• ağır bir şarkının, ağır bir giriş cümlesidir..
  • hüznü en yalın biçimde anlatan şarkı.
    "kederli bir akşam içmişiz sarhoşuz hepsi bu."
    ...
  • ahmet kaya 'nın hep sonradan şarkısının içinde geçer bu cümle.
  • leyla ile mecnun dizisi için biçilmiş bir repliktir bu. hep mecnun leyla'ya bunu söylesin diye bekledim şöyle vurucu bir sahnede.
  • hep sonradan gelir aklım başıma.
    elime bir kağıt parçası alırım,
    kalemim yok,
    o da sonradan gelir.

    benim için önce sen,
    sonra hayat gelir.
    sana bir şey diyecektim ya,
    elbet bir gün aklıma gelir.

    keşke bir kara komedi olsaydık. ben bize çok gülüyordum. sana güldüğüm gibi değil, senin bana güldüğün gibi hiç değil. hep sonradan gelir aklım başıma, güldüğün günlerin, güldüğümüz günlerin ne kadar güzel olduğu da böyle bir anda geldi aklıma işte.

    biz ankara'nın bir parkında kuğu olmalıydık. bankına oturduğumuzda parkın, kıçımız donmalıydı. son ana kadar elimi tutmamalıydın ki, elini tutabilmenin benim için ne denli önemli olduğunu görebilmeliydim.

    birer cupcake olmalıydık ya da. üstündeki farklı renkteki bütün bonibonlar aynı tadı vermesine rağmen, ısrarla senin ayrı bir tadın olduğunu iddia etmeliydim seni her öptüğümde.

    biz bambaşka bir şey olmalıydık, bunlar yetmez.

    ama önce sen benim olmalıydın, her şeyden önce. çok güzeldin kadın. keşke benim olsaydın.
  • sen de birilerinin güneşiydin, bilim adamları araştıradursun hangi galaksiye ait olduğunu.

    neticede, seni benden sonra kim keşfedecekse, herkes adını bilsin, seneler sonra da adını ansın diye kendi adını koyacak sana. seni başka kişilerin isminde bulacağım belki de bu yüzden.

    şimdi de farkı yok ya gerçi...

    hep sonradan gelir aklım başıma. senin leyla, benimse mecnun olmadığımı bu kadar geç anlamam da bu yüzdendir. hep sonradan gelir aklım başıma, kimi zaman çıktığını bile fark etmem. çoğunluğu seni düşündüğüm anlar, bu konuda da yalan söyleyemem.

    denizin üstünde kaydırdığım taşların kaç kez sektiğini sayarken bile aklımdasın aslında. o mükemmel incelikteki taşı bulduğumda binlercesinin içinden, nedense bir mutluluk kaplar yüreğimi. "vayyy be, kim bilir kaç kere seker suyun üzerinde bu" diye alırım elime, o ise neden bu denli hırpalanıp incecik kaldığını anlatmaya çalışır, tıpkı senin gözlerinin içine baktığım anlardaki gibi. sesi soluğu çıkmaz, öylece bakar işte.

    hep sonradan gelir aklım başıma. itiraf etmeye gönlüm el vermiyor ama henüz "sonra" gelmedi sanırım. daha hiç özlemedim seni. belki "sonra."
  • sıkılan dudaklarını fark edince utanıp saklanırdı çocukluğum. öyle havasız kalır, boğulurdu ki içim bütün kıvılcımlar öylesine sönerdi ki, bir daha güneşi görmeyeceğime yemin edebilirdim. şimdi ne ben sana gel derim ne de sen bir gün kapımı çalıp bak ben geldim unut her şeyi dersin. anlatıp bendeki seni sana tek solukta basitçe çirkince bütün kelimeleri bitirmek istemedim. her an bitecekmişsin senden hiç kalmayacakmış gibi korktum. gayet de haklı yer etmiş o korkular. günü geldiğinde sıçratmış uykudan, hayatı da bir nebze sorgulatmış. ama hak ver bana adım adım gidilmiş her yerimden, fazla yılgınım.
  • ahmet kaya'nın en sert parçalarından birinin ilk darbedeki vuruş cümlesidir. ben daha çok mehmet erdemden dinlerim. bu şarkıdır beni parçalayan, bana anlamayı sonradan öğreten. sonradan baktığın zaman geçmişe bak burada neler olmuş ama görmemişsin diyorsun. sonra ağızda sigara hep sonradan sonradan diye mırıldanırsın
  • deliha filminde gupse özay ın çok güzel yorumladığı ahmet kaya parçası.
hesabın var mı? giriş yap