• cihat yaycı'nın "ben komplo teorisyeni değilim ama bakın böyle bir şey var ülkece kenetlenmemiz lazım" diye kuyuya taşı attığı ve onu izleyen sosyal medya'daki binlerce insanı "nato bizi işgal edecek" kafasına soktuğu için yazmak istedim.

    yani kendisine "ben bir askerim ve bilim adamıyım" diyen birinin tatbikata konu olan kırmızı birliklere (reds) bu türkiye'dir diyebilmek için a- okuduğunu anlamamak b- kötü niyetli olmak gerekiyor. ben cihat yaycı'yı b şıkkına doğru ilerlemiş olarak görüyorum.

    şimdi önce ortamdaki kırmızı ülkede şu özellikler vardır.

    * bir doğal afet (deprem) gerçekleşmiştir
    * onu izleyen olaylar neticesinde ülkede emir komuta dinlemez bir askeri lider çıkmış ve kendisine bağlı askeri birlikler (cjtf-s) ile kırmızı ülkeden kopmuştur ama ülke üstünde hak iddia etmektedir.
    * bu devletten kopan askeri grup konvansiyonel, asimetrik askeri güç kullanımı yanında diplomasi ve istihbarat gibi aygıtlara da başvurmuştur. ekonomik olarak farklı bir ajandası olması yanında teröristlerle de düşüp kalkmaktadır.
    * bu kırmızı ülkeden kopan grubun nihai amacı bölgesel bir güç ve kontrol sahibi olmaktır.
    * kırmızı'nın öteden beri milli davası olan bazı adalar bu cjtf-s tarafından ele geçirilir.
    * bu adalardan geçen gemi trafiği dünya ekonomisine yol verdiği için cjtf-s para karşılığı buradan geçen gemilere silahlı eskort hizmeti sağlamaya başlar.
    * bütün bu olaylar o bölge deniz trafiğini olumsuz etkiler, bölge daha dengesiz hale gelir. dünya cjtf-s liderliğini bölge barışına direkt bir tehdit olarak görmeye başlar. dünya ekonomik vaziyeti de bu yönde ilerler.

    ortada ikincil aktörler de bulunur, bunlar :

    *kırmızı ülkenin seçilmiş hükümeti (gor) ve 'loyalist' birlikleri
    * içinde korsanları barındıran bir terörist organizasyon
    * paralı askerleri olan bir şirket
    * mafya ve türevleri

    kırmızı ülkeden kopan cjtf-s'nin senaryodaki taktik amaçları

    a- kendi politik devamlılığını sürdürmek
    b- mavi birliklerin çıkışına engel olmak
    c- mavi birliklerin harp hedeflerini sınırlamak
    d- ülkede iç huzuru kendi yönetimlerinde sağlamak
    e- bölgedeki mavi varlığını azaltmak
    f- bölgedeki kendi nüfuzunu artırmak
    g- afet sonrasındaki bozulan ekonomik yapının tesis edilmesi
    h - nihai amaç -bölgedeki doğal kaynaklara batılıların (mavi bile değil) erişimini sınırlamak ve bu doğal kaynağın tekeli olabilmek

    kırmızı (loyalist) ülkenin amaçları

    a- bölgedeki mavi varlığını azaltmak
    b- bölgedeki kendi nüfuzunu artırmak
    c- ekonomik yapının tesisi

    teröristlerin amaçları

    a- mavi birliklerin bölgeye erişimini kısıtlamak
    b- karşıt siyasi ve dini yapılara saldırmak
    c- mavi operasyonlarına vur-kaç saldırıları düzenlemek

    şirket ve mafya amaçları

    a- para ve nüfuz

    mavi birliklerin karşısındaki bütün mukavemet/karşıt güçler (opfor) 55 bin kişidir
    dört tümen (bir zırhlı, iki piyade bir mekanize p.) iki hava indirme tugayı, iki bağımsız zırhlı tugay, bir amfibi tugay, bir bağımsız topçu tugayı üstüne asimetrik harp için de 5000 kadar da özel kuvvetler ile milis karışımları vardır.

    200 adet kısa/orta menzilli füze lançeri ile kimyasal biyolojik kabiliyetli 1800 seyir füzesine sahiptirler.

    hava kuvvetleri 158 uçaktan müteşekkildir. bunlar

    14x mig-29 fulcrum
    2x su-27 flanker
    20x f5e tiger
    ve sair eğitim ulaştırma ve destek uçaklarıdır

    deniz kuvvetleri

    5x dizel ve 4x midget (cüce) denizaltı
    6x güdümlü füze kabiliyetli fırkateyn
    32x hücumbot (çoğu satıh-hava kabiliyetli)
    13x amfibi sınıfı gemi
    10x destek gemisi
    105x bir takım silahlar (gtt, roket lançerleri) ile teçhiz edilmiş ufak botlardır

    senaryo data bulletinlerden bazıları şunlardır:

    * darbe öncesi kırmızı hükümet bunu inkar etse de kırmızı ülkesi teröristlere devlet desteği sağlamakta, bunları kendi silahlı kuvvetlerinde saklamakta ve ülke sınırları içinde barındırmaktadır.

    * kırmızı lider bu teröristleri global çapta terörist saldırılar için kullanmakta ancak inkarını sürdürmektedir.

    * bölgeye erişim politik ve lojistik olarak zordur

    planın icrası ve raporu tam 752 sayfa. uzun uzun anlatmayayım, kırmızı birliklere komuta eden marine korgeneral decentralized olmayı becerip haberleşmesini ww2 usulleriyle sağlayınca mavi başarılı olamıyor. sonra batmış olan mavi görev gücünü tekrardan diriltiyorlar çünkü 250 milyon dolar harcanmış bir tatbikatta amerika yenildi de diyemiyorlar. ama zaten tatbikat planı gayet scripted yani incik cıncık her detay "bu böyle olacak sonrasında da siz böyle olacaksınız" tarzı kaleme alındığı için bütün mevzu zaten bir tür tiyatroya daha yakın. olması beklenen sonuçların olması için tatbik ediliyor gibi bir havası var. kırmızı birlikler komutanı bu yüzden bu ne diyip devam etmeme kararı almış.

    -----------------------------------------------------------------------------------------

    şimdi bu planın yazılma tarihi 2001, 11 eylül saldırıları sonrası.

    bu planın yapıldığı dönemde ortada tehdit oluşturacak veya $250m harcayarak uğrunda gizli saklı planların yapılması gereken bir türkiye yok. daha ortada ırak işgali ve bunun tezkeresini reddetmiş bir türkiye bile yok. dönemin konjonktürüyle incelendiğinde türkiye için böyle bir plan yapılacak ortam zaten 2001 2002 için yok.

    adalar olunca doğrudan yunanistan demek için jeopolitik bilmiyor olmak gerek. basra körfezinde tam 78 adet ada var. bunların bazıları iran - ırak savaşında pivot roller üslenmiş, çok ağır şekilde bombalanmış yerler (bkz: kharg)

    plandaki kırmızı ülke amerikan 11 eylül sonrası düşman profili ile post-soğuk savaş düşman profilinin bir tür birleşimi. dini bir ajandası olan uluslararası teröristlere (el kaide) yardım ve yataklık yapan meşruiyeti şaibeli bir devlet yapılanması (iran? ırak?) var.

    plandaki kırmızı ülke sovyet silah ekipmanı kullanıyor. bunun da üstüne amerikan yapımı üçüncü jenerasyon f5 jetleri var ki iran bunları şah zamanında edinmiştir. kırmızı askeri güçler 2001 yılındaki 4 orduluk türk silahlı kuvvetleri kabiliyetiyle ne sayı ne silah ne yekün olarak tutmuyor. plan çok daha egzantrik, karma ekipman kullanan sayıca az bir orduya (türkiye'nin 8'de biri) sahip bir düşmanı betimliyor.

    plan kısa/orta menzilli balistik füzelere sahip bir düşmana karşı verilen operasyonlara geniş yer ayırıyor. türkiye'de planın yapıldığı ve icra edildiği bir dönemde bu tip bir kabiliyet bulunmuyordu. iran ve ırak ise savaş boyunca birbirlerine scud-a scud-b/c atmış ülkelerdi.

    planda kırmızı ülkenin intihar saldırıları bulunuyor.

    planda kırmızı ülke bir doğal kaynağın (bkz: petrol) üstünde oturuyor ve bunda tekel olmak istiyor

    plan kırmızı ülkenin kimyasal biyolojik kabiliyetlerine de geniş atıflar yapıyor. ortadoğuda kimyasal silahın baş müşterisi ve dağıtıcısı ırak'tır. türkiye konvansiyonun bir üyesi olduğundan kimyasal stokları bulunmuyor. hiç de o işlere girmemiş bir ülkeyiz.

    işte "ben askerim ben bilim adamıyım" diyen biri bunları es geçip gidip,

    "bakın deprem de oldu, darbe'de oldu, akdeniz'de amerikan görev gücü de var, bunlar puslu havayı sever

    falan diyorsa,

    2001/2 yılında ırak'ı işgal için planlar yapan bir ülkenin basra körfezinde bir ülkeye yönelik olduğu hemen hemen kesin içinde tek bir kelime nato geçmeyen 752 sayfalık tatbikat planından nato'nun türkiyeyi işgali gibi absürd bir sonuç çıkartabiliyorsa ben o işi kötüye yoruyorum. cihat yaycı aptal bir insan değil, bunları okuyamayan biri de herhalde değildir. o zaman sorular :

    madem işgal edileceğiz, bu planın kendisi ve sonuç raporları neden internette ortalık yerde tasnif dışı olarak erişilebiliyor. umuma açık planla nasıl başarılı olunacak? yani amerika türkiyeyi deprem sonrası işgal edecekse ben bunun içeriğini nasıl oluyor da okuyorum? hani opsec?

    plana konu olacak işgalde hangi doğal kaynak ana motivasyon? bor madeni veya toryum vuranyum için mi 4 orduluk bir nato müttefikine suni deprem yaptırıp işgal ediyorlar?

    mavi kuvvetler tamamen bir jtf (joint task force). tek bir ülkenin tasarrufları. hani uluslararası koalisyon, nato?

    sonsuz kaynaklarla bile amerika ırak ve afganistan'da silahlı muhalefet ile başarılı bir mücadele vermiş değil. türkiye gibi bir ülke işgale uğrayacaksa ona ayrılacak kaynak, insan gücü, verilecek kayıp, geçecek zaman, etkilenecek global piyasalar çok çok daha fazla. ne için olacak bütün bunlar? reyiz halife olmasın islam birleşmesin, müminler israile karşı gargat ağacı dikmesin diye mi? 2001 yılında reyizin vs olacağını bilen bir müneccim de var tabii.

    ----------------------------------------------------------------------------------

    ezcümle millenium challenge 2000'li yıllarda amerikan planlamacılarının soğuk savaş/erken-modern arasında bir gidip geldikleri, asıl tehdidin farkında olamadıkları bir operasyon planıdır.

    hala soğuk savaş dönemindeki gibi askeri hedeflere ulaşınca savaşın nihayeti planda belirgindir. oysa plandan 1.5 yıl sonra ırak'ı gidip gerçekten de işgal ettiklerinde savaşın bir türlü bitmediğini çok acı anlayacaklardır. yani post-conquest-insurgency.

    hala mı türkiye işgali diyorsunuz, kantara koyun tartın o zaman :

    plana konu olan ülke lideri bir tür psycho olan (saddam), uluslararası terör olaylarına yardım yataklık eden (saddam-kaddafi), kimyasal-biyolojik silahlara sahip (ırak), bir tür doğal kaynağa (petrol) direkt erişimi olan (iran-ırak-libya), sovyet ekipmanı kullanan (iran-ırak-libya), orta ölçekli bir orduya sahip (ırak-libya) bir ülkedir. global önemde bir deniz ticaretinin yaşandığı bir su yolunda (basra körfezi) askeri tasarruflar içindedir. bu uğurda intihar saldırıları bile yapmaktadırlar (ırak)

    üstüne bu ülkede deprem olmuştur (türkiye)

    bu denklemden tatbikatın türkiye'ye karşı yazıldığını çıkarmak için işte

    a- okuduğunuzu anlamamanız, veya
    b- cihat yaycı kadar kötü niyetli olmanız

    gerekiyor.
  • nereden geldim bu basliga yahu? neyse, gelmisiz, birkac yanlisi duzeltelim.

    birincisi, kazanan ulkenin basindaki general aciga alinmiyor, cunku o general, paul van riper, zaten emekli. emekli adami aciga alamazsin, zor bir is. van riper ilk once mavi tarafi darmadagin ediyor, ondan sonra "yahu o kadar para harcadik, ne olacak simdi, ordunun morali bozulacak" endisesine kapilan buyukler, oyunu yeniden baslatiyor. fakat oyun yeniden basladiginda, onceden belirlenmis bir metin takip ediliyor. bunun uzerine de van riper "bu ne la?" deyip birakiyor oyunu.

    ikincisi, oyunla ilgili hicbir metinde "akdeniz'de ada sorunu olan, iki kitayi birbirinden ayiran" gibi tabirler gecmiyor. adamlar gerizekali mi da, bu sadece turkiye'nin uyacagi tanimi yazip sonra adini vermesinler? kirmizi taraf su: "ortadogu'da, basra korfezi'ne kiyisi olan, bir diktatorce yonetilen bir ulke". dusunun bakalip bu oyundan sonra abd hangi ulkeyi isgal etti? tadaaa! irak. bravo. sadece tek alternatif var, bu ulke iran da olabilirdi.

    suradan da okuyun, bilgilenin: http://www.guardian.co.uk/…rld/2002/sep/06/usa.iraq
    belki hala daha bu 7 yillik klasik "korku senaryosu"na inanmis kalmis olanlar vardir, dogru bilgiye ulassinlar.

    optum sekerim.

    tanim: abd'de ufak capli bir skandala yol acmis savas oyunudur.
  • amerika'nın 2001 yılında yaptığı, ve senaryosu enteresan derecede tanıdık gelecek bir sanal tatbikat. bütün güçler bilgisayar üzerinde real time strategy oyunu gibi konuşlandırılarak yapılmıştır.
    senaryo : akdeniz'de bir ada sorunu yaşayan ve birçok azınlık barındıran bir ülke var (tanıdık geldi mi...? devam edelim) bu ülke stratejik açıdan iki kıtayı birbirinden ayıran bir su yolunun (allah allah hangi ülke acaba?) üzerinde ve iki kıtada birden toprağı var...
    bak allahın işine ki, uluslararası güçler bu ada için bir çözüm öneriyor,siyasiler kabul ediyor , halk kabul ediyor ama, genel kurmay başkanlığı "olmaz öyle mavra" diyor... siyasiler bastırınca da ordu yönetime el koyuyor (ba ba ba ba...)
    bunun üzerine, faşist generallere bir ders vermek isteyen usa olaya dalıyor.
    senaryo bu...
    bir de sanal tatbikatın başlaması :
    amerika ilk önce haberleşmeyi ortadan kaldırıyor, elektrik hatlarını işe yaramaz hale getiriyor. ulaşım duruyor..
    haaa... bu arada bir de düşman kuvvetlerini temsil eden bir amerikalı general var..
    adam oyunu ve aldığı maaşı hak ederek kendi ülkesini temsil eden amerikan generallerini bozguna uğratıyor...
    ilk şoku atlatınca, haberleşmeyi atlarla, katırlarla sağlıyor gemileri batırıyor, taburlarca askeri yok ediyor ve amerikan ordusu darmadağın oluyor.
    bunun üzerine, sanal ortamda, bush ve amerikan genel kurmay başkanının emriyle batan gemiler tekrar su üzerine çıkıyor, askerler tekrar canlaıyor ve savaşa dönüyorlar... nafile...
    bu büyük sanal bozgun sonrasında türkiye'yi temsil eden general açığa alınıyor...

    bu olay tamamen gerçek...
    yıllardır neden kendi petrolümüzü çıkartmamıza izin vermiyor amerika ? neden bor madenlerimizi hiç kullanmıyoruz ve yurdun pek çok yerinde olduğu basından ve halktan özel yöntemlerle saklanan altın rezervlerimizi harekete geçirip ekonomimizi kurtaramıyoruz ?
    zira, amerika bu oyunu çok öncesinde planladı ve oynuyor...

    lütfen bunu okumuş olun ve de arkasından atatürk'ün gençliğe hitabesini bir kez daha, özellikle "memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar" ile ilgili kısmına dikkat edin...

    zamanı geldi... her an herşey olabilir...
    atatürk bunu o yıllarda görmüştü, biz hala göremiyoruz...
    ne acı...
  • 24 temmuz - 15 ağustos 2002 tarihleri arasında amerikan ordusu tarafından gerçekleştirilen amerikan ordusunun en kapsamlı ve pahalı tatbikatı. 250 milyon dolara mal olmuştur. türkiyede bazı çevreler tarafından (doğu perinçek ve mahdumları) türkiye'yi işgal tatbikatı olarak değerlendirilese de bunu doğrular bir bilgi bulunmamaktadır.

    mavi kuvvetler amerikan birlikleri, kırmızılar ise ortadoğuda bilinmeyen bir kuvvet olmuştur.

    rumsfeld ve ekibi tarafından şidddetle arzulanan amerikan ordusunun transformasyonu çerçevesinde (bkz: network centric warfare) yüksek teknoloji kullanan amerikan ordusunun ortadoğudaki kuvvetlere ne yapabileceği denenmiştir.

    kırmızı kuvvetler deniz piyade (bkz: marine) tümgeneral `paul van riper` tarafından komuta edilmiştir.

    tatbikatın başlangıcında herhangi bir senaryo olmaksızın hareket edilmiştir. riper komutasındaki kırmızılar motorsikletli haberciler kullanarak amerikalıların iletişim izleme kabiliyetini sıfırlamış, böylece düşmanın ne yapacağını önceden bilme stratejisine dayalı amerikan tertiplenmesi kullanılamamış hemen akabinde riper füze saldırısı ile 16 amerikan gemisini batırmış, bu olayın hemen akabinde kalan amerikan gemilerini ufak botlarla yapılan intihar saldırıları ile imha etmiştir. eğer bu olay gerçekte olsa idi 20.000 amerikan askerinin ölmüş olabileceği tahmin ediliyordu.

    riper'in amerikan ordusunun zayıf noktalarını iyi tahlil ederek yaptığı saldırılar sonrasında kara kuvvetlerinin de yenileceğini anlayan savunma bakanlığı tatbikatı durdurmuş, amerikan gemilerini yeniden yüzer duruma getirmiş ve yazılı bir senaryo çerçevesinde birliklerin kendilerine verilen görevleri icrasını istemiştir.

    riper bu olay üzerine istifa etmiş, savunma bakanlığının önlem almak yerine amerikan ordusunun asla yenilmeyeceği inancı ile hareket ettiğini ifade etmiştir.
  • ben bu amerika'nın ben ta amına koyayım, bütün gizli işgal planları bizim troller tarafından ele geçirilmiş.
  • senaryosu : hedef ülke, bazı denizyollarını kontrol etmektedir. bir ada ülkesiyle şiddetli sorunları vardır. bu ülkede çok büyük bir deprem olur. sivil hükümet depremle mücadele edemez ve kaos durumunda ordu duruma el koyar. uluslararası yardım çağrısı yapılır. abd yardımlarının kendi askerleri tarafından yapılmasını şart koyar. böylece ülkeye girmekte olan abd askerlerinin miktar ve faaliyetlerinden kuşkulanan hedef ülke ordusuyla abd ordusu arasında savaş çıkar ve ülke 96 saat içinde işgal edilir...

    söz konusu ülkenin türkiye olma olasılığı üzerinde çok durulmuş ama balık belleğimiz bunu da unutmuştur.
  • yaptığım araştırmalar neticesinde senaryosunda depremle, üç tarafı denizlerle çevrili ada sorunu yaşayan bir ülkeyle karşılaşmadığım tatbikat. nedense bütün komplo teorileri o zamanlar bizim gazetelerde yayınlanmış. yabancı kaynaklarda döneme ait ve sonrasında yapılmış haberlerden bu konuyla ilgili hiç bir şey bulamadım. engin ve derin bilgili sözlük yazarları tatbikatın askeri plan ve kayıtlarına mı eriştiler acaba? varsa görmek isterim. bizim basında bir tek bahse konu ülkenin açıklanmadığını ancak iran olduğunu söyleyen şöyle bir haber var:

    https://www.milliyet.com.tr/…ef-ulke-iranmis-357498

    neyse devam edelim:

    tatbikatın özetine bakmak gerekirse şuradan:

    https://en.wikipedia.org/…millennium_challenge_2002

    kısaca açıklamak gerekirse eğer, bu tatbikatta mavi taraf ve düşman kırmızı tarafın savaştığı bir senaryo hayata geçiriliyor. mavi taraf amerika olarak savaşa başlıyor. fakat mavi tarafın hesaplamadığı şeyler var. o da vietnam gazisi anasının gözü bir general olan paul van riper ve asimetrik-gerilla savaşı taktiklerini ustaca kullanması.

    bu taktikler genel olarak:

    -mavi tarafın elektronik algılama ve alarm sisteminden kaçınarak savaşmak, uçakları eski usülde telsiz muhaberesi olmadan kaldırmak.

    -yıpratıcı sayıda ve yoğunlukta seyir füzesini düşman deniz kuvvetlerinin elektronik sistemini yok etmek için kullanmak ve bu sayede pek çok gemiyi etkisiz hale getirmek. (muhtemelen alcm attı. askerlikten anlayan arkadaşlar bilir.)

    -elektronik sistemleri kör olan mavi ülke filosuna intihar saldırıları düzenleyerek 6 gemisini birden yok etmek (gerçek dünyada 20.000 personelin ölümüyle sonuçlanacak bir olay)

    -kırmızı kuvvetler arasındaki muhabereyi mavi tarafa yakalanmadan sağlayabilmek için motorsikletli haberciler kullanmak ve akşam ezanına şifreli emirler gizlemek.

    simulasyonun sonunda tahmin edin kim kaybediyor? tabii ki mavi taraf. yani amerika. sonucu kabullenmek istemeyen komuta ise olağan şartlarda tatbikatı yeniden başlatıyor. generel van riper'ın tatbikatı sabote ederek milyon dolarların çöpe atılmasına sebep olduğunu söyleyip onu suçlayanlar oluyor. tatbikat kağıt üzerindeki plana göre yapılınca ise mavi taraf kazanmış sayılıyor. peki bizim çıkarmamız gereken dersler ne olabilir?

    1. internetten, medyadan her duyduğumuz habere inanmamak.

    2.savaş anında teoride planlanan şeylerin pek çoğunun gerçekleşmeyeceği, pratikte her şeyin değişken ve bambaşka olacağı. (osman pamukoğlu'nun savunduğu en büyük tezlerden yanılmıyorsam.)

    3.işini iyi yapan savaş gazisi bir generalin suçlamalara maruz kalabileceği, dünya lideri askeri anlayışının öncüsü sayılan bir ülkenin resmiyette kalıplara bağlı gitmeye ne kadar hevesli olduğu. (o zamandan bu zamana anlayış değişmiş olabilir)

    4.ülkemiz ve bölge ülkeleri açısından coğrafi, demografik ve ekonomik olarak hazırlıklı olmak açısından bu tarz tatbikatların ve sonuçlarının üstünde durulması zorunluluğu. çağa ve taktiklere ayak uydurma mecburiyeti.
  • bunu diline dolayanların yüzde 99'u bilmez ama tatbikat sırasında düşman gayrinizami direniş birliklerini temsil eden amerikalı korgeneralin başarılı olup amerikan ordusunu yenmesi ile bitti

    zaten bildiğim kadarı ile tatbikat ırak ve iran işgalini temsil ediyor

    edit : korgeneralin ismi (bkz: paul k. van riper)
  • betimlenen ülke 3 tarafı denizlerle çevrili ada sorunu yaşayan bir ülke değil. (bkz: #134418154)
hesabın var mı? giriş yap