• daha saçması yapılana kadar en saçma oluşum budur.

    patron "firmamızın sıkıntısı var. bir yerden para bekliyoruz" gibi bir açıklama yapar. sizin iç ses: "bu benim maaş almamam için bir gerekçe değil ki aq" der. dış ses: "anlıyorum ama"lı cümleler kurar.

    kısacası işten soğutan, kabak tadı veren, ipe sapa gelmez, neresinden tutsanız elinizde kalacak bir durum.

    maaş ödemeyen işe girmeyin arkadaşlar. saçma bir tavsiye gibi duruyor ama böyle işlere girenler olduğu için uyarıyorum !! çünkü giren birini tanıyorum. ben amk...
  • bir işverenin önceliği her zaman çalışanları olmalıdır zira şirketi ileriye götürecek olan da, batıracak olan da onlardır. maaş ödemeyen şirket ya bunun bilincinde olmayan, ya da gerçekten zor durumda olan şirkettir. zor durumlarla karşılaşmamak için işe başlanacak yeri piyasada araştırmak faydalı olabilir.
  • istifa ettiğim şirkettir kendisi. "firmamızın sıkıntısı var. bir yerden para bekliyoruz" repliğini 1 yıldan fazladır duyup, maaşlar birer ikişer ay geciktirilip üstüne bir de parça parça verilip işin suyu çıkınca, işinizi ne kadar seviyor olsanız bile bünye otomatik olarak istifa dilekçesini yazıyor zaten.
    bizim patronun kendi ağzından: "bu çocuklara 1 ay maaş verme, 2 ay maaş verme, yavrum paramız var ama cebimizde değil diye avut, herşey çok güzel olacak de, 3. ayda 'anlat anlat güzel oluyor' derler. "
  • gittikçe yaygınlaşmakta olan şirket türüdür. aslında hep varoldu ve varolacak. genelde çalışanlarının çoğu deneyimsiz ya da stajyerlerden oluşur çünkü deneyimi ve biraz aklı olanlar zaten ya durmaz ya da patronun tarafındadırlar.
  • bir iş veren olarak;

    bu normaldir, olabilir. fakat önemli olan burada iş verenin tutumudur. "bir yerden para bekliyoruz" bahane gibi görülse de bazen insanı o derece sıkıştıran bir konu haline gelebilir. bir süre gözlemlemek gerekiyor. zira firma da maaşlar önceden nasıl ödeniyormuş, aksaklıklar her zaman oluyor mu, personele yaklaşımları nasıl vs vs şeklinde onlarca soruyu akla getirir.

    ben ve ortağım ise,
    yaşanan son gelişmeler ve olumsuz haberler sebebi ile sırf personel kendini kötü hissetmesin diyerek ortağım ile birlikte her ayın 5'in de ödediğimiz maaşları 40 üstü personelime pazartesi günü (3 şubat) verme kararı aldık.

    bu ay bazı aksaklıkları bir çok firma yaşayabilir (allah biliyor ya, umarım biz dahil hiç bir firma yaşamaz) o yüzden panik yapmamaya gayret etmeniz ruh sağlığınız ve iş akışınız için en iyi seçim olacaktır.
  • 3 gündür avusturya silahlı kuvvetleri'dir. hafta sonu geldi fakirim ... .. .
  • bu şirketin patronu aşağıdaki iki tipten biridir;

    1) şerefsiz patron: bu patron türü, çalışanlarına maaş öde-ye-miyor olsa bile hayat standartlarından vazgecmez. bırakın vazgecmeyi, azıcık bile feragat etmez. son model arabasına binmeye vb. olaylara devam eder. en çok küfürü yiyen patron işte budur.

    2) şerefli patron: "eğer çalışanının maaşını ödeyecek paran yoksa bile, borç harç bir şekilde bulup buluşturup ödemeli" fikrini benimseyen patron türü. genelde esnaf kültürünün havasını soluduğundan, çalışanın maaşını ödemek = namus demektir onun için. o yüzden evini, hatta arabasını bile satıp, çalışanının maaşını ödemeye çalışır. ha işler yine de kötü gidip, çalışanın maaşını ödeyemediğinde "arkadaşlar kusura bakmayın, durum böyle böyle" dediğinde, en azından diğer patron gibi arkasından küfür yemez, hatta çalışanlar işine iki elle sarılır.

    şimdi karar senin. hangi türe dahil olmak istersin patron?
hesabın var mı? giriş yap