• boy, kilo, sağlık ve kan değerleri konusunda sıkıntısı olmayan herkesin gerçekleştirmesi gereken bağıştır. -hatta ben hükümet yerinde olsam, ödev sayardım!-

    hiçbir sorunu olmamasına karşın inatla kan vermiyorsanız, durup kendinizden utanabilirsiniz. insanlar her gün yana döne kan ararken, fazladan taşıdığınız o 450 ml için insanların ölmesine izin veriyorsunuz. vicdan azabı çekmek için daha ne yapmanız gerekiyor?

    biraz da kampanya diliyle konuşayım; kanınızda hayat var!
  • çoğu kez şirinevler meydanı'nda kızılayın gerçekleştirdiği organizasyon.
  • askerde bu "bağış" zorunludur. komutan kimi gözüne kestirirse o "bağış" yapmak zorundadır. akabinde bir gün istirahat alır.
  • kızılay "kan neden para karşılığında satılıyor?" sorusuna ilişkin şu cevabı vermiştir:

    "alınan ücret kana uygulanan testlerin ve işlemlerin ücretidir. bu ücretler hastanelerden veya sosyal güvenlik kurumlardan tahsil edilir. sağlık sisteminde her hizmetin bir bedeli vardır. bu ücretlerin belirleyicisi ise maliye bakanlığı olup, ücretler resmi gazetede yayınlanmaktadır. sağlık sistemindeki sıkıntılarını çözmüş ülkelerde bu ücretler hasta veya hasta yakınlarına yansımamaktadır. hastaneler ile sosyal güvenlik kurumları arasında çözülmektedir. mevcut durumda hastaneler ile türk kızılayı arasında protokoller imzalanmakta olup, çoğu yerde hastane tarafından talep edilen kanlar türk kızılayı tarafından uygun ısı koşullarında taşınarak teslim edilmektedir. anlaşmaların yapıldığı hastanelerde hasta ve hasta yakınları bu konuda yaşadıkları sıkıntının önüne geçilmiştir. ulusal kan hizmetleri organizasyonu tamamlandığında bu ücretler hasta veya hasta yakınlarına yansımayacaktır."

    kaynak: http://www.kanver.net/…6-sikca-sorulan-sorular.html

    ha halen "verdiğim kan madem parayla satılıyor, ben de payımı isterim" diyorsanız, sizi "kan satmak" başlığına yönlendirmek gerekecektir. kan bağışçısına neden para verilmediğine ilişkin cevap aşağıdadır:

    "dünya sağlık örgütü'nün raporuna göre karşılık beklenerek bağışlanan kanın güvenilirliği düşüktür. kişi elde edeceği maddi çıkara güdüleneceği için kan bağışına engel teşkil edebilecek durumları (form doldurma ve muayene aşamasında) gizleyebilir. kanın güvenilirliği açısından gönüllü ve karşılık beklemeksizin kan bağışı gerekmektedir."
  • kan ağaçta yetişmediği için, her sağlıklı insanın vakti, hali ve zamanı oldukça mutlaka yapması gereken şey. an itibariyle ankara'da kan grubu negatif olan bir insan kaza geçirse, kendisine verilebilecek tek damla kan yok, ne kızılay'da ne başka bir yerde. bu akşam gibi karlı bir akşamda birçok insan pisi pisine ölebilir. sırf bencil ve düşüncesiz halkım gidip bir ünite kan bağışlamayı çok gördüğü için.

    sadece yakınlarımızın ihtiyacı olduğunda kan veriyoruz ama, kaç kişi biliyor acaba, acil gerektiği zaman bile bir kanın tüm testlerinin tamamlanmasının yine de ertesi günün akşamını bulduğunu ve bankada hazırda kan yoksa, siz ihtiyaç olduğu anda kan verseniz bile o kan hastanıza verilebilecek hale gelene kadar hastanızın aslında ölebileceğini?
  • hayatımda ilk kez bu ay başında gerçekleştirdiğim eylem. o da tesadüfen.

    eski iş yerimde sürekli evden çalışan yüzünü hiç görmediğim bir çalışan vardı. babası ameliyat olacakmış, kan gerekliymiş. a+ dedilerdi. ben de b+ olduğumdan, boynumu bükmüştüm. meğersem yanlış bakmışlar b+ imiş, akşam iş çıkışı yola düştüm.

    tipime teşkilatıma bakıldığında sürekli eli ayağı buz kesen üşüyen insan olarak "kansız" olarak nitelendirilirken, değerlerime baktılar (evet parmak ucumu kestiklerinde çok acıdı) her şey normaldi. onay verecek doktor amca, çizgi filmlerden fırlamış bi doktor dede idi. vallahi bakın, ağzının içinde konuşan, gözlerinin üstünden bakan sarkık yanaklı tombiş bir dede. bana kiloydu boydu falan filan derken.. "sefasghaghjn vdgfughjahjk bhrhhajkgş tıortğohn" dedi. ben de "olsun ben kan vercem" dedim. dr dedemiz zayıflığımı ve ateşimin yüksek olduğunu dolayısıyla sakıncalı olacağını söylemişti. nerden anladım? konuşması anlaşılamayan insanları anlamak gibi doğaüstü yeteneğim var :)

    efendim ben kanı verdim fakat en önemli detayı unuttum. beni kan tutar.. böyle dolu dolu kan gördüm mü içim geçer bi haller olur bana.. hoooppp... o alet yanıbaşımda durdukça ben kafayı öbür yana çevirdim. içimde böyle bir deniz dalganıyordu sankim.. 10 dk sonra kalktım. ama kolumda morluklar hala geçmedi. hem iğne izi hem de morluk duruyor öyle. sanıldığı gibi iştahım da açılmadı. çünkü zaten iştahlı bir insanım. herhalde bu yüzden ben fark etmedim.

    bu konu hakkında yazacaklarım bu kadar. benim kan bağışı öyküm şimdilik bu. bir de kızılay lütfen çokoprens yerine halley koysun o tabaklara. lütfen.
  • üç ayda bir verebileceğiniz, belki de bir çocuğun, annesiz ya da babasız kalmamasına sebep olacağınız aktivite..
    not: meyve suyu da bedava;)
hesabın var mı? giriş yap