• asosyalin sabah eziyeti. tam çıkacam kapıdan, karşıdaki moruk mıy mıy karısıyla vedalaşıyor. gelirken pırasa alayım mı, alayım da götüme sokayım mı bilmem me... bekliyorum içerde usulca, ta ki uyuşuk ayak sesleri apartman kapısının kapanma sesine karışana kadar...

    ilave: taam la
  • her defasında bahçedeki kedileri şikayet edip o berbat ses tonu ve diksiyonuyla sabah sabah kafa şişirdiğinden ve sizi dinlemediğinden karşılaşmak istemediğiniz kadın ya da adamın defolup gitmesi için kendine zaman tanımaktır.
  • gerekirse bir saat beklerim kapıda hiç üşenmem o dedikoducu musibet kadınla karşılaşmamak için. en son ailecek tatilden döndüğümüzde (gecenin bir körü) asansörden indik bi baktım kapıda bu kadın... üstünde pijamalar falan hoşgeldiniz, nasıl geçti, nerelere gittiniz diye başladı taramalı tüfek sorgusuna. anlamadım ki camdan dışarıyı mı gözetliyor 7/24, yoksa üstümüze çip falan mı yerleştirdi farkında değiliz. neticede ben kendisinin sorgu sualine katlanmaktansa kapılarda ömrümü geçirmeyi tercih ederim.
  • bide bunun aynı asansöre binmemek için bekleyeni vardır.
  • nedeninin o komşunun beni her gördüğünde anlamsız ve kendisini ilgilendirmeyen sorular sorması. ailece normal sohbet konuları bunlar çünkü. ulan sanane nereye gidiyorum, sanane anneme nereden diye soruyorsun embesil. öyle kabullenmeye çalışıyoruz, cidden art niyet yok biliyorum, onun sohbet açma yöntemi bu. e ama yeter. beklerim tabi kapıda o tayfanın gitmesini.

    bir gün annem yine nereye sorusunu duyunca ''sevgilime gidiyorum'' diye cevap vermiş. akşam gelip anlattığında kahkaha attık tabi. öyle soruya böyle cevap. iyi olmuş.
  • (bkz: asos) **
  • sözlük sayesinde teşhisini koyabildiğim davranışım. böyle bir takıntım olduğunun farkında bile değildim ve işin doğrusu yalnız olmadığıma sevindim.
  • en çok ta apartman kapısından girerken, asansör önünde bekleyen biri varsa, yaptığım eylem. hemen hemen her akşam benden önce giren birilerini görüp merdivenler de bekleme işini adet haline getirdim.

    bu da bana kapak olsun;

    (bkz: komşu komşunun külüne muhtaçtır)
    (bkz: ev alma komşu al)
    (bkz: bana dokunmayan yılan bin yaşasın)
  • eski dar merdivenli yuksek binalarda oturulmasi durumunda elzem bir durumdur zira belklemezseniz 6-7 kati arka arkaya "tik tik" diye her ayak sesini dinleyerek, her otomat sondugunde ondekinin bir alt kata varip isigi yakmasini bekleyerek inmeniz gerekir, kaptirip gidemezsiniz, bi de aceleniz varsa sinir olursunuz. en iyisi gidene kadar beklemek, gene gec kalirsiniz ama sinir olmazsiniz en azindan.
  • maalesef benim de gerçekleştirdiğim eylem çünkü karşılaşırsak ilk merhaba diyen ben oluyorum, karşımdaki de zoraki bir gülümsemeyle merhaba diyor. bu zorlama kibarlıktan nefret ediyorum. birbirimizi seviyormuş gibi davranıp güler yüz göstermek zorunda değiliz, gerek yok.

    bir diğer komşu modeli de ne zaman karşılaşsak bir yere gidelim, bana gel, ben sana geleyim diyen insan. odan toplu mu dağınık mı müsait misin diye sormak yok. ders çalışacağım işim var birazdan çıkıyorum diye yalan söylemek zorunda kalıyor insan doğal olarak. tatsız.
hesabın var mı? giriş yap