• ilk evliliğini kendisinden yaklaşık 15 yaş büyük hz hatice ile yapmış olan hz muhammed'e ne iması olduğunu anlamakta güçlük çektiğim isnaddır. hz ayşe hz peygamber ile yaklaşık 18 yaşında evlenmiştir. bir giz değildir sır da değildir. azıcık peygamber hayatı okumuş birisi şu zamandaki erkeklerin kadın istismarlarını dine dayandıramayacak kadar karşı karşıyadır gerçeklerle. inanmamakla iftira atmak ya da en kötüsü istismar etmek arasında nasıl büyük bir fark var oysa. insan inkar edeceği şeyi de iyi bilmelidir.
  • yaşar nuri öztürk'ün hürriyet'te 7 kasim 2008 tarihinde yayımlanan makalesi aşağıdaki şekilde. bilhassa hz. ayşe'nin 9 yaşında evlenmesini çeşitli hadis ve hatta ayetlerle meşru kılmaya çalışan düzmez zihniyetli insanlarla ilgili saptamaları dikkate değer. (bop bağlantısını falan başka bir yazıya saklasaymış olurmuş, neyse yazının özüne bakıyoruz).

    kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/…0303674.asp?yazarid=277

    ***

    hz. âişe peygamberimizle kaç yaşında evlendi?

    islam tarihinde kadın haklarının ilk ve en fedakâr savunucusu olarak gördüğümüz hz. âişe’nin maruz kaldığı iftiraların ilki olan ve kur’an’da geniş bir biçimde anlatılan ‘ifk’ hadisesini biz, ‘islam’da büyük günahlar’ adlı eserimizin ‘iftira’ bölümünde inceledik.
    burada ele alacağımız konu, müminlerin annesi hz. âişe’ye atılan ikinci iftira, yani onun yaşı ile ilgili iftira olacaktır.

    arap-emevî dinciliğinin, islam düşmanı oryantalistlerle işbirliği halinde iddia ettiğinin aksine, hz. âişe, peygamberimizle evlendiği zaman, 9 yaşında değil, 18 veya 19 yaşındaydı.

    bu mesele, islam araştırmalarının büyük ismi müfessir düşünür ömer rıza doğrul (mehmet akif ersoy’un damadıdır) tarafından yıllar önce gündem yapılmış ve batılı oryantalistlerce ha bire öne sürülen ‘9 yaş’ iddiasının, geleneksel emevî dinciliğinin asırlarca yaşatılan bir yalanı olduğu ispatlanmıştır.

    ne var ki, dinci taife, hz. peygamber’e iftira ve hakaret için kullanılan bu yalanları, hayret verici bir biçimde ve oryantalistlerin belirlediği şekilde yaşatmayı sürdürmüştür.

    sebep, bugün daha açık görülüyor:

    dinci taife, kendi düşüklük ve rezilliklerini savunmada peygamberimizi kullanabilmek için bu iftiraya karşı çıkmamış, bir islam bilgininin bu konudaki ispatlarını gündeme taşımamıştır.

    gerçek şu ki, allah ile aldatmayı hayat ve siyaset tarzı olarak benimsemiş dincilik ekipleri, şehvet tutkularının yarattığı sıkıntıları aşmak için dinin kredilerini kullanma ihtiyacı duydukları zamanlarda, “ne var bunda, peygamberimiz de 9 yaşında bir hanımla evlenmemiş miydi?” deme hayasızlığına dayanak olacak bir yalanı ellerinin altında kullanıma hazır tutmayı yeğlemişlerdir.

    yani islam ve mukaddesatın haysiyetini koruma yerine nefislerinin sefilliklerini savunabilmeyi esas almışlardır.

    dinci hayasizliğin oyunu

    dincilik mümessilleri, bir yandan bu haysiyetsizlikleri sergilerken, öte yandan, oryantalistlerin iftiralarını deşifre edip yere çalan bizleri, “islam’da reform yaparak dini bozuyor, dini sosyetenin keyfine uyduruyor” şeklinde onursuz iftiralarla karalayarak halkı ifsat etme alçaklığını sürdürmüşlerdir.

    tarihin ve tanrı’nın onları bugün getirdiği yer ise, okyanusun öte yanından islam’a müdahale ederek dinin adını değiştirip kur’an’ı incilleştiren, camiyi kiliseye çevirmeye kalkan evangelistlere uşaklık ve yardakçılık zilletidir.

    kendi deyimleriyle, ‘bu coğrafyada, bop projesi’ne eşbaşkanlık görevi yapmak’ düşüklük, dalalet ve hıyanetidir.

    allah âdildir ve riyakârların hayasız yüzlerini işte böyle teşhir etmektedir.

    meselenin bizi ilgilendiren yanına gelelim:

    hz. peygamber konusunda, gerçeklerden çok duyguları öne çıkaran geleneksel anlayış –ki emevîlerin saltanat dinciliği hesaplarına uyarlanmış bir anlayıştır-hz. âişe’nin, peygamberimiz tarafından eş olarak istendiği zaman 6 yaşında olduğunu söylemektedir.

    bu açık bir saptırmadır, tarihsel gerçeklere ve belgelere aykırıdır. bunun böyle olduğunu, biz, ‘asrısaadet’in büyük kadınları’ adlı eserimizin ‘hz. âişe’ bahsinde (sayfa: 29-65), rahmetli ömer rıza doğrul (ölm. 1952) üstadın çalışmalarını da değerlendirerek ispatlamış bulunuyoruz.

    şimdi, anılan eserimizdeki verilerden hareketle, meseleyi iki nokta halinde bir kez daha açıklığa kavuşturalım:

    1. geleneksel iddianın söylediklerinin aksine, hz. âişe’nin doğumu, nübüvvetten (hz. muhammed’e peygamberliğinin bildirilişinden) 4 yıl sonra değil, nübüvvetten 6 yıl öncedir.

    anlaşılan o ki, geleneksel emevî tezgâhı, hz. âişe’nin yaşında, daha baştan on yıllık bir küçültme yapmaktadır.

    kesin olarak bilmekteyiz ki, hz. âişe, peygamberimizin kendisiyle evlenme iradesini ortaya koyduğu tarih, peygamberliğin gelişinden tam on yıl sonradır. peygamberimiz bu isteğini, âişe’nin babası ve peygamberimizin yakın dostu hz. ebu bekir’e açtığı zaman, ebu bekir ona şunu söylemiştir:

    “ben, âişe’yi akrabamdan mut’ım’in oğlu cübeyr’e söz verdim. eğer onlar bu isteklerinden vazgeçerlerse, âişe’nin sizinle evlenmesini ancak o zaman düşünebilirim.”

    kaynakların bu konu ile ilgili kayıtlarını izlemeye devam edelim:

    mut’ım ailesi, müslüman olmamış bir aileydi. hz. peygamber’e ve islam’a karşı idiler. islam öncesi dönemde kızını istedikleri ebu bekir, islam’ın gelişi üzerine bu dine girmiş, hz. muhammed’in yakın dostları arasında yer almıştı.

    putperest kalmayı sürdüren mut’ım ailesi’nin hanımı, oğullarının müslüman bir kızla evlenmesine karşı çıkıyor, şöyle diyordu:

    “bu müslüman kız evime girerse oğlumu dininde eder. buna izin veremem.”

    hz. ebu bekir’in, putperest akrabasına kızını gelin olarak vermeyi kabulünün, ömer rıza’nın da belirttiği gibi, onun islam’a girişinden sonra olabileceğini kabul mümkün değildir. ebu bekir gibi bir peygamber dostunun, kızını bir putperest aileye gelin göndermesini düşünemeyiz.

    o halde, âişe ile ilgili verilen evlilik sözü, ebu bekir’in müslümanlığı kabulünden öncedir ve bu da gösterir ki, âişe, daha babası müslümanlığa girmeden, birileri tarafından gelin olarak istenecek bir yaştadır.

    ebu bekir ailesi, putperest akrabalarına islam öncesi devirde verdikleri sözün geçersiz kılınması için, akrabası mut’ım’ın bir adım atmasını beklemiştir.

    ve o adım, mut’ım ailesinin hanımı tarafından atılmış, âişe’nin serbest kalması bu sayede gerçekleşmiştir.

    kısacası, tarihsel belgeler gösteriyor ki, hz. âişe, peygamberimiz tarafından eş olarak istendiğinde, en az 14, 15 yaşındadır.

    2. hz. âişe’nin peygamberimizle nikâhlanması, peygamberimiz tarafından istenmesinden üç yıl sonradır.

    bu noktada ittifak var.

    o halde, âişe’nin, peygamber evine eş olarak girdiği sırada 18-19 yaşlarında olması gerekiyor.

    gerçek budur.

    bunun aksi iddia ise arap-emevî kodamanlarıyla islam düşmanı batılı oryantalistlerin yalanlarıdır.

    emevî-oryantalist ortak yalanları, hesapları her elverdiğinde batılı kodamanlarla işbirliğine giren dinci takımının işine yaradığı için, islam’ın ve dindarların aleyhine olmasına rağmen, yaşatılmaktadır.

    bunda şaşılacak bir yan göremiyoruz.

    dinci taife, bugün islam’ın ve müslümanların aleyhine olduğunda kuşku bulunmayan birçok meselede hıristiyan batı emperyalizmi ile işbirliği yapmıyor mu?

    bugünkü siyaset dinciliği tarafından sadakatle yürütülen ilımlı islam ve bop ile ilgili işbirliği, dinler arası diyalog beraberliği bunun çarpıcı örneklerinden bazıları değil midir?

    ***
  • artık kabak tadı veren bir tartışma. ayda bir ısıtılıp ısıtılıp gündeme geliyor. iki taraf karşılıklı dah öncekilerin benzeri şeyleri yazıp duruyorlar. kusacağım yakında.
  • ne gariptir ki, dinciler tarafından uydurulmuştur.
  • (bkz: çok da fifi)
  • dogrusunu yalanini bilmem de, emsal olarak kullanildigini cok net biliyorum. surda soyle biseyler var belki alakalidir:

    ""because this happened to the prophet, we cannot tell people that it is prohibited to marry at an early age," he argues. moreover, he claims it would harm society by spreading vice."

    http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/7711554.stm

    arwa'nin ve reem'in gozlerine bakip sormak gerek tekrar belki de!
  • sonuçta sahih hadis kavramının altını oyacak bir yalandır. sahihi buhari kaynaklı bir hadis delil gösterilerek uydurulmuştur (eğer gerçekten yalansa). buradan sahih hadis de olsa kütüb-üs sitte içinde de yer alsa, salt hadise dayanarak din hakkında veya dinen doğru ya da yanlış olan şey hakkında hüküm verilemeyeceği çıkarımı yapılmalıdır.

    özetle söylemek gerekirse aişe, muhammed'le 6 yaşında evlenmiş, 9 yaşında gerdeğe girmiştir iddiası, islamın kur'an'dan sonra en temel kaynağı olan "sünnet"in (peygamberin yapıp ettikleri, sözleri demek); dayanağı olan ve güvenilirliği şüphe götürmeyen 6 hadis kitabından* biri olan sahih-i buhari'de yer alan hadise dayanmaktadır.
    (bkz: hz ayşe/@elsanin mecnunu)

    ancak aynı güvenilir hadis kitaplarında geçen diğer metinlerde, hz. aişe veya diğer sahabelerce rivayet edilen hadislere, bahsedilen olaylar ve hadisten bahsederken hz. ayşe'nin yaşı hakkında, kardeşlerinin yaşı hakkında çıkarım yapmamızı sağlayan delillere bakıldığında, evlenme yaşı 14-15, gerdeğe girme yaşı da 17-18 çıkmaktadır. tekraren link vermek gerekirse:
    http://www.yeniumit.com.tr/…nu_id=1104&yumit=bolum2 (gerçekten makul açıklamalar mevcut, metin dokuz yaşında evlenmemiştir de demiyor ilginç bir şekilde)

    buradan hadisler ve hz. muhammet tarafından söylendiği şüphe götürmeyen sözleri yada onunla ilglili doğru bilgileri içerdiği söylenen kitaplar konusunda şu durumlardan biri geçerlidir:
    1- hz. aişe dahil raviler tutarsız beyanlarda bulunmuştur ve bu tutarsızlıklar hadisleri derleyen alimlerin gözünden kaçmıştır.
    (bkz: buhari)
    2- raviler doğru beyanda bulunmuş ama aktarılırken arada işin içine tutarsızlık girmiş ve yine bu gözden kaçmıştır.
  • ne sahih hadis kavramını ne bugünün ahlak anlayışını feda etmeden cevap verilebilecek iddia. mesela arap ananesindeki yaş tutma garabeti. ihsan eliaçık'tan alıntılıyoruz. şöyle ki:

    peygamberimiz hz. aişe ile 18-19 yaşında evlenmiştir. daha sübyan (akil baliğ olmamış çocuk) bir kız ile evlenme diye bir şey asla söz konusu değil. çünkü araplar kızları diri diri toprağa gömen bir toplum olduklarından, yeni doğan kızların yaşlarını tutmazlardı. kız ancak akil baliğ yaşına ulaşınca yani ay hali görmeye başlayınca adamdan sayılır ve yaşı hesaplanmaya başlanırdı. bu durumda hz. aişe evlendiğinde 9 yaşındaydı demek , “akil baliğ olalı 9 yıl olmuştu, 9 yıldır ay hali görüyordu” demektir. o devirde ortalama bir kız 12-13 yaşında ay hali görmeye başladığına göre hz. aişe 18-19 yaşlarında olmuş olur. nitekim başka hesaplar da tamı tamına bunu uyuyor. hz. aişe peygamberimizle 9 yıl evli kalmıştı ve peygamberimiz öldüğünde 28 yaşındaydı. buradan da 18-19 yaşında olduğu ortaya çıkar. öte yandan zaten hz. aişe daha önce nişanlıydı, bu nişan bozulup peygamberimizle evlenmişti.
  • evlilik değil sanki şans topu çekilişi 9'un altını çizmeyi unutmuşlar isteyen ters çevirip 6 gibi okuyabiliyor.bence 6 aylıktır.
hesabın var mı? giriş yap