• yıllardır kedim sayesinde yalnızlık çekmiyormuşum la. kedim nefes alışıyla resmen güven verirdi bana. sabah yüzümde uyuduğu zaman nefes alamadığımdan uyandığım zamanları özletiyor insana* güzel şey, kedi sahibi olun. onunla uyuyun.
  • kendi yatağında sığıntı olmaktır. salonda uslu uslu yatan üç aylık tekir* kişisi, geceleri yatak odasına yönelmemle birlikte hamle yapar ve benden önce yatağa ulaşır, yerleşir. beyimiz artık yatağın neresini münasip görürse orada uyuruz. çift kişilik yatağın yarısında o yatar, yarısında da hanımla ben. sabah da canı kaçta isterse biz aciz kölelerini o saatte uyandırır.
  • kedi, insanlardan nefret ediyorsa uzun sürmeyecek olan birlikteliktir.

    söz konusu kedi üşümüşse miyavk miyavk gelir. kendini yatağa kabul ettirir. koynunuzda bir süre gırlaya gırlaya yatar. ne zamanki siz uyursunuz, kollarınız gevşer, işte o zaman usulca kayar gider kollarınızdan. biliyorum insan sevmiyorsun. saygı duyarım. ama bir gece olsun sabaha kadar uyu benimle. yok. bu kedi hiç kedi değil. ya bizi kedi sanıyor, ya da kendini insan..
  • en çok istediğim eylemlerden biridir kendisi. ama annemin evde kedi besleme konusunda katı kuralları var. beni öldürebilir bile evde beslersem o hayvanı. o yüzden farklı eve çıkmam lazım. aslında gençken o da beslemiş, adalet türkiye'de sadece bir kadın ismiymiş. bu esprinin sahibi olan ayşe arkadaşıma burdan selamlar. *
  • uyumaya çalışırken ayakta bir şeylerin gezdiğini fark edip ani bi panikle tekme atıp uçurmaktır.
  • uyku için çocuklar yatağa geçince, evin diğer tüylü ve minnoş çocuğu olan tekir kızım da onlarla birlikte yerini alır. uyku öncesi sırayla kediyi bol bol mıncıran afacanlar, sonra kendi aralarında acaba bu gece hangimizle uyuyacak tartışması yaparlar. kedi kızım, bu durumu sanki biliyormuş gibi bir gece birisiyle, bir başka gece de diğeriyle, kah burunlarının dibinde, kah ayak uçlarında uyur. sabah uyandırmak için yanlarına gittiğimde, onları farklı hallerde, melekler gibi uyurken bulurum hep. huzurla uyumak işte budur derim kendi kendime.
  • ayrı kalınca çok özlenen. o durmadan temas etme çabasına sinir olunsa da, tamam uyudu derken sallamaya başladığı kuyruk surata çarpsa da, uykunun en derin yerinde kapıyı aç diye ağlayıp çıktıktan sonra girmek için ağlasa da... o mırıltıyı duymadan uyumak ... terapiymiş varlığı, ayrı kalınca anlıyor insan.

    (bkz: hasret, nefret ettim senden)
  • çok güzel bir duygu hele bir de uyku öncesindeki mırıldama evresindeyse tadından yenmez
  • insandan ziyade kedinin tercihi olduğuna inanıyorum. böyle bakınca kediyle uyumak yerine kedinin insanla uyuması demek daha doğru.

    yaşadığım köy evinde dışarısı onlar için her açıdan daha konforluyken, kedicikler içeri girmek için pencere önünde bekleşir. illa ki birini akşam içeri almak zorunda kalırım. yoksa ağlar, gözümün içine bakar, kapıya vuranı bile var. ben de sıraya koydum. her akşam birini alıyorum. içeri giren gelip direk göğsüme ya da bacak arama yatıp saatlerce uyuyor.

    yaralısı, sağlamı, siyam'ı, tekiri hepsi böyle.

    gerçekten evde bizimle yaşamaktan, bizimle uyumaktan mutlu oluyorlar. canlarım benim.
  • dünyanın en huzurlu şeyi. biz rutin olarak her gece böyleyiz. ben yatağıma geçer elime telefonu alırım o gelir zorla elimdeki telefonu kafasıyla elimi ittirerek bıraktırır. sonra gelir koluma yatar ben de arkadan sarılırım öylece uyuruz. sevgili gibiyiz biraz galiba...... tam bir kaşık.
hesabın var mı? giriş yap