• the cure şarkısı olanı severdik zaten bi'de romantik komediymiş ya bu. tam ortasından başlamama rağmen bitene kadar izletti kendini. cnbc-e sağolsun, akşam akşam aşık olasım geldi yine. bok var sanki. film işte, başladı bitti.

    gidip yatayım bari ben de.
  • bunu akşamları uydudan tüm kuzey yarımküreye yayınlasınlar diye düşündüğüm şarkılardan biri.
  • --- spoiler ---
    ruh olarak etrafta gezinen hatun kızımız * duvarlardan, kapılardan geçebiliyor, masanın orta yerine kadar yürüyüp masa yarı belindeyken öylece dikilebiliyor, adamın * yüzüne elini sokup ensesinden çıkartarak başını ağrıtabiliyor ama aynı zamanda sehpaya boylu boyunca uzanarak şarkı da söyleyebiliyor ya da koltukta, sandalyede oturabiliyor, yatakta yatabiliyor.

    (bkz: bu ne yaman çelişki anne)
    --- spoiler ---
  • insan filmin içine girip orda yaşamak istiyor, o kadar sıcak, o kadar duygusal, o kadar güzel ki, eşya olarak bile içinde barınabilirim, kırmızı kanepe ya da o ahşap masa olmaya bile razı olası geliyor insanın..
  • çok şey beklemeden, rastgele izleyip pek bir beğendiğim filmdir.

    izleyicisini zorlamayan, romantik duyguları coşturan; insanı san fransisco hayranı yapan eğlenceli bir filmdir.

    filmdeki o ev, o evin dışarıdan görünümü, mimarisi ve bulunduğu sokak, evin iç dekoru, şark köşesi tarzı köşesi, pencereden manzarası, çatıdaki çiçek bahçesi...

    (bkz: aah ahh)
  • defalarca izlediğim ve her izlediğimde beni mutlu eden reese witherspoon filmi.

    --- spoiler ---
    anahtarı verirken gerçekleşen gerçek hayattaki dokunuşun, tüm anıların kağısını açan anahtar görevi görmesi de ironik olmuştur. bu arada mark ruffalo 'nun karakteri çok tatlıdır. acaba komaya girsem beni bi mark bulur mu diye düşündürmüştür.
    --- spoiler ---
  • klişe de olsa, türünün en iyi örneği olmasa da, romantik komedilerden hoşlananlar için izlenebilir bi film.
    mantık hataları aramak bu filmde yersiz, zira filmimiz kendi çapında bi mantık oluşturup insanları bu mantığa inandırmak için kasan bi film değil. oturup üzerine uzun uzadıya düşünecek bi özelliği yok. olması da beklenmemeli. sonuçta romantik komedi işte.

    --- spoiler ---
    filmin teması "ruh eşi" kavramı. medyumumuzun anlattığına göre dünyada sıkışan ve diğer tarafa geçemeyen ruhlar burada yarım kalan işlerini tamamlamak için aramızda takılmaktadırlar. (bkz: ghost whisperer) esas oğlanımız kaderin minik bir cilvesi ile kızımızın evinin yeni kiracısı olur. filmin başından sonuna kadar david'in elizabeth'in ruh ikiz olduğuna dair göndermeler karşımıza çıkmakta hatta gözümüze sokulmaktadır (elizabeth'in sadece david'le iletişim kurabilmesi, sadece onun temasını hissedebilmesi vs.) beklenmedik olmamakla beraber filmin en hoş yanı ise elizabeth'in kaza yaptığı geceki randevusunun david olduğunun ortaya çıkmasıdır.
    sonuç olarak bir ruhun, ikizini bulmadan aramızdan ayrılmak istemeyişini; hatta doğrudan ikizini bularak onu tanımasını ve onun sayesinde hayata tutunmasını anlatan eğlenceli romantik ve mutlu bir filmdir just like heaven
    --- spoiler ---

    film bittikten sonra romantik arkadaşların "ruh ikizi" diye bi şey var mı acaba diye düşünmeleri de olasıdır.
  • insana, "bende a$ik olmak istiyorum" dedirten romantik komedi.

    kendi hayatini ya$iyamami$ insanlara direkt serum etkisi yapan, kendine gelmesi icin, illa olmek gerekmedigini gosteriyor film, hayat bizi di$irada bekliyor, yapmamiz gereken tek $ey; biraz kafamizi i$ten kaldirip, etrafa bakinmak, o orda, biliyoruz, birgun bulacagiz.*
  • daha once ismini bile duymamistim bu romantik komedinin. reese witherspoon ve mark ruffalo sevdigim oyuncular ama konusundaki fantastik detayi iyi isleyememeleri goz yoruyor. fakat gece izlerken oyle bir huzur verdi ki... surekli karsima cikan "kaderinse dunya kucuktur, ama kaderin degilse, cikmaz sokakta bile karsilasamazsin." sozunu sanki yillar once filme aktarmislar. icine girip mark ruffalo'nun canlandirdigi david karakterini gercek insana cevirmek istedim. istemeyen olabilir mi, o da baska konu.
  • fazla irdelemeden, bok atmadan yanına manitayı da alıp tatlı tatlı izlenesi film.
    yanında birlikte olduğun kişi varsa gerçekten tam anlamıyla bir romantik komedidir, hele ki türünde sadece fifty first dates ile kapışır diye de abartacağım. adı üstünde çerezlik film diyeceğim de, film tek başına izleniyorsa, harbiden yalnızsa izleyen o zaman harbi en derinlerden bir dokunuşa dönüyor. sevdiği kızı bir tek kendisi görebilen adamla, sevdiği kızı sadece kendisi göremeyen adam arasındaki o derin fark alıp götürüyor göremeyen adamı çok uzaklara.
hesabın var mı? giriş yap