• yaşamın yan etkisi..

    mümkün mü ki sıkılmamak sevgili sözlük? insanlar bu kadar tek kullanımlıkken, yalanken mümkün mü sıkılmamak..
    sevip, herşeye rağmen sevildiğine inanıp yine kazık yemek çok sıkıcı, terketmek zorunda bırakılmak.. aslında kalmak isteyenken ölümüne, gidemeyen insanlar yüzünden gitmek zorunda kalmak çok sıkıcı sözlük. kalmak yavaş yavaş ölüdürücekken her defasında gidiyosun, sonra intihar etmiş diyolar, dayanamamış de sen sözlük sorarlarsa olur mu? sormazlar ya, sorarlarsa diye işte. kalmak deşiyomuş kalbini paramparça bile etmiyomuş o kadar o kadar deşiyomuş ki hücrelere ayırıyomuş, artık kalp olamıyomuş o hücrecikler, bir arada kalamıyolarmış zavallılar kana karışıyolarmış de.

    sevmek gitmek sevmek gitmek, inanmak vazgeçmek inanmak, inanamamak, hem yaşadıklarına hem inandığına inanamamak, sonunda kaybetmek inanma yeteneğini, sıkılmak.

    sıkılmak işte.
  • bi de alternatifimiz yok sözlük.

    hani şöyle bi insanlardan sıkıldım da efendim ben biraz meleklerle, şeytanlarla, edwardlarla, uzaylılarla, elflerle, werewolflarla, şunlarla bunlarla, xlerle ylerle takıliyim diyemiyosun.
  • su hayatim boyunca yapmakta en basarili oldugum sey, cok da iyi yapiyorum orasi ayri. bir de tum iletisimi el altindan da kaldirip, bir kenarda da duruyorum ya.. gel keyfim oh keyfim, keyfim keyfim benim keyfim..

    (bkz: bu iş zor yonca) ama gel de sikilma ya!

    http://fizy.com/s/1agx4a
  • davranışlardaki, tepkilerdeki, duygulanımlardaki çeşitlenmelerin ardındaki belli aksiyon çizgilerini göre göre zaman içerisinde meydana gelen sosyal aşınma. hiçbir zaman eskisi gibi olmaz, zorlamayın. izleyin, data toplayın.
  • bi müddet hepinizi küçük bir ghetto'ya kapatmak istiyorum. canım sıkılınca rast gele sağa sola ateş etmek ama asla öldürmemek istiyorum. bazı geceler acaba ateş edecek mi korkuyusla uykuya dalmama tedirginliğini yaşamanızı can-ı gönülden temenni ediyorum. uyuyabildiğiniz günlerin sabahında "acaba bugün kurtulur muyuz burdan" umudunu beslemenizi ve bunu her gün düzenli olarak tekrar etmenizi istiyorum. bana yalvarmanızı, sırf kurtulabilmek için ne kadar mükemmel bir insan olduğumu söylemenizi istemiyorum; bunları daha önce de yapmıştınız. sizi orda kafamı dinleyebilmek için tutuyorum. çok gürültü yapıyosunuz, içerde ben uyuyorum.

    kendinizi ve girmeye çalıştığınız ama bi türlü giremediğiniz o dar kalıplarınızla beraber alın gidin burdan. çoğunuz bi bok değilsiniz, ahkam kesmeye geldiği zaman ise en büyük bok başı ise sizsiniz. kadınlı-erkekli üzerinizden akan riyakarlıkları gidin bi yere silin, gece öyle girmeyin yatağa.

    şekilciliğinizin, yargılarınızın, tasniflerinizin, iki yüzlülüğünüzün, dedikoduculuğunuzun, çıkarcılığınızın, maddiyatçılığınızın, yapmacıklığınızın, ihanetlerinizin sizinle beraber üzerine toprak atıyor; henüz hakkınızda hiç bi şey hissetmeyene kadar hepinizden nefret ediyorum.

    siktirin gidin
  • hayatımda bana kalan hesap bakiyesi.. böyle elime avucuma bakıyorum, ceplerimi karıştırıyorum herşey var, aradığım şey yok.. zaten tam olarak ne aradığımı bilmiyorum. aslında sürekli bir arayış halim var ama her bulduğumda o değilmiş hayalkırıklığı sarıyor beni.. sonrası bir sıkıntı, bir uzaklaşma, bir kaçış..

    herkesten bir anda kaçamıyorum ki.. bunun ailesi var, arkadaşları var, sevgilisi, hocası, kapıcısı, patronu.. hepsi var.. varoğluvar.. her yerdesiniz amına koyim..

    ben sıkıldığım için uzaklaşıyorum, siz bunu anlamıyorsunuz. ben herşeye burnunuzu soktuğunuz için kaçıyorum sizden, siz daha da yakına geliyorsunuz koklamak için.. istemiyorum anlamıyorsunuz. istesem ben gelirim zaten yanınıza.. bırakın beni..

    beni düşünmenizden sıkılıyorum. benim yanlışlarımı düzeltmenizden sıkılıyorum. benim hayatımda bir yer edinmeye çalışmanızdan sıkılıyorum. beni zorla küçük dünyanıza sokmanızdan sıkılıyorum. beni sevdiğiniz için beni sahiplenme çalışmalarınızdan da sıkılıyorum..

    vermeyin bana şekerlerinizi.. siz tutarlı ve dengeli kişilikler, hayatınızla gurur duyun, mutlu olun ama beni bırakın. yaptıklarınızın hiçbirini istemiyorum. işinize gidin, evinize küçük sehpalar alın, evleneceğiniz insanın ailesine sevimli davranın.. bakın ne kadar çok meşgulsünüz. bi de benim yaşamımı yönlendirmeye çalışmayın. bare umursanmamak koymasın size..

    hiçbirinize ödeyeceğim bir bedel yok. belki alacaklarım bile var ama onları da istemiyorum.. bırakın ben gerekirse yırtar giderim..

    tabak iyi ama çekin amına koyim ben
  • dexter'ın, doktor house'un, sherlock holmes'un, tyler durden'ın ve daha nice antisosyal karakterin sevilmesinin ana sebebi olsa gerek.

    toplum tarafından kabul görmek için sempatik, cool, zengin, sosyal ve benzeri dayatılmış unsurlara sahip gözükmeye çalışırken kendine biçtiği rol uğruna kıçını yırtan insanlarla bir arada olunca sıkılmamak mümkün değil bir yandan. okullarda ilkokuldan itibaren "egonun kölesi olmama yöntemleri 101" dersini verseler kimse kimseden sıkılmayacak, boğulmayacak belki aslında.

    kendini giydiği kıyafetin, bindiği arabanın, kullandığı telefonun, sürdüğü rujun, evine koyduğu dolabın parası ve markasıyla tanımlayan, ya da harcadığı insanlarla yükseldiğini, güçlendiğini hisseden, her şeyin daha fazlasını istemeye programlanmış bunu özgür iradesiyle yaptığını sanıp kendine empoze edilenlerin dışına çıkamayan, şekilci ve yapmacık bir türden bahsediyoruz. herkes hemen hemen birbirinin aynıyken sıkılmak değil topluca birbirimizin üstüne kusma ayinleri düzenlemiyor olmamız çok ilginç.

    şu an insanların sahip oldukları para ve sosyal statü yok olursa, gittikleri okullar, bindikleri arabalar, aldıkları evler, giydikleri markalar yok olsa ya da bunlara sahip olmayan insanların bunlara sahip olmaları artık bir şey ifade etmeyecek olsa, insanın kendini nasıl tanımlayacağını, kendine hangi özelliği üstünden değer biçeceğini görmek istiyorum, insan'dan daha adi bir varlığın olmadığı bir dünyada kendisinden tiksinmeden nasıl yaşayacak merak ediyorum.

    bi yandan da ergenliğim oldukça geride kalmasına rağmen hala nasıl insan türünden bu saçma ve sıkıcı rutini farkedeceğine dair bir ümit beslemeye devam ediyorum, onu merak ediyorum. öyle yani.
  • uzun süre önce başıma gelendir. o yüzden kitapların sayfalarını dinliyorum insanlar yerine. her seferinde söyleyecek başka şeyleri var kitapların. insanlarsa; ya mutlu ya mutsuz, ya yalnız ya da kalabalık...
  • kedilere yanaşmakla giderilebilecek, basit bir problem.
  • depresyon hastalığının ilk evresinde olunduğuna delalettir.
hesabın var mı? giriş yap