• bir kaç kaliteli isim (yılmaz büyükerşen vb) haricinde chp'li belediye başkanları da akpliler gibi işe yaramaz.

    ama doğru nefes almak için chp'li belediyelerin olduğu yerlere gidiyoruz. bunun sebebi belediye başkanları değil orada yaşayan insanların kültür ve ahlak seviyesi.

    konya'ya, erzurum'a, antalya'ya gidip tecavüze uğramak istemiyor kimse. muğla'ya, edirne'ye, eskişehir'e gidip insan gibi muamele görmek istiyor.

    edit: "orada yaşayan insanların kültür ve ahlak seviyesi"

    bu sözle yerel halk değil orada yaşayan insanlar kastedilmiştir. özellikle yaz aylarında antalya'da kimlerin cirit attığını hepimiz çok iyi bilmiyor muyuz? "türk erkeklerine vermek için geliyor bu ruslar" zihniyetli insanlar sokaklarda değil mi?
  • akın akın bakırköy'e, kadıköy'e, beşiktaş'a, şişli'ye, avcılar'a gelen istanbulluların kanıtlamış olduğu realite.
  • doğru bir söz. muhafazakar sevgililerin chpli belediyelerin parklarına kaçtıkları da bir gerçek.
  • bir kemal kılıçdaroğlu beyanatı. herkesin bildiğini söylemiş her zamanki gibi.

    kaynak
  • mal yazarlarımızı ortaya çıkaran başlık. kimi metro bitmedi , kimi bokumuzda boğuluyoruz, kimi yeşillik alana göz diktiler gibi salakça bir sürü yaklaşımda bulunmuş.

    istanbul hariç metro yapmak devletin desteği olmadan imkansıza yakındır. devlet desteğiyle bile yıllarca bitiremeyen kişi için.
    (bkz: melih gökçek)

    belediye sınırları içinde bulunan tüm boş yeşil araziler belediyeye ait değildir. çoğu devlet kurumların ya da vakıflarındır. belediyenin yaptırım gücü kısıtlıdır.

    alt yapı ülkece sorunumuz. su basmayan bir şehir yok. devletin bunun için uyguladığı imar planı da yok. belediyeler sadece makyajını yapar borusunu değiştirir.

    ve en önemlisi belediye değil yaşayanlar denmiş. o belediyeyi bir alsınlar bakalım. ince ince nasıl sizi yola getiriyorlar görün. içkili mekana ruhsat vermemekten, trafiğe kapatmaktan, park alanlarında denetimlere zabıtalara içki içenlere cezalara ince ince doğranırsınız. farkında bile olmazsınız.

    bugün yaşadığım şehir eski chp'li. arada dağlar kadar fark var eski hayat tarzıyla. o zaman yaşayan insan bile göz göre göre değişmiş.

    sayın kılıçdaroğlu doğru bir konuya değinmiş.
    ayrıca devlet dediğiniz şey artık malum parti ve bu belediyelere nasıl kan kusturdukları bilinen bir gerçek. huzur içinde yaşabileceğiniz yerler bu belediye sınırlarıdır.
  • kemal biz onlardan kaçıyoz yapma etme ne gelmesi.

    toplum baskısından nefes alamak içindir o.

    bi de chp'li belediyeleri eleştirin ama eskişehir'in tranvay hattını geliştirmek istemesi üzerine para yok diyen ama aynı sene kayseriye renkli asfalt için ödenek ayıran bir hükumet var başımızda unutmayın.
  • antalya için doğru olan önerme. kepez'e doğru çıkınca shire'dan çıkıp mordor'a girmiş hissi yaratır.
  • hükümetin kendi belediyelerine her şekilde koltuk çıktığını, çoğu projeyi devletin kendi kurumlarının tamamladığını( ankara keçiören metrosu , ankara bş belediyesinin borçlarının silinmesi vs..) ve chp li belediyelerin projelerine hem zaman hem de farklı şekillerde bürokratik engeller çıkarıldığını hesaba katarak kıyaslama yapın. kolay değil tüm kurumları tepeden tırnağa hükümetin elinde olan bir ülkede muhalefet partisinden belediye olmak.
  • oy kullanmaya başladığımdan beri chp ve ya desteklediği politikalar adına oy veren biri olarak şunu söylemek istiyorum;
    sayın kılıçdaroğlu biliyorum buraları bi şekilde okuyor ya da okutturuyosunuz. belediyecilik anlayışı olarak çok yetersiz ve kendi işine geleni yapan belediye başkanlarınız var. özellikle yaşadığım yerler olan maltepe ve kadıköy'de inşaatların insan hayatını ve yolları hiçe sayarak yaptıkları işgalden haberiniz olmasını isterdim. inşaatı biten yerlerde ise insanların kaldırım hakkının nasıl işgal edildiğini gördünüz mü hiç çok merak ediyorum. ayrıca kadıköy belediyesi karikatür evi açmasının reklamını hayvan gibi yapıp kendini iyi bir belediye gibi gösterirken insanların aykurt nuhoğlu'nu ne kadar sevmediğini de dikkate alıyor mu acaba?
    örneğin kadıköy rıhtımda adım başı seyyar satıcı, adım başı kaldırım üzerinde araba olmasından dolayı insanlar rahatça yürüyemiyolar. o kadar güzel bir sahile neden hiç bir düzenleme yapılmıyor.
    maltepe ve kadıköy'de sarı ve mavi dolmuşların estirdiği terörden haberiniz var mı? dolmuşçuların bağdat caddesindeki trafiği sürekli kilitlediklerini, minibüs yolunda sürekli kavga çıkardıklarını biliyor musunuz?
    binlerce insanın kullandığı moda ve caddebostan sahiliyle ilgili neden en ufak bir düzenlemeniz yok.
    inşaatların bahçe ya da otopark yapıyoruz diye ağaçların köklerini sürekli sıkıştırmalarıyla ilgili kontrol mekanızması neden yok? ondan sonra da sürekli haberlere çıkıyo, rüzgar çıktı ağaç devrildi diye. devrilir tabi.
    belediyecilik sadece tiyatro festivali düzenlemek değildir. keşke sizinle ya da ekibinizden biriyle kadıköyü ve maltepeyi gezmek gibi bir fırsatım olsa. o kadar çok şikayetim varki buraya yazmakla bitiremem.
    beşiktaş'taki masa ve sandalyelerden dolayı araç yolundan yürümek zorunda kalan yayaları söylemiyorum bile.
  • kısa ama öz bir hikaye. chp kentsel politikayı düzeltme amacıyla ilk defa bu alanda çok iyi isimlerden biri olan prof. dr. tarık şengülankara il başkanlığına getirerek büyük bir adım atmıştı. bir çok seçmenin beklentiside tavan yaptı haliyle. ilk defa parti içinden kentten alamayan biri yerine işin en iyisi parti dışından getirildi, gayet güzel. tarık hoca'dan yenimahalle'de rant alanlarından birinin izni için imza istendi, adam rantı geçtim, olayın mantık dışı olduğundan imzayı vermedi. ertesi gün gürsel tekin gelip imzayı at, istifanı ver dedi. tarık şengül bıraktı, kk'ya haber saldı. kk'dan tepki gelmedi, kendisine odtü'de sorabilirsiniz.

    ataşehir belediye başkanı battal ilgezdi'nin eşi gamze akkuş ilgezdi chp milletvekili.* siyaset bilimleri alanında sadece bir yüksek lisansa sahip ve ataşehir'de 3 milyon tl değerinde eve sahip. *

    şimdi bunları kemal kılıçaroğlu'na sorsam cevap vermez, selin sayek böke şahsen vermedi. "garip bir soru, belediyecilikle ne alakası var" dedi. zaten kendisi gençlerin can güvenliği olmadığını, ürkekleştiklerini, hiç bir siyasi oluşuma güvenlerinin kalmadıklarını bile bile sokağa çıkın mesajı vermekten başka bir şey bilmiyor. bide 8 saat uyuyormuş, o konferanstan onu öğrendik. *

    akp'den bir farkınız kaldı mı şimdi?

    allahını seven belediyecilik demeyin bana, nolur hele ki chp'li belediyelerden hiç bahsetmeyin. bu ülkede hiç bir siyasi partinin kent politikası adam gibi dizayn edilmemiştir, buna özelliklede chp'yi dahil ediyorum. yerel kentsel politikada chp ile akp arasında hiç bir fark yok kk, yeme bizi. her ikiside rant üstüne kurulu, her ikiside kendi adamına iş yaptırma üzerine parayı çeviriyor.

    chp'de şunu anlayamadı belediyeciliği akp ile aynı olan chp'ye millet niye oy versin. kenarda akp var, rant ve tanıdık ağ sistemini çok daha büyük, çok daha iyi bir biçimde yapıyor. bir insan iş imkanı isterse chp'den önce akp'ye yanaşıyor, çünkü sistemleri uzun zamandır çalışıyor. chp ise çok küçük bir alanda aynı sistemi çalıştırmaya uğraşıyor, birde bu lafı söylüyor.

    chp'nin belediyeciliği ile akp belediyeleri arasında ki tek farkı şurdan anlarsınız; avm içinde kütüphane. chp sadece biraz daha liberal soslar döker kente, rantı öyle alır. akp siklemez çatır çatır ranta yönelik davranır. en azından daha samimi.
hesabın var mı? giriş yap