• osmanlı donanması 20 ekim 1827'de ingiltere, fransa ve rusya donanması tarafından navarin limanında yakılmıştır.

    böylece imparatorluğun en uzun yüzyılı daha da zor hâle gelmiştir.
  • 20 ekim 1827 tarihinde osmanlı donanması'nın ingiliz-fransız-rus ortaklığı bir baskınla yakıldığı deniz savaşı. bu faciada 57 gemiyle birlikte 8000 levent şehit olmuştur.
  • osmanlı devleti'nin tarihi boyunca donanmasının yakıldığı dört baskından üçüncüsüdür. diğer üçü için:

    (bkz: inebahtı)
    (bkz: çeşme)
    (bkz: sinop)
  • içimi sızlatan bir olay. ıı. mahmud'un asla yerinde olmak istemezdim. donanmamın mahvedilmesine dayanamazdım ve koskoca siyasi yalnızlıkla yüzleşemezdim. bilimsel bir makale okuyorum ancak tüylerim diken diken.
  • sonradan avrupa'daki dengeleri kısmen de olsa sarsmış olay. metternich bu olayı, viyana sisteminin bitişi olarak yorumlarken, doğu akdeniz'de olası rus yayılmasına karşı denge oluşturacak büyük bir gücün ortadan kaldırılmış olması ingiltere'yi karıştırmıştı. osmanlı yönetimiyse tüm bu olan bitenden rusya'yı sorumlu tutmaktaydı.
  • 1821 yılında yunanlılar, isyan edip silahlı militanlarca navarin şehrini kuşatır. şehirdeki sivil türklerin, kendilerini koruyacak bir askeri gücün yardıma gelmeyeceğini anlaması ve şehrin açlıkla karşı karşıya kalmasının ardından yunan gerillalar ile canlarına dokunulmaması karşılığında tüm mal varlıklarını da bırakıp şehirden ayrılma üzerine anlaşma yapılır. 19 ağustos 1821 günü şehrin kapıları açılır açılmaz, silahsız 3000 türk'e saldıran yunan teröristler, kaçıp kurtulabilen 160 kişi hariç herkesi öldürür.

    yunan bağımsızlığının destekçilerinden biri olan, hayatının yarısını atina'da geçiren, iskoç tarihçi george finlay, history of the greek revolution and the reign of king otho kitabında şu şekilde yazar:

    mermiler ve kılıçlarla yaralanmış kadınlar kaçmak umuduyla denize koştu, bu sırada kasten vuruldular. kollarında bebekleri olan annelerin kıyafetleri çalındı ve tek gizlenme yeri olan denize koştular, suda çömelirken insan olmayan tüfekli askerler tarafından vuruldular. yunanlar bebekleri annelerinin kollarından aldı ve kayalara vurdu. üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu. katliam bittiğinde cesetler ya denize atıldı ya da sahile yığıldı ve bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalındı.

    (bkz: navarin katliamı)

    bu olay üzerine bölgeye müdahale eden ve bunun için mısır valisi mehmet ali paşa'dan donanma yardımı isteyen sultan ii. mahmud, avrupalı devletlerin kendi kendilerine kararlaştırdıkları yunanistanın bağımsızlığını tanıma talebiyle karşı karşıya kalır. bu talebi, başına gelecekleri bile bile reddeden sultan, daha sonrasında ingiltere-rusya-fransa ittifakının oluşturduğu donanmanın, aynı şehrin limanında osmanlı-mısır donanmasını yok ettiği haberiyle sarsılacaktır.

    şu komşu kafasına asla giremememin sebeplerinden sadece bir tanesidir bu katliam. daha sonrasında yüz yıllık süreç içinde, yunanlar tarafından bu katliamların benzerleri birçok defa gerçekleştirilecektir. elbette bu yaptıklarının karşılığı bir katliam, savaş ya da benzeri bir şiddet aracı şeklinde asla olamaz ancak, yunanlılara dair bu tiksinme hissi sanırım beni hiç bırakmayacak.
  • (bkz: #104295475)
  • 20 ekim 1827'de ingiliz-fransız-rus donanmaları, navarin limanı'nda osmanlı-mısır donanmasını tarumar etmiştir. osmanlı devleti 6000 denizcisini kaybetmiştir. son anda amiral çengeloğlu tahir görev başına getirilmişse de geç kalınmıştır. baskından birkaç gün önce fransız gemileri limana gelerek istihbarat toplamışlardır. maalesef engel olunamamıştır.

    hülasa, osmanlı donanması prestij kaybına uğramıştır. üç yıl sonra yunanistan bağımsız bir devlet, cezayir de işgale uğramıştır. sinop faciasına giden yolda taşlar yerli yerine oturmaya başlamıştır.
  • navarin baskını, ingiltere, fransa ve rusya tarafından osmanlılara karşı -savaş hali dışında- yapılan büyük bir faciadır.
    1789 fransız ihtilali'nin de etkisiyle osmanlı imparatorluğu bünyesinde olan bazı milletlerde isyanlar baş göstermeye başlamıştı. kiliselerin imparatorluk dahilinde açtığı okullarla -ve bu bağlamda kurulan çeşitli dernekler aracılığı ile- rusların ortodoksları, fransızların katolikleri, ingiltere'nin de protestanları öne çıkarma girişimlerinin yanında, elbette ki osmanlıların da gelişen dünyayı okuyamamaları, girdikleri savaşları kaybetmeleri ve bozulan ekonomik düzenle birlikte isyan hareketleri daha da çoğalmıştır.
    osmanlılara ilk isyan edenler sırplardır. yunan isyanlarının çıkış noktası ise ikinci katerina'nın kışkırtması sonucunda 1768-74 osmanlı-rus savaşında başlamıştır. tepedelenli ali paşa sorunu, mora katliamı, sakız adası vb. gibi binlerce insanın öldüğü korkunç olaylar meydana gelmiştir.

    navarin baskınına gelecek olursak; ingiltere fransa ve rusya yunanlıların bağımsızlığı için osmanlılara sürekli baskı yapıyordu. ancak ikinci mahmut mora'nın muhtariyetini kabul etmeyi kesin bir dil ile reddetmişti. ne ilginçtir ki birbirleriyle didişip duran ingiltere, fransa, rusya; baba, oğul ve kutsal ruh şeklinde bir araya gelmiş ve osmanlı devletine karşı cephe oluşturmuşlardır. bunun üzerine rus donanması baltık denizi'nden geçerek ingiliz donanmasıyla birleşti ve akdeniz'e indi. elbette ki ittifaka fransız donanması da katıldı. müttefik donanmanın komutası ise pek tabii ki "güneş batmayan ülkenin" amiraline verildi.

    20 ekim 1827 sabahı millletlerarası hukukun dışında ve herhangi bir savaş hali olmadığı halde müttefik gemiler navarin limanına girdi. ve bu baskın ile sadece birkaç saat içinde yoğun bir bombardıman yapıldı. limanda bulunan 57 osmanlı gemisiyle 8.000 asker yok oldu(buradaki gemi ve asker sayısı her kaynakta farklılık göstermektedir).

    tarihte "navarin faciası" olarak adlandırılan bu olay üzerine osmanlı hükümeti baskını yapan devletleri protesto etti ve tazminat istedi. ancak tazminat kabul edilmedi. hatta çar birinci nikola bu harikulade durumdan yararlanmak isteyerek ingiltere ve fransa'ya osmanlı devleti'ni paylaşmayı teklif bile etti. ne var ki ingiltere ve fransa aslan payını rusya'nın alacağı düşüncesiyle, sadece yunan muhtariyetini tanıyacaklarını ve osmanlı devletine savaş açmanın söz konusu olmadığını açıkladı. belli ki nikola, "madem siz savaşmıyorsunuz ben de tek başıma savaşırım" şeklinde düşünmüş olacak ki, 26 nisan 1828'de osmanlı devleti'ne savaş ilan etti.

    ek: kaynaklar; lisans ders notları ve; görsel
hesabın var mı? giriş yap