• dram dozajının her geçen dakika yükseldiği, izleyiciyi salya sümük ağlatma yolunda sağlam adımların atıldığı bir eksende ilerlerken isminden anlaşıldığı üzere gereksizce tanrı kavramını ön plana çıkarıp inanç pompalaması yaparak bir anda gerçeklikten kopan ve duygu yoğunluğunu ortadan kaldıran film.

    kaderci bir düşünce yapınız varsa çekinmeden izleyebilirsiniz.
  • gerçek bir hikayeyi anlatan etkileyici bir dram aile filmi. şiddetle tavsiye.
  • --- spoiler ---

    din eleştirisi yapıldığını sanırken ters köşe yapan film. gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır.
    --- spoiler ---
  • dinsiz bir insan olarak çok hoş bulduğum bir aile filmidir. film, hristiyan misyonerliği yapıyor gibi gözükse de aslında tam olarak öyle değil; inancın ve kaderin işleyişi antılmaya çalışılmış. texas'da geçmesine rağmen, bizim anadolu kültüründen bile ezgiler var filmde; allah'tan ümit kesilmez, kaderinde ne yazıyorsa o olur, her işte bir hayır vardır, allah iyi insanlarla rastlaştırsın, garip kuşun yuvasını allah yapar, ne yaparsan yap göklerden gelen bir karar vardır vs. oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. inanç denilen şeyin olabilmesi için ille de bir dîne mensup olmanız gerekmiyor, îmân etmekten bahsetmiyorum, inanç apayrı bir şey. benzer bir konuya sahip 2002 yapımı dragonfly filmi de çok güzel bir filmdir, tavsiye ederim.
  • dün akşam izledik, aşırı derecede realist ve acı çekmediği zamanlar hariç gözyaşlarına sahit olmadığım eşimi bile 10 yıllık ağlatmış filmdir. benim gözyaşlarım ise 20 şerit kağıt havluya mal oldu.

    filmde bizi çeken ilk şey, virgin river'da izleyip hastası olduğumuz (bkz: martin henderson)'ın başrolde olmasıydı.

    ancak film ilerledikçe anladık ki, küçücük yaşında inanılmaz bir olgunluk ve oyunculuk sergileyen, güzeller güzeli (bkz: kylie rogers), annesini muhteşem oynayan jennifer garner ve gıyabında kendisine sıklıkla yer verilen yaratıcı-god-tanrı başrolde idi.

    ben zaten deist olduğum için tanrının lütfunun sergilendiği şeylerle ilgili hiç bir sıkıntım yok, adının anılmasından da mutluluk duyarım.

    film tam da benim aklımda çizdiğim tanrı figürüne uygun; müşvik, kullarının acısını dindiren, kendini evrenden soyutlamamış bir tanrı imajıyla süslenmiş.

    gerçek bir hayat öyküsü anlatılıyor ve filmin sonunda da gerçek ailenin keyifli anlarını barındıran bir video ekrana geliyor.

    tanrıya inanırsınız inanmazsınız, kızın hastalığının ve sonrasında yaşananların tanrının inayetiyle yasandığına itimat edersiniz etmezsiniz bu size kalmış ama her şey bir yana kalbe dokunan, aşırı duygusal bir film izleyeceğinize garanti veriyorum.

    dip not: pediatri doktorunu oynayan ve ilk defa izlediğim (bkz: eugenio derbez)'e bayılacaksınız. böyle doktorlar var mı yahu diyeceksiniz, varmış hakikaten.
  • filmi sonuna kadar izlerseniz, hikayenin gerçek kahramanlarının film yıldızları gibi olduğunu görebilirsiniz. kendileri filmde kendilerini oynasaymış hiç sırıtmazlarmış, çok enteresan geldi bana.
  • benzer film için;

    (bkz: john q)
  • böyle dramla yoğrulmuş filmlerde genelde üst nokta vardır. filmin en can alıcı yerinde gözyaşlarınızı boşaltırsınız. lakin bu film beni resmen dumura uğrattı. film de o kadar çok nirvana var ki ağlıyorsunuz durup daha çok ağlıyorsunuz. gerçekten sonunda bu kadar ağladığıma tebessüm ettim. başarılı.
  • gece gece ağzıma tükürmüş olan filmdir. normalde ne kadar dram olursa olsun çok nadir ağlarım film izlerken. bu film hüngür hüngür ağlattı, zaten pms dönemindeyim. annabel karakterini öyle güzel canlandırmış ki oyuncu hayran kaldım. bakışlarıyla mahvetti beni. velhasıl izleyin dostlar.
hesabın var mı? giriş yap