işte kültür mirası.
  • kelimedeki "s" harflerinin sayısı öfkeyle,"i" harflerinin sayısı üzüntüyle doğru orantılıdır.
    örn:
    +sevgilim;ilk kez evine geliyorum sarhoşum ve her istediğini yapmaya hazırım, yanıyorum, çıkar şu anahtarı aç artık kapıyı........ bebişim?!?
    -hasssssssiktiiiiiiiiiir!!!!
  • zagreb, dubrovnik, mostar tatilimizin sonunda fotoğraf makinesindeki gereksiz resimleri silerek yer açmaya çalışırken yanlışlıkla tüm resimleri sildiğimde bu kelimeyi üç kere söyleyerek zamanı geri almaya çalışmıştım ama öyle bir büyülü gücü yokmuş meğer.
  • ağza dolu dolu oturan, içinde bulunulan ruhani durumu, psikolojik hali birebir yansıtacak kadar hissiyatlı söylenme potansyeli olan, tek kelimeyle o anki tüm durumu, düşünceyi ve psikolojiyi özetleyecek kadar derin bir kelime aslında.

    ağza öyle bir oturuyor ki, özdeşleşiyor anında durumla, tam bir ayna gibi yansıtıyor herşeyi, zaman zaman insanın kendini en kısa şekilde en dolu dolu ifade edebileceği söz muhtemelen. söylendikçe de bünyeye iyi geliyor, rahatlatıyor, karşı tarafta da sağlam bir etki bırakıyor. yani artık fonetiğinden midir yoksa vurgusundan falan mıdır bilmem ama dört dörtlük bir kelime kullanım yeriyle uyuşması bakımından.

    oysa bir ingilizlerin shit, fuck demesine, bir almanın scheisse demesine bakın, öylece bir kelime oluyor, bırakın durumu ifade etmeyi farkedilmiyor bile. oysa herhangi bir ortamda şöyle dolu dolu bir hassiktir diyince, tüm başlar anında dönüyor, anlıyorlar durumun önemini.
hesabın var mı? giriş yap