• içinde van dötten adlı gay bir karakteri barındıran kitap
    (bkz: ironi)
  • yaklaşık bir saat önce bitirdiğim ve kesinlikle polisiye severlerin okumasını önerdiğim kitap. tamam az çok neyin ne olacağı tahmin edilebilir ama müthiş sürekleyici. kitapta çok fazla açıklar yakalanabilir doğrudur. mesela bir tanesi şu şekilde gelişmekte.

    --- spoiler ---
    sayfa 268, son paragraf. (louis, otto keifer ile yüzleşirken)
    ...savaşın, kazananın kuralları. sofya'da birini, bir bulgar'ı öldürdüm. böhm adına çalışıyordu. israil'de de bir başkasını öldürdüm, miklos sikkov adında biri, o da böhm adına çalışıyordu.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    sayfa 312, sondan bir önceki paragraf. (kahramanımız louis antioche interpol'de bildiklerini anlatırken)
    "yutkumdum, işlediğim cinayetlerin üzerine kafamda birer çarpı çizdim...
    ...rahibe pascale'in imzaladığı belge, otto keiefer'in 'itiraf kaseti'..."
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    louis, interpol'de durumu açıklığa kavuşturmaya çalışırken 2 kişiyi öldürdüğünü anlatmamakta, hatta bunun açığa çıkmayacağını düşünmekte ama verdiği itiraf kasetinde zaten bunlar açığa çıkmıştı. sanırım grangé ya bu ayrıntıyı atlamış ya da louis'in bu hareketini akılsızca, safça olarak belirtmiş. ben ikilemde kaldım.
    --- spoiler ---
  • bu tür kitap okuyanlar için sonu az çok tahmin edilebilen kitap.

    --- spoiler ---
    çocukken çıkan yangın gerekli gereksiz iki üç yerde geçiyor. ayrıca cüce doktorun "sizi hatırlıyorum, birine benziyorsunuz" gibi laflar etmesi yangında babasının ölmediği ve bu cinayetleri işleyenin babası olduğu sonucunu düşündürtüyor. yani çok heyecanlı bir son yok bence kitapta. gene de özellikle leyleklerin sırrının çözüldüğü, cinayetlerin ortaya çıktığı, delillerin bir araya getirildiği yaklaşık ilk 150 sayfa gayet okunası ve heyecanlı.
    --- spoiler ---
  • jean-cristophe grangeden sevenlerini oldukca sevindirecek yeni bir psikolojik gerilim romani.
  • turkceye cevrilen son romani olmakla birlikte, aslinda yazarin yazdigi ilk romandir.
  • mükemmel bir yazarın* mükemmel ötesi olan ilk romanı
    açıklandığında ağzınızı açık bırakacak iki olay ve dehşet bir şekilde bağlanmış komplike bir son.farklı uygarlıkların ilginç yönlerinin aktarılması da cabası...
    ayrıca bu kitap 8 bölümlük bir tv dizisi haline getirilmiştir
  • teknik olarak bir diğer grange kitabından sonra okunmaması gereken kitap. malum bu yazarın en popüler romanları kızıl nehirler ve taş meclisi olarak geciyor. kızıl nehirleri henüz okumadım ancak taş meclisi, siyah kan ve kurtlar imparatorluğu kitaplarını peşpeşe okudum. sonrasında da bunu okumak gafletine düştüm ki gerçekten büyük bir hatadır. yanlış olmasın, kitap muhteşem. kurgusuyla, zeka içeren olay örgüsüyle, zaman - mekan tasvirleriyle gerçekten insanı içine çekiyor. tek sorun ( bana göre ) anlatımda yazarın diğer romanlarından farlı olarak olayları kişinin ağzından anlatıyor olması.

    diğer kitaplarda

    - ahmet kapıyı araladı ve içerdeki loş ışıkta....." diye giderken bu kitapta

    - kapıyı açtım ve loş ışıkta...." şeklinde ilk ağızdan anlatılmasıdır. olayları, mekanları anlamak için gerçekten ilk başlarda zorlandım ancak kitabı yarıladıktan sonra alıştım sanırım.

    ilk olarak bu kitabı sonra sırasıyla kurtlar imparatorluğu, taş meclisi, siyah kan okunmalı diye düşüüyorum. en iyisi ( kızıl nehirler )sona saklanmalı.
  • --- spoiler ---

    kitabın sonunda,olayların artık çözüm noktasına geldiği anda,saraydaki ameliyathaneye bir anda elinde uzi ile giren milan curiçadlı karaktere bir türlü o kahramanlığı konduramıyorum efendim.
    zihnimde bir ciddiyet yaratamıyorum adamın o andaki şeklini düşündükçe*

    --- spoiler ---
  • grange'in artık kitap sonlarını beceremediğini düşünmeye başladım. şimdiye kadar okuduğum kitapların (son üç kitabı kaldı) tamamı orgazmik kurgusuyla bir solukta biterken sonları hep hayal kırıklığı yarattı. ya kitabın ortalarında bir yerde sonunu tahmin edebildim ki bu konuda oldukça başarısızımdır, ya da bana göre zorlama, kitabın genelindeki olağanüstü kurguya hakaret sonlarla karşılaştım.

    --- spoiler ---

    ben leyleklerin uçuşunun son laboratuvar sahnesinde, louis'in babasının, louis'i doğramasını, kalbini çıkarmasını ve 30 sene önce yapmasının kıyısından döndüğü şeyi başarmasını isterdim. artık louis oraya kadar kendi ayağıyla geldikten sonra olması gereken buydu. eğer louis çıkartıp glock'u burnuna dayamadıysa, illa babayı laboratuvarda, tüm günahlarını işlediği mekanda öldürmek istiyorsa bir zahmet sonuçlarına katlanmalıydı. olmadı. yine iyiler kazandı.

    --- spoiler ---
  • jean-christophe grange'ın, amerikan film klişeleri misâli, başlarda kendi hâlinde betimlenen "normâl" bir vatandaşı peşpeşe gelişen olaylar neticesinde bir çeşit süper kahramana dönüştürdüğü, ülkeden ülkeye gezdirirken tüm engelleri rahatlıkla aştırdığı, her türlü soruşturmayı kolaylıkla yaptırdığı kitaplarından ilki. sürükleyici sayılır, evet. özellikle de hayvanseverlik ve kuş bilimi vs. paravanları ardında sürdürülen plân ve ağ şeytanın aklına gelebilecek cinsten, ama diğer konuda, hele hele de kahraman(!)ımızın son dakika baskınında yazar uçmuş birazcık.
hesabın var mı? giriş yap