• ilk yönetmenlik deneyimini 17 yaşında vesuvius vi adlı filmle yaşamış olan yönetmen.

    [http://www.imdb.com/title/tt0053416/ http://www.imdb.com/title/tt0053416/]
  • muhtemelen yaşayan en yetenekli yönetmen. new york’un kenar mahallelerinde yalnızlığın ve yoksulluğun pençesine düşmüş insanlar, sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten sonra boksör olarak ya da mafyaya katılarak kendine bir çıkış yolu inşa eden karakterler; bol küfürlü, şiddet dozu yüksek sahneler, belirli oyuncular (robert de niro, joe pesci, harvey keitel ve son olarak tabi ki leonardo di caprio) ve yapım ekibi ile uzun yıllar süren işbirlikleri, hak edilen ama uzun, çok uzun bir süre kazanılamayan oscar ödülü bu müthiş sinema adamını tanımlamak için sayılabilecek birkaç temel nitelik. ama bana göre scorsese'nin en önemli özelliği, büyük yapım şirketlerinin himayesinde ilerleyen hollywood sinemasının kısmen dışında ama film festivallerinden beslenen bağımsız sinemanın bir parçası olarak da nitelendirilemeyen bir sinema kariyeri inşa etmesi ve her iki akımda da sinema tarihinin en başarılı örneklerini verebilmesidir.
  • en sevdiği 11 korku filmini açıklamış yönetmen. liste şöyle;

    1. the haunting (1963)
    2. isle of the dead
    3. the uninvited (1944)
    4. the entity
    5. dead of night
    6. the changeling (1980)
    7. the shining
    8. the exorcist
    9. night of the demon
    10. the innocents
    11. psycho

    http://www.thedailybeast.com/…or-films-of-all-time/
  • filmlerini ilk izleyişte -eğer çok dikkatli bir izleyici değilseniz- içi(ortaları) boşmuş gibi gelir. sadece güzel açılışlar, oyunculuklar ve film finalleri akılda kalır. ikinci izleyişte ise her şey yerine oturur ve filme hayran kalırsınız. o nedenle martin scorsese başyapıtları mutlaka en az iki kere izlenmelidir. sonra "ben bu raging bulldan pek haz etmedim" gibi cümleler kurulur allah muhafaza.
  • belki yeni robert de nirosunu buldu sayılır (bkz: leonardo di caprio), ancak henüz yeni bir joe pesci bulamadı.
  • kendisinden acting for directors dersini aldigim hocamdir. nyu nun tartismasiz en prestijli hocasidir. ustelik oyle bilkentte hocalik yapan ilber ortayli gibi derse yilda 2 kere gelmedi, her hafta dersine girdi. bir keresinde ucaginin ertelenmesinden dolayi derse gelemediginden kendi elinden tum ogrencilerine ozur yazisi maili atti. derse sadece kayitli ogrencileri girebilir ve zaman zaman ogrencilere isimleri ile hitap eder. ben hic bir zaman akilda birakacak bir yorum yapamadim ondan benim adimi hatirlamaz sanirim. soyle der '' iki tip seyirci vardir, filmleri izleyenler ve filmlerden anladigini sanarak izleyenler. filmlerden anladigini sananlar filmi yonetmenin gozunden gormeye calisirlar ve elestiri ararlar hatta bulurlar, oysaki yonetmenler de izleyecinin gozunden filmi cekmek isterler ve bunun icin ugrasirlar. siz (bizi gosterir) ya izleyici olun ya da izleten, filmlerden anladigini sananlar gibi ikisinide beceremeyen olmayin.''
  • kubrick ya da şu anda adını saymakla uğraşmayacağım muhtelif sayıda yönetmenin olası bir beyanı olabilirdi şöyle bişey mesela:
    "martin scorsese'ye iyi yönetmen diyen bana demesin."
    ama yönetmenler zaten bu tarz atışmalarla pek uğraşmazlar ya da uğraşmazlardı aslında.
  • entourage'ın bir bölümüne konuk oldu. dizinin yıldızı vincent chase'in başrolde olduğu bir the great gatsby uyarlaması çekmiştir. (tabii yok böyle bir filim gerçekte)
  • günümüz filmlerinin pek çoğunun babası sayılabilecek usta yönetmen. neredeyse yönettiği bütün filmler kült kategorisine dahil olmayı başarabilmiştir. bu kadar sevilmesinde robert de niro'nun da büyük katkısı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. aksiyon filmlerini vazgeçilmez olarak gören şahsıma durgun filmlerin de güzel olabileceğini kanıtlamıştır. muntazaman taxi driver, raging bull gibi filmlerini izleyip izleyip, kendi kendime ayar verip mutlu oluyorum.
hesabın var mı? giriş yap