• trende aklına gelen bir fikri harry potter yapan zekanın sahibesi.
  • son kitabın tamamlandığı sıralarda kendisiyle ilgili çekilen bir belgeselde weasley çocuklarının gelecekte kimlerle evlendiği, kaç çocukları olduğu ve isimlerinin neler olduğunu bir çırpıda kağıda dökmüş. adamın luna ne oldu sorusuna ise hiç duraksamadan cevap vermiş. bu nedenle de (bkz: #15096020)de belirttiğim savımı güçlendirmiş olmuş.

    söylediğine göre, bill ve fleurün 3 çocuğu olmuş, yanlış sallamıyorsam da isimleri victorie-dominique-lewis.
    charlie ejderhalara kadınlardan daha çok ilgi duyduğu için evlenmemiş.
    percy audreyle evlenmiş ve molly ve lucy diye 2 çocuğu olmuş.
    george da fred'in ölmesini (okumayan kalmamıştır diye düşünüyorum, o yüzden spoiler yok) fırsat bilip angelina'ya yanaşmış, onların da iki çocuğu olmuş, ayıp olmasın diye fred ve roxanne koymuşlar adlarını.
    ron ve ginny'i yazmıyorum.
    luna da newt scamender'in torunuyla evlenmiş ve garip isimli 2 çocuğu olmuş (hatırlayamadım) ve acayip yaratıklar arayarak dağ tepe gezmişler.

    bu seriden sonra konusu kendi deyişiyle political fairytale olan bir kitap yazacakmış.

    bir de dumbledore'un gay olduğunu bu belgeselde açıklamış jo hanım.
  • stephanie meyerın, j. k. rowlingden daha iyi bir yazar olduğu şeklinde eleştiriler içeren bir yazı için stephen kingden "stephanie meyer, j. k. rowlingle yarışamayacak kadar toy, elbette ki kötü bir yazar değil ancak rowling kadar da iyi değil" gibisinden övgü dolu sözler almış kendisi.
  • "you can't write children's books without being a ruthless killer" demiştir.
  • "bir şey üzerinde çalışıyorum ve o şey harry potter değil" demiş kişidir. "o şey"in yetişkinlere yönelik yeni bir kitap (serisi) olmasını umuyoruz.
  • harry potter and the half blood prince filminin çift disk baskısındaki kendisiyle ve 7. kitabı yazışıyla ilgili belgeseli her harry potter severin izlemesi gereken yazar. hatta "kitap yazdı, parayı kırdı" gibi saçmasapan bakış açısı olan birileri hala varsa onlar da bir göz atıversinler. küçüklüğünü, yaşadığı yerleri, cep harçlığı için yaptıklarını bir kenara koydum; kardeşiyle muhabbeti, anlattıkları, sorulara verdiği cevaplar ve düşüncelerden bir türlü arınamayan o derin gözleriyle kendisine hayran olmamak mümkün değil.

    edit: söz konusu belgesel dumbledore'un gay olduğunun açıklandığı belgesel imiş. zamanında çok tepki çeken bu belgeseli izlemediğimden bunu fark etmemiştim. kendisi bu bilgiyi o kadar sıradanmış gibi açıklıyor ki tepki gösterenlere kızmadan edemiyorum. kadın karakteri yaratmış, 10 yıldır konuşturuyor. bize mi kaldı "dumbledore nasıl gay olur" demek?
  • kendisinin konuk olduğu bir söyleşiyi seyretmiştim, şöhret ve ün hakkkında söyle birşey demişti:

    ''eğer bir gücüm olsaydı bunun görünmezlik olmasını isterdim. evet, üzücü ama bir cafeye kaçıp hikaye yazardım.''
  • yarattığı dünyanın gerçek olmasını o kadar çok istedim ki dün..
hesabın var mı? giriş yap