• faydadan cok zarari olan bir hayvan degildir dogal hayattaki bildigimiz 4 ayakli kurt. buna en guzel ornek amerikadaki yellowstone parkindaki olaydir. kurdun zararli olduguna inanan gerizekali amerikan ciftcisi oradaki kurt neslini yuzyil basinda acimasizca tuketmis ve inanilmaz derecede artan geyik nufusu tum dogal habitati yoketmeye baslamistir. ama insanlar kurdun kiymetini anladi ve yellowstonun en sistematik, guzel ve vahsi avcisi ait oldugu yere geri getirildi kanada ormanlarindan. insan disindaki her canlinin zincirde onemli bir yeri vardir bu unutulmamalidir. zararli olan tek canli insandir.
  • ihanet konusunda insanla yarışabilen canlı. geçen national geographic belgesi izledim. kurt sürüsünün lideri keşif amaçlı avın yakınlarında dolanıyor. eşi ve kardeşi arkada. kardeşi başladı liderin eşini pompiklemeye. lider geri gelince bir de ne görsün! daldı aralarına başladı kardeşiyle kavga etmeye. kardeşi kaybetti dövüşü ve sürgün yedi.* sürgün yiyen kurdun adını da kabil koymuşlar. kabil tek başına bir kış geçirmek zorunda kalır. ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. kendisi gibi yalnız bir dişi bulur. aşk-ı muhabbet ederler. avlanmaya başlar kabil ve eşi. çoğu da başarısız olur. yine bir gün avlanırken sürgün yediği kurt sürüsünün hakimiyeti altında olan topraklara girer. ihanete uğrayan kabil' in ağabeyi sürüsünün lideri statüsünde tekrar kabil' e saldırır. fakat bu defa işler umduğu gibi gitmez; kaybeder. ve kabil afaroz edildiği sürünün başına geçer. ihtiras, şehvet, trajedi, hırs, ihanet hepsi bir arada. lider olan kabil selefi olan ağabeyinin eşine tekrar hallendi mi orasını bilmiyorum. kabil lider olduktan sonra belgesel bitti. yapımcılar, izleyenlerin hayal gücüne bırakmış sonu.
  • genellikle gri kurtlardır. gri kurtlar kuzey enlemlerinde yaşar. kuzey amerika’da beş, avrasya’da on iki alt türü vardır. gri kurtlara ilave olarak dünyada iki kurt türü daha vardır: kızıl kurt ve yeni tanınan habeş kurdu. alt türleri birbirinden ayırmak zordur. bunun nedeni alanlarının kesiştiği bölgelerde melezleşmeleri böylece nüfuslarının birbirine karışmaya eğilimli oluşudur. alt türler arasında görülen farklılık, coğrafi bölge, mevcut habitat ve besinin sonucudur. gri kurdun alt türleri arasındaki farklılıklar için bazı özellikler; kafatası ölçüleri, büyüklük, kürk rengi ve organ büyüklükleridir. kurtlar genelde sürüler halinde yaşar ve avlanır, sosyal hiyerarşiye sahiptir ve belli bölgelerde yaşar. sürü, ‘alfa çifti’ denilen erişkin ebeveynlerle onların son yıllarda doğan yavrularından oluşur. erişkinler genelde bağımsızdır. az da olsa yuvaya dönüş yapan eski bir üyenin veya yabancı bir kurdun sürüye katıldığı olur.
    kurtlar uzak mesafeleri koşarak saatte yaklaşık 8 km hızla kat edebilir. avlanma sırasında kısa mesafelerde bu hız saatte 38-55 km’ye kadar çıkabilir.
    kurdun çenesi, 6,5 cm2’ye 680 kg basınç yapar. bir kurdun çenesinin gücü, iri bir moose geyiğinin uyluk kemiği boyunca 6 ila 8 ısırış/lokmayı mümkün kılar. bir alman çoban köpeğinin ısırırken uyguladığı basınç 6,5 cm2’ye 370 kg, bir insanın ise ancak 145 kg’dır.
    ağırlıkları yaşadıkları yere ve bunun farklılıklarına göre değişir. yetişkin dişiler 22-53 kg arası değişirken, yetişkin erkekler 30-60 kg ağırlığındadır.
    bir kurt tek başına günde yaklaşık 1,5 kg kadar besinle hayatta kalabilir ama düzenli şekilde çoğalmak için günde 2 kg’dan fazlasına ihtiyaç duyar. bir kurdun bir seferde yiyebileceği en büyük miktar yaklaşık 12 kg’dır.
    kurtlar öncelikle beyaz kuyruklu geyik, katır geyiği, moose (çok iri ve yassı boynuzlu bir geyik), bizon, koyun, misk öküzü ve dağ keçisi gibi büyük, toynaklı memelilerle beslenir. kunduz ve yabani tavşan gibi orta büyüklükteki memeliler önemli bir ikincil besin kaynağı olabilirler. bazı kurtlar kuş ve küçük memelilerle de beslenir.
    kurtların doğal ölümlerinin birincil nedeni daha çok yavruların başına gelen açlık ve egemenlik alanları için yaptıkları kavgalar sırasında diğer kurtlar tarafından öldürülmektir. genelde büyük bir problem olmamakla birlikte, küçük ve nüfuslarda, uyuz ve canine parvovirus gibi hastalıklar da sorun olmaktadır. avlanma sırasındaki yaralanmalar da bazen ölümle sonuçlanabilmektedir. yasal ve yasa dışı olarak ya da kaza sonucu insan tarafından öldürülme, bazı nüfuslar üzerinde yüksek oranda olabilmektedir.
    kurtların vahşi doğada yaşam süresi 6-8 yıldır, ancak bu süre doğada 13 yıla kadar, hayvanat bahçelerinde tutsaklık halinde 16 yıla kadar çıkabilir.
    kurtlar yiyecek aramak için her gün 16-50 km yol giderler. sürüden eş aramak için ayrılan kurtlar kendi bölgelerinden 700 km uzağa kadar gidebilirler.
    kurt sürülerinin bölgeleri 65-2600 km2 arası değişir. bir sürüde normalde her baharda bir doğum olur, fakat besin açısından zengin bölgelerde bir sürüde birden fazla sayıda dişi doğum yapabilir. bir nesilde ortalama 6 yavru dünyaya gelir, ancak doğal besin açısından sıkıntı varsa bunlardan bir kısmı ölebilir.
    kurtlar, bir yılda kurt başına 15-20 yetişkin geyiğe eşdeğer av tüketir.
    kutup kurdu, gri kurdun bir alt türüdür ve diğer kurtlara benzer. diğer kurt türlerinden farkı, görünümü, yaşadığı yer ve avladığı türlerdir. onları çevreleyen karlı ortamla bütünleşmelerini sağlayan beyaz kürkleri vardır. isı kaybını azaltmaya yardım etmesi için, diğer gri kurt alt türlerine oranla kulaklarının çevresi daha yuvarlak, burunları ve bacakları daha kısadır. düşük sıcaklıkta onları sıcak tutabilmesi için kürkleri sık ve uzundur, ayak tabanlarında bile tüy vardır. güney kutbundaki anne kutup kurdu 5-6 yavru dünyaya getirirken, kuzey kutbundaki av yoğunluğunun az olması nedeniyle kuzey kutbundaki anne kutup kurdu 2-3 yavru doğurmaktadır.
    kurtlar başta abd olmak üzere yaşadıkları yerlerde çiftlik hayvanlarına zarar verirler. ws (wildlife service) bütçesine göre, kurtların kontrolünün 2000 yılındaki maliyeti 700 bin amerikan doları’nı bulmaktadır. ispanya’da, ikamet edilmeyen, vahşi herhangi bir alan olmamasına rağmen, kurtlar yaşadıkların yerlerde çiftlik hayvanlarına zarar verirler. ispanya’da neden oldukları hasar yılda 1 milyon doların üzerine çıkmıştır. kurtların yaşadığı ülkelerde kurtların verdiği hasarı azaltmak, kurtları denetlemek ve nakil ederek dengeyi sağlamak için milyon doları bulan bütçeler ayrılırken, türkiye’de av sezonu dışında vurulan her kurt için 300 milyon türk lirası cezadan başka bir yaptırım söz konusu değildir. wwf türkiye’nin açılması ile bu değişecektir. (http://www.wwf.org.tr/)
    insanın köpeği 14 bin ila 130 bin yıl önce evcilleştirdiği ve bunun daha çok insanlar köpeğin bir tür birlikte evcilleşme dönemi olduğu sanılıyor. üstelik bu ilişkinin başında insanın köpeğe değil, köpeğin insana birtakım numaralar öğrettiği de ileri sürülüyor: sınırları korumak, avlanma disiplini, sürü oluşturma gibi. insanın sahip olduğu çok güçlü ‘sınırlarını koruma’ davranışına maymunlarda rastlanmıyor. oysa ki aynı sınır belirleme dürtüsü kurtlarda ve köpeklerde var. maymunlarda, anne-yavru ilişkisi dışında, aynı cinsten hayvanlar arasında dostluk olarak adlandırılabilecek bir duygu bulunmamakta. araştırmacılar da insanın kurt ve köpekle kurduğu ilişkinin, insanın diğer insanlarla kurduğu sosyal ilişkinin temellerini attığını söylüyor. kötü avcı insanın, çöllerden kutuplara, her yere ulaşmasını sağlayanın iyi avcı kurdun peşine düşmesi olduğu ve üstelik bu av ortaklığının etten fazla olduğu da sanılıyor: dostluk duygusu. yani insan, ilkel ve içgüdüsel yalnızlığından çıkıp kendi cinsine tahammül edebilmeyi, hatta onunla dostluk kurmayı köpekler sayesinde öğrenmiş görünüyor. tek tek insanlar ve insan grupları arasındaki bu dostane işbirliği, ilk fikir parçacıklarının, kültürün ve teknolojinin oluşmasını sağlıyor. arkeolojik araştırmalar sonucunda britanya'da 400 bin, çin'de 300 bin, fransa'da 150 bin yıl öncesine ait insan yerleşimlerinde yanyana kurt kemikleri bulundu. köpeğin ancak 14 bin yıl önce evcilleştirilebildiğini düşünen uzmanlara göre, bunun nedeni, insanın kurtları yemesi ya da tersi ama insanın atasının modern insan halini aldığı yüzlerce yıla dair pek çok karanlık nokta olduğunu ve tarih öncesi resimlerde insan ve köpeğin birlikte bulunduğunu düşünürsek bu çok eskilere dayanan bir dostluğun göstergesi.
  • dagcilarin karli havalarda enerji kaybina yol acmasin diye en ondekinin izine basma olayini kullanan ender hayvanlardandir.koca bir suru tek bir kurdun ayak izinden gidebilir eger tuzak kuruyosa.ayrica askeri hiyerarsi,kast sistemi gibi kendi icinde dogurma izinine kadar herseyin konumuna gore belli oldugu ataerkil bi duzeni vardir bunlarin.
    koyun derisi yuzme olayinda bir numaradir bunlar.koyunu yerken,deriyi hic parcalamadan cikartabilir,boyun bolgesine gelince birakirlar,bu yuzden koyun yuzerken oraya kurdun yildigi yer denir halk arasinda.
  • orta asya'da kök börü/gök kurt, kaşkır, asena, aşina, çine, börteçine vs. adlarıyla karşımıza çıkan kurt, bütün türk boylarının (ve dahi moğol boylarının) ortak ongonu* diyebileceğimiz kutlu bir hayvandır.

    (bir de bir çeşit kurt adam olan erbörü vardır ki şimdilik konumuzla alakası yok hatta bir de mankurt var ki onunla işimiz hiç olmaz)

    türklerde kurt yüce bir ülkünün ve dünya görüşünün sembolüdür. cesareti, doğru yolu, savaş ruhunu, özgürlüğü, hızı, doğayı temsil eder.
    bazı türk ve moğol boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar.

    altay ve sibirya türklerinin efsanelerinde kurt donuna giren yiğit motifi vardır ve kurtlar genelde erkektir (göktürklerde dişi)
    şimdi mesela göktürk mitolojisinde insanla kurt birleşerek türk milletini meydana getirmiştir (aşina kabilesi) ki moğol efsanelerinde de benzerleri görülür.
    (bu kurtla birleşme/çiftleşme olayıyla ilgili fazla bilgiye ulaşamadım, türk mitolojisinde kabulgan* adı verilen bir şekil değiştirme olayı var fakat o şekilde mi oluyor yoksa bildiğin kurt şeklinde mi oluyor bilmiyorum, neticede mitoloji, çok da mantık aramamak lazım, yunan mitolojisine bakarsak neler var neler, uranos'un kesilip denize atılan cinsel organından afrodit doğar mesela bak afrodit'in oğlu priapos'un kalıcı ereksiyonunun nedeni de buydu belki...neyse, biz konumuza dönelim, bir ara da yunan mitolojisinden bahsederiz)
    neticede en fazla kabul gören görüş kurt donuna giren ulu bir ruh olduğu yönünde.

    gene göktürklerde bayrakların ve tuğların üzerinde görürüz kurdu. (kurt başlı sancak, türklerde kağanlık sembolüdür) bu arada elle yapılan bozkurt ya da kurtbaşı dediğimiz işaretin de hunlara kadar giden tarihi vardır.

    bozkurt'un boz rengi gridir ve en az elli tonu vardır. (hayır, o aklınıza gelen değil) bizim bozkurtumuzun grisi ise, mavi-gridir yani tam olarak gök rengidir (gök tanrı'nın rengi ve sembolü)

    mitololijide, efsanelerde hatta masallarda geçen kurt motiflerine genel olarak şöyle bir göz atarsak; orta asya baksı dualarında altı ağızlı gök börü ve kurt kürkü deyimleri, ad koyan kurtlar, dede korkut hikayeleri'nde 'kurt yüzü mübarektir' ifadesi, manas için söylenen kurt gözlü boz bıyıklı betimlemesi, tuman han'ın kurtların dilinden anlaması, başkurt türklerinde at yeleli gök börü ifadesi, gene pek çok türk efsanesinde kurtların yiğitlerin yardımcısı rolünde olması ilk aklıma gelenler.

    mesela tuba türklerine ait bir metinde şöyle der:
    "yücelerdeki tanrıdan emir getirenim! tanrımın yakını (kayırazı) gök börü erenim kayra han!
    ağzını burnunu yalayan bozkurdum!"
    bu metinde kurt tanrı'nın habercisidir.
    ayrıca tuba türklerinin kam dualarında bozkurta hitap edilir ve şaman davullarında da kurt resmi vardır.

    bugün göktürklerden bize ulaşan her iki destanda da (bozkurt ve ergenekon) kurt motifi ön plandadır.
    ergenekon destanı'nda ergenekon'dan çıkmak için kurdu takip ederler (en bilinen ve kabul gören şekli bu olmasına rağmen farklı varyasyonları da vardır. mesela bazı anlatılarda* kurdun yerini geyik alır, bazılarında ise dağı eriten demircinin adı börteçinedir.)
    "sonra gök yeleli bir bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. bozkurt geldi, türkün önünde dikildi, durdu. herkes anladı ki yolu o gösterecek. bozkurt yürüdü; ardından da türk milleti. ve türkler, bozkurt'un önderliğinde, o kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününde ergenekon'dan çıktılar."*

    aynı olay başkurt efsanesinde de benzer şekilde görülür. başkurtlar da bir kurdu izleyerek ormanlık ve güzel bir yere varıp orada yaşarlar.

    bozkurt ve türeyiş destanları pek çok konuda ortak özellikler taşırlar. türkler bozkurt destanı’nında dişi bir kurttan, türeyiş destanı’nında ise erkek kurttan çoğalırlar. (tabgaç türklerinde* de çok benzer bir efsane vardır)

    "bütün boyun düşmanlar tarafından yok edildiği bir baskın sonrası tek bir erkek çocuk elleri ve ayakları kesilerek sağ bırakılır. bu çocuk dişi bir kurt tarafından iyileştirilir, beslenir, büyütülür.
    aradan yıllar geçer, çocuk büyür (arada daha bir sürü şey oluyor) sağ kalan bu genç ile dişi kurdun on tane oğlu olur. her oğul kendi boyunu kurar. bunlardan biri olan asena içlerinde en yiğit olanıdır. bu yüzden türk hakanı o olur. soyunu unutmaz, tepesinde bir kurt başı olan tuğ her zaman çadırının önünde dikili olur..."*

    oğuz kağan destanı’nında ise, oğuz gök ve yerden gelen kutsal kızlarla evlenir, kurt ise yol gösterici figür olarak karşımıza çıkar.
    oğuz kağan destanında çokça kullanılan kurt motifi oncelikle yiğitliği temsil eder. cesaret verir askerlere.
    “alpler olun savaşta, bozkurt gibi uluyan!"

    onun göründüğü yerler fethedilir:
    "gök yeleli, gök tüylü, göründü kutsal bozkurt,
    hint, tangut illeri de, oldu oğuz’a bir yurt."

    yol gösterir. kurdun yürüdüğü yöne yürünür (çünkü kurdun yürüdüğü tarafta zafer vardır)
    hatta durduğu yerde de durulur:
    "gök tüylü gök yeleli, bozkurt kaybolmuş idi,
    oğuz bunu görünce, o yerde durmuş idi.
    anladı ki bu yerde, otağı kurmak gerek,
    tarlasız, çorak yerde, düşmanı vurmak gerek!"
    bu arada oğuz destanı'nda kurdun mavimsi bir ışıkla görünmesi de gökselligini simgeler.

    türk mitolojisinde, büyük ayı takımyıldızı yedi kurttan oluşur.
    ["hey tutun şu kısrağa, durmayın yakalayın!” kara-kula, yedi kurduna bu emri verdikten sonra evine döner. yedi kurt da, kısrağı yakalamak için, göklerde döner dururlar.] (türk mitolojisine göre küçük ayı iki at, büyük ayı ise onları kovalayan yedi kurttu)
    (kara atlı han adlı bir türk masalı)

    pek çok türk boyunun kurdun soyundan geldiğine inanıldığı gibi (kurt ana ya da kurt ata) türklerin ilk atası olarak kabul edilen bulca han* da kurt sütü içer.
    zoomorfik* bir figür olan kurt ata kurt kılığına girebilen bir tanrı'dır.

    "tanrı kuvvet verdiği için, babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş."
    bilge kağan yazıtı doğu yüzü

    kurt motifi sadece bizde değil başka mitolojilerde de önemlidir. aklıma ilk gelenler iskandinav mitolojisinin dev kurdu fenris ile romalıların meşhur romus ve romulus efsanesinde nehre bırakılan ikizleri kurtarıp emziren bir dişi kurt.

    son olarak günümüze kadar ulaşan, orta asya ve anadolu'nun pek çok bölgesinde önemini yitirmemiş olan kurt motifinin hem geleneklere yansıması (kurt derisinin ve kurt dişinin uğuru ve koruyuculuğu gibi) hem de toponomiye olan etkisi ortada.
    umarım bozkurt, atatürk dönemindeki önemini geri kazanır ve somut olmayan kültürel miras listesinde ayrı bir maddesi olur...

    okuma yapılan ve faydalanılan kaynaklar:
    bahaeddin ögel - türk mitolojisi
  • kurtlar hakkında pek bilgim olmasına rağmen öyle sahte bir saygım vardı. çünkü tüm olay sadece filmlerden, belgesellerden gördüğümüz, kitaplardan ansiklopedilerden anladığım kadardı. gerçekle gerçek alakası olmayan bir durum.

    neyse, ne zaman ki kilometre karelerce büyük bir orman alanındaki piknik gezimizdeki ana kadar. ormandan biraz içeri girdim ve yürüyordum. bir anda karşıma bir köpek geldi. öyle bir kaç saniyelik bakış sonrasına ağzını açtı ve dişlerini ve bakışını görünce dondum.

    bildiğin donmak, ne yapacağnı ne düşüneceğini bile bilemeyecek kadar donmak. kurt'la göz göz ve aramızda 2-3 metre mesafe öyle kaldık. gayet açık ve netti ve şöyle söyeyeyim inanılmaz biraz hayvan. öyle hiç bildiğiniz gibi bir şeye benzendiğini zannetmiyorum. sonra yavaş yavaş donup kalmam geçti, olayı kabullendim, korku gitti ve kafasını çevirip yavaşça dönüp gitti. bu kadar.

    saldırsa ne olurdu, ya da neden o kadar dondum tam olarak hiç düşünemedim ama hayvan baya baya baya bi cool'du :) hatta şimdiye kadar karşılaştığım en cool hayvandı. bakışı, dönüşü, gidişi filan herşeyi süperdi yani.

    tabi normal olarak kurtla karşılaşan bir insanın bir nevi aydınlanma filan yaşacağı düşünebilir ama alakası yok. direk "anaaam kurt gördüm laan" diyerek piknik alanına döndüm ve hayatım hiç bir şey değişmedi. o kurtun bakışlarının içime işlemesi haricinde. o kadar.

    tam koordinatları da şu : (evet karadeniz'e kadar full orman)
    41.238141, 28.193901
  • ne zaman adını duysam çok eskiden televizyonda gördüğüm bir haberi hatırlamama neden olup, içimin sızlamasına neden olan hayvan. nasıl o hale gelinmiş tam hatırlamıyorum ama, haber köylüler tarafından yaralı olarak kıstırılıp, üzerine köpeklerle saldırılan bir kurtla ilgiliydi. son anına kadar köpeklerle dövüştü giderek güçten düştü ve öldü hayvan. etrafındaki tüm köylüler sevinç çığlıkları atıyordu. o nefes nefese kanla kaplı hali aklımdan çıkmaz hiç. haberi de kurt gibi öldü şeklindeki bir başlıkla vermişlerdi.

    üzerinden belki de 15 yıl geçti, ben o köylülere halen küfür ediyorum.
  • türkçede aslında kurt diye tek bir hayvan adı vardır. küçük, vıcık vıcık ve ince uzun olan hayvan kurttur.

    eski türklerin şaman/pagan dininde bir şeyin ismini söylemenin onu çağırmak anlamına geldiği inancı vardı. bugün hala bunun izleri görülür, örneğin cine "üç harfli" falan denmesinin sebebi bu eski duygudur. bu gelenekten dolayı, aslında börü (ya da böri) olan, köpekgillerin en büyüğü olan hayvan, otağların yakınına gelmesin diye zamanla başka bir hayvanın ismiyle, küçük ve zararsız olacağı düşüncesiyle kurt ismiyle anılmıştır.

    hatta aynı mantıkla kurt ismi de birkaç yüzyılda eskimiş; millet bundan da korkmaya başlayınca farsça'dan bir sözcük seçip canavar demeye başlamışlar. bazı orta asya ülkelerinde hala canavar denir.
  • hz. ibrahim allah'a dua eder, "ya rabbi kurtlar koyun sürüme musallat oldular, sen onları ıslah eyle"

    sabah kalktığında bir de bakar ki, vadi kurt leşleriyle dolmuş. tekrar allah'a ellerini açar, "ya rabb, ben kurtları helak et demedim ki, ıslah et dedim". sırrından hitap gelir, "ya ibrahim kurtların ıslahı böyle olur"
  • köpek; suyu içerken gürültü çıkarır, korkunca havlar, darbe alınca da inler.
    oysa kurt; suyu sessizce emer, ay ışığında aşkını ulur, ölüm karşısında şikayet etmez, boynuna bir ip bağlanmasını asla kabul etmez, özgürlüğünü pazarlık konusu etmektense ölmeyi yeğler...

    cengizhan'ın bir sözüdür.
hesabın var mı? giriş yap