• çok yanlış bir tutum.

    doğrusu ise, düşmanın karşısında içtimaya girip mıntıka temizliği yapmaya başlamak olmalıydı.

    yabancı komutanlara çay-kahve servisi yapıp lojmanlarının foseptiklerini de temizler, çocuklarına özel ders verirken karılarının şoförlüğünü yapardınız.

    aldığınız bu yüksek askeri eğitim karşısında afallayacak düşman topraklarınızdan hemen çekilir, siz de çift çarşıyla ödüllendirilirdiniz.

    afiyet olsun.
  • yine unutmuşsunuz. bunu zamanında yaptılar. çok uzakta değil, rusya'da yaptılar. "çarınız, bayrağınız, zenginliğiniz, hırslarınız, milliyetçiliğiniz için savaşmayacağız. savaşmıyoruz, ekmek, barış ve kardeşlik istiyoruz" diyerek yaptılar. ekim devriminden hemen önce. 1916-17 suları. bildiğin askerler yaptı. subayların bir bölümü dahil. işgale gelenlerle barış yaptılar, işgal ettikleri ülkeleri de terkettiler.

    sonra dönüp devrim yaptılar. sonra yabancı ülkelerin desteklediği ordularla iç savaş yaptılar. onları da yendiler. olaylar kabaca böyle gelişti. böyle gelişir yani genel olarak. işgal falan olacaksa, harekat masasında haritalarla falan harekat planları yapıyorsanız üç aşağı beş yukarı belli yani yapılacaklar ondan söylüyorum. batidan iç anadolu'ya iki üç tane geçiş hatti var, onları ben tutarım, sen gülek boğazıyla klikya geçişlerini tut, amanoslari da mahmut tutsun..
    uçak yok tabi o zaman..
  • askerlik yapanların direk olarak superman'e baglayan kafayla yapılmıs bir fantazi dunyası sahnesidir.

    soyle mi olacaktır acaba bunun alternatif sahnesi:

    askerligini babalar gibi 6 ay boyunca gazinoda kasa basında yapmıs asker işgale gelen orduya bir asker tokadı cakacaktır sonrasında ise belinden cıkaracagı bir bixi si ile hepsini tarayacak ve ulkeyi dusman isgalinden kurtarırken evde bulunan anası bacısı bunun verdigi guvenle bir catwoman bir lara croft olacaklardır.

    kısaca vicdanı ret'ti elestirecek trolce bir onerme
  • tsk'nın vicdani ret'e karşı olan genel tutumu da bu tanım dahilinde özetlenebilir.

    şöyle ki, vicdani ret mevzu bahis olduğunda muhattabınız ister uzman çavuş ister yüzbaşı olsun tepki %99 ihtimal "ülkeyi işgale gelen orduya vicdani retçi olduğunu mu söyleyeceksin?" şeklinde olacaktır.

    bu ifadenin 90 iq barajında takılı kaldığı gerçeğini bir kenara itelim, ve ne vicdani ret'in tanımıyla, ne de günümüz dünyasının vahşet dinamikleriyle örtüşmeyen bu tanımı bir saniyeliğine de olsa ciddiye alalım ve 2011 senesinde muharebelerin hala toprak işgaliyle ya da siper savaşlarıyla filan yürütüldüğünü düşünecek kadar gerizekalı olalım.

    eee, en kahraman rıdvan sensin, o zaman ne yapacaksın?

    mühimmat mı harcatacaksın?
  • - işgale gelen orduya tekmil ver.
    - ali veli konya emredin komutanım!
    - olmuyoooor, daha yüksek sesle!!!
    - ali veli konyaaağğğ emrediiğn komutaaağnm
    - olmuyorrrr, daha yüksek!!!

    *

    - bunlar...bunlar ne yapıyor?
    - aman boşver ya... geldiğimizden beri böyle.
  • 6 asırda bir kez işgale uğramış toprakların evlatları için çarpıcı bir fantezi. cumhuriyet döneminin barışçı olmasa da garantici diplomasisi sayesinde ne naziler ne sovyetler ne de abd'nin işgaline uğramamış bir ülkede halkı dinç tutmanın yolu hep bu distopyadan geçti nedense.

    işgal paranoyası militarizmin en büyük bahanesi. oysa cumhuiyet tarihi göstermiştir ki kaşınmazsan hiç bir şey olmaz. tabi sen 70 milyon nüfus, sıfır doğal kaynak, ilkel teknoloji ve gereksiz osmanlı özgüveniyle süper güç olacağız gazına gelip başka memleketlere göz koyarsan tabi ki işgale uğrarsın. ama o zaman vicdani retçiye bahane bulma. git yiğit bulut'a sor hesabını.
  • vicdani ret, bir secimdir. militarizmi reddetmek, ancak onu doguran sartlari, ekonomik somuruyu, insanlarin kullanilmasini reddetmekle mumkundur, ve buna karsi her insan ahlaki bir sorumluluk duymalidir...yoksa bunu bir insanin savunma ve oldurmeye ne kadar hazir oldugunu sorgulamak, "erkeklik gururu" carpistirmak, sadece sovenist imaji destekler, secim hakki tanimayan baskici rejimleri destekler.

    militarizm oldukca, ret de var olacak. cunku reddin amaci, insanlari secim yapmalari icin cesaretlendirmek. yillardir yonetenler icin zorla savastirilmak uzere orduya alinanlar (tabii ki cogunlukla) erkekler oldugu halde, bu baskiyi en yogun yasayanlar erkekler oldugu halde, vicdani retcileri cekinmeden asagilayanlarin, stockholm sendromundan muzdariplerin de yine erkekler olmasi cok ironik.

    baskici soylemlerin ve her gun icinde yasadigimiz savas propagandalarinin azalarak bitmesi icin gereklidir vicdani ret. marsla uygun adimda yurumedigi surece kendini erkek gibi hissetmeyen insanlarin azalarak bitmesi icin gereklidir. insanlar bu basit secimi yaptiklarinda zaten isgal, ordu vb. kavramlar kaybolacaktir.

    militarist anlayisin ne kadar "erkek egemen" oldugunun ilginc kanitlarindan biri, devletin, vicdani retci erkekleri tutuklar ve hayatlarini cehenneme cevirirken, vicdani retci olan, veya bu alanda eylemler yapan kadinlari, tabiri caizse sallamamasidir. kendi kendini donduren baskici bir sistem kurmustur militer sistemler ve kendi cocuklarini yemekten de cekinmezler.
  • dünya'nın öbür ucundan kalkıp gelen bir orduya bireysel olarak karşı gelebileceğini sananların uydurduğu senaryodur. adımlar kapımıza kadar gelmiş, bizde sözde derdimizi anlatıyoruz bedelli askerlik, taraf gazetesi falan diye. askerliğini yapanların %95'i 5/15 ay boyunca sadece 3 atış yapıp, geri kalan zamanında komutana çay taşıyıp, arkadaşının kulağından şafak alıyor. diğer askerlerde 3 sağa dön, 2 sola dön dendikten sonra 40 yıllık teröristin karşısında yem ediliyor. ya da neyse boşverin, askere gitmiş adam g-3 ile uçak düşürür, pim çek bomba at eğitimini hatırlıyorsa, çat diye bombayı atar düşmanı havaya uçurur, ne de olsa bunların eğitimini görmüş. yalnız bana sorarsanız, bu adamların yapacağı en güzel askerlik, düşman kuvvetleri komutanının karısını kuaföre götürmektir, yerden sigara izmariti toplamaktır, budur yani askere gitmişlerin yapacağı askerlik.
hesabın var mı? giriş yap