• birilerinin çekmesi gereken filmlerden biri daha neden tarkovski olamıyorum?. bütün sıkışmışlığına rağmen bana çok eğlenceli geldi film. sinema sanatına gönül verip onun kahrını çekmediğimden olacak.

    --- spoiler ---

    tarkovski'yi selamlayan açılış ve kapanış sahneleri arasına sıkışmış film, günlük hayatın zorunlu ayrıntılarına takılmış yönetmen bahadır'ın trajikomik tarkovski olamama hikayesini anlatıyor. "ilkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir." sözüne uyanan bahadır'ın ilkelerine bir kez bile ihanet etmemesine rağmen içine doğduğu şartlarda hayat ile olan saf ilişkisini yitirmemesinin mümkünsüzlüğü gerek ailesiyle ilişkilerinde gerek sevgilisi gerekse arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde yüzüne tekrar tekrar bir tokat gibi çarpıyor. onu anlamaya en yakın karakter olan yazar sefalet içinde ölmeye mahkum. bu bile durumun imkansızlığının altını çiziyor. üstelik bu yazara senaryosunu beğendiremiyor bahadır. film boyunca gerçek bir destek görmüyor. ekonomik imkansızlıklar ona göz açtırmıyor. yine de bir grup ergen ruhlu arkadaşıyla paylaştığı küçük tüplü bekar evinde de kız arkadaşının nispeten lüks evinde de tarkovski filmlerinden gözünü ayırmıyor.

    tansu biçer'e daha önce dikkat etmemiştim oyunculuğunu çok beğendim. bahadır'ın içinde durumduğu durumlarda yüzünde beliren tiksinti ifadesini bir tür kibir gibi değil şartlara lanet etme şeklinde aldım.

    --- spoiler ---

    yapmak istediğiniz şeyleri hakkıyla gerçekleştirebilmenizin önündeki irili ufaklı engellerden fenalık mı geçiriyorsunuz? bu filmi izleyin.
  • zerkalo ve stalker den görüntülerle ve iki güzelim ahmet kaya şarkısı ile süslü güzel film. bir de sanırım tansu biçer' e aşık oluyorum. bu entrye aşkı karıştırmadığımı ve bol spoiler içerdiğini belirterek devam ediyorum...

    şimdi, film zaten koca istanbulda az sinemada var, benim şansım filmin geçtiği çevrelere yakın beyoğlunda izlemek oldu. filmden çıkınca hala içindeymişim gibi oldu. güzeldi. duru anlatım hani o yazar amcanın kitabıyla bahsedilen gecekondu da yaşıyormuş hissi uyandı bende de.

    neden tarkovski olamıyorum' un cevabı ise filmin başlarında sürekli çalan telefon sesidir dedim ya. bir susmadı.
    bahadırı en iyi anlayan fotoğraf meraklısı abisidir diye düşünüyorum, o plaza kadını kılıklı sevgilisini hiç savunamıyorum bu konuda. ama ayrılık konuşmasında "ilişkinin devamı için elimden geleni yaptığımı inanmaya ihtiyacım var"lı cümlelerini beğendim ama. arkadaşlarına gelince bildiğin ahmet kaya yaşıyor geyiğinden sonra lost çok bozdu abi ya' filan beklemedim değil. ana-baba ilişkileri vs çok normal ve olağandı.

    stalkerden hatırladığım, herşeyi -çanta- bırakıp yollarına devam etmeleri ve ihtiyaçlarının bir şekilde giderileceğine dair bir sahne vardı ilk aklıma gelen ve stalkerin doyumu. bahadırı bunun neresine koymalıyım.
    zerkalo da ise bol soyut anlatım. açıkçası sanırım neden tarkovski olamıyorum' da bol metafor bekliyordum. varsa da ben göremedim. yine de güzel bir filmdi.
  • laz fıkrası gibi film. hatta adı "neden tarkovski olamıyorum" değil de "neden tarkovski olamayrum" olsaymış daha çok yakışırmış. yok lan şaka. o kadar kötü değil. sorun şu ki: adam kişisel bir takım detaylardan yola çıkarak bir hikaye yaratmak istemiş. sonra o yarattığı hikayeyi zamanla o kadar çok elemiş ve gereksiz bulduğu tarafları o kadar çok atmış ki en sonunda elinde yine tamamen kişisel olan, yaşanmış şeyler kalmış. o attıklarının hepsi meğersem olayı hikayaleştiren kısımlarmış. sonuç olarak kurmaca adı altında bir kişisel tarih belgeseli gibi bir şey izledim gibi geldi bana. böyle yapacağına hakikaten bir kişisel tarih belgeseli yapsaymış belki daha çarpıcı, belki ileride de hatırlanabilecek birşey ortaya çıkabilirmiş. yine de üstünde epey uğraşılmış ve özen gösterilmiş bir film. payı olanların ellerine sağlık.
  • izlerken bitmesini istemediğim, adındaki tartovski'ye rağmen hiç öyle ağır sanat filmi olmayan müthiş sevimli film.

    --- spoiler olmasın ---

    bahadır aslında yazar amcanın dediği gibi, senaryosu samimi olmadığı için taratovski olamıyor. ama murat düzgünoğlu'nun ortaya çıkardığı film bence çok çok samimi olmuş.

    bahadır arkadaşlarıyla içerken ben de o salondaydım sanki, ahmet kaya yaşıyormuş geyiğine ben de dahil olmak istedim, barda kızı masalarına davet ettiklerinde ben de bi popoluk yer açmaya çalıştım, sete getirilen telsiz saz meselesine ben de çözüm bulmaya çalıştım.

    --- spoiler olmasın ---

    filmde içilen çayın buharı görünüyorsa o film samimidir arkadaş.
  • klişelere fazla bulaşmadan, durgun haliyle izleyiciyi sıkmadan, kendi halinde akıp giden duru bir film. asıl benim aklımı kurcalayan:
    --- spoiler ---

    geyik meselesini nasıl çözdüler?
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    bahadır'ın tepkisizliği ve sakinliğiyle kendimi özdeşleştirdiğim film. hiçbir şeye fevri tepkiler vermeyen bir adam. yönetmeni olduğu sette yaşanan abuk sabuk problemlere sadece "napcaz" diyen, senin bu senaryonla olmaz diyen yapımcıya ve ayrılık konuşmasında bi ton şey söyleyen eski sevgilisine cevap bile ver-e-meyen bir adam. öyle bir boşvermişlik, bıkmışlık, hayattan bezmişlik. hayatın içindeki eğlenceli anlara uyum sağlayan ama can sıkıcı şeylere reaksiyon verebilecek enerjisi kalmamış, kendini anlatmaya çalışmaktan yorulmuş ve sıkılmış tepkisiz bir adam.

    çok sevdim seni be bahadır.

    --- spoiler ---
  • buhran yaratan film.

    --- spoiler ---

    film içinde insanı yalnızlığa sürükleyen şeyi farkedenler olmuştur zaten.
    hayat içinde ki yalnızlık gibi.

    cevabıda burada gizlidir aslında.

    --- spoiler ---
  • festival filmlerine özel olarak ilgi duysam da iyi oyunculuklarına rağmen izlerken yorulduğum ve zevk almadığım filmdir. (bkz: tansu biçer)
  • --- spoiler ---

    neden tarkovski olunamadığının cevabı filmin içindedir. çünkü yapımcılar piyasa filmi çekip para kazanmak istemektedir, çünkü piyasa iki erkek arasında kalan kadın hikayeleri gibi boş aşk hikayeleri istemektedir...hasan basri de bahadır'ın hikayesini samimiyetsiz bulmuştur belki, ama piyasaya göre yorum yapmayan tek kişidir. bahadır içinden çıkamadığı yalnızlığını kırdığı zaman belki o samimiyeti de yakalayabilecektir. peki bahadır tarkovski kadar iyi olunca piyasa da yer bulacak mıdır, umutsuzluk buradan doğmaktadır.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap