• wendelstein 7x'te bulunmus birisi olarak birkac kelam edeyim. bilal'e anlatir gibi anlatmayacagim ama. öncelikle kontrollü füzyon dedigimiz olay zaten yillardir farkli ortamlarda gerceklestirilen bir olay. cekirdek füzyonunun meydana gelmesi icin birkac milyon derecelik ortam sicakligi (ya da daha dogru ifade ile boltzmann sabiti carpi sicaklik ile ifade edilen termal enerji) gerekir ki, bu yüzden elde edilen enerji, reaksiyonu baslatmak ve sürdürmek icin gereken enerjiye hemen hemen esit durumdadir. yani verimsiz bir sekilde enerji üretilmis olur. lockheed martin'in resmi web sitesinde konuyla ilgili yapilan aciklamada ise, sadece daha az yer kaplayan bir "plasma confinement chamber" gelistirdikleri yaziyor, yani verimlilik ile ilgili bir gelisme söz konusu degil. bunun sayesinde arastirmalar hiz kazanacak olsa da halen füzyon ile tüketim amacli enerji üretmekten uzagiz. ve ayrica; lockheed martin hisselerinde ani bir artisi takip eden bir balon görülebilir, dikkat ediniz *
    edit: imla
  • çok riskli, dünyayı yok edicez, serpinti olacak diye kafa açan arkadaşlara risklerinin doğasını ilk ve son kez anlatacağım reaktör.

    plazma kapanları, yüksek frekans gibi yöntemlerle ısıtılan plazmanın süperiletken mıknatıslar yardımıyla çok küçük bir alana sıkıştırılması ve bu hem sıcak hem yoğun alanda enerjileri çok yükselen atomların coulomb bariyeri denen ve atomların birbirini itmesini sağlayan elektriksel kanunu aşarak kaynaşması yoluyla çok yüksek enerji ve 1 adet yüksek hızlı nötron elde edilmesi prensibiyle çalışır.
    bu reaksiyonun ısıttığı ortama yerleştirilen ısı değiştiriciler de*aldıkları ısıyı bir buhar türbinine transfer eder ve böylece elektrik elde edilir.
    reaksiyon sonucu saçılan nötronlar ise, reaktör duvarına kaplanan bir lityum tabakasıyla yakalanır, lityum atomları nötronları yakalayarak tritium'a dönüşür ve böylece reaktörde yakıt olarak kullanılacak tiritum da elde edilmiş olur.

    soru: eğer reaksiyon kontrolden çıkarsa ne olur?
    cevap: hiçbir şey. sözü geçen plazmanın içinde reaksiyonların devam edebilmesi için plazmanın termal dengede bulunması ve manyetik alanın plazmaya uyguladığı kuvvete plazma tarafından uygulanan karşı kuvvet olarak tarif edilebilecek olan beta dengesinin çok yüksek olması gerekir.
    sıcaklık çok düşerse plazmanın beta değeri de düşer ve reaksiyonlar durur.
    sıcaklık çok yükselirse plazmanın termal dengesi bozulur; bu yüzden plazmanın beta değeri yine düşer ve reaksiyon yine durur.
    ama sıcaklık çok yükseldi ve reaksiyon durmadı diyelim; bu durumda da plazmayı sıkıştıran manyetik alanlar gevşetilerek veya bu alanların simetrisi bozularak plazmanın da dengesizleşmesi sağlanır ve reaksiyon kolaylıkla durdurulur.
    son olarak en olmayacak şeyin olduğunu ve zincirleme bir reaksiyonun meydana geldiğini düşünelim; iyi ihtimalle reaksiyonda kullanılan yakıt, miktarının bir kaç mikrogramdan fazla olmaması sebebiyle 10 dakika kadar reaktörün içinde yanar ve yakıt bitince reaksiyon da durur(bu patlamada zincirleme füzyon reaksiyonuna giren madde 400 kg kadardır mesela, oranlayın ona göre). kötü ihtimalle ısıyla birlikte yükselen basınç reaktör duvarlarını parçalayıp en fazla bir kaç kilometrelik alanda serpintiye sebep olur ki bu serpinti çernobil ve çevresini yaşanmaz hale getiren fizyon serpintisi gibi binlerce yılda değil en çok 20 yılda tamamen nötralize olacaktır.
    yani reaksiyonun sürmesi için maksimum ve minimum değil; optimal değerler söz konusudur.
    reaktörün kontrolünü kaybederseniz olacak tek şey reaksiyonun durmasıdır, büyük bir patlama veya içinden çıkılmaz bir radyoaktif serpinti değil.

    soru: plazmayı hapseden manyetik alanlarda bir arıza olursa ne olur?
    cevap: dediğim gibi plazmanın manyetik alanın içinde tamamen dengede olması gereklidir. eğer manyetik alanları oluşturan mıknatıslardan biri durursa, dört bir tarafındaki manyetik alana eşit kuvvet uygulayan plazma boşalan tarafa doğru yüklenir ve en kötü ihtimal reaktör duvarını parçalayıp mıknatısa çarparak yapısal hasara neden olur.
    bu olay sadece yakındaki çalışanlara risk oluşturur ki hastanelerde sürekli kullanılan mri makinelerinde de aynı risk vardır.
    oluşacak tek radyoaktif risk ise, reaktör çalışırken aşırı nötron ve ışın bombardımanından radyoaktif hale gelen reaktör duvarlarının çevreye saçılarak toprağı ve havayı kirletmesidir ki çapı en fazla bir kaç kilometre olacak bu kirlilik çevredeki insanlara zarar vermeden izole edilebilir.
    dahası, reaktörün en tehlikeli radyoaktif yan ürürnü olan tritium'un yarı ömrü çok kısadır* ve insan vücuduna girmesi halinde birikmeyip 12-48 saat içinde idrarla tamamen atılır.

    soru: bu reaktörden bomba yapılır mı?
    cevap: hayır. bu yöntemi kullanarak zincirleme bir füzyon reaksiyonu yaratmak imkansıza yakın olduğundan yapılmaz.
    ancak kolay bulunan u238 gibi maddeler reaktörün duvarlarına döşenirse reaksiyonun yan etkisi olan nötron bombardımanıyla pu239 gibi fissile maddelere dönüştürebilir ki bunun olmaması için denetimler kolaylıkla yapılabilir.

    soru: radyoaktif atıklar ne olacak?
    cevap: reaktör bir süre çalıştıktan sonra bütün yapının reaksiyondan çıkan parçacık bombardımanı yüzünden radyoaktif hale geleceği doğrudur.
    ancak bu durumda ortaya çıkacak en tehlikeli radyoaktif madde olan tritium'un yarı ömrü oldukça kısadır, bozunma süreci çok hızlı olduğundan diğer radyoaktif atıklara oranla çok daha yıkıcı bir etkisi vardır ama zararlı olduğu süre bu kadar kısa olan bir maddeyi, fizyon santrallerinden çıkan ve zararlı etkilerini binlerce yıl kaybetmeyen atıklara oranla nötralize etmek çok çok daha kolay ve masrafsız olacaktır ki radyasyon ne kadar güçlü olursa olsun atıkları doğru şekilde izole ederek bu radyasyondan korunmak çok kolaydır
  • çok da matah bir şey değil.
  • ulan heveslendirdiniz ibneler. bak sigarayı bıraktım yemin ediyorum, ileride ne olacak görmek için.
  • enerji kartelleri, devlet ve bazı lobilerin halka inmesine asla izin vermeyecekleri üreteç...

    dünya para piyasası neredeyse enerji üzerinden kontrol ediliyor...

    başta devlet elektrik, akaryakıt, doğalgaz gibi tüketimlerden korkunç vergiler kazanıyor...

    bunların birde üreticileri var... yatırımları ve kazançları var...

    yedirirler mi o lokmayı sana...

    ha, savunma ve askeri anlamda kullanılır mı ? kesinlikle evet...

    peki toplum genelinde tüketime yönelik sunulur mu ? asla...
  • 20 yıldır genç yetenek bor elementinin patlamasını bekleyen bünyemi heyecanlandırmayan haber.
  • takribi 10 senelik bir süreç açıldığı için şimdiki firmanın tek amacı borsa şişirmesidir.

    - tabi birde bunu gerçekten geliştirmek olduğunu firma çok iyide biliyor. bu sizi aynı zamanda tekel haline getirebilecek bir yapının başlangıcı. milyar dolarlarla kıçlarını falan silerler herhalde ya da bir dağ falan yapabilirler keyifli olur.

    - halka iner mi sorusunu tabi şimdiden söyleyemeyiz. düşünsenize, evinizin bahçesinde füzyon reaktörü olduğunu(gerçi ne gerek varsa) belki 100 yıl sonra.

    - dünyayı her şeyiyle değiştireceği açık ama kesinlikle savaşları bitirmeyecektir, savaş= silah= para= yeni ekonomik pazarların açılması= yıkım ve inşaat= sağlık, yani her şey gene para'da birleşecek. neden? çünkü alayı orospu tohumuda ondan.

    yani anlayacağınız daha çooooooooook bekleriz.
  • geliştirilmesi ve yaygınlaşması biraz uzun sürebilir.

    şu an enerjideki çıktılar girdilerden fazla olmuş olabilir fakat aradaki fark da mühim. bu sadece bir adım. verimi arttıkça diğerlerinin önüne geçmeye başlayabilir, bu da hızlı olabilecek bir durum değil.

    etienne lenoir petrol kaynaklı çalışan motoru bulmuştu fakat nikolaus august otto 4 zamanlı motoru bulana kadar pek talep görmemişti, çünkü yakıt tüketimi fazla olmasına rağmen verimliliği düşüktü.

    bu iki buluşun arasındaki fark o zamanlar 15-20 sene gibiydi, fakat neredeyse 150 sene öncesi civarı. bu sefer insanlık 10 seneye kalmadan daha yüksek verimi bulur gibime geliyor.
hesabın var mı? giriş yap