• --- çok ciddi spoiler ---

    ya ben bunu bi' yerden hatırlıyorum.

    (bkz: eşkıya)

    --- çok ciddi spoiler ---
  • başından sonuna kadar mesaj verme kaygısı gütmüş, izleyenlerin her saniyesinden ibret alması beklenen bir film. bir stv dizisinin uzun metrajlı film haline geldiğini düşünün, sonra o filme biraz aksiyon, güzel ölçekte de görüntü ve aksiyon ekleyin, al sana new york'ta 5 minare beri gel mahsun beri gel!

    her sahne mesaj x ibret mi olur arkadaşım?

    (bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım)
  • güzel ama öyle abartıldığı gibi uzun süre etkisinde kalınıp, derin izler bırakacak kadar bünyeleri sarsan bir film değil. izleyen bir çok kişinin de dile getirdiği üzere beyaz melek ve güneşi gördüm'ün anlatımıyla kıyaslandığı zaman, yerinde sayan ve çıtasını daha üst seviyeye taşıyamayan bir eser olarak görüyoruz. göz boyama adına filmin yarısını amerika'da çekip, 2-3 tane de co-star'a yer vererek bütçeyi gereksiz yere yere zorlamışlar. ama yine de bir ilke imza attıkları için, bu atılımlarını kutlamak gerekiyor. haluk bilginer'in olağanüstü performansının yanında, sönük kalan mahsun'u yerin dibine sokmakta bana göre doğru bir tespit değil. onu bu eleştirilere iten bence kabiliyetinden çok, oynadığı karakterden kaynaklanıyordu. onun yerine kurtlar vadisi'nin abdulhey'ini koysanız da pek bir şey farketmezdi. hatta ses tonunu öyle donuk ayarlamış ki, sanki kendi sesine dublaj yapmış gibi duruyordu. hikaye anlatımı adına çok fazla bir eleştiride bulunmak istemiyorum. zaten mahsun'un sinema dilini de yavaş yavaş benimsemeye başladık. özetle diğer filmleriyle aynı anlatım kurgusunu kullanarak oradaki başarısını elinde tutmuş, ama olumsuz anlamda yaptığı hataları buraya da taşımış. üstelik bunların hata olduğunu bile bile tekrarlamış. çünkü onun sinemaya bakışı, sinemacıyım diye geçinenler kadar kaypak fikirlere dayalı değil.

    --- spoiler ---

    hikayenin odağındaki hacı ve fırat'ın bitlis'li olmalarının deşifre edilmesiyle birlikte, seyirci direk bunların geçmişe dayanan bir ortak noktası olduğunu rahatlıkla anlayabiliyor, ama ne şekilde kesişeceğini tam kestiremiyor. mahsun, önceki işlerindeki gibi filmin sonundaki dram yüklü sahneleri çok iyi yansıtabilen biri olsa da, genel konseptin ucunu açıkta bırakmakta da ciddi sıkıntıları var. nedense pek fazla ince espriler yoktu ama aklımda bu diyalog kalıvermiş.

    polis*: "el kaide mi, taliban mı, hizbullah mı? hangisine bağlısınız?"
    hacı*: "ben sadece allah'a bağlıyım."
    emniyet amiri*: "ulan sen allah'a bağlısın da biz devlet su işlerine mi bağlıyız!"

    --- spoiler ---
  • istanbul, new york, bitlis üçgeniyle bermuda şeytan üçgenine selam çakmıştır. filmine gitmeden kafanızda bir canlandırsanıza aman yarabbim. şaka gibi.
  • rol aldığım bir filmdir. evet, kaptan-ı derya kılıç ali paşa camii'nde ali sürmeli'den vaaz dinleyen ve zikir çeken 300 kişiden biri benim.

    mahsun kırmızıgül'ün yönetmenlik performansını, kamera arkasında 12 saatten fazla izlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki; o filmi mahsun kırmızıgül çekmedi. tamam, kırmızıgül'ün kamera önünde olduğu sıralarda monitörde yönetmen yardımcısı durur. ama bu öyle bir şey değil. mahsun diyor ki "ikinci kata kamerayı kuralım. xx milimetre ile bir kayıt alalım bakalım nasıl olacak.". yardımcısının, "mahsun ağabey xx milimetre olmaz ordan. xx milimetre ile alsak daha iyi." demesi üzerine mahsun da "tamam kardeşim öyle olsun." diyor. inanın, bu "tamam kardeşim öyle olsun"lar hiç bitmiyor.

    yine de çok üstüne gitmemek gerekir mahsun'un. şimdilik senaryo yazıyor; kafasındaki açıları yardımcı yönetmenin teknik bilgisiyle harmanlıyor. böyle böyle teknik de öğrenir. o zaman gerçekten "yazan ve yöneten = mahsun kırmızıgül" olur.
  • --- spoiler ---

    o değil de bizim t-1000'e kürtçe konuşturmuşlar filmde, mahsun bu düşüncesiyle terminator serisiyle büyüyen bir nesli dumur etmiştir.

    --- spoiler ---
  • deli deli sevdalarin cicegi olmanizi saglayan filmdir. sosyal mesaj goruntu falan on numara olmus ama film biraz kisa tutulmus dolayisiyla konu daginik. mahsun abiyi woodbury de gormuslerdi arkadaslar gecen yil alisveriste, alisveris guzel ama new york bolumu cok kopuk olmus yonetmenim.
  • filme harcanan parayla keşke bir senarist tutulsaydı çok film yapmak isteniyorsa. o kadar oyunculuk o kadar bütçe boşa gitmiş. filmle ilgili havada kalan o kadar çok soru işareti var ki...

    --- spoiler ---

    mahsun'un oynadığı karakter babasını öldüren adamdan intikam almak için onu neden uluslararası terör örgütü başı ilan etmeye çalışıyor?
    o kadar intikam ateşiyle yanıp tutuşuyodu madem neden 37 yıl bekledi?
    deccal denen adam nasıl ve kim tarafından yakalandı?
    mahsun'un oynadığı polisin soyadını değiştirip teşkilata girdiği neden o an anlaşıldı?
    37 yıl intikam peşinde koşan adam, "ben yapmadım abim yaptı" deyince inanacak kadar saf mı ya da ne denir bu adama?
    sürekli hızlı bir akışla giderken bütün film boyunca vurucu bir son bekliyorduk, bir tek o olmuş. haluk bilginer'e de saygılarımla...

    edit:
    düğünden sonra aileyi takip eden fbi, bir gökdelene girdiklerini görünce neden bütün timleri seferber ediyor, hacının içerde olduğuna dair bir ipucu bile yok.

    --- spoiler ---
  • senaryosu olmayan bir film.

    hakikaten ne anlattığına dair en ufak bir fikri olandan saatlerce dinleyebilirim. klişe timi tayfasının bile kullanmaktan imtina edeceği klişeleri birbiri ardına kullanarak yazılmış bir şey var ortada. senaryo değil ama bu. ardı ardına gelen kelimelerin tümü cümle haline gelemiyor maalesef. bu filmde de bunu çok net görüyorsunuz.

    ha görüntü var diyenlere de bir önerim var. görüntü fetişiniz varsa iphoto diye bir program var. açın onu. slayt butonuna basın. altına istediğiniz müziği de koyabilirsiniz. süper görüntüler yakalıyorsunuz emin olun.

    ama ona sinema demiyorsanız buna da demeyin. tutarlı olmak lazım di mi?
  • beğenmedim, açık ve net.
    çekimler kaliteli, ona lafım yok. haluk bilginer muhteşem oynamış, zaten onun için gittim filme. ama film sadece görüntüyle olmuyor, senaryonun da iyi olması lazım. senaryo çok kötüydü bana göre, anlattıkları konu olsun, filmi bitirişleri olsun kötüydü. eski türk filmlerinden birini izliyorum sandım bir ara.
hesabın var mı? giriş yap