• bir otomobilin kilometresinin düşürülme hadisesi. genellikle galericilerin yaptığı olay. 200.000'de ki aracın 70.000-80.000'e düşürerek kandırma olayı. aracın bakımları tamamen ilgili serviste yapılmışsa ortaya çıkaralabilecek hadise, haliyle kayıtlar tutuluyor.onun da kesin olmadığını anlıyoruz.

    http://www.opelim.net/…orums/showthread.php?t=38516 burada tartışılmış, konuşulmuş.

    ayrıca bu olayın suç olduğunu şahsen ben bilmiyordum: http://www.hukuki.net/…ilometresini-d���rmek-su�-mu bir mahkeme sonucundan da bahsedilmekte, kişi hakkında dolandırıcılıktan işlem yapıldığı, 10 ay hapis cezası verildiği bununda para cezasına çevrildiği görülmekte.
  • hiç abartmıyorum, türkiye'de yüzbinlerce, belki 1 milyondan fazla araçta yapılmış, yapılmaya da devam edilen piçlik. çoğu galericinin yediği nane. fakat kime sorsanız dürüsttür, "bizde olmaz öyle şey" der.

    artık o kadar ayağa düşmüş bir uygulama ki, bir sanayi mahallesine giderek "abi burada km'yi nerede düşürüyorlar" diye sorulabiliyor. bu işi yapanların sayısı da, yapmak için kullanılan aletlerin sayısı da sürekli artıyor fakat bu dolandırıcılık yüzünden ceza alanların sayısı gerçekten çok çok az.

    doğrusunu söyemek gerekirse anlamanın pek bir yolu yok. sonuçta adam motoru bitmiş arabayı 10.000'e indirip kız gibi demiyor. inandırıcı olmak için elinden geleni yapıyor. ikinci el, özellikle de spor araçlarda çok sık uygulanan bir yöntem. 2.el tek kapı araç alacaksanız, km'si ile oynanmış bir araca denk gelme ihtimaliniz gerçekten çok yüksek. eğer bir araç düzenli olarak yetkili serviste bakımlarını yaptırmışsa, o araçta ciddi bir km oynaması yapılamayacağı için, satıcı da pek cürret etmez.

    km düşürdüğü bilinen bir yer varsa mutlaka şikayet edilmeli. ben ahmet abiyi, osman abiyi, mehmet kankamı şikayet etmem diyerek yan çizmeyin. kilometre düşürmek ne kadar büyük bir şerefsizlikse, kilometre düşürüldüğünü bildiği halde ses çıkartmayan da onun kadar büyük bir şerefsizdir.
  • şerefsizlik. bu ibneliği anlamanın bir yöntemi olarak sanırım teknik servisler aracın mevcut beygir gücünü ölçüyorlarmış. tam olarak nasıl bilmiyorum ama araçlar kmsi arttıkça sanırım beygir gücünden bir miktar yiyebiliyorlarmış. eğer bu ölçüldüğünde beklenen beygir gücünden daha düşük bir değer alınırsa bu kmsi düşürüldü demek oluyormuş.

    anlattıklarım biraz kulaktan dolma olabilir ama, alacağınız aracı mümkünse sağlam bir teknik servise götürüp baktırın. illa ki anlaşılacaktır, zaten gitmeden önce aracını alacağınız kişiye, peşin peşin araçta olan sorunları sorun. dürüst davranırsa ne ala, davranmaz ise zaten teknik serviste çıkan en küçük sorunda, almamanız gereken aracı anlamış olursunuz. küçük sorunları aktarmayan biri allah bilir neleri gizlemiştir. türkiye'de ikinci el araç alırken dikkat edin, galerilere bulaşmayın. bekleyin sahibinden alın, araştırın bakın.
  • 400 bin kilometredeki (dünyanın çevresini 10 kere dolaşmış) arabayı bakım yaptırarak*, 40 bin kmdeki arabadan daha iyi yapacağını iddia edebilecek kadar gözü dönmüş (sahtekar, uyanık, ağzı bozuk) kişilerin başvurduğu yöntem. mal kendini anlatıyor zaten, dikkat edin, paranızı sokağa atmayın.

    40 bin kmdeki arabanın üzerinde hoplandığı varsayılmamıştır. haydi hayırlı traşlar

    (bkz: metal yorgunluğu)
  • yılların galericisi olan benim ve diğer galericilerin de çoğunlukla anlayamadığı durumdur. sadece spor araçlara vs. değil, aklınıza gelebilecek her araca uygulanabiliyor ve 20 tl bir bedel karşılığında herhangibir elektronikçide yaptırabilirsiniz. galerici olarak kendimi savunmaya geçmekten öte, acil adı altında aracını satmak isteyen bir kimse, aracının yüksek kilometrede veya boya, darbe durumu varsa, hemen satamayacağını bilir. boya ve darbe tamiratının orjinaline yaklaştırmak çok güç ve pahalı olduğu için ilk başvurulan yöntemdir. galericilerin de, yüksek kilometredeki aracı kelepir olarak alıp, kilometresini düşürüp, birkaç işlem sonrasında müşterilere veya diğer galericilere kakalaması ve tatlı bir kar etmeleri işten bile olmuyor ne yazık ki. ama bir aracın kilometresinin düşürülüp düşürülmediğini büyük ölçüde anlamanın yolları var.

    herşeyden önce, satıcıdan araçla ilgili evrakların olup olmadığını sorun. titiz sahipler bunları dosyalarlar hatta bize dosyasıyla gelen araçlar bizim için de kıymetlidir zira biz de daha sorulmadan çıkarıp dosyasını gösterebiliriz. dosyanın içinde varsa faturaları, servis kayıtları olur. çünkü öğrenmek için aracınızın markası ne olursa olsun, onu satan veya bakımını yapan firma, siz araç sahibi olmadığınız
    sürece, araç hakkında bilgi vermiyorlar ne yazık ki. fakat o firma çalışanı tanıdık ettik bulabilme şansınız varsa, direk bu yöntemi tercih edin. bu şartlar var veya yoksa bile, göz ve elimizle aracı inceleyebiliriz. 80 bin kilometreden 60 bin kilometreye düşürülmüş bir aracın oynandığını anlamak neredeyse imkansızdır. servis kayıtları da olsa zordur. onu ancak tahmin edebiliriz. mesela ağustos 2010 tarihindeysek ve aracın 60 bin bakımı nisan 2009 da yapılmışsa ve araç şu anda 62 bindeyse, kıllanmakta fayda var. ha olmayabilir de,
    değilse, baktığınız araç bir aston martin veya bentley ise, yılda iki bin kilometre normal karşılanır. diğer durumlarda, anormaldir.

    göz ve elle muayenede de, bakılması gereken ilk yer aracın direksiyonudur. eğer 200 bin kilometreden 80 bin kilometreye düşürülmüş bir araçla karşı karşıyaysanız, direksiyondaki soyulma, tahribat ve aşınmayı kontrol edin. kilometre düşüren insanların ilk tercih ettikleri yöntem aşınmış direksiyonu yeniden kaplatmaktır. eğer direksiyon tertemiz, yaldır yaldır ve ilk günkü gibi duruyorsa, yine şüphelenin.
    aynı işlemi vites topuzu için de yapın. kontrol edin, bakın bakalım değiştirmişler mi, değiştirmemişler mi.
    daha sonra koltuk döşemelerine ve kafalıklara bakın. kumaşsa, hırpalanma, deriyse çatlak, çökük, pörsüme arayın. bunlar tamamsa, kafalıklar genellikle hep unutulan yerlerdir.

    plastik aksama özellikle dikkat edin. aracın içinde en çok temas edilen cam, teyp, klima gibi düğmelerin aşınmışlığına göz atın. daha sonra güneş gören yerlerdeki plastik aksamlara bakın. temiz, yeni, hırpalanmamış araçların çoğunda bu aksam canlı renkli ve genellikle hafif pütürlüdür. solgun, bezgin aksam kendini belli eder, kıllanın.

    satıcıyı konuşturun, tuzak sorular sorun. unutmayın aracımız 60 bin kilometrede ama triger kayışı değişti mi, şanzımanda problem var mı gibi bubi tuzakları kurun. o kilometredeki çoğu aracın triger değişimi gelmediği için, boşluğuna gelen satıcı o değişti bu değişti falan diye başlarsa, hayırlı satışlar dileyin, uzaklaşın.

    motordan anlamıyosanız bile kaputu açın bir kere. şöyle sağına soluna bakın. araç çalışmıyor olsa bile anlaşılır. özellikle renkli kablolara dikkat kabartın. çok yol yapmış araçlarda motor çok ısındığı için önce renkli kablolar solar, renk atar. daha sonra hava filtresinin kendisini değil ama borusunu, bujileri vs. kontrol edebilirsiniz. araç lifte alınırsa egzoz borusunu ve susturucuyu takip ederek kontrol edin. tahmin edin işte ya, o kilometredeki bir aracın nasıl olması gerektiğine kanaat getirin.

    kesinlikle satıcının değil, sizin tanıyıp bildiğiniz bir yetkili servise götürün. yok onun götürdüğü bir yere gidiyorsanız yanınızdan bir an olsun ayrılmasına izin vermeyin. nereye girerse peşinden gidin. herhangibir ustanın cebine üçbeş bişeyler sıkmaya gidiyor olabilir. ismini zikrettiği, tanıdığı bir usta varsa da başka birinden bakmasını rica edin. yapın bişeyler.

    zor işler işte, paranoyak olun. olun ama. çünkü kenarda köşede belki de yıllarca biriktirdiğiniz paranızla gerçekten çok istediğiniz ve çok severek aldığınız arabanız bir sorun çıkarttığında bu önce ondan, sonra kendinizden nefret etmenize sebep olacaktır.
  • ülkemizde sanal olarak oluşturulmuş "düşük kilometre takıntısının" sonucunda ortaya çıkan ve genelde galerilerin başvurduğu bir şerefsizlik. maalesef muayeneye girmesi de sorun değildir artık bir aracın. çoğunlukla şunlar yapılıyor:

    1- elimizde 3 yaşından büyük bir araç olsun, ülkemiz şoförleri garantisi biten bir aracı %90 olasılıkla bir daha yetkili servise götürmezler. sanayide yapılan bakımların ise saklanması şüpheli olduğundan sanayi bakımı görmüş bir aracın kayıtları kesinlikle eksiktir.

    araç 3 yaşında ilk muayenesine 35000 km'de girdi. bu kayıt altında şu an. adam arabayı 2 sene boyunca bir 30000 km kullanıyor, muayeneye girmeden önce aracın kilometresini 37000 km'ye çekiyor. muayeneye 37000'de giren araç, 2 sene daha bir 40000 km daha kullanılıyor, bu sefer insaflı davranılıp kilometresi 40000'e çekiliyor, alın size 40000 km görünümlü 105000 km'de araç.

    sonra da bu insan "garaj arabası 2 senede sadece 3000 km yaptı!!!1111" diye satıyor bu aracı km takıntılı birine, sonra araç bir bir arıza vermeye başlayınca da "daha 40000'deydi ne oldu şimdi bu araca?!?!!11"

    2- 2010 senesinden önceki muayenelerde km kaydı da mevcut değildir, bu sebepten yüzbinlerce km kullanılmış eski araçların veya filo araçlarının kilometreleri atıyorum 65000'e çekilir, sonra da 65000'den itibaren kayıtlanmaya başlanır, alın size 65000 görünümlü ama aslında 250000 km'de araç.

    kilometre düşürmeyi engelleyemeyiz ama şunlar düşünülebilir:

    - çok eski araçlarda km takıntınız olmasın. eğer sahibi almancı filan değilse 1990-2000 model arası bir aracın 100000 hatta 150000 km altında olması çok zordur.
    - direksiyon simidi, vites kolu, kapı döşemeleri aracın kullanım sıklığı hakkında size fikir verebilir.
    - almayı düşündüğünüz araç mümkün mertebe servis bakımlı (kayıtlı) olsun, eğer servis bakımlı bir araç değilse sanayi bakım kağıtlarını isteyebilirsiniz. titiz şoförler bunları da saklıyorlar.
    - lpg taktırılmış araçlar ve küçük motorlu dizel araçlar km düşürmeye en uygun araçlardır, ekstra dikkat ediniz.
    - özellikle sahibinden.com'da model yılı eski ama 120000 ve 140000 civarı araçlardan uzak durunuz, 70000 km de psikolojik sınırdır, pek çok araç bu km'ye düşürülmektedir.
    - 4 yaşından büyük dizel araçların çok büyük kısmının km'si düşürülmektedir.
    - filo aracı olarak geçen ve satış listelerinin zirvesinde olan araçlar filodan çıkma olabilir, ama galeri size bunu söylemez. kesin öğretmen kullanmıştır aracı, tertemizdir!!11
    - bu yazdıklarım her daim geçersiz olabilir, sonuçta bu ülkede dürüst şoförler de var. ancak parayı kolay kazanmıyoruz, üzerinde hile olan araca binbir emekle biriktirdiğimiz parayı dökmemek lazım.
  • devletin bunun önüne geçilmesi için önlemler alması lazım.
  • maalesef ancak memleketim gibi az gelişmiş ülkelerde üç beş kuruş fazla kar için şark kurnazlığı yapan, ticaret ahlakı olmayan insanların yapacağı sahtekarlık.

    bu arada yine bu memlekette şike de serbesttir.
  • tanım: ibneliktir.
    satın almış olduğunuz araçta kilometre sahtekarlığı yapıldığını farkettiyseniz mahkemeye vererek kötü niyet tazminatı alabiliyorsunuz. önemli bir detay ise sattığınız aracın sizden önceki sahibi böyle bir totoşluk yapmış olsa bile sizin aracı sattığınız kişi sizi dava edebilir. mevcut emsal kararlar var haberiniz ola.

    ahanda link
hesabın var mı? giriş yap