• mesela bir mumu kesin. ortaya çıkan (o zamana kadar ilk defa gördüğünüz) yüzey o mumun bir kesiti olur.
  • (bkz: ara kesit)
  • toplum dizisinin her bir bölümü. *
    bir de biyoloji dersinde kurbağa kesme törenlerinde elimize alırdık bunu. öyle bakar, birşey de anlamazdık. hala da birşey anladığımızı söylemek yalan olur...
  • (bkz: section)
  • kirli agustos adli 1970 tarihli kitapta bulunan edip cansever siiri. asagidaki gibidir.

    gulleri, glayolleri ve pezevenkleriyle pasaj
    gecitlerin sinirli yerleri
    gizleniyorum orada
    kazilardan yorgun cikmisim
    gozlerimde dus fosilleri.

    asiyorum sevgiyi cilginlik korkutmasa
    hicbir sey korkutmasa
    kanatilmis duruyor olumu bilmek icin
    disi bir oglanin agzi
    cakili bir disbukey aynaya.

    kan, her seyin asli kan...

    (bkz: kan var butun kelimelerin altinda)
  • gazi üniversitesi mühendislik fakültesi bahçesinde bulunan cafenin adı. öğrencilerin sosyalleştiği güzel bir mekandır.
  • hayattan kesit nasıl alınıyor acaba?

    dikey alınırsa "durum" olur sanki, tabii zaman yatay gidiyorsa. kısa vadeli olaylarda karar almak için uygundur. vermek için değildir, çünkü sahibine aittir.
    yok kesit yatay alınırsa "projeksiyon" olur; derinlikten yoksun yüzeysel olaylarla karşı karşıya kalınır. bununla da dönemsel analizler yapılır. rengarenk boyanır, film gibi olur.
    noktasal kesitlerde de "an"lık detaylar cımbızlanılır herhalde. zaman akıntı halindeyken donuverir; kaçırılanlara ya da yakalananlara üzülünür, sevinilir...

    kesit düzleminin geçtiği yerler de çok önemli tabii; öyle bir olaya denk gelir ki bu bazen, arkasında kalanlar görülemez; durum anlaşılmaz o zaman, yanılınabilir; yaşanan hiçbir şey saydam değildir.
    bazen de açıktır önü, geçmiş derinlemesine uzanıverir, ama uzakta olanlar siliktir. o halleriyle bile “şimdi”ye zemin sağlarlar.

    iyidir kesit, fotoğraf gibidir: tek çerçevesi çok şey anlatır, vay be, hey allahım, iyi ki... dedirtir. ya da susturur, eskiden iplenmeyenleri boğazda düğümlendirir, düğümleri çözer, kırıkları kaynatır ya da yapışanları söker...

    bazı mizansenler de bir türlü açıya girmez. yapımcı izin vermez, senarist reddeder ya da oyuncu istemez... çünkü tekniğimiz yetmez:
    bir dokunuş kaç kareye tekabül etmez?

    kimini üzer bu hâl; içine oturur, yatıya kalır. gün be gün tekrarlanır. şarkılarla şiirlerle pansuman yapılır. her şey aynıdır.
    kimisi de kesit kesikleri içinde bakmaya devam eder. mazisi katmerlenir, mavisi vitraylaşır.
    hepsi aynadır.
  • türkçe'ye atatürk'ün kazandırdığı bir geometri terimi.
    http://tr.wikipedia.org/wiki/geometri_(kitap)
  • (bkz: eli ayağı kesit)
    (bkz: kesik)
hesabın var mı? giriş yap