• özünde yargılamak adına hiç bir kavramın olmadığı bir yolu savunan; ama bu yoldaki insanlar tarafından en fazla yargılanmış kişidir. muhafazakar bir ailesi vardır ve bundan dolayı faşist damgası yediği bile olmuştur. açıkçası romanlarının şiir gibi akıcı ve anlaşılabilir olması, onu allen ginsberg ve william burroughs gibi beat kuşağı sembollerinden birisi haline getirmiştir. bu popülerliği alkol ve uyuşturucu bağımlılığına olan savaşında gitgide azalmış olsa da, bebop sanatçılarının(dizzy gillespie, charlie parker dönemleri) etkisini yazıya uyarlayabilen ve bunu anlaşılır bir şekilde yazması beat kuşağı insanlarının yaygınlaşmasını sağlamıştır.
    jack kerouac yoldasının kimi yerlerinde bir caz sanatçısına dönüşür bu da onlara olan hayranlığının diğer bir kanıtıdır. jack kerouac, yolda'da özellikle dexter gordon'dan etkilendiğini söylemiştir.
    yüksek ihtimal ile şu an bizi görse lan mal mısınız, gereksiz yere bilgi yüklüyorsunuz beyninize? çıkın, gezin yaşayın diyecek olan insandır.
  • herkesin öv öv bitiremediği "deha". 6:45 yayıncılık, komple yayıncılık bu adama tapıyor olabilir dostum. adamı herkes seviyor, insanlar anlatamıyor bile adamı. kelimelerle anlatılamıyor adam.
    ben açıkçası kerouac ile çok geç tanıştım. bundan beş altı ay önce. yeraltı edebiyatıyla ilgili hatrı sayılır bir bilgim olmasına rağmen on the road'dan daha önemli kitaplar vardı listemde. bunu bu kadar geç okumuş olmam daha iyi oldu çünkü eskiden "lan ben mi anlamıyorum, herkes bu herifi seviyor" diye ikileme düşebilirdim. ama yok dostum, bu sefer öyle olmadı.
    hem on the road'ı sonra da kafamdaki "acaba" netleşsin diye üstüne zen kaçaklarını okudum.
    tüm bunlardan önce okuduğum hobo geldi aklıma. 6:45 ten çıkmıştı hobo da. onu da zor okumuştum. ama mantalite güzeldir.
    bu adam da part time hobo diyebiliriz.
    bence yazarlık bu değil.
    kitabın yarısı yol isimleri, bilmemne kaç numaralı otoban ve bu tarz bilgilendirmelerle dolu. geç kavşağı yolu, biz denver'ı haritada bulabilecek kadar amerikayı bilen insanlar değiliz. ama kerouac yolları anlatıyor da anlatıyor. adamlar denverdan new yorka gidiyor. kitabı okurken arasındaki mesafeyi, geçeceği eyaletleri bilen var mı aramızda? öyleyse şapka çıkartmak istiyorum. ben daha yolun uzunluğunu, ciddiyetini kavramadan, adam kansas citye doğru yanlış gidiyor bilmemne. ulan kansas city nerede?
    zaten kitabın yarısı bununla geçiyor. kafamdaki deli soruları çözmek için sürekli bir google mapsten güzergahı takip etmeler.
    bir de sevgili kerouac ın bitmeyen tipleri. bir sürü hasım hısım akraba, onun arkadaşı, o arkadaşının kuzeniydi bilmemneydi.
    kitabı bitirdiğimde aklımda kalan ne kadar yol gittikleri, sefaletleri filan değildi. ben yorulmuştum. onları takip etmekten, yer mekan zaman kavramını oturmaktan hangi eyalet nerede, bu yol uzun, orada ne alaka pamuk tarlaları.
    bölye kitap mı olur lan?
    hobo çok daha iyiydi. yine bilmediğim eyaletler, kavrayamadığım yollar vardı ama hoboluğu iyi anlatmıştı.
    sevmiyorum abi kerouac. her dünya turuna çıkan, kaybedecek bir şeyi olmayan, azıcık ta ota alkole, uyuşturucuya zaafı olan herkes yazsın anasını satayım o zaman.
    ben de tamamen yanlış anlamış olabilirim ama en azından gelip burada söylemeye yüzüm var. çünkü tek olmadığımı da gayet iyi biliyorum.
  • "ben düşünmekten yoruldum , benim yerime de düşünür müsün? benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla. geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan. gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin." - sosyo piskopat bir toplum yapısını kelimeler ile o kadar güzel çizer ki yapabileceğiniz tek şey oturup bir elinize kahvenizi alıp sabaha kadar onun alice harikalar diyarı kitaplarını okumak.
  • "kimseye kendi kafa karışıklığımdan başka vaat edebileceğim bir şeyim yoktu."
  • live,
    travel,
    adventure,
    bless,
    and don't be sorry.
  • bu adam bu kadar entry'yi hakedecek ne yapmış nasıl etkilemiş bizim insanımızı anlayamıyorum cidden. bu sözlük cidden bi ilginç yer. gerçi tkp'nin türkiyede son seçimde aldığı oydan fazla tkp'li vardır sözlükte. isterse hakkında binlerce entry girilsin sorun değil de mesela reşat nuri hakkında 60 entry girilmişken bu jack lavuğu niye ondan daha popüler anlamıyorum. okumamış olsam neyse de bi bok anlatığı da yok elemanın. ne yolda'sı ne zen kaçıkları hepsini toplasan benim gözümde bir çalıkuşu etmez. ben otorite miyim, ben bilirkişi miyim ben kimim lan tabi de olm çalıkuşu diyorum lan çalıkuşu. okumayan, etkilenmeyen var mıdır o kitabı? çalıkuşu'ndan etkilenenler yolda'yı okuyandan daha mı az etkilenmişler amk. ne bu yabancı hayranlığı mı farklı görünme çabası mı nedir?
  • proust
    blues
    ne beat'i, ben takılıyodum öyle
    şiir
    yozlaşma
    ot ve camel
    başlıklarında niteleyebileceğim, yapıtlarının bu kadar yankı uyandırmasına şaşıran yazar.
  • "benim hatam, benim başarısızlığım sahip olduğum tutkularım da değil, onları kontrol etme eksikliğimdedir."

    - jack kerouac -
  • allen ginsberg ile mektuplarını can yayınları piyasaya çıkarmış: nah
  • "i had nothing to offer anybody except my own confusion"

    (hiç kimseye kendi kafa karışıklığım dışında sunacak bir şeyim yoktu.)

    jack kerouac
hesabın var mı? giriş yap