• berat sen misin?
  • parası olanın her hakka sahip olduğu bir ülke yaratmak istiyorsanız böyle fikirlerle gelin. eğitim gibi gereksiz şeyleri es geçin. bunu daha da genişletebiliriz çok fazla güneş altında durmanın zararlı olduğu gerçeği ile plajlarda saatlik ücret uygulanmalı.
    kardeş inşallah torpilin falan yoktur da şu ülkede bir yere gelmezsin bu ülke senin kafadakiler yüzünden bu halde. işin kötü yanı bu yaptığının insanlığa faydalı olabileceğini düşünmen.
  • o zaman bu mantığa göre bir lokantaya gittiğimiz de, peçete de ücretli olsun ağaç israfı, yemek yedikten sonra el yıkamakta paralı olsun su israfı. e herşeye neden para ödeyelim ki biz? gereksiz bir başvuru olmuş.
  • bilo sen misin?
  • evet kardeş, şeker-tuzun tanesi 25 kuruş olsun 15 kuruşu da devlete gitsin. herkes yanında şeker ve tuz taşısın lokantaya giderken..
  • su ve ekmeğe para alan zihniyetten herşey beklenir.
  • sigara ve alkol başlıklarında görmeye alıştığımız bağımlıların bazıları bu başlık altında da toplanmışlar. şeker bağımlılığı en az sigara kadar zarar verici olup, eroin bağımlılığı ile arasında sadece nüans vardır. bu insanlara yani bu bağımlılara, bu müptelalara bu işi kabul ettiremezsiniz. ama tabii bu müptezeller devletin sırtına, yani bizim vergilerimize yüktür. genç yaşlarından itibaren şekere bağlı bir sürü hastalığa yakalanırlar ve sonra devlete el açarlar. ama, bunu bu tiplere an-la-ta-maz-sı-nız. hâlbuki şeker intihardır. eğitim şart.

    tuz için ise aynı şeyleri söylemek mümkün değil. insan günlük diyetinde makûl miktarda tuz tüketmelidir. şayet tansiyon hastası değilseniz ve başkaca özel bir durumunuz da yoksa mutlaka günlük olarak tuz tüketmelisiniz; özellikle spor yapanlar.
  • çayıma 6 küp şeker atarak içen biri olarak, beleş bulduğumdan değil, başka türlü içemediğimden ötürü attığımı vurgulayarak belirtirim.. ve sen benden 10 lira istersen buna, ben de nasıl yanımda poşetimi getirip alışveriş yapıyorsam, o şekilde yanımda şekerimi getirir, çayımı içerim, ya da o çaycıya girmem, ya da çay içmem kolayı dayarım.. beni zorla kendi sağlığımı düşünür hale getiremezsin.. çünkü sanane, çünkü öküz gibi vergi sgk veriyorum ben de!.. ve bana ekstra para da ödetemezsin.. dolayısıyla "iyi" diye sayılan şeylerin hepsi geçersizdir.. bu uygulama ile o "iyi"'ler elde edilmez..

    (bak poşette öyle değil, poşetimi getirdim ve tekrar kullandım.. gerçekten çevreyi kirletmedim.. bu örnek ise öyle birşey değil.. geçiniz bu ayakları..)

    dolayısıyla böyle bir şey yapılırsa tek katıksız bahanesiz maksadı, insanlardan para koparmak ve/veya işletmelerin daha çok kar etmesini istemektir ve/veya düşünce sahibinin kendi ego tatminidir.. isteyebilirsiniz, talep edebilirsiniz, şart koşabilirsiniz.. hepsi mümkün.. ama böyle bomboş kılıflar uydurup, saçmalamayınız.. siz açık net "şekersiz çay eski fiyat, şekerli çay 15 tl, çünkü masrafım var/çünkü vergi alacam " dersiniz ve buna göre de arz-talep dengesi neye karar kılıyorsa, ona da razı olursunuz.. sağlıkmış, bilmem neymiş karıştırmazsınız, demagoji yapmazsınız, muhattabınıza hem yersiz hakaret edip, hem yalan söyleyip, hem baskı kurduğunuzu sanarak egonuzu okşamaya çalışmazsınız.. işte bunlar etik dışıdır ve çarpıtmadır..

    yoksa hiç umrumda değil, şekere tuza para alınmış alınmamış.. koşul neyse, ona göre davranırız, zaten burası akıl hastası dolu olduğundan alışkınız.. mentollü sigaralar yasaklandı diye, mentolsüz sigara içer ya da nikotin almaz mı olduk sanıyorsunuz ki?.. siz mi şekillendireceksiniz bizi?. her şeyin alternatifi vardır... bunda da piknik sepetimizle çıkarız, hem dışarda yediğim içtiğimden daha az mikroplu, zehirli olur, nedir yani?. şekeri tuzu da keyfime göre olur.. zaten arz-talebin kendisi, olması gerekenin ne olduğunu da belirleyecektir, haddini aşan iş yapan batar.. çünkü serbest-piyasa.. bu kadar basit..

    ek: bir de hala parasından sosyal dağılımından otundan bokundan ajitasyon yapanlar var... bak dostum 40 yaşındayım, daha senin sgk ödemeli hastanenden faydalanmışlığım 2 kere, devletinin ilaç bütçesinden harcadığım 200 lira değildir ömrümde.. sen emin misin o kuruş hesabına girmek istediğine?.. çünkü bana öyle insanca falan da olmayan miktarlarda borçlu çıkacağını sana garanti ederim.. öksürse doktor doktor gezen ekstra masraflı tipler bir de bunları yazanlar.. çünkü "sağlık çoook önemli" ya, o yüzden her boku da herkese ödettirebiliriz kafasındakiler bunlar.. ben ise gider paşa paşa strepsils'imi kendi paramla alır kimseye masraf da çıkarmam.. sizinkini de ben ödüyorum, kendiminkini de halihazırda... üstüne özel sağlık sigortam var onu da ödüyorum.. sen kimin parasıyla, kimin yarattığı imkanla, kime caka yapıyorsun? manyak mısınız siz?
  • kesinlikle ülkemize gelmesi gereken bir uygulamadır. cimer ve sağlık bakanlığına başvurumu da yapmış bulunmaktayım ve sizlerinde desteğini istemekteyim.

    biliyorsunuz ülkemizde birkaç aydır doğaya zararlı olduğu gerekçesiyle poşetlerden azami 25 kuruş ücret alınmakta bu yıllardır avrupa’da olan bir uygulama ve sonuna kadar desteklemekteyim hatta tuz ve şekerden de para alınması gerektiğini düşünüyorum. poşet doğaya ne kadar zarar veriyorsa tuz ve şeker de insan vücuduna o derece zararlıdır bir insanın günlük alması gereken tuz miktarı 5 gram, şeker miktarı ise 50 gramdır. fakat ülkemiz de beleşçilik kültürü olduğu için bir bardak çaya 4 şeker atan insanlar oluyor… aşırı şeker kullanımı doğal olarak önce o şahsa sonra da devletimize zarar olarak dönüyor ülkemizde 11 milyon diyabet hastası var azımsanacak bir sayı değil. devletimiz yaklaşık 10 milyar lirayı sadece diyabet hastalarına harcamaktadır bu gerçekten çok büyük bir para ayrıca bir de iş gücü kaybı ve askeri güç kaybımızda mevcut erken emeklilik, kısıtlı üretkenlik, hastalık sebebiyle işe gidememe, odaklanamama ayrıca şekerden dolayı askerden muaf olanlar ise askeri güç kaybına sebebiyet vermektedir. yani demin söylediğimiz 10 milyar liralık rakam diyabetin diğer sıkıntılarını da işin içine katınca yıllık 15-16 milyar lirayı bulmaktadır benim projem ile bu tutarı 2-3 milyar tl’ye kadar düşürebileceğimize inanıyorum. tuz kullanımının zararlarını ekstra olarak yazmak istemiyorum zaten hepimiz biliyoruz kalp-damar rahatsızlıkları, böbrek sorunları, tansiyon vs.. tuz dolayısı ile de senelik 6 milyar liralık bir kaybımız oluyor bu sayıyı da çok rahat 500 milyon liraya indirebiliriz.

    devletimizden ve hükümetimizden talebim lokantalarda ki tuz ve şeker kullanımına kota getirmesi ve bu ürünleri kesin suretle ücretlendirmesidir. ürünler küçük poşetlerde ve barkotlu şekilde satılması zorunlu tutulmalıdır.

    örnek tutar tablosu şu şekilde olabilir.

    1 küp şeker = 40 kuruş (kdv dahil)
    2 küp şeker = 1 lira (kdv dahil)
    3 küp şeker = 2 lira (kdv dahil)
    4 küp şeker = 4 lira (kdv dahil)
    ----------------------------------------------------------------------------
    1 gr tuz = 50 kuruş (kdv dahil)
    2 gr tuz = 2 lira (kdv dahil)
    3 gr tuz = 5 lira (kdv dahil)
    4 gr tuz = 8 lira (kdv dahil)

    fiyatların katlanarak gitmesinin sebebi kullanan kişi ne kadar fazla kullanırsa zararının da o kadar çok olmasından kaynaklı yani zarar fiyat oranı doğru orantılı şekilde ilerlemektedir. ayrıca dediğim gibi bu ürünlerden kdv alacağımız için devletimizin diyabet ve tuz kaynaklı sağlık alanında yaptığı harcamalar çok çok aza indirilmiş olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap