• döneminin sistem ve öss mağduru olarak (ana-babamın da katkılarını es geçemeyeceğim ) okuduğum , okurken de , sonrasında da ''ay 2 yıllık mı , bla bla bla'' laf sokuşturmalarına maruz kaldığım , içimde bazı şeylerin ukte olarak kalmasına sebebiyet verse de girdiğim kpss nin de yardımıyla her ay net 1.950 tl olarak aldığım maaşın sebebiyeti olan okuldur.
  • herkes üniversite okurken benim para kazanmama, yine aynı herkes "yüksek yapayım biraz da tatil yapayım" derken benim 5 yıllık deneyim sahibi olarak altımda yeni mezun mühendis çalıştıracak kadar yükselmeme sebep olan okul. bu okulda okuyanlara tek tavsiyem "olmaz olmaz demeyin,çalışın fark yaratın,oluyor"
  • gereksiz ülkenin gereksiz bazı insanları tarafından küçümsenen, bir kişi ben 2 yıllıkta okuyorum dediğinde sanki insanlık suçu işlemiş muamelesi yapılan okul türü.

    "4 yıllık bir yer gelmiyor muydu, niye okuyorsun ki, boşa okuyorsun" sorularının ardı arkası kesilmez.

    - 4 yıllık bir yer gelmiyor muydu?
    - geliyordu ama ilgi alanım dışında bölümlerdi. bu seçtiğim bölüm tam bana göre.
    - bunun 4 yıllığı yok mu? *
    - vardı ama puanım buna yetiyordu.
    - neden bir yıl daha hazırlanmadın?
    - idealim olan yer geldi diyorum. benim için 2 yıl 4 yıl olması önemli değil.
    - hmm boşta kalmada.. sonra babana bu kadar yük oluyorsun 2 yıllık için hem de*
    - ya bunda da kpss var sınava girip atanabiliyoruz ama devlet şart değil ki
    - yaa kpss var mı sizin 2 yıllıklarda?*
    - var tabi. nasıl anlatıyorlar size 2 yıllıkları anlamıyorum ki.
    - maaşlarınız nasıl?
    - 1000-2000 arası değişiyor. deneyime, bölümünün gelişimine bağlı.
    - (burun kıvırmaca) hmm maaşınız azmış. (gören de aylık 10 bin kazanıyor sanacak)
    - valla bana yetiyor. fazlasında gözüm yok.
    - iyi hadi bakalım.

    başka bir muhabbet
    babamın arkadaşı gelmiş. adam aklınca benim okulu küçümseyecek ya.
    - 2 yıllık için x yere göndermezdim. x yer: benim okulun bulunduğu yer, bizim şehirden 16 saat uzaklıkta turistik bir yer)
    - yok amca burası geldi.
    - ha? sen x yer için gidiyorsun bence. bölümle alakan yok. sırf x yer için gidiyorsun. ben 2 yıllık için oraya hayatta göndermezdim çocuğumu. (burda babam belli etmiyor ama üzüldüğünü hissedebiliyorum, ne için üzüldüğünü anlamasam da, kendini ezik görmüş olabilir)
    - amca zaten yurtta kalacağım. ne yapabilirim ki orda
    - hadi hadi neyse. `:orospu çocuğu benim kerhane işleteceğimi zannediyor herhalde`

    bir kere de birisi şuna benzer muhabbetler kurdurtmak zorunda bırakmasın beni. bir tanesi araştırmış olsun. 2 yıllıkların kerhane gibi bir yer olmadığını, uygulamalı eğitime dayalı olduğunu bilse yeter. ulan herkes 4 yıllık okumak zorunda mı? herkesin hedefi çok çok yüksek olmak zorunda mı? herkes 1800 tl civarı maaşa burun kıvırmak zorunda mı? ara eleman kavramı bu ülkede fazlasıyla küçümseniyor. ülke ise ara eleman arıyor. 4 yıllık mühendislikler için iş ilanları çok. işveren adam 1500 tl ye mühendisleri çalıştırmak istiyor. mühendis ordan oraya iş kovalıyor. benim bir tanıdığım var. mezun olalı 2 yıl oldu. ama maaşları beğenmediği için iş başvurularından eli boş dönmek zorunda kalıyor. şimdi soruyorum size. hangisi ailesine daha fazla yüktür. 2 yıl okuyup kendi ekonomik bağımsızlığını kazanmış bir birey mi? yoksa 4 yıllık okuyup ailesine yük olmaya devam eden bir birey mi?

    yıllar sonra gelen edit: şu an hatay eğitim ve araştırma hastanesinde çalışıyorum. 1.5 yıl oldu. iyi ki de okumuşum diyorum bu bölümü ve enflasyon falan hesaba katılıp döner ve nöbet paraları eklenince 6.5-7 arası kazanıyorum. çok şükür..
  • genel iki tarz öğrencinin bulunduğu fakülte yavrusu.
    1-zeki ancak haylaz
    2-kalın kafa üstelik haylaz.

    bu entrynin ana fikri öğrencilerin haylaz olmalarıdır. aslında saygılı çocuklardır fakat gelin görün ki gözleri hep dışarıdadır. hep ders bir an evvel bitsin hatta hiç ders yapmayalım isterler. bununla da kalmazlar daha önceden sınavda soracağınızı söyleyip verdiğiniz 20 soruyu da sınavda yapamazlar.
    meslek yüksekokulları mantıken ara eleman yetiştirme kaygısı güderler. ancak bu kaygı hiç bir öğrencide yoktur. bu okullardaki tüm öğrenciler ya dikey geçiş yapmak isterler ya da açıköğretimden lisansa tamamlamak isterler. fakat çoğunlukla istemekle kalırlar.

    (bkz: isteyenin bir yüzü kara vermeyen zenci)
  • ikinci öğretim öğrencilerinin birinci öğretimdekilere göre ciddi anlamda kaliteli olduğu okul.
  • ara eleman/ara iş gücüyetiştirdiği için avrupa'da çok önemsenen eğitim kurumları. mesela inşaat mühendisi işin mühendislik kısmını, meslek yüksek okullarından mezun inşaat teknikeri de mühendislik dışında kalan kısmını hallediyo, orman ne güzel ne güzel oluyo. "aman evladım bu yıl da dersaneye git dört yıllık olmazsa halanlar ayıplar" denmesin, iki yıllıkların karizması ve maaşı türkiye'de de git gide artıyo.
  • anadolu'da abuk sabuk bir üniversitenin 4 yıllık arkeoloji* bölümünü kazanıp istanbul'da marmara üniversitesi'nin 2 yıllık bölümünde okuyan adamın küçümsendiğini gördü bu gözler. marmara'daki adamın anadoludaki pek çok fakülteye puanının yetmesi lazım. en azından arkeoloji bölümünden daha iyi bölümlere.
  • organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin bir çoğu son dönemlerde ara eleman bulamadıklarından hatta neredeyse yetiştirebilecek yeni bir eleman dahi bulamadıklarından dert yanıyorlar.

    meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinin bulunduğu lokasyonda açılmasının bu sorunu fazlası ile çözebileceğini düşünüyorum. osb’lerdeki o soğuk ve hareketsiz görüntü, meslek yüksek okullarının osblerde açılması ile hem azalacaktır hem de öğrenciler ileride çalışabilecekleri yerleri kendileri seçebilir, görebilir, tanıyabilir konuma geleceklerdir. al sana üniversite sanayi işbirliği.
  • kimi bölümlerinin lisans programlarından daha fazla iş bulma şansı olan ama erkekler için askerlik te pek işe yaramadığı için pek tercih edilmeyen genelde 4 yıllık mı 2 yıllık mı sorusuna maruz kalındıgında cevabın 2 olmasıyla küçümsenen sınavsız geçiş denen hedeyle egitim kalitesinin düşürüldüğü zamanla tercih sebebi olacak önlisans programlarının okutuldugu yüksek ögretim kurumuna baglı meb programı.
  • malesef matematikte birkaç neti zor yapan öğrencilerin(teknik bölümler için) %90'nının dgs ile lisans programına geçmek istediği ara basamak olarak görünen programlardır. sormak istediğim soru ise ygs'de 3 neti yapamazken dgs de nasıl yapacaklar?

    herşey bir kenara myo teknik dersleri bile oldukça ağır, matematik bilmeyen kişilerin elektronik-1 öğretmeye kalkmak oldukça zor. ne oluyor? ister istemez seviye düşüyor ve bu öğrenciler es kaza dgs ile geçiş yaptıklarında bu dersleri mühendislikte saydırabiliyorlar. daha kötü durumda olan öğrencilere ise bu dersler -ne kadar kolay gösterilse de inanılmaz zor geliyor ve demoralize oluyorlar, çünkü lise eğitimleri ve seviyeleri bu derslere uygun değil ve üstüne üstlük çabalamıyorlar da ve "bu dersler ne işimize yarayacak kafasında" bırakıyorlar. çünkü liseden kolaylıkla mezun olmuşlar.

    esas amacı olan tekniker yetiştirme, ara eleman çıkartma olan bu programlar malesef işlevini yerine getiremiyor. çünkü öğrencilerin amacı 2 seneyi bitirip hayata atılmak değil. bu öğrenciler madem lisans-mühendislik vs okumak istiyor, neden meslek lisesine sokuyoruz? eğitim sistemimizin cortladığı alanlardan biri daha olarak özetleyebiliriz. yönlendirmemiz sıfır!

    yök yarın öbürgün "dikey geçiş kalktı" dese myo'leri kimse tercih etmez. bu sistem uygulanacaksa şu an mühendislik/tıp lisans programlarına getirildiği gibi kesin sınırlandırmalar getirilmelidir. örneğin meslek liselerine 900bin(hatta 800bin) üstü öğrenci alınmaması, sınavsız geçişin kesinlikle kalkması, dgs tercih edecek olanların 1. sınıf ortalamalarının 3.25 olması gibi kurallar getirilebilir. gerçekten kötü bir meslek yüksek okulu tablomuz var, kimse farkında değil fakat lisansın kat kat fazlası öğrenci alınıyor. meslek liselerinin eğitimi yerlerde geziyor, matematik-fizik gösterilmeyen öğrencilere, ön lisans programlarında mühendisliğe yakın dersler gösteriyoruz. (bu işin yolu da bu. mukavemet bilmeyen bir makina teknikeri olmamalı). madem bu ön lisansta bu dersleri görüyorlar, neden meslek liselerinde en azından giriş seviyesinde göstermiyoruz? sonuç ise hüsran, mutsuz öğrenciler ve kesinlikle mutsuz öğretim görevlileri. myo'a ders vermekten kaçan akademisyenlerden oluşan bir sınıf oluşuyor.

    bence şans sunmak güzel bir opsiyon ama yatırım yapılacak öğrencilerin baştan doğru seçilmesi gerekir. 2 milyon insanın giridği sınavda 1,7 milyonuncu öğrenci bu eğitim için malesef uygun değil ki kendileri de zaten yerleşebildikleri için bu bölümleri istiyor. hevesli olan kişiler otomatik olarak 500bin, 400bin gibi sıralamalarda oluyor.
hesabın var mı? giriş yap