• viyana bozgunundan sonra ne gariptirki sevinen dönme devsirmelerde vardir sarayda. bunlar merzifonlunun can düsmani olan kizlaragasi zenci yusuf ile ahirlarinbasi bosnak süleymandir. bunlar bozgun haberine sevindikten sonra 4. mehmeti doldola getirip idam fermanini cikartirlar.

    25 aralik 1683'de idam fermani belgrada ulasir. mkmp namazini bitirdikten sonra yagli kemende boynunu uzatir. faciayi seyreden findikli mehmet aga asrimizin devlet adamlarina dünya durdukca ibret olacak su sözleri söyler:

    - kula zafer müyesser ola...yoksa devlet kapisi öyle iki tarafli aynadir ki, bir tarafindan sevket ve ikbal, kil kadar farkla mevt (ölüm) ve idbar (bahtsizlik) bulunur...
  • rivayete gore, viyana'yi alamamasinin esas nedeni suymus: islam hukukuna gore, bir sehir kendiliginden teslim olmazsa, komutan, sehri almadan once, askerlerine 3 gun boyunca (gun sayisini atmis olabilirim, affola) sehri yagmalama yatkisi verirmis. merzifonlu viyana'yi pek bi sevmis olacak ki, yagmalatmak istememis, "bre deyyuslar, geliniz teslim olasiniz" diye israr edip durmus. teslim olmamislar, arada gecen zamanda da maalesef is isten gecmis, yardim gelmis (bkz: jan sobieski). boylece sehir kurtulmus, bizimkiler eli bos donerken, merzifonlu da kelleyi kaybetmis.

    viyana kusatmasiyla ilgili bir diger rivayete gore de, o zamanlar viyana'da firincilarin sadece yer altinda calismasina izin varmis. bizimkiler, tunel kazarak sehre yaklasirken, firincilarin calistigi bolgeye cok yaklasmis olacaklar ki, firincilar suphelenip, turkce'ye benzer bidi bidi bidi birtakim sesler duyuyoruz, bi baksaniz diye orduya haber vermisler. turklerin sehri almak uzere geldikleri boylece aciga cikinca da elimiz bos dunmusuz. guya firincilar sehir kurtulunca oyle sevinmisler ki, hilal seklinde corekler pisirip kutlamislar, croissant da boyle dogmus.
  • köprülü ailesinin damadıdır. hayatının her döneminde yaptığı işler ile köprülüleri geçmek istemiştir. viyana kuşatmasına giderken, bu hırsı gözünü kör etmiş, viyana'nın etrafında ki kaleleri almadan doğruca şehri kuşatmıştır.

    ancak yaptığı öyle bir hata vardır ki, bu hata onun hayatına mal olmuştur. viyana'ya giderken ordusuna katılan kırım tatarlarını, pis tatar, kara tatar diye aşağılamış ve tatarları küstürmüştür. bazı rivayetler kırım hanına tokat attığını söylese de böyle birşey mümkün değildir. (çünkü kırım tatarları türktür ve hükümdarlık soyundandır. bir devşirmenin, asil bir türk büyüğüne tokat atması gibi bir durum söz konusu değildir.) daha sonra tatarları geride ki köprüde arkasını kollaması için bırakmış ama tatarlar "bakalım biz olmadan ne yapacaksın merzifonlu" demişler ve doğruca kırıma geri dönmüşlerdir. arkadan yetişen jan sobiyeski ise osmanlı ordusunu mağlup etmiş ve kuşatma başarısız olmuştur.

    idamı konusunda da kafasının kesildiği rivayet edilir ancak kesin değildir. osmanlı'da kafa kesme, kurşuna dizme gibi kanlı idam şekilleri adi suçlulara uygulanırdı. devlet adamları, asi şehzadeler, hükümdarlar vs. boğularak öldürülürdü. merzifonlu ise başarısız olduğu için idam edilmiştir. bu suç o dönemde onun kanını akıtmayı gerektirmezdi.

    fakat çoğu kişinin atladığı bir nokta vardır ki çok önemlidir. aslında bu mağlubiyetten sonra merzifonlu dersini almış, yapmaması gerekenleri öğrenmiştir. kolay elde edilemeyen birşeyi, tecrübeyi bu mağlubiyet ile elde etmiştir. idam edilmeyip tekrar bir ordu ile sefere çıksaydı belki bugün "viyana kapılarına kadar dayandık." yerine, "viyana'yı dahi almıştık." diyecektik.

    işte sevgili yazar arkadaşlarım, abilerim, ablalarım! bizde burdan dersimizi alalım ve biz biz olalım asla tecrübenin önemini unutmayalım. kıssadan hisse yani. *
  • türk asıllı bir sadrazamdır. hakkında anlatılan rivayetlere göre italyayı ve romayı fethedip san pietro kilisesini camiye çevirmek, papayı çuvala koyup üstünden atıyla geçmek , sen nehrini aşıp devrin meşhur fransa kralı 14.louis ile savaşmak gibi hayalleri varmış. genelde tarihçiler hayalperest olmakla beraber yetenekli bir asker ve komutan olduğunda hemfikirdir. bunun yanında fanatik hristiyan düşmanlığı, çok gaddar olması , doymak bilmez bir cinsel iştaha ve güce sahip olduğu da çok sayıda tarihçi özellikle batılılar tarafından yazılır. 2.viyana kuşatması sırasında avusturyalı kadınları ve genç kızları memnun eden yeniçerilerle ilgili çok sayıda masal avusturyada ve macaristanda anlatılır.

    (bkz: heldenplatz)
  • viyana bozgunundan sonra idam edilmeseydi imparatorluğu karlofça'ya götüren süreci engelleyebilirdi. savaş sonrası olan olmuştu, çözüm gerekiyordu. merzifonlu orduyu belgrad'a çekecek ve savunma savaşı yapacaktı. gerekli takviyeleri yapıp kaybettiği toprakları ve belki de viyana'yı alacaktı. idam edildiği için bu planı uygulayamadı. viyana sonrası cepheden cepheye koşan, savaşan, kayıplar veren ordu avrupa içlerinde tutunamaz olmuştu.
  • murat bardakci ise 25 aralik 1683'te pasanin kusakla boguldugunu, kesilen kafasinin bal dolu bir keceye sarilip istanbul'a yollanarak sarayda teshir edildigini ileri suruyor...
  • 120.000 kişilik ordunun başına konulup, kendisine "viyana'yı al" emri verilmesine rağmen oraya gittikten sonra teslim olmalarını beklemek, teslim olmadıklarını görünce tünel savaşlarına girişmek (zaman kaybından başka bir şey değil bu), 100.000 kişilik avrupa askerlerinden oluşan ve viyana'ya yardım amaçlı gönderilen askerlerden haberi olmasına rağmen hiçbir önlem almayan ve bu 100.000 asker viyana'ya ulaşınca da karşılarına 40.000 asker dikerek başarısızlığa ortam hazırlamak gibi hatalar yapmıştır. halbu ki altında 120.000 kişilik bir ordu olacak, ki o ordu bildiğin ordu değil, o zamanın askeri anlamda en gelişmiş ordusu olan osmanlı ordusu olacak, sen gidiceksin viyana'ya, kral ile beraber 80.000 kişinin kaçtığı, sadece 1 komutan ve 10.000 askerinin olduğu surlarla çevrili şehri ele geçiremeyeceksin. olacak iş mi bu? ve bu başarısızlık osmanlı tarihinde o kadar önemlidir ki, osmanlı imparatorluğu'nun gerileme dönemi bu başarısızlıkla alevlenir. adamlar da bunun farkında olacak ki bu kuşatmanın olumsuz sonuçlandığı (bizim açımızdan) tarih olan 12 eylül'ü, o tarihe yakın olan (8 eylül) meryem ana'nın doğum günü ile beraber çifte bayram olarak günümüzde dahi kutlamaktadırlar.
  • yıl 1933, mustafa kemal atatürk, ankara konservatuvarını gezmektedir. bir sınıfa girer, ders tarihtir, konu da merzifonlu kara mustafa paşanın ıı. viyana kuşatmasında aldığı yenilgidir. öğretmen merzifonlu ile ilgili olumsuz sözler kullanmaktadır. paşanın bozguna uğradığından ve osmanlıların bundan sonra gerilemeye, toprak yitirmeye başladığından söz etmektedir. mustafa kemal, öğretmenin bu sözlerine sinirlenerek:

    "öğretmen bey, öğretmen bey! 173.000 kişilik bir orduyu istanbul’dan alıp avrupa’nın göbeği olan viyana önlerine götürmek her komutanın yapabileceği bir iş değildir. bu büyük tarih olayını, o büyük adam gerçekleştirmiştir. viyana’yı ancak padişah, kanuni sultan süleyman kuşatabilmiştir. merzifonlu onun derecesinde büyük bir adamdır. siz nasıl olur da böyle bir başkomutanı kötülersiniz? gençler! merzifonlu değerli bir komutandır. bunu böyle biliniz. bu şekilde yenilenler, yenik sayılmazlar." demiştir.
  • osmanli sadrazamlarindan merzifonlu kara mustafa pasa, iki kaleyi fethetme bahanesiyle ciktigi seferde, padisah 4. mehmet'in haberi olmadan viyana'yi kusatma karari alir. kirim hani'nin ihaneti yüzünden kusatma hezimetle sonuclaninca padisah, hakkinda idam fermani cikarir ve ferman belgrat'ta infaz edilir. hikaye budur....

    avusturya'nin iddaa ettigi gibi ortada bir kesik bas meselesi oldugunu kabul etmeyen halacoglu der ki; "merzifonlu belgratta cellatlar tarafindan bogularak olduruldu. basi govdesinden ayrilmamistir"

    cagaloglu"ndan beyazit meydani'na giderken sag taraftaki türbede ne var bilmiyoruz. acalim bakalim bu konu da kapansin artik...
  • merzifon un orta yerinde kendisini tasvir eden at üstünde bir heykeli vardır ve bu heykelin kitabesinde kendisine hiç toz kondurmayan şeyler yazar.okusanız "ah be kara mustafam alem göt olmuş neylersin işte" dersiniz.
hesabın var mı? giriş yap