• "eline, diline, beline sahip ol" tabirindeki;

    - el: vatan, memleket,
    - dil: lisan,
    - bel: soy, sop

    anlamına geliyormuş. moğollar anadolu'yu istila ederken hacı bektaş-ı veli tarafından söylenmiş bu söz. yani moğollar'a karşı "vatanına, diline, soyuna sahip çık" gibi bir anlamı varmış.

    kaynak
  • doğada milyonlarca canlı türü vardır. ama bir iğneden bir ipliği geçirebilecek canlı sayısı sizce kaçtır? bu denli ince işçiliği tabi ki insan yapar ama nasıl?

    bize en yakın akrabalarımız olan diğer primat türlerinin hiç biri bir iğneden bir ipliği geçiremezler. sebebi ise beyinleri değil, kaslarıdır. yani beyinleri istese ve yapabilse bile kasları buna izin vermeyecektir. bu konuya girmeden kasın yapısını açıklıyayım:

    kaslar önce bölgelere ayrılır. mesela biceps gibi. bicepste kendi içinde 3 farklı gruba ayrılır. bu 3 farklı grupta liflerden oluşur. liflerde, sarkomer ve içinde bulunan fibrillerden oluşur. şu liflerin çevresinde sinir sonlanmaları ve kan damarları bulunur. normalde sinir hücreleri liflerin içinde bulunan sarkomer ve fibrillere doğrudan etki etmez. fakat insanda doğrudan etki eder. bunu fibrillerin arasında t tübül denilen kanallar vasıtası ile yapar. sinir hücreleri t tübüllerde sonlanır. t tübüller fibrillerin aralarına kadar girer(t tübül-er bağlantısı). şurada t tübülü görebilirsiniz. bu size bütün lif yerine sadece belli fibrilleri kasma yeteneği sunar. yani diğer canlılardan farklı olarak siz lifi değil fibrilleri kasarsınız. daha basit ifade ile diğer primatlar kaslarına komut verdiklerinde tüm kas lifini kasar. ama siz mikro çaptaki fibrilleri kasar/kontrol edersiniz. buda size iğneden iplik geçirebilme özelliği kazandırır.

    tabi bu yeteneğe karşı bedel olarak kasın üreteceği gücü azaltırsınız. zira tüm lif içindeki fibrillerin aynı anda kasılması muazzam bir güç açığa çıkarırken belli fibrillerin kasılması açığa çıkan gücü çok azaltacaktır. zaten diğer primatlar arasında en güçsüz olanı da insandır.

    bu fark sayesinde bir goril demir parmaklığı iki eli ile açabilir, ama insan açamaz. buna karşılık bir goril iğneden ipliği geçiremez, ama insan geçirebilir.

    son bir ekleme yapayım; eğer doğru bir antrenman metodu kullanırsanız sizde goril benzeri bir kas sistemi oluşturabilirsiniz. bu konuyu bir örnekle sonlandırayım:

    işte bunlar hep t tübül
  • en başta aktif spor faaliyetlerinin içinde olmak ve elbette ki vücut geliştirme amacı taşısa bile kuvvet antremanları yapmak sizi sağlıklı ve dayanıklı yapar.

    fakat bu vücut geliştirme amacı güden salon müdavimlerinin internetten okuduğu ne idüğü belirsiz şeyleri (şey diyorum çünkü ne olduğu belli değil, bilgi falan hiç değil) her yerde doğru gibi anlatmaları artık sadece bende mi tiksinme duygusu uyandırıyor bilmiyorum.
    niteliklerinden bahsettiğim arkadaşlardan biri yukarıda "whey proteini" diye birşey icad etmiş, onu anlatıyor.
    bu durumda sanırım en baştan başlamak gerekir. protein nedir?
    protein: amino asitlerin zincir halinde birbirlerine bağlanması sonucu oluşan büyük organik bileşiklerdir. yani protein bir moleküldür.
    proteinlere ait listeye şuradan ulaşabilirsiniz: https://tr.0wikipedia.org/…uhjvdgvpbmxlcl9saxn0zxnp

    şimdi gelelim bu salon müdaviminin icadına; whey nedir?
    cevap çok basit. peynir altı suyu amına koyayım. peynir üretimi sırasında dipte biriken sudur. bunu içecek olarak kullananlar da var, toz haline getirip kullananlar da. muhteviyatı da ?-lactalbumin, ß-lactoglobulin, serum albumin, ve immunoglobulinlerden oluşur. peynir altı suyu tozundan küresel proteinler izole edilebilir. izole edilen bu protein karışımı ise ?-lactalbumin, ß-lactoglobulin ve serum albuminden oluşur. soya ise bu izole karışıma iyi bir alternatiftir. muhteviyatı hemen hemen aynıdır.

    peynir altı suyunun hangi proteinleri içerdiğini bilmiyor ama anabolik metabolizmaya etkilerini biliyor paşam. yersen.
    whey proteini, soya proteini falan götünüzden protein uydurmayın. bilmiyorsanız da biliyormuş gibi konuşmayın.
  • calcio kelimesinin italyanca'da hem tekme, hem de futbol manasına gelmesi.

    italyan futbolunun neden tekme tokat oynandığını gayet net açıklıyor aslında.
  • 3 boyutlu görme yetimiz çift gözle bakabildigimiz icin oluşuyor.

    doğuştan tek gözü görmeyenler o dolgunluk kavramını göremiyorlar, sadece tecrübeyle öğreniyor zihin.

    kendinizde test etmek icin tek gözünüzü kapatın. karşınızda birisi bir kalem tutsun ya da parmağını. sizde işaret parmağınızla tek seferde yandan dokunmaya çalışın. denk getiremediğinizi ya da tereddütte kaldığınızı göreceksiniz.
  • kanınızdaki demir elementinin milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki süpernovalarda oluşup size karışması.
  • youtube'da denk geldiğim şu videoyu izlediğimde reza zarrab davası hakkında resmen bir aydınlanma yaşadım, ufkum 10'a falan katlandı.
  • essek arilarinin 1 sene dişi, 1 sene erkek olarak cinsiyet değişimi geçirmesi.
    mevcut populasyonun geleceği için fedakarlık yapılan dönüşüm.
  • renklerin tarihi, anlamı ve kullanım çeşitleri

    doğanın renklerini taklit etmeye çalışan ilkel insan renkleri sembolize ederek yaşamın ve evrenin gizemini oluşturmaya çalışmıştır. örneğin, mistik bir öneme sahip olan renk, dünya, yıldız ve gökkuşağıyla özdeşleştirilmiş; insan vücudu renklerle betimlenmiş, insanın vücudu kırmızı, aklı sarı, ruhu mavi olarak kabul edilmiştir. renge hayal güçleri doğrultusunda sembolik anlamlar yükleyerek doğayı ve nesneleri açıklamaya çalışan ilk insanlar, gökkuşağı gibi doğal olayları renklerle ilişkili öykülerle yorumlamışlar. örneğin, gökkuşağı batı anadolu’da hayreti sembolize eden kutsal thaunos’un kızının, gök ile yeri birbirine bağladığı için de tanrıların habercisi sayılan iris’in sembolü kabul edilmiştir.

    eski çağlarda pythagoras, platon, empedokles, demokritos, epikuros, zenon, chrysippus, aristotales ve plinius gibi filozoflar rengin doğası üzerine tartışmışlar, renk, görme, ışık ve algılama konusunda çeşitli fikirler iddia etmişler ve temel renklerin toprak, ateş, hava, su gibi öğelerin biçimleri olduğunu öne sürmüşlerdir. rönesans’ta leonardo da vinci de aynı görüşü savunarak, sarının toprağa, yeşilin suya, mavinin havaya, kırmızının ateşe ve siyahın karanlığa ait olduğunu belirtmiştir.

    cakralar ve renkler

    günümüzde de milli bayrak, fikir hareketi, kulüpler, kuruluşlar gibi birçok alanda rengin sembolik anlamları bir ileti aracı olarak kullanılmaktadır. rengin estetik amaçla kullanılmasının ya da sosyal yaşamın basit mesajlarını taşımasının yanında, tedavi amaçlı da kullanıldığı görülmektedir. renklerin vücudun çeşitli bölgelerindeki enerjilerle iletişim halinde olduğu, örneğin bazı renklerin beynin sahip olduğu yüksek frekansları rahatça etkileyebildiği belirtilmektedir. eski mısır’ın heliopolis kentinde bulunan tedavi tapınaklarında renkli ışıklardan yararlanarak hastaların tedavi edilmeye çalışıldığı, eski türkler’de de yeşil rengin ruh hastalarının sinirlerini yatıştırdığı ve akıl hastanelerinin yeşile boyandığı biliniyor.

    canlı, parlak renklerin coşku ve heyecan, mat renklerin durağan ve ağırbaşlı bir duygu izlenimi verdiği ve duyguların yönetiminde etkili olduğu bilinmektedir. insanlar çoğunlukla farkında olmasalar dahi, içinde bulundukları ruhsal durumu, iç dünyalarını renk tercihleriyle ya da kullandıkları renk ifadeleriyle yansıtmaktadırlar. örneğin, renkli bir giysi giyince cıvıl cıvıl görünmek, kötümser düşününce karamsar olmak, neşeli bir insan için renkli bir kişilik gibi ifadeler yaygın olarak kullanılır.

    renkler, sarı, kırmızı, turuncu gibi sıcak renkler ve mavi, yeşil, mor gibi soğuk renkler olarak ikiye ayrılmaktadır. sıcak renkler, insanı harekete geçirir, enerji verir, dinamizmini arttırır; soğuk renkler ise insanda, sakinlik, güven, rahatlık gibi duyguları oluşturur. insanın basit eylemlerini yönlendirici işlevi bulunan renkler, psikolojik etkileri göz önünde bulundurularak sosyal yaşamın biçimlendirici bir unsuru olarak kullanılmaktadır. trafik ışıklarında tehlike ve yasakların belirtilmesinde kırmızı, dikkat, uyarı amaçlı olarak ise sarı renk kullanılmaktadır. turuncunun dışa dönüklük, girişimci bir yapı, sosyallik sağladığı, sarının şeffaflık, hafiflik, serbestlik duygusu uyandırdığı bilinir. soğuk renklerden mavi ve yeşil ise daha çok düzen ve rahatlık duygusunu çağrıştırır. bu nedenle, resmi giysiler ve üniformalarda, hastane odalarında, ameliyat giysilerinde parlamayı önlemenin yanında, negatif enerjiyi alması, güven ve huzur telkin etmesi soğuk renklerin kullanımına örnek verilebilir.

    sıcak ve soguk renkler

    günlük yaşamda çoğu insan yazılı bir bilgi bulunmamasına rağmen, renklerle oluşturulan birçok sembolün ne anlam içerdiğini bilmektedir. su bataryaları üzerinde yer alan kırmızı rengin sıcak su, mavi rengin ise soğuk su akıttığını, toplu alanlarda bulunan tuvalet kapılarında pembe sembolün bayanlar için, mavi sembolün erkekler için olduğunu, telefonlarda bulunan kırmızı tuşun cihazı kapatmaya, yeşil tuşun ise cevap vermeye yaradığını, trafik ışıklarında nasıl davranılması gerektiği bilgisini herhangi bir yazılı ileti olmaksızın bilinmektedir. yeni doğan bebeklere cinsiyeti ile ilgili ilk toplumsal kimlik renklerle verilmektedir. erkek bebeklere her zaman mavi, kız bebeklere ise pembe giysiler giydirilmektedir. erkeklerin nüfus cüzdanı mavi, kadınların ise pembedir.

    insanlar zaman zaman iç dünyalarını ve duygularını renklerle anlatırlar. örneğin, gönderilen bir çiçeğin türü kadar artık rengi de önemli anlamlar ve duygular içermektedir. pembenin sevgiyi, kırmızının tutkuyu, beyazın içtenliği, sarının kırgınlığı simgelediği bilinir.

    günlük konuşmalarda renk içeren çok sayıda deyim ve atasözü kullanılır: öfkeden kıpkırmızı kesilmek, üzerine kara bulutlar çökmek, dünyayı tozpembe görmek, ak akçe kara gün içindir, karalar giymek, mosmor olmak, renk vermemek, alı al, moru mor olmak, renkten renge girmek, yeşil ışık yakmak…

    yonler ve renkler

    türk kültüründe de renklerin insanın yaşam biçimine anlamlar yüklediği görülmektedir. örneğin, alparslan’ın malazgirt savaşı’na çıkmadan önce yüceliği, üstünlüğü simgeleyen beyaz elbise giydiği belirtilmektedir. yönler, dört renkle simgelenmektedir. hun hakanı’nın orduyu at renklerine göre düzenlediği, batıya beyaz, doğuya mavi (kır), kuzeye kara (yağız) ve güneye de al (kızıl) atlarla saldırıya geçtiği, bu dört rengin ortasında yer alan merkez için ise sarı renk, dünyanın merkezinin rengi olarak şamanizmden gelen bir anlayışla kullanılır.

    günümüzde bazı kuruluşlar, logo seçimlerindeki renkleri ilettikleri mesaj içeriğine göre kullanmaktadır. birleşmiş milletler bayrağının renkleri tarafsız olduğuna ve bütün ulusların aynı göğü paylaştığına inanıldığı için mavi seçilmiştir. olimpiyat bayrağında yer alan halkalar ise ilk kez 1920 olimpiyatları’nda kullanılmış, yeryüzündeki beş kıtayı temsil eden her bir halka bir renkle belirtilmiştir. mavi halka avrupa’yı, sarı asya’yı, siyah afrika’yı, kırmızı amerika’yı ve yeşil avustralya’yı temsil etmektedir.

    olimpiyat halkalari

    renklerde algılama ve yorumlama, kültürlere ve döneme göre değişip farklı anlamlar kazanabilir.

    beyaz, islam geleneğinde ışığın, parlaklığın, hıristiyan sanatında inancın, kara afrika inançlarında ise ölümün simgesi kabul edilmektedir. batı kültüründe bir kadının beyaz giymesi saflığı temsil ederken, çin ve japonya’da ölümü, hastalığı ve cenazeyi, avusturalya, yeni zelanda ve abd’de mutluluk ve saflığı temsil etmektedir.
    mavi, doğu asya ve isveç’te soğuk ve kötü, iran’da ölüm, hindistan’da saflık, hollanda’da sıcaklık olarak algılanmaktadır. ayrıca mavi, belçika ve hollanda’da kadınlık, isveç ve abd’de erkekliği göstermektedir.
    yeşil, malezya’da hastalık ve tehlike, belçika’da kıskançlık, japonya’da mutluluk, sevgi, güven ve samimiyeti temsil etmektedir.
    kırmızı, nijerya ve almanya’da şanssız anlamında, çin, danimarka ve arjantin’de şans anlamına gelmektedir. çin, kore ve japonya’da aşk, hindistan’da arzu ve hırsı yansıtmaktadır.
    sarı, abd’de sıcaklık, ancak fransa’da sadakatsizliği temsil etmektedir. rusya’da kıskançlıkla ilişkiliyken, çin’de keyif, mutluluk, lezzet ve hükümdarlıkla ilişkilidir. brezilya’da mor ve sarı, üzüntü ve umutsuzluk sembolü olarak algılanmaktadır.
    mor, çin ve güney kore’de sevginin rengidir. meksika’da öfke ve kıskançlık, japonya’da günah ve korkuyu temsil etmektedir. mor, çin’de pahalı olarak da kabul edilmektedir.
    renkler

    ürün pazarlamada da renklerin kullanımı dikkate alınan bir unsurdur. örneğin, deodorant ambalajlarında pembe çiçek kokusu, yeşil okyanus kokusu, kahverengi ise baharatlı-vanilyalı kokuyu işaret etmektedir. ürünler üzerine renklerle ilgili yapılan araştırmalarda renklerin zamanla tüketici zihninde yer ettiği ortaya konmuştur. 1950’li yıllara kadar noel baba’nın kıyafetinin bugün bilindiğinin aksine yeşildir. ancak, coca-cola’nın reklam ve tanıtım kampanyalarında noel baba’ya kendi renkleri olan kırmızı-beyaz giydirilir ve günümüze kadar aynı renklerde kalmayı başarabilir. süregelen zaman içerisinde noel baba coca-cola’nın renklerini üzerinde taşımakta ve 60 yıllık bir zamanda bu ürünün gizli reklamını yapmaktadır.

    sinema, fotoğrafçılık, resim, mimari, görsel tasarım gibi sanatın birçok dalında renkler önemli bir ileti ve ifade biçimi olarak kullanılmaktadır. sanatta renklerin bilinen anlamları dışında farklı anlamların betimlenmesi de mümkün olmaktadır. tuvalde ya da bir fotoğraf karesinde kullanılan renkler, resmi oluşturan kişinin anlatmak istediği duruma göre durağanlık ya da hareketlilik taşıyabilir. sembolik gösterge olarak renklerle farklı anlamlandırmalar yapılabilmekte, içsel duyguların bir anlatım aracı olarak kullanılabilmektedir.

    renkler toplumların, din ve inanç dünyasında da farklı anlamlar kazanmaktadır. örneğin, sarı renk hıristiyan toplum ve çinliler tarafından kutsal sayılmaktadır. islam dininde ise yeşil kutsal renk olarak kabul edilmektedir. hıristiyanlıkta kırmızı, isa’nın fedakarlığını, insanlar için akıttığı kanı, mavi ise onun gökselliğini temsil etmektedir.

    kaynak
    toplumsal düzenin oluşmasında renk ve iletişim, odtü sosyal bilimler enstitüsü sosyal bilimler araştırmaları dergisi, cilt: 3 sayı: 6 aralık 2012, deniz özer
  • dünyadaki yeraltından çıkarılmış altının yüzde 11'inin hindistandaki kadınlara ait olması

    20 hz in altındaki freksansları duysak kaslarımızın kasılış sesini duyardık

    ketçap şişesini ters olarak kullanmak bu işi ilk akıl eden firmaya 13 milyon dolar kazandırmıştır.

    bmw m5 in motorunun aşırı sessiz çalışması nedeniyle, araba çalışırken arabanın hoparlörden motor sesi çalması

    leonardo dicaprio nun annesinin leonardoya hamileyken italyada bir müzede leonardo da vinci eserine bakarkan, bebeğin ilk tekmesini atması nedeniyle annesinin leonardo ismi koyması

    80 yıldır 200 000 i aşkın devekuşunun gözlemlenmesi sonucu deve kuşlarının asla başlarını yere sokmamalarının tespit edilmesi

    1927'de 100 000 insanın kongreye metrik sisteme geçilmesi için dilekçe vermesine rağmen amerikanın metrik sisteme geçmemesi

    kanadada şebeke sularının şişelenmiş sulardan daha sağlıklı olması

    jackie chan ın annesinin uyuşturucu kaçakçısı babasının ajan olması

    aldatan insanların genelde geri zekalı olması( araştırma sonucu tabi)

    yüzüstü yatan insanları cinsel içerikli rüya görmesi

    kadınların sadece umursadığı insanlarla tartışması

    central parkın 5 milyona maalolması, ama çevresindeki binaların değerine 530 milyar dolardan fazla artırması. ( betona tapmayalım)

    netflixi kuran adamın vhs kaset kiralayıp, unutması sonucu 40 dolar ceza ödemesi sonucu netflixi kurmaya karar vermesi( kırk dolar ne koyduysa artık)

    insan beyninin sabah ondan önce eğitime elverişsiz olması.

    dünyadaki paranın sadece yüzde 8 inin fiziksel olarak varolması

    en iyi arkadaşlarıyla evlenen kadınların daha mutlu olmasıve daha uzun yaşaması

    sigara içen kadınların göğüslerinin çok çabuk sarkması. esnekliği sağlayan elastin maddesini yok ediyomuş

    zeki insanların çok fazla samimi arkadaşı olmuyormuş. ( samimi arkadaşınız çoksa, azaltın derim)

    rönesans döneminde kaşları traş etmek moda olduğu için mona lisa nın kaşları yok

    samsung'un aynı zamanda askeri silah üreticisi olması

    seri katillerin çoğunlukla kasım ayında doğması

    japonyada tek şarjla 200 km yol giden elektrikli otomobilin 1949 da yapılmış olması
hesabın var mı? giriş yap