• jacques cazotte'nin babil kitaplığı serisinde yayımlanan kitabı. oldukça güzeldir.
  • (bkz: #50253938)
  • kırmızı kedi yayınları tarafından yeniden basılan babil kitaplığı’nın dördüncü kitabı olan jacques cazotte romanı. kitapta genç bir yüzbaşı ile şeytan arasındaki tutkulu aşk hikayesi
    anlatılır.

    --- spoiler ---

    hikaye, arkadaşlarının napoli kralının muhafız alayından olan ve cüretkarlığı ile tanınan genç yüzbaşı alvaro’ya bir şaka yapması ile başlar, cesaretini sınamak üzere yüzbaşıyı bir harabede yalnız bırakıp şeytanı çağırmasını söylerler. alvaro kendisine öğretilen kelimeleri tekrarlayınca karşısına deve kılığına girmiş şeytan belirir. şeytanın niyeti bu gözüpek askeri baştan çıkartmaktır. ancak onun emir vermedeki gözü pekliği ve cesareti şeytan’ı büyüler. şeytan baştan çıkarmak istediği alvaro’ya âşık olur.

    "ah alvaro! ben sadece altı aydır kadınım. oysa sana duyduğum tutku sadece bir gün sürmüş gibi geliyor. şayet hislerin en tatlısı daha önce hiçbir şey hissetmemiş bir kalbi sarhoş ettiyse bunu mazur görün. size de benim gibi sevmeyi öğretmek isterdim. sadece bu hisle bile kendinizi kendi türünüzün diğer insanlarından üstün görürdünüz. fakat insanlardaki kibir başka hazların peşinden koşmadan edemiyor. doğal kaygısı onun, şayet ufukta daha büyüğünü göremiyorsa herhangi bir mutluluğu algılamasına izin vermiyor. evet sizi eğiteceğim alvaro. kendi çıkarımı zevkle unutmuştum. ancak buna mecburum, zira sizin yüceliğinizde kendi yüceliğime kavuşmalıyım. fakat benim olacağınıza dair söz vermeniz yetmez. koşulsuz, şartsız ve ebediyen benim olmalısınız."

    --- spoiler ---
  • diable boiteux kitabına antitez olarak yazmış. (topal şeytan türk edebiyatının ilk çevirilerindenmiş.nadir kitapta bir versiyonu var 180tl )

    kitabın yazarı cazotte da fransız devrimi karşıtı görüşleri nedeniyle 70 yaşında giyotin ile ölüme mahkum edilmiş.

    sade dili sayesinde bir günde bitirilecek bir kitap. 18. yy. ürünü olan âşık şeytan, genel olarak baktığımızda fantezi kurgu olarak fakat yer yer korkmama da sebep oldu. sonu kesinlikle tatmin etmedi sanki birden kitabı bitirmeye karar vermiş yazar ve bişeyler karalamış gibi.
  • babil kitaplığı serisinde okduğum, jacques cazotte romanı. don alvaro adlı genç bir ispanyol asili ile genç bir kadın kılığına giren şeytan arasındaki aşkı konu alır.
  • --- spoiler ---

    ben aramadım seni, sen buldun beni.
  • jacques cazotte’nin 1772 tarihli “nouvella espagnol” alt başlıklı fransız romanı: aşık şeytan: bir ispanyol hikayesi (1793 yılında ingilizce basılmıştır). fantastik roman türünü başlatan eser olduğu söylenir.

    hikaye, kabala ve okültizme meraklı genç bir ispanyol süvari olan alvaro’nun ağzından aktarılır. bir toplantıda, bu fenomen gerçek mi değil mi muhabbetleri dönerken, daha olgun soberano’nun yönlendirmesiyle genç adam, bir ritüel gerçekleştirir. gizemli kalıntılarda, karanlık bir mağarayı andıran kubbenin altında sihirli sözcüklerle beelzebub’ı çağırır. bir deve formunda gelen iblisi uşağı yapar. deve, hizmet etmesi için küçük bir köpeği kusar ve kaybolur. olaylar gelişir.

    kitap bir roman için oldukça kısa; yine de karakterler, en kritik anlarda bile ara verme lüzumu görmedikleri uzun tiradlarla anlaşıyorlar. ağdalı ve kriptik konuşarak kimsenin anlayamayacağı imalarda bulunan biri, karşısındaki tarafından anında anlaşılıyor. bu uzun diyalogların arasında ilerleyen öykü kolaylıkla dikkatten kaçıyor. mesela küçük bir köpek bedenindeki beelzebub, hangi ara biondetta adıyla anılıyor, hangi ara bir uşak oluyor, daha sonra ne ara bir kadına dönüşüyor; baştaki ritüele tanık olan sobrano ve bernadillo ne ara alvaro ve biondetta’nın azılı düşmanı haline geliyor anlamak mümkün değil.

    genç bir adama aşık olan şeytanın onu baştan çıkarmak için kadın bedenine girmesi ve (üstü kapalı) erotik oyunlara başvurmasını anlatan yazar, okurları için eğlenceli bir ahlak dersi vermek isterken bilinçsizce psikoanalitik bir işe imza atmış. (lacanyan psikoanalizdeki che vuoi?; beelzebub’ın alvaro’yla ilk karşılaşmasında sorduğu sorudan esinlenir: “ne istiyorsun?”.)

    kitabın iki (aslında 3) sonu var. ilk basımda; alvaro annesinden icazet almak için çıktığı yolda biondetta’yı deşifre eder ve tüm illüzyon puf diye kaybolur. okurlar bu kısa ve hızlı sondan hoşlanmazlar; alvaro’nun tuzağa düşmesini isterler. yazar hayal gücünden yoksun diye eleştirilir. bunun üzerine cazotte, alvaro’nun tuzağa düştüğü ve beelzebub’ın kölesi olduğu oldukça hararetli bir final yazar. bu “fazla ileri giden” son da beğenilmez ve hiç bir zaman yayınlanmaz. günümüzde okuduğumuz versiyon, jacques cazotte’nin 3. versiyonudur.

    edit: virgüller.
  • çoğu okurun öylece eline alıp bir masal tadında okuduğu, ancak geri planında çok sıkıntılı bir hayat ve zihin yapısı barındıran kitap. neden mi? size biraz bundan bahsetmek istiyorum.

    jacques cazotte dijon'da doğdu, cizvitler tarafından eğitildi. cazotte daha sonra fransız denizcilik bakanlığı'nda çalıştı. cazotte iyi bir eğitim almış ve maddi kaygıları olmayan bir adamdı. bu yüzden kendisini edebiyata ve sanata vermekte güçlük çekmiyordu. ancak cazotte yalnızca edebiyata düşkün değildi; o aynı zamanda metafiziğe ilgi duyuyordu. kitabın basım tarihinin 1772 olduğunu hesaba katarsak, o zamanlar için fazla tehlikeli bir hayat yaşayan zeki bir adamdan bahsediyoruz burada.

    cazotte yalnızca bir bürokrat ve yazar değildi. az önce dediğim gibi, metafiziğe olan ilgisi de çevresince biliniyordu. zaten o yıllarda oldukça aktif ve popüler olan illuminati ile bir yakınlığı vardı. 1775 dolaylarında cazotte, illuminati'ye dahil oldu ve akabinde kehanet gücüne sahip olduğunu ilan etti. kehanet işi kulağa ilginç gelebilir ama burada bitmiyor. kendisinin 1788 senesinde bir akşam yemeğinde fransız devrimi'nin gelişi hakkında kehanette bulunduğu da söylenir. kehanet nereden çıktı diye sorabilirsiniz ancak bu doğrudur. adam bildiğiniz gaipten sesler duyduğunu iddia eden bir insandı. meseleye yalnızca bir heves deyip geçmek mümkün ancak daha derinine inince işler değişiyor. başına dert almaktan korkmayan cazotte, daha sonra martinist oluyor. ağustos 1792'de karşı-devrimci mektuplarından bazılarının ortaya çıkması üzerine cazotte tutuklanarak eylül ayında giyotine yem edilir.

    şimdi burada kitabın konusunu hatırlayalım. don alvaro, arkadaşından özenerek bir şeytana hükmetmek ister ancak acemice yaptığı bir çağrı neticesinde, oldukça güçlü olan beelzebubçağırır. daha sonra beelzebub, çeşitli hilelere başvurarak don alvaro'nun gerçekle olan ilişkisini bozar. aslında onun güzel ve çekici bir kadın formunda alvaro'ya göründüğünü biliyoruz ancak bütün metni bir aşk hikayesi olarak tanımlamak yine de kapsayıcı olmayacaktır.

    cazotte'nin bir diğer mahareti ise binbir gece masallarının fransızca çevirilerini kopyalamış ve uyarlamış olmasıdır. bu masallara biraz aşina olanlar, aşık şeytan ile arasındaki paralelliği fark edecektir. daha sonra bahsettiğim bu hikayeler 1788-89'da cenevre'de bağımsız olarak continuation des mille et une nuits adıyla ve cabinet des fées antolojisinde suites des mille et une nuits (1788-1789) adıyla yayımlandı.

    peki bu kitap niye var? bu kitap var çünkü yazarı gerçekten de bu çizgide bir hayat sürmüştü. o şeytanlara ilgi duyuyordu ve bir şeytan tarafından kandırılmanın nasıl bir şey olduğunu anlatmak, belki de yaşadıklarını aktarmak istiyordu. yazarın hayatı ile metni paralel okursak; her şeyin bir fantezi veya bir hatıra olması mümkün. ancak iki şekilde de bu kitap bir aşk hikayesi değil, bu kitap insanın kendisinden büyük güçlere karşı içinde olduğu acizliği anlatır. güç ve gösteriş arzuyla yanıp tutuşanlara, ne istediklerini iyi düşünmeleri gerektiğini bir kez daha anımsatır.
hesabın var mı? giriş yap