• albert camus 'un bu romanı sinemaya da uyarlanmıştır. başrolünü * william hurt oynamıştır.
  • 2000 tarihli alabama 3 albumu. icinde saykodelilik bir hotel california cover'i barindirir.
  • güçlü metaforik yapısına ve şahane hikayesine ek olarak camus'nun futbol tutkusundan da izler taşıyan klasik roman. romanda gonzalez isimli karakterde vücut bulan futbol tutkusu, bir futbol sahasının karantinaya çevrilmesiyle de yerini bulur. futbolcu gonzalez de trajikomik olarak bu karantinada görevlendirilir. hatta gonzalez, rambert isimli gazeteci karakter ve dr rieux'a; "hem daha iyi oldu burada idman da yapıyorum" der. insanın en zor şartlarda bile bazı şeylere bağlanabildiğinin bir göstergesi olarak ki, zaten "ahlaka dair ne biliyorsam futboldan öğrendim" diyen camus'ya da yakışan budur.
  • camus'nün en iyi kitabidir kesinlikle,insanliğa karşi öylesine karamsardir ve insanliğin bütün o zayifliklarini,kötülüğünü,çürümüşlüğünü,bencilliğini öyle güzel anlatir ki,rahatsiz olursunuz.ama zaten amaç da budur,ilk sayfalarda "çirkin" bir şehir olarak betimlenen oran ile başlar hikaye ve gri renk karaya döner sayfalar çevrildikçe..
  • camus, bu kitabı ile nobel edebiyat ödülünü kazanmıştır.
  • tarrou:

    "...kırmızı cüppesinin içinde değişime uğramış, ne o sevecen kişi, ne de o saf adamdı; ağzından yılan gibi durmadan çıkıp duran koca koca tümceleri yine ağzıyla eziyordu. ve toplum adına bu adamın ölümünü, hatta kafasının kesilmesini talep etti. yalnızca şöyle diyordu: ' bu baş düşmeli', gerçek bu. ama sonuçta ne fark vardı ki? ve sonuç değişmedi, çünkü o başı elde etti..

    ...o günden sonra iğrenerek adaletle, ölüm cezalarıyla, infazlarla ilgilendim ve babamın cinayete birçok kez katılmış olması gerektiğini aynı baş dönmesiyle anladım, özellikle çok erken kalktığı günlerde. evet, çalar saatini kurardı böyle durumlarda..

    ...bir gün babam çalar saatini istedi, çünkü sabah erken kalkması gerekti. o gece uyumadım. ertesi gün o eve döndüğünde, ben ayrılmıştım. hemen söyleyeyim, babam beni her yerde arattı, onu görmeye gittim ve hiçbir açıklama yapmadan, eğer beni geri dönmeye zorlarsa kendimi öldüreceğimi ona sakin sakin söyledim.."
  • "ah, keşke bir deprem olsaydı!
    tam bir sarsıntı... ve bu iş biterdi.
    ölüler, diriler sayılır ve oyun biterdi.
    ama şu domuz hastalık!
    hastalığa yakalanmamış olanlar bile
    onu içlerinde taşıyorlar."

    albert camus / veba
  • kitaptan,

    .. o günlerdeki hayatımızın en gerçeğe yakın tasvirini tarrou yapmıştır. o da vebanın gelişmesini izliyordu. radyonun haftada yüzlerce ölüyü bildirmekten vazgeçip hergün doksan iki, yüz yedi ve yüz yirmi ölüyü bildirmeye başlamasını notlarında vebanın bir dönüm noktası olarak belirtmişti: "gazeteler ve resmi makamlar vebayla sanki oyun oynuyorlar. yüz otuz bir, dokuz yüzden daha ufak bir sayı diye sanki vebanın kuvvetini azaltacaklar."
  • 2008 yazıma damgasını vuran 2 romandan biridir. mümkünse sahaflardan varlık yayınlarının eski baskısı buluna ve oktay akbal çevirisi okuna. fransızca bilmem, karşılaştırma şansım yok ama oktay akbal öyle kaymak gibi çevirmiş ki okudukça okuyasınız geliyor. diğer damgasını vuran roman için;
    (bkz: incil deki ikinci isa)
    (bkz: jose saramago)
  • sadece faşizmi değil, insanoğlunu dize getiren tüm felaketleri betimler: açlık, savaş, hastalık, faşizm, kapitalizm...
hesabın var mı? giriş yap