• gençler. bu editimi buraya koyuyorum. uluslararası hukuk alanında leiden’da llm yaptım. insan hakları üzerine master tezim, çeşitli ngo’larda konuyla ilgili araştırmalarım var. insan haklarını, kadın haklarını meriçlerden ve kezofeminazilerden öğrenecek değilim. gidin ötede ağlayın.

    hollanda’da cinsiyet eşitliği kapsamında getirilen yükümlülük. bir feminist olarak son derece destekliyorum. kadınlar sosyal iktisadi ve idari hayatın her alanında en az erkekler kadar aktif olmalılar. gerçek feminizm bunu iktiza eder, bu ataerkil düzeni yıkmak istiyorsak kadınlarımızı haklar ve yükümlülükler bakımından aktif hale getirmeliyiz.

    kaynak

    acilen türkiye’ye de getirilmesi gerekiyor. getirilmeyecekse zorunlu askerlik kaldırılmalı.

    soslu fıstığımı aldım kendini feminist zanneden kezofeminazileri bekliyorum. neredeler acaba.

    edit: “askerlik zorunlu değil, bedelli askerlik var” denilmiş. abi siz nasıl bir beyinsizsiniz yaw*

    edit 2: kezofeminaziler damlamış hemen, yok dünyayı kadınlar yönetseydi endişelenmezdiniz de rererö bilmem ne. e işte gelin diyoruz; yönetin, orduda önemli yerlere gelin milletvekili adayı olun milletvekili olun. milletvekili aday adayı olmazsanız tabii ki mecliste kadın vekil oranı düşük olur. ama kezofeminaziler ne diyor? yok ben kadıköy’de boğa’nın önünde mor pankartlarla men haterlık yapacağım. * hayır, mor dayanışma toplantılarına katılayım diyorum, sen erkek olduğun için katılamazsın diyorlar.*

    yemin ediyorum hayatımda gördüğüm en oksimoron güruhlardan biri kezofeminaziler.

    edit 3: ya siz ne kadar gerizekalısınız ahahah. ne diyorum, ya kadın erkek herkes askere gitmeli ya da askerlik tümüyle kaldırılmalı. abi gidin ilkokul 1. sınıftan tekrar başlayın okumaya. *

    edit 4: görsel
  • hollanda'da zorunlu askerlik yok. askerlik celbi gidiyor evlere ama katilmak istemezsen katilmiyorsun, profesyonel askerlik var. bu celbi kadinlara da gonderelim boylece insanlari heveslendirebilir ve ordudaki kadin sayisini arttirabiliriz diye dusunmusler.

    benim de sahsi gorusum askerligin erkege de kadina da zorunlu olmamasi ve cinsiyet fark etmeksizin isteyenin profesyonel olarak orduya katilmasi. hollanda gibi rahat bir ulke olmadigimizin farkindayim ama bu rahatsizligimizin sebebi biraz da biz degil miyiz?
  • > bir feministin ölümüne savunması gereken durum.

    dııtt. yanlış cevap. doğrusu bir militaristin savunması gereken durum.

    feministim diyen bir kişi kadınların da askere alınması fikrini savunmamakla veya reddetmekle tutarlılığını kaybetmez. çünkü feminist olmakla militarist olmak ayrı şeylerdir. hak ve özgürlüklerine değer veren barışçıl bir kadın ilkesel olarak karşı olduğu bir hakka sahip olmayı neden istesin? "feministsin!! savunman gerek!!" bu açıdan bakınca pek zayıf kalıyor çünkü hiç kimse savunmak durumunda değil.

    bir de ölümüne savunmak zorundalarmış, kelime oyunlu filan. şaka mısınız oğlum siz?
  • zaman zaman farklı başlıklarla karşımıza çıkan mesele. bu konudaki “evet ağbi feminaziler de askerlik yapsın, liberte, egalite” tarzı entryleri hep suratımda hassiktir gülüşüyle okurum. nasıl bu kadar gerçekten uzak ve geri zekalı olabiliyorsunuz hayret doğrusu.

    öncelikle başlık yanlış ve zaten kötü niyetli. hollanda’da ordu 25 yıl önce profesyonel olmuş. askerlik davet üzerine yapılıyormuş. ister katılıyor istemezsen katılmıyormuşsun. dolayısıyla kadınlara zorunlu askerlik gibi bir durum söz konusu değil, davet artık yalnızca erkeklere yapılmıyormuş, kapıyı kadınlara da açmışlar.

    türkiye’de de sistem böyle olsa, “istersen 1 yıl gel hizmet yap ayda 4000 lira al” deseler, bu işsizlik ortamında kadın-erkek orayı yıkarlar. ben türk kadınlarının orduda görev yapmaktan kaçacaklarını sanmıyorum. en azından kendi hayatı hakkında söz sahibi olan kentli kadınların. milletçe öyle gerzek bir militarist ruhumuz var. ancak okuduklarımdan anlıyorum, mevzu bu değil. mevzu her zamanki türk insanı fesatlığı; erkekler olarak bizim üstümüze çöküyorlar, para ve zaman kaybediyoruz, sizin de çöksünler siz de kaybedin. biz kurtulmayalım siz de kurtulmayın. beraberce cehennemde debelenelim.

    eğer kadınların askerlik yapmasından yanaysanız bunu ılık götünüzü sandalyeye yayarak ekşi sözlük’te anlatmayın. gidip kayseri’de bir kıraathanede esnafa “kızın rümeysanur’un 1 sene başka bir şehirde, erkek subayların altında vatan görevi yapması lazım. çünkü eşitlik.” diyin. tepkileri de kameraya alıp buraya atın ki eğlenelim :d 25 yaşında kızı, güneş battıktan sonra eve gelmeyince “hadi gel artık” diye taciz eden, üniversite öğrencisini yurda saatli alan toplumda askerlik kadınların isteğine mi kaldı? türkiye’de askeriye adamın karısını kızını zapt edip aylarca çalıştırmaya uygun mu? bütün orduyu haremlik selamlık ayıramayacağına göre erkek subayın kadın er üzerindeki istismarının, olası dedikoduların önüne nasıl geçilecek? ne namus tabusu gerçeğinden, ne ordunun yapısından, ne toplumun isteklerinden haberiniz var ama utanmadan fikir beyan ediyorsunuz. hem cahil hem hem kötüsünüz. bu ülke size çok bile.
  • uzun yıllar önce erkin koray tarafından dile getirilmiş istektir.
    link:
    (bkz: kızları da alın askere)
  • "dünyayı kadınlar yönetseydi endişelenmezdiniz"

    iddiasının tarihsel teamülü var.

    kraliçeler, krallara kıyasla 27% daha fazla savaş yapmışlar:

    https://www.dailymail.co.uk/…0style%c2%a0%20more%20

    kraliçeler olsa hayat güllük gülistanlık olur diye düşünenlere duyrulur.
  • instagramda takip ettiğim bir hanım arkadaş dünden beri buna püskürüyor.

    "önce gelir adaletini sağlayın da sonra askerliğe bakarsınız işe ataerkil askerlikten başlamak da pek güzelmiş" falan yazıyor.

    bu vesileyle "gelir adaletsizliği" noktasına bir acıklık getirelim.

    gelir adaletsizliğinden kastedilen şey şu

    "erkeğin kazandığı her 1 dolara karşılık kadın 80 cent kazanıyor".

    bu iddia sıkıntılı. çünkü ima ettiği şey "aynı işi yapan iki kişiden erkek olan, kadından fazla kazanıyor"

    öncelikle 1 dolara 80 cent oranının ortaya çıkışını açıklayalım.

    amerikada çalışan erkeklerin kazandığı toplam parayı, çalışan kadınların kazandığı toplam paraya bölüyorlar ve kişi başı 20%lik bir fark görüyorlar.

    halbuki bu oran çok kompleks ve dikkate alınması gereken sürüyle bileşeni olan bir probleme bakmanın olabilecek en sığ yolu.

    bu karşılaştırma olsa olsa erkeklerin ve kadınların yaptıkları işlerin farklılıklarına işaret eden bir karşılaştırma olabilir.

    erkeklerin kadınlara kıyasla daha çok kazandıkları bilinen bir gerçek.
    bunun çeşitli sebepleri ve detaylı incelemeleri var. bu konudaki en doyurucu kaynak : https://www.amazon.com/…ore-startling/dp/1542751292
    kitabın bir değerlendirmesi : https://warrenfarrell.com/…eview-why-men-earn-more/

    peki aynı işi yapan bireyler arasındaki kazanç durumları incelendiğinde görülen şeylerden birisi kadınların erkeklerden az kazandığı değil, aksine daha fazla kazandıkları - ta ki cocuk yapana kadar.

    https://www.vox.com/…der-wage-gap-childcare-penalty

    cocuk yapmayan kadınların ileri yaşlarda aynı yaşlardaki erkeklerden daha fazla kazandıkları da görülüyor.

    batı ülkeleri başta olmak üzere kadınların iş gücünde yükseltilmesi için alınan önlemler sayesinde kadınlar erkeklerden daha fazla üniversiteden mezun oluyor,
    daha az işe başvurmalarına rağmen daha çok kabul oranlarına sahipler, kadın calısanların yönetici pozisyonlarına gelebilmesi için kariyerlerini mentorluk ve destek ile desteklenmesi olasılığı daha fazla.

    öte yandan üst yönetimde kadınların varlığının karlılığı artırma vs gibi şeylerle ilişkilendirilemediği gibi bir bulgu da var : https://c4mb.files.wordpress.com/…e-performance.pdf

    diyeceksiniz ki "ya ne bakıyosun amerikaya gelişmemiş ülkelerdeki duruma bak kadınlar ezilyior". haklı olduğunuz durumlar var evet. mesela hindistan pakistan gibi yeryüzünün lağımı olan yerlerde ciddi insan hakları ihlalleri var. ancak gözden kaçırmamamız gereken bir nokta şu - bu ülkelerde kadınlar harici herkesin keyfi yerinde de kadınlar eziliyor gibi bir durum yok. yaşlısı ayrı eziliyor, erkeği ayrı eziliyor, cocugu ayrı. kadının tecavüze ugradığı yerde cocuk istismar ediliyor, erkekler akıl sağlığı hizmetlerine erişemediği için intihar ediyor (ki bu kısmı global bir problem), kadınların çalışamadığı ya da kötü şartlarda çalıştığı yerlerde erkekler daha bile kötü şartlarda çalışıyor ve iş kazalarında daha çok ölüyor.

    yani burada tecavüz-taciz-kötü şartlarda çalışmakla ilgili problemleri çözmeye çalışıyor insanlık evet ama bu çaba "tunnel vision"a dönüşüp sanki dünyada ezilen problemleri olan başka insan grupları yokmuş ve hayatları güllük gülistanlıkmış gibi görür hale gelebiliyoruz. olay bir "benim sıkıntım daha önemli" tartışmasına bağlanıyor ki çözülecek problemi bile çözümden uzaklaştırabiliyor. halbuki "erkeklerin de problemleri var" dendiği zaman "bu kadar aglamayın kadınlar, bakın erkeklerin hali daha beter" manasında söylenmiyor.

    taciz tecavüz vs de insan hakkı ihlali, akıl sağlığı hizmetlerine erişemediği için intihar vakası da insan hakkı ihlali, iş kazası da insan hakkı ihlali.

    konuya etraflıca bakan züper bir kitap yine aynı yazardan geliyor - myth of the male power - warren farrell. https://www.amazon.com/…irect?_encoding=utf8&btkr=1

    son olarak askerlikle ilgili olarak, ezelden beri benim adaletsiz gördüğüm düzen şudur:

    savaşa gidip hayatını riske etme olasılığı olmayan bireylerin savaşa girme-girmeme konusunda bir tasarrufu olamamalı.
    yani askere gitme ihtimali olmayanlar, askeri harekata dair oy verememeli.

    seçmen ve siyasetçinin bu konudaki sagduyusu ve sorumluluğuna zerre itimadım yok. dünya çapında yok sadece türkiye değil.
    hatta devlet yöneticisini seçerken de halkın sağduyu ve sorumluluğna zerre itimadım yok. en dandik demagojiye inanan bir güruhun en rasyonel & mantıklı seçimi yapmasına ihtimal vermiyorum.

    ama askerlikle alakalı benim aklıma gelen en makul çözüm, topyekün savaşa girileceği noktada referandum yapılması ve asker olmayan, yedekte beklemeyenlerin bu oylamaya katılamaması.
    devleti yönetenler savaşın gerekli olduğuna, diplomasiyle çözülemeyeceğine askerleri ikna edebiliyorsa, hayatını riske edenler buna değer diyorsa o zaman savaşa girelim. yoksa hadi kardeşim otur masaya, siyasetini yap, barışçıl çözüm uygula. ne bizim ne karşı tarafın gençleri yok yere ölmesin.
  • eşitlikçi bir yaklaşımdır.

    zorunlu askerliğin kaldırılması, kaldırılmıyorsa her yurttaş için (kadın-erkek veya zengin-fakir ayırt etmeksizin) zorunlu hale getirilmesinden yanayım.
  • bir kadın olarak erkeklerin de zorunlu askerlik yapmasına karşıyım. ama eğer böyle bir şey gerçekleşirse, olmayan bir şey için sayfalarca tartışacak vakti olan hem kadın hem de erkek arkadaşlara öncelik vermeleri için temennide bulunabilirim.
  • hello ı'm a feminist.

    açıkçası bu ülkede, 20'li yaşlarının başında kadın-erkek istisansız herkesin 6 ay boyunca yaşadığı yerden alınıp zorunlu hizmetlere verilmesinin bireysel gelişime büyük bir katkısının olacağını düşünüyorum. o zaman köyde kıstırılmış kadını da bilinçlendirirsiniz, kentte dünyadan bihaber instagram fenomenliği peşinde koşanı da. bu zorunlu hizmetin neden askerlik olması gerektiğini ise anlamakta zorluk çekiyorum. sen bu iş gücünü eğitim vermek, hasta bakmak, sosyal hizmetler, ekonomik getirisi olmayan toplumsal ihtiyaçları karşılamak için kullanabilir, bu esnada da tüm nüfusuna temel sağlık ve kültür eğitimi verebilirsin.

    niyet üzüm yemek olsa...
hesabın var mı? giriş yap