• adam energizer tavşanı beyler!

    hakikaten maşallahı var. delikanlı tanımının müsebbibi bile olabilir kendisi. hakkında verebileceğim milyonca örnekten ve tanımdan ilki budur herhalde. hunharca içilen ve eğlenilen bir gecenin sabahında, hiç uyumamışken moda sokaklarında parende atmaya kalkması mı dersin, yine böyle bir gecede kadıköy sokaklarında hepimizden önce koşturması mı dersin. bitmiyor, tükenmiyor adam. yorulmuyor!

    belki hayatı sevmekle, hayattan zevk almakla alakalıdır, hayatı sevmek ona çok yakışıyor. sürekli durulmaya çalışsa da ırmaklar yavaş akmaz, akarsa tadı olmaz hesabı, gürüldüyor.

    bir tarafından bakınca bu coşkunluğuna rağmen çok centilmen. tanıştığımız ilk zamanlarda "abi sen nerde kırdın allasen?" demiştim. sonra gün oldu, devran döndü. arkadaş olduk. içimizi açtık birbirimize. bu zamanda lafınızı dinleyen bir centilmen olması karşınızda ne kadar zor bilir misiniz? bilirsiniz. işte johnwayne öyle bir adam.

    bazen meşhur paltosuyla gangster filmlerinden fırlamış gibi, bazen grand tak tak takımıyla damat gibi, bazen neşeli, bazen kederli ama ne zaman baksan, yanında bir adam.

    her eve lazım. *
  • göz rengine hasta olunası adam .
    son iki zirvemdir özel şöförlüğümü yapıyor mahcup oluyorum. meyve - sebze üstadı. kokulu dağ çileğim.
  • gece gece üşenmeden, sıkılmadan düşünceleri ile yardımıma koşmuş yazar. böyle insanları gördükçe ekşi sözlüğü bir ayrı seviyorum.
  • bi milyon dolarlık bebek eldivenlerine sahip. gel gelelim, eline geçirip vuramıyor. naif mi ne? artı sigarası hoşuma gitti. yeşilli bir paketi var yamulmuyorsam. diyalog dahilinde iki tahminim oldu şahsına münhasır, farkında mı bilmiyorum?

    lakin bir gerçek var ki, gördüğüm en garip anglosakson. bu net.
  • bir gün böyle bi eski filmleri izleme zirvesinde onunla film izlemek istiyorum. müthiş şeyler yakalıyor.
  • alex de souza ile yaşadığı kötü bir anı olan yazar. yoksa anılar mı demek lazım bilemedim.
  • içimizdeki galler bölgesi asili. orada doğmamış, orada görmemiş ama ruhu oradan. maddi alemini doğadan, ruhunu ise kitaptan, müzikten, sanatın envai çeşidinden ve dostluklan besler. bir oturursunuz, kütüphane dizinine sahip beyniyle sizi oradan oraya sürükler. referans verme ustasıdır. eğer benim gibi okuduğu, dinlediği, izlediği hiçbir şeyin adını hatırlamayan ve üstüne de isim atan birisiyseniz işiniz zordur, bu gibi durumlarda konunun özüne dönmeniz iyi olur.

    güzeldir, nice insanlarla tanıştım sözlükte, kimler kaldı diye sorsanız, sayabileceğim birkaç kişiden biridir, bu nedenle çok değerlidir, çünkü değer vermeyi de değerini göstermeyi de iyi bilir. uyumludur, bir kapris göremezsiniz, sevmeyi sever çünkü. kırılganlığı kendindedir, dışında 1940'ların avrupa giyimlisi asilzade aurasıyla, sizi sohbetinin derinliklerinde yüzdürecektir.
  • ömrü hayatımda rastladığım en oldschool insan. adeta bir david seaman.
  • rüyamda ali şen'le bir olup beni kaçırdı. çok afedersiniz boş mukaveleye imza attırdı.
  • gece gece arayıp, ağlamaya beş kala yaşayan bünyemi dost hasretiyle gözyaşı deryasına sürüklemiş yazar kişisi. yazar diyorum ama sadece sözlük yazarı değil, mükemmel hikayeleri olan can badi.

    j- izmir'deyim.
    h- ne işin var orda ayol? sen manisa'da değil miydin? koş git birliğine.
    j- yok öyle değil.
    h- hiiii!!!! kaçtın mı lan yoksa? bıdı bıdı, bik bik...
    j- yok yahu, bi sus lan!
    h- hee anladım kafa izni di mi?
    j- öff şafak 35 yaa!!
    h- olm ne bileyim ben alla alla...ahahahh
hesabın var mı? giriş yap