• edit: aklı başında insan bulmak imkansız bu sözlükte. hepsi küfürbaz haydo neredeyse hepsi zır cahil. bir iddiayı taşıdım sözlüğe ben. yakın tarih bu bilgilerle doludur. tarihin her döneminde hak, özgürlük adalet ihlalleri yapılmış ama hiçbir döneminde bu kadar karaktersiz bir araya gelip solo halinde küfretmemiştir muhtemelen. edit bitti. küfre devam edin.

    yakın tarihte kızıl kürdistan toprakları olduğu iddia edilmektedir.

    "iran’daki mahabad kürt cumhuriyeti’nin şah ordusu tarafından yıkılıp önderlerinin idam edilmesi üzerine, o dönem aynı cumhuriyette savunma bakanlığı yapmış olan güney kürdistanlı tarihi lider molla mustafa barzani de, zorlu ve zahmetli uzun bir yürüyüş sonrası 19 haziran’da 1946’da sovyetler birliği topraklarına 2 bin kadar peşmergesiyle birlikte sığınmıştı. hem ermenistan hem de azerbaycan’daki kürtleri ziyaret etmiş; her iki devleti yöneten komünist parti yöneticileriyle görüştükten sonra tercihini azerbaycan’da kalmaktan yana kullanmıştı. konuya ilişkin anısını anlatırken; “müslüman din kardeşi diye azerbaycan’da mülteci olarak kalmak istedim ama aleyhimde olumsuz raporlar düzenleyerek rahat ettirmediler; beni ve peşmergelerimi farklı ülke ve diyarlara çil yavrusu gibi dağıttılar, sürgün ettiler. meğer din kardeşi demekle yanılmışım!”"

    sınırların irademiz dışında biz kürtleri ayırdığı coğrafyalardan biri de ermenistan-azerbaycan-türkiye’dir. serhat bölgesi (kars, ığdır, ağrı, ardahan) kürtleri, sınırın öte yakasına yakından veya dürbünle bakmanın bile yasak olduğu yıllardaki dertlerini, hasret ve ağıt dolu türkülerle dillendirmişlerdi. savaş döneminde şimdiki türkiye tarafından ermenistan’a gitmeye mecbur kalmış bir ermeni’nin baba ocağına duyduğu hasret yüzünden ölümü göze alarak dağ bayır yoluyla eski köyüne gitmesine dair bir macera okumuştum. gariban ermeni'nin onca zahmeti gidip yüz sürdüğü baba ocağında biraz dinlendikten sonra tekrar aynı tehlikeli yolları izleyerek yerivan’a (türkçe erivan, kürtçe revan) ulaşması hikâye edilmişti. benzer tarzda, ermenistan veya azerbaycan tarafında kalan yahut tehcir nedeniyle göçertilen ezdî kürtler; eşlerini, dostlarını, kardeşlerini veya aşiretlerini görmek için musa peygamber’in kızıldeniz’i yarıp aşması misali aras nehri'ni kaçak-göçek geçerek hasret gidermişlerdi. serhat kürtleri açısından ağrı dağı'ndan sonra en kutsal yükselti çiyayê elegez (türkçede yanlış biçimde alagöz dağları diye anılır) olarak bilinir. çünkü orası benim de mensup olduğum aşiretin aralarında bulunduğu digor, ığdır ve bayiz (doğu bayazıt) yöre aşiretlerinin yaylasıydı. dolayısıyla serhat kürtleri, eskiden bağrına sığındıkları ve sürülerine bol otlak ve bereket sunan bu dağa bakarken, hep iç geçirir ve geçmiş zamanlara dair hikâyeler anlatırlar. ve bölünmüşlük karşısındaki çaresizliklerini şu özdeyişle açıklarlardı: teyroka şerrê uris û roma reş mina teyroka çiyayê elegez (elegez dağı) em bela belayikirin. (rus-osmanlı savaşının fırtınası, elegez dağı’nın aniden vuran yağmurlu boranı gibi bizi bölük bölük böldü.) elegez’den sonra karşı taraftaki akraba veya aynı soylu kürtlerle aramızdaki en önemli ikinci bağ, erivan radyosu’nun ikindi ve akşam saatlerinde kürtçe yayınlanan bültenleriydi. haber, sanat, kültür, türkü, destan, hikâye, masal, mesel ve güncel yorumlar vardı kürtçe yayında. 1950’li yıllarda radyo yayınlarında pek kürdistan’dan söz edilmezdi. çünkü özerk kızıl kürdistan, 1923’te kurulmuş ve 1930’da feshedilmişti. bazen kürtçe şarkı ve koçaklamalarda kürdistan sözcüğü geçerdi. mesela “welatê me kurdistanê” ibaresinin içinde geçtiği marş, güzelleme yahut okul şarkısı türünden yayınlar yapılabiliyordu. dolayısıyla sünni inançlı serhat kürtleri, radyoyu şevkle dinlemelerine rağmen radyo için ya “revan” yahut “radyoya ezdiyan” (ezdi kürtleri radyosu) deyimini kullanırlardı. kavel alpaslan’ın yazısıyla karşılaşırken, ilk aklıma gelen bunlardı.

    kavel alpaslan’ın “lenin’in kızıl kürdistan’ı” başlıklı yazısı, 1 eylül 2017 tarihli gazete duvar’da yayınlanmış. çok sonradan okuyabildim. hoş hatıralarla dolu bir anımsatma olduğu kadar, sosyalist sovyetler birliği’nin ezilen halklara, kaderini tayin hakkı konusunda neler verdiğine dair tarihi bir belgeydi. aynı zamanda sosyalist sıfatını taşısa da, kafkasya’daki irili ufaklı milliyet yahut ulusların iktidarları/yöneticileri, ortadoğulu devletleri aratmayacak tarzda milliyetçi, tutucu ve inkârcı siyasetler benimsemişler. bölgesel ölçekte azerbaycan ve ermenistan’da “sosyalist cumhuriyet” yahut “halk cumhuriyeti” adını almalarına rağmen milliyetçi düşüncelerle malul idiler. bu yüzden ermenistan-azerbaycan anlamazlığı veya çatışması alttan alta hep devam etmiştir. sovyetler birliği’nin dağılmasından sonra “karabağ kimindir, kime aittir” sorusu gayet kanlı bitti. ermeni-türk etnik çatışması şekline bürünen savaş sonucunda bağnaz ermeni milliyetçileri karabağ’ı ele geçirdiler. olay günümüze kadar devam ediyor. karabağ denilen bölgenin belli bir kısmı, esasında lenin önderliğindeki sovyet yönetiminin orada yaşayan kürtlere verilen özerk coğrafyanın ta kendisidir. öteden beri azerbaycan ile ermenistan arasında “ihtilaflı bölge” damgasını yemiştir.

    kızıl kürdistan tampon bölge niyetine kurulmuş;

    kavel alpaslan biryazısında, kızıl kürdistan’ın idari özerk bölge olarak kuruluş nedenini şöyle açıklamış: “devrimden sonra pek çok halk sosyalist iktisadi hedefler doğrultusunda yan yana gelmiş olsa da, özellikle kafkasya’da halklar arasında kırılgan dengeler bulunuyordu. bu ayrılıkların önüne geçmek adına kafkasya için transkafkasya sovyet sosyalist cumhuriyeti adı altında gürcistan, azerbaycan ve ermenistan sosyalist cumhuriyetlerini birleştirecek bir proje ortaya atıldı. ancak gürcistan komünist partisi (gkp) öneriye şiddetle karşı çıktı. birliğin önemli bileşenlerinden gkp’nin bu itirazı nedeniyle kafkasya’da üç ayrı cumhuriyet oluşturuldu. elbette bu üçlünün -özellikle de azerbaycan ve ermenistan’ın- arasındaki sorunlar, günümüze göre daha sessiz bir şekilde devam etmekteydi.

    ‘kızıl kürdistan’ bölgesi ise ermeniler ile azeriler arasında sorun yaratan dağlık karabağ bölgesinin hemen batısında, ermenistan’ın doğu sınırında yer alıyordu. 1926 yılında yapılan nüfus sayımına göre bu bölgede yaşayan 51 bin kişinin yüzde 72’sini kürtler, yüzde 26’sını azeriler ve yüzde 0.7’sini ermeniler oluşturuyordu. ancak çoğunluk (yüzde 92) azerice konuşuyordu. geçmişi safevilerle şekillenmiş ve çoğunluğu şii olan azerilerin etki alanında bulunan bu bölgede yaşayan kürtlerin çoğunluğu da, nahçıvan kürtleri gibi sünni değil, şii'ydi.

    ermenilerin bölgedeki hâkimiyet alanını kürtlerle kuracakları ittifak sayesinde daraltmak isteyen azeriler, kürtlere yerel yönetim verilmesi fikrini destekliyordu. azerbaycan komünist partisi’nin birinci sekreteri sergey kirov’un önerisi ve lenin’in onayıyla, temmuz 1923’te ‘kızıl kürdistan uyezdi’ kuruldu. bu kararda, dağlık karabağ’ın özerk yönetim şeklinde azerbaycan sovyet sosyalist cumhuriyeti’ne (assc) verilmesinin ardından olası bir gerilimi önlemek adına, ermenistan sovyet sosyalist cumhuriyeti (essc) sınırında kürtlerden oluşan bir ‘tampon bölge’ yaratma ve bunun iki halk arasındaki barışa hizmet edebileceği temennisi de etkili oldu.

    sovyetler’de kimi bölgelerde yer alan uyezdler, alt birim idareleri olan küçük yerel yönetimlere verilen isimdi. öyle ki kızıl kürdistan’ın merkezi -her ne kadar daha büyük yerleşimler olsa da- 435 nüfuslu laçin olarak belirlendi. yönetimin başına, azeri bolşevik hüsnü hacıyev getirildi. bu karar essc (ermenistan yönetimi) tarafınca hoş karşılanmamıştı elbette. ancak dağlık karabağ’dan sonra bu bölgedeki azeri etkisinin bir şekilde azalmış olması da essc açısından mutlu ediciydi. uyezd yönetimi 1929’da dağıtıldı, kızıl kürdistan, dağlık karabağ’ın içinde assc’ye (azerbaycan sosyalist cumhuriyeti) bağlandı. daha sonra stalin yönetimince kafkasya’da yaşayan pek çok kürt orta asya’ya -özellikle güney kazakistan- gönderildi. ancak stalin dönemindeki diğer nüfus değişimi politikalarından farklı bir nokta vardı bu örnekte: iddiaya göre stalin yönetimi, komşuları iran ve türkiye’de başlamakta olan kürt ulusal hareketlerini başlarda desteklemiş olsa da, bu tutumu ilerleyen zamanlarda değiştirdi. bu nedenle, buradaki nüfus değişiminin özellikle türkiye’yle diplomatik ilişkilerin zedelenmemesi adına yapıldığı öne sürülüyor.

    bu bölgenin geleceği on yıllar sonra, sovyetler birliği’nin dağılmasını izleyen ermenistan-azerbaycan savaşında son bir kez ve acı dolu bir biçimde şekillendi. ermenistan 1992’de dağlık karabağ’ı işgal ettiğinde ‘kızıl kürdistan’ da çatışmanın arasında kaldı. kimi bölgeleri işgal edildi. 1920’lerden sonraki göçlere rağmen, bölgede hâlâ bir kürt nüfusu vardı. bu çatışmalar sırasında bölgede yaşayan kürtler ve azeriler göç yollarını tuttu. bu nedenle bugünün demografisi kızıl kürdistan zamanına göre epey değişmiş durumda. bu gelişmeyle birlikte, ‘kızıl kürdistan’ deneyimi de tarih sayfaları arasında yerini aldı…”

    kızıl kürdistan sonrası kürtlerin trajedisi

    kızıl kürdistan’ın feshedilmesi sonucu yaşanan trajedinin çok geç farkına varabildik. kişisel deneyimlerimden birkaç örnek vermek durumundayım. 1989 yılında helsinki watch isimli insan haklarıyla ilgilenen kuruluşun düzenlediği bir etkinlik münasebetiyle istanbul’a gelmiş azerbaycanlı biriyle tanıştım. moskova’da merkez bankası müdür yardımcılığı yapıyormuş. azeri lehçesiyle konuşuyordu; karslı olduğumdan bu lehçede söylenenleri anlıyordum. ben onu azeri sanırken, şöyle dedi: “ben, aslında kürt kökenli bir azerbaycanlıyım. orada eskiden onlarca belki de yüzlerce kürt köyü vardı; fakat gizli turancılık yapan azerbaycanlı yöneticiler, sosyalist söylemlerle hepsini asimile edip türkleştirdiler. üstelik türkleşen bu kürtler, şimdiki zamanda en fazla kürt düşmanı kesilmişler. turancılardan daha turancı olmuşlar. mesela şu türkçülüğü kimseye bırakmayan ebulfez elçibey’in annesi kürt’tür. haydar aliyev ailesi, aslen kürt’tür. o aileden biri, kürt meselesine sıcak bakıyor. eskiden sosyalist görünümlü olan türkçü azeri yöneticiler, ‘müslüman din kardeşliği’ sloganı üzerinden kürtleri hem asimile ettiler hem de ermenistan’a karşı savaşçı olarak kullandılar. şimdi toplasan 20 kadar kürt köyü ya var ya yoktur.”

    iran’daki mahabad kürt cumhuriyeti’nin şah ordusu tarafından yıkılıp önderlerinin idam edilmesi üzerine, o dönem aynı cumhuriyette savunma bakanlığı yapmış olan güney kürdistanlı tarihi lider molla mustafa barzani de, zorlu ve zahmetli uzun bir yürüyüş sonrası 19 haziran’da 1946’da sovyetler birliği topraklarına 2 bin kadar peşmergesiyle birlikte sığınmıştı. hem ermenistan hem de azerbaycan’daki kürtleri ziyaret etmiş; her iki devleti yöneten komünist parti yöneticileriyle görüştükten sonra tercihini azerbaycan’da kalmaktan yana kullanmıştı. konuya ilişkin anısını anlatırken; “müslüman din kardeşi diye azerbaycan’da mülteci olarak kalmak istedim ama aleyhimde olumsuz raporlar düzenleyerek rahat ettirmediler; beni ve peşmergelerimi farklı ülke ve diyarlara çil yavrusu gibi dağıttılar, sürgün ettiler. meğer din kardeşi demekle yanılmışım!

    dağlık karabağ toprağı yüzünden azerbaycan ile ermenistan arasında çıkan savaşın (1988-1994) yol açtığı katliam, sürgün, tehcir türü musibetlerden ezdî ve müslüman kürtler de nasiplerini aldılar.

    1988’de, ermeni milliyetçi militanlar 80 bin kadar müslüman kürd’e zulmedince, onlar da mecburen azerbaycan’ın başkenti bakû’ya sığındılar. orada da türkçülerin propagandasına maruz kaldılar ve asıllarını yitirdiler, asimile oldular. azerbaycan türkçüleri de, ezdî inançlı kürtleri sürgün ettiler; onlar da ya yurt dışına kaçtılar yahut gidip sığındıkları ermenistan’da böl-yönet politikasına maruz bırakıldılar. ermenistan milliyetçileri, ‘siz kürt değilsiniz, ayrı bir milletsiniz’ diyerek ezdîleri kendi yanlarına çektiler; onların ayakta kalmaları için parasal destek verdiler. buna karşılık müslüman kürtlere hem baskı yapıyorlar hem de ezdîlere sundukları yardımlardan mahrum bırakıyorlar müslüman kürtleri.”

    yer yer uzun birkr gazete duvar yazısıdır paylaştığım.

    işte yıllardan beri ermenistan ile azerbaycan arasında tartışma ve kavga sebebi olan topraklar zamanında akitbeti netlik kazanmamış kürt tkpraklarıdır.

    wiki

    şimdi s*ki ağzında gezen turancılar, faşistler, dinciler, türkçüler sıraya girip küfredebilirsiniz.
  • "bax azerbaycan'dan gelib seni sixerem" tepkileriyle karşılaşacak saçma cümle.
  • birisi şu mala azerbaycanda zamanında azınlık olan kürtlerin ermenistandan buraya sürüldüğünu sovetlerin kürtler için tek eyalet planı oluşunu ve sonra pişman olup kürtleri kazakistana sürüşünü anlatsın.bu topraklarda asla kürt çoğunluğu olmamıştır
  • (bkz: kürt lütfen)
  • madem öyle gidin savaşın ermenilerle alın karabağ topraklarını oraya yerleşin siz sağ biz selamet.
  • bence de. arttırıyorum azerbaycan kürtlerindir. görsel
  • yahudilerin bu kadar kutsal toprak talebi yok.
  • daglik karabag azerilerinse ve azeriler turkse, kurtler de dag turku olduguna gore, bu durumda karabag maalesef kurtlere ait :(

    uzgunum ama matematik yalan soylemez. qed.
hesabın var mı? giriş yap