• (bkz: adalet)
    (bkz: kalkınma)
    (bkz: huzur)
    (bkz: eşitlik)
    (bkz: refah)
    (bkz: demokrasi)
    (bkz: cumhuriyet)
    (bkz: hak)
    (bkz: hukuk)
    (bkz: kanun)
    (bkz: yasa)
    (bkz: devlet)
    (bkz: millet)
    (bkz: vatan)
    (bkz: insanlık)
    (bkz: iyi)
    (bkz: güzel)
    (bkz: dürüstlük)
    (bkz: ahlâk)
    (bkz: müslümanlık)

    bonus bkz;
    (bkz: montaj)

    ekstra bonus ara;
    (ara: lobisi)
  • içlerine daha rahat sıçılması için yer açma amaçlıdır.
  • kabaca kültür erozyonudur, kültürel emperyalizmdir, vs.dir ajitatif veya etimolojik kısımlarını geçecek olursak içi boşaltılan nedir? bakunin, sosyalizmin içini boşaltmıştır, kautsky marksizmin için boşaltmıştır, troçki devrimin içini boşaltımıştır (!) gibi uzayıp gidecek bir listede tartışmalar arasında taraflar reform, yenilik ve kendi doğruları üzerinde görüşlerini sunmuşlardır.
    yalnız gündelik hayatlara yansımaları ise bambaşkadır.
    tiananmen alanında tankın önünde duran kişi de cesur, kıçını başını açan da cesur...(dilbilimcilerin acilen olaya el atması gerekir)
    emma goldman'dan bir cımbızlama yapacak olursak bu kadın da "özgür aşk ve cinselliği" savunurken, her önüne gelenle yatağa girmeyi marifet gören metropol kadınları da one night stand adı altında "özgür aşk ve cinselliği" savunuyor. (üzgünüz emma yapacak bir şey yok gibi)
    sorun özgürlüğün ne olduğunu tanımlayabilmekte aslında..ben kavramların içini boşaltıp dilediğim gibi yönlendirmekte de özgürüm denir. kıçımı gösterme özgürlüğümü kullanıyorum diyebilir, dürüstlüğe aptallık denilebilir, açıksözlülüğe politik olamamak denebilir. denir de denir...
  • verilebilecek en güzel örneklerden birisi de abd'nin özgürlük kavramına yaptıklarıdır. ayrıca reklam sektörünün devrim kavramını tıraş bıçağına endekslemesi de gözden kaçırılmaması gereken bir başarıdır.
  • hayatların çiçek aranjmanları gibi tasarlandığı -üstelik zevksizce, biraz ondan biraz bundan diyerek, yamalı bohça misali karman çorman bir halde- rollerini oynayan konsept insanların ortalıklarda dolandığı bir zamanda, hani biraz da öyle görüneyim diye, fikri olmadığı halde, büyük laflar edip duranlar, sözler verenler, eski büyük idealler üzerinden hazıra konmak için, kavramlara sarılıp durur; tarih 21. yy ı gösterdiği zaman. yüzlerce yıldır kutsallığını herkese kabul ettirmiş büyük idealleri, bir tek gül gibi atar gibi atarız aranjmanın ortasına. ama o neydi diye düşünmek kimsenin aklına gelmez. en iyi demogoji, en iyi kıvırmaca, kavramlarla yapılır. ya kimsenin anlamayacağı kadar gizmli olmak ya kimsenin laf edemeyeceği kadar büyük konuşmak için... boş konuşmalarla doluyor iyonosfer. kavram karmaşası diyorlar ya, yok öyle bir şey. olan şu: kör dövüşü.

    oysa hayat basittir. aşk bir kavram olarak ilşkilerimizi berbat ederken :konuşup durur bir kız diğer kız arkadaşıyla; ideal erkeğini anlatır oysa o da sadece bir kavramdır. onu arar herkese bakıp. güzel bir kadın mıyım diye düşünür. oysa güzellik de sadece bir kavramdır. ama kadın dergileri, basit hayatları karmaşık gösteren bir şey olarak kafa bulandırır. mutluluk çok uzaktır. oysa mutluluk basit formülleri olan bir kavramdır. her şey o kadar abartılır ki, kavramlar bomboş koca balonlar olarak hayatın ortasına konulur. içi boşalan sadece kavramlar değil, kavram lafının ta kendisi aslında.

    demokrasi bir haktır, bu haktan mahrumuzdur kimi zaman. özgürlük büyük bir ülküdür, bizden uzaktır çok fazla. sadece sözleri edilir. sonra bir savaş çıkar. savaş somut bir şeydir. ama bir kavrammış gibi bir şey yapmadan dururuz. oysa bir savaş çıkmıştı önceden. sonra yıkımlarla kendini umudunu kaybetmişti insan. sonra sonra birike birike, işini yapamaz hale gelecek kadar şişmişti kavramlar. iki büyük savaştan sonra biz ne yaptık diyeceklerine yokluğun dibine vurmasaydı insanlık, kendiyle yüzleşip, yaralarını adam gibi sarsaydı ,şimdi elde edilemez büyük ideallerin peşinde olmazdık.iyice tutsak, iyice adaletsiz kalmazdık. geyik muhabbeti geyik muhabbetidir başka ne olcak ki. içinde özgürlük, adalet lafları geçen geyik muhabbetleri yapıp vicdanını rahatlatan, işine bakan, kıyımları görmezden gelen insanlar haline gelmezdik; o kavramların içini boşaltana , bomboş yapana kadar, melankolik olmasaydık.
  • verilebilecek en güzel örneklerden birisi de kendisidir.
    geçen esra ceyhan o müteessir olmuş numarası yapan suratıyla "sevginin de içi boşaltılıyor, diymi?" dediğinde anladım bunu. o esra ceyhan ki, ağzından çıktığı anda içi dolu kalabilen bir kavram yok. kavramların içini boşaltmak dedin mi heykeli dikilesi. yayında ve yapımda en çok emeği geçen. bir numaralı seribaşı. bu kulvarda hemen arkasında iclal aydını görüyoruz. esra ceyhan burun farkıyla birinci yalnız...
  • doldurulmasından daha kolay olan durumdur.
  • kavramlarin icinin bosaltilmasi bir bakima beynin icinin de bosalmasina neden olur. bu islem aslinda bilincli olarak yapilirsa hukumetler toplumlari kolayca idare edebilirler. bu caba abd tarafindan sozcuk yerine kisaltma kullanma egilimiyle zaten dili baltalamaktadar. bununla birlikte adalet saglamasi gereken kurumun insanlari surekli cezalandirmasi, bilimle ugrasmasi gereken kurumlarin kitap yakmayla, yayin yasaklamayla ilgilenmesi george orwell in 1984 adli kitabinda anlattigi kurmaca bir dunya benzemektedir.
    kavramlarin icinin doldurulmasi aslinda bireysel ve toplumsal olarak incelenebilir, bireye ozgu dil kullanimi ve toplumun ortak dil kullanimi olarak ayrilan bu konu dilin soyut yapisini olusturur. soyut yapiya bagli olan kavramlarin icinin bosaltilmasi ise somut olanlara gore daha kolaydir. 'elma' sozcugunun gostergesel degerini degistirmek cok zordur, ama 'yavuz' sozcugu anlamsal degerini kolayca kaybedebilir. gunumuzde kullanilan 'yavuz' sozcugu gayet olumlu bir anlama sahipken gokturkce de 'yabiz' ya da 'yabuz'olarak kullanilan sozcuk eskiya anlami tasimaktaydi.
    dil ogelerinin anlamlarinin surekli dalgalanmasi dilin dogasinda olan bir seydir. ancak bilgisizlikten kaynaklanan ve yayilan bozuk dil kullanimi, eksik dil kullanimi once bireylerin dilinin zayiflamasina yol acar. daha sonradan bu zayiflayan dil yuzunden iletisim sorunlari yasanmaya baslar. ve durum toplumun cozulmesine varacak kadar tehlikeler tasiyan bir surectir. bu gibi sorunlar icin onerilen cozum, insanlarin kendi dillerine ozen gostermesi, dili dogru ve yerinde kullanmaya gayret etmesidir. bunlari basarabilmek icin de kitap okumasi gereklidir.
  • (bkz: ask)
  • kavramların içini boşaltmak, kavramların içi boşlatıldıktan sonra, onları farkli içerikle tekrar doldurmakla aynı şey değildir. kavramların içini boşaltmak, kavramları mümkün olduğunca öznelliklerinden arındırmak, anlamsal olarak mümkün olduğunca nesnel olmalarını sağlamaktır.

    bir kavram, biçimsel olarak kapsamadığı anlam ve değerleri ifade edecek şekilde kullanıldığında, kavramın içi subjektif olarak doldurulmuş olur. kavramın subjektif kullanımı yaygınsa, kavram bu subjektiviteden arındırılarak, yalnızca biçimsel olarak kapsadığı anlam ve değerleri ifade edecek şekilde kullanılırsa; buna kavramların içini boşaltmak denir. bundan rahatsız olanlar da kavramlara, kavramların sahip olmadığı değerleri atfedenlerdir. herkesin aynı kavramı aynı subjektif perspektiften değerlendirmesi gerektiğine dair inançlarından dolayı böyle yaptıklarını düşünüyorum ben.
hesabın var mı? giriş yap