• yanlış anlaşılan, zamanla anlamı değişmiş deyim.

    türk dil kurumunun deyimler sözlüğünde karşılığı "körler mahallesinde ayna satmak" olarak benzetme ile verilmiş. ben de kemal kenan ergen'in yıllar önce okuduğum bir yazısında çok beğendiğim "orta asya steplerinde emlak bürosu açmak" tabirini kullanıyorum yeri gelince eğlence olsun diye. sözlükte de benzeri başka örnekler var. basit aramalarda denk geldiğim karşılıklar -bir iki tanesi dışında- hep örnek üzerinden anlatmış. o yüzden anlamın kendisine bakmak istiyorum.

    deyimin anlamı, alıcısı olmayan yere saçma bir yatırım yapmak. veya daha önce belirtildiği gibi* "bir seyi ona gereksinim duymayacak olan cevreye goturmek". saçma yani, boşa vakit harcamak...

    fakat işbu deyim anlamından aparılarak -hadi yine benzetme yapalım- şu şekle bürünmüş:

    "fenerbahce stadında galatasaray atkısıyla oturmak", veya "geceyarısı mini etekle metroya binmek", "keçiörende gece parkta bira içmek" gibi... bak, böyle söyleyince ne çirkin oldu di mi?

    diyorsun ki mealen, benim çoğunluk olduğum yerde, benim kurallarıma tabisin. benim kurallarımla kardeş kardeş yaşayacağız. uymadığın noktada olacaklardan sorumlu değilim... işte müslüman demokratlığın meselesi bu güzel kardeşim. bir arada oluyor olmasına da, bir eğreti duruyor üzerinde.

    demokrasiden yanasın, çünkü çoğunlukta olduğunu biliyorsun. sırf bu yüzden demokratsın sen. aba altından sopa gösterensin. sana göre allah yok din yalan deyince küfür etmiş oluyor adam. peygamberini resmedince gözlerinden ateş fışkırıyor kutsalıma saldırıldı diye. mahallende ramazanda sokakta yemek yiyeni en naif halinde bile allaha havale ediyorsun, nasolsa cezasını bulacak diye. tacizin iğrençliğini "o da beni tahrik etti" diye hafifletesi gelen var içinde. senden olmayana "ışıkları kapatıp kardeşiyle, anasıyla-babasıyla yatıyo bunlar" diye iftira atan, yakan yüzlercesi var içinde. onu koruyan binlercesi, konusu açılınca yüzünü ekşitip konuyu kapatmaya çalışan da yüzbinlercesi...

    zira itaat içerisindesin. diğer inanç ve inançsızlıklara mensup kişilerden temelde farklı değilsin. sen uyum sağlayan, birlikte hareket edensin. çok olduğun için rahatsın, rahatı bozulsun istemeyensin. 1400 yıllık statükona tabi olmayanları korumaya çalışana bel altı vurup statüko damgası yapıştıransın. şunu da bil, musevi, hristiyan kardeşlerinden farklı değilsin.

    tek bir deyimi uğrattığın anlam bozulması ne ipuçları veriyor hakkında farkında mısın?
  • fasli bir muslumanin "hööö" diye karsilayacagi atasozumuz... burada kestane neyse, fas'ta salyangoz odur deyip yargimi koyayim, bitireyim...
  • genelde bir pazarlama deyimi olarak değil de mal bir zihniyetin sırtını müslüman çoğunluğa dayayarak başkasınının özgürlüğünü sikinin keyfine göre belirlemesini meşrulaştıran bir itham olarak duyuyoruz bu lafı. salyangoz satmak son olarak tophane olaylarında içki içmek, camlara atletle çıkmak, sanat yapmak için kullanılıyorken malatya'da hristiyan yayınlar basmak, sivas'ta ateist olduğunu söylemek, trabzon'da basın açıklaması yapmak, sakarya'da ahmet kaya tişörtü giymek anlamında kullanıldı.

    öyle sihirli bir laf ki söyleyeni direkt dokunulmaz yapıyor, devlet de seviyor bu lafı edeni halk da. müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlardı, tahrik ettiler, saygısız davrandılar, biz de delikanlı adamız sabrımız bir yere kadar diye diye aklar şiddeti, kendisi de pirupak olur. sanki bir insanı döven, öldüren, yakan ya da bu eylemleri destekleyen kendisi değilmiş de olayın mağduruymuş gibi bir konuma geçer. e devlet de eşşek değil ya, görmezden gelir ya da illa ceza verecekse indirime gider.

    şahsen ben bu lafı edip de kanımı beynime sıçratanlara, yaşadığım ülkenin iyice renksiz hale gelmesine yardımcı olanlara, "ben yapmayayım ama sen istersen yap" bile diyemeyecek öküzlükteki insanlara bacağım girsin diyorum.
  • tencere yuvarlanmis seninki benden kara tarzi atasozu.

    kuran'da muslumanlarin salyangoz yememesi gerektigine dair hicbir isaret dahi bulunmamaktadir. hatta yenmesi haram olan seyler kesin hatlariyla belirtilmis bunlarin disindaki her seyin de tuketilebilecegi acikca ifade edilmistir.

    boyle bir atasozunun cikagelmis olmasi bile, uygulamalarin ozden nasil uzaklastiginin en net ispatlarindan biri.
  • kitap fuarında falan yapılmadan önce "gırh" kere düşünülmesi gereken eylem.

    zira bursa ülkü ocakları bu konuda çok hassas.

    (bkz: de mi fatih başgan)
  • bir giritli deyişidir. giritliler kara salyangozu yerler. bildiğin yağmurdan çıkan salyangozları çatır çatır kızartıp yerler. türkiye'ye geldiklerinde de salyangoz yemeğe devam ederler. osmanli olabilmek için bektaşi veya mevlevi olmuşlardır... bir kere bektaşi olunca da mübadele'de anadolu'nun yolunu tutarlar... fakat yeme içme alışkanlıklarını değiştirmezler... kara salyangozu yemeğe devam ederler... fakat onlar sünni müslümanlara göre gavurdur. müslüman mahallesinde salyangoz satmak lafı bundan gelir... ve giritlilere itafen söylenmiş bir laftır. kritikosların içine düştüğü durumu anlatır... direk yüzlerine siz gavursunuz demektir...

    giritliler müslüman mahallesine gelmiştir... orada yaşar.. orada salyangoz alır satar, yer ve içerler...
  • mevcut işimi yaptığım süre boyunca sattım, şu an satıyorum ve işime devam edeceğim süre boyunca yine satacağım.
    "bi şey oldu mu?" diyorsanız para veriyorlar lan almak için*, yani bu ata sözü bizim ülkede geçersizdir-abartıdır.
  • tv'nin ustune konan bi kavanoz salyangozla digiturk cam gibi cekiyor diye bir dedikodu yaydiniz mi bok gibi para getirecek eylem.
hesabın var mı? giriş yap