• insanı çocuk gibi mutlu eden andır. bundan 10 gün önce çok sevdiğim, feci rahat ettiğim gözlüğümü kaybettim. lens kullanıcısı olsam da eve gelir gelmez ilk yaptığım şey lensleri çıkarıp gözlüklerimi takmak olduğundan büyük sıkıntı yaşadım.

    bunda astigmat ve hipermetropi belasının da payı var tabi. yemin ederim günlerce hatırlamaya çalıştım. nereye koydum, en son ne zaman gördüm? sanki beynim kuş olup uçmuş gibi tek bir şey hatırlayamıyordum gözlüğüme dair. hatta çevremde üzüntümü gören herkes seferber oldu gözlüğümü bulmak için.

    akla gelebilecek, olur, olmadık her yere bakıldı. iş yerinde kayıp gözlük anonsu geçmeyi bile teklif ettiler, o kadar rezilliği kaldıramam diye reddettim*evi dip bucak temizledim gözlüğü ararken, elimden geçmeyen koltuk altı, çekmece arkası kalmadı. yer yarılmış sanki o çok sevdiğim ama artık sabrımı tüketen geri zekalı gözlüğüm dibine girmişti.

    o zaman bir kez daha emin oldum eşyalarımın, malımın ne kıymetli olduğunu. annem bunu
    - halası kılıklı mendebur yemelerden kesildin bir gözlük için.
    şeklinde yorumlasa da elimde değildi çok üzülüyordum kayıp gözlüğüme.

    sonra umudu kesip aynı gözlükten bir tane daha almaya karar verdim. kibar bir kemik çerveli gözlüktü benim gözlüğüm. onun kadar güzelini bulabilir miyim emin değildim ve bulamadım sonuç itibariyle. popoma baka baka eve döndüğümün akşamın gecesinde efkarla bir sigara yaktım.

    ve o an bir şey oldu, tarifi zor bir şey, sanki aydınlanmıştım birden. hatırladım gözlüğümü en son nerde gördüğümü. gittiğim bir mağazada elbise denerken, - evet ben gözlük gözümdeyken giyinip soyunmaya çalışıyorum, bu da benim mallığım. kabinde bırakmıştım. birden derin bir rahatlama hissettim.
    emin olmak için sabahı zor ettim. sabah aynı mağazaya gittiğimde görevliye gözlüğü tarif ettim
    - böyle çok güzel, kahverengi bakır gibi ince bir çerçevesi var, kare gibi ama değil, dikdörtgen de olabilir nasıl baktığına göre değişir. öyle bir gözlük buldunuz mu buralarda, benim de o..
    - bir saniye bayan, bir gözlük vardı ( bayan diyor hırt ama du bakalım gözlüğümü versin de ) bu muydu?
    - ay evet oydu ( içten içe alkışlar, alkışlar )

    o mağazadan 38 bedene sığıp çıksam bu kadar mutlu olmazdım sanırım, aslında olurdum ama o da başka bir entry konusu olurdu. *
  • bir boka yaramayan andır.

    arkadaş, akıl var mantık var, hiç kaybolmuş bir eşya lazım olduğunda bulunur mu? ne zaman ki ona gerek yoktur, aklınızdan bile çıkmıştır, o zaman karşınıza çıkar. hem de öyle yerlerden küfreder gibi çıkar...
  • deliler gibi bir hışımla bulunması muhtemel bölgeler darmadağın edilirken aranan eşya ile göz göze gelme anı. bir an durulur, derin bir oh çekilir, akabininde gülmeye başlanır. kişi bir süre boyunca fare yakalamış kedi gibi eşyayı elinde gezdirerek zafer turu atar.

    ama en güzeli eşyanın ilk fark edildiği andır insanın içi içine sığmaz, o kadar hızlı bir aramadan sonra bir an duraksayınca oluşan salaklaşma anının tadını çıkarır.
  • yenisini aldığın anda ortaya çıkar.

    (bkz: murphy yasaları)
  • aramaktan vazgeçtiğini anlayınca evren, onu önüne sunuverir...
  • sevinç çığlıkları atıp eşyaya sarılmaya sebep olur. evet, minicik yüzüğe bile sarılmak mümkün. çok değerlim canım o benim.
  • eğer bulunan şey yenisini almak için gazeteye ilan vermek, 1 ay beklemek, yerine başka belgeler çıkarmak gibi ıvır zıvır gerektiren bir şeyse*** bulunduğunda mutluluktan sağa sola mesaj atma isteği doğurur.

    çok mes'udum sözlük...
  • eğer insan kaybettiğinin de farkında değilse daha bir mutlu eden, "aa, nereden çıktı bunlar?" dedirten andır.

    efendim, üniversitemiz küçücük ve fazla emniyetli bense hayli dağınık olduğumdan eşyamı (kalemler, defterler, kitaplar, kağıtlar ve bilgisayarım) hemen her yere bırakıp gidebiliyorum. meselâ, en alt katın merdiven altını yaklaşık bir sene kadar işgal etmiş ve uzun mukavemetlerin ardından terke mecbur olmuştum. giriş kattaki elektrik panosunun üzerini de yakın zamana dek kullanabiliyordum. öhöm, neyse kısa keseyim.

    ikinci sınıfta merdiven altında bulunan bir koli kitabımı öğrenci temsilciliğine tahsis edilen; fakat bundan başka her iş için kullanılan odada buldum. iki yıldır yokluklarını fark etmediğime mi şaşayım, onca kitabı bulduğuma mı sevineyim bilemedim.
  • elbette arandığı zaman olmayan andır.
  • sesteki vurgu ve tonlamadan anlaşılabilen bir durum. "lan!" (burada endişeli ve sinirli bir ton hakim). "lan!" (burada ise mutlu ve sevinçli bir ton hakim).
hesabın var mı? giriş yap