• bu link ile ülkelerin gerçek boyutlarını başka ülkelerle karşılaştırabilir, vay amk bu haritacılar da amma yalancıymış diyebilirsiniz. gerçi haritaların şekilsel olarak çarpık gözükmemesi için yaptıklarını biliyoruz.

    ufku iki katına çıkarmasa da insanı oyalıyor.
  • herkesin trafikte sürekli olarak gördüğü ve ' tır '' dediği araç, öncelikle tır değildir.

    fransızca “transportation ınternationale routière”in kısaltması olan
    tır, birleşmiş milletler teşkilatı bünyesindeki, uluslararası nakliyat birliği (ıru) tarafından 15 ocak 1959 tarihinde cenevre’de imzalanan bir anlaşmadır.

    uygulamada bu anlaşmaya dahil ülkelerin karayolu vasıtaları, vasıtada yüklü bulunan gümrüklü eşyanın cinsini, miktarını, mahiyetini belirten bir tır karnesiyle yine vasıtanın belli yerlerine takacakları tır plakaları taşırlar

    ön kısmına çekici, arka kısmına yarı römork denir. ( römork başka bir şeydir, genelde kamyon arkasına takılır)
    yarı römork kısmına dorse derler ama dorse de değildir. dorse de bir marka adıdır.
    ( selpak mendil hesabı, römork olmuş dorse )

    (bkz: #79922706)
    bu arkadaşın merakına istinaden; çekici plakası farklı, yarı römork plakası mutlaka farklıdır, aynı olması mümkün değil, ikisi birbirinden bağımsız iki araçtır.
    hatta ikisi de farklı iki ülke plakası dahi olur. romanya plakalı bir çekici, türk plakalı bir yarı römorku sırtına alıp avrupa'da gezdirebilir. hepsi için geçerli.

    stajyerlerimize ve üniversite öğrencilerine ilk öğrettiğimiz şey bu ama 8-10 yıllık çalışanlar dahil bilmiyor. ufkunuzu ikiye katlar mı bilmem ama lojistik ile ilgili bir yerde stajyer olarak başlayacaksınız, size bu soru gelecektir, cevap verirseniz direk müdür yaparlar o derece, henüz bilen görmedim.

    haa unutmadan, trafikte size uzun bir araç çarparsa, hem çekici hem de yarı römork plakasını alın. sonra sürprizler ile karşılaşmayın.
  • whatsappta mavi tik olmasin diye ayar yapanlarin mesajinizi gorup gormedigini anlama yolu : yazdiginiz mesaji silmek icin çopu tiklayin. herkesten sil varsa henuz gormemis, sadece benden sil varsa mesajiniz okunmus. bu kadar basit.
  • çapraz okuma tekniği

    çapraz okuma tekniği çok bilinmese de, çapraz okumanın önemi asla azımsanmamalıdır. bir şeyin az biliniyor olması veya bilinmiyor olması önemini düşürmez. tarihçi ilber ortaylı sıkça çapraz okuma tekniğini ve çapraz okumanın önemini vurgulamaktadır. bu yöntem doğru bilgiye ulaşmak için yegâne yoldur. herhangi bir bilgiye insanlar aracılığıyla ulaşırız. ya bir insanın yazdığı bir yazıdan, ya bir kitaptan, ya da videodan bilgi alırız. bilgi edindiğimiz kaynak insan tarafından oluşturulmuştur. insan da gayet tabi hata yapabilir. hatta insan bu hatayı bazen çıkarları ve fikirleri doğrultusunda bilerek yapmaktadır. çapraz okuma bireysel hataların bilgi alımına en az düzeyde etki etmesini sağlayacaktır.

    çapraz okuma nedir peki? özü itibarıyla bir bilgiyi birden fazla kaynaktan almaktır diyebiliriz. bir bilgiyi güvenilir bulduğunuz birkaç kaynaktan farklı açılardan aldığınızda ortaya çıkan ortak noktalar bilginin en doğru noktası olacaktır. çünkü herkes hakikate kendi yorumunu katabilmekte, hatta kimisi de doğrudan doğruya hakikatin tersini bilgi diye sunmaktadır.

    bize düşen şey çapraz okuma yapmadan bize sunulan bilgiye itiraz etmek, ona şüpheci yaklaşmaktır. durum şu ki, medeniyet her zaman itiraz ederek, şüpheyle yaklaşarak gelişir. septisizm şüphecilik manasına gelir. septik düşünce çapraz okumayı getirir. çapraz okuma sadece aynı dildeki farklı kaynakları okumakla kalmamak, yabancı kaynaklardan da okuma gerektirir. eğer bunu yapamıyorsanız bile yabancı kaynakların çeviri eserlerini okuyabilirsiniz. en azından başka ülkeler bu olayı nasıl anlıyor veya nasıl bakıyor diye öğrenebilirsiniz.

    burada çapraz okuma ile bilginin nasıl elde edileceğini göstermek için bir temsili gösterim yapılmıştır. bilgi kümesi ile ifade edilen evrensel bir kümede herhangi bir konu ele alınabilir. bu konuda güvenilirliği eşit derecede yüksek a, b ve c kişilerinin verdiği bilgiler birer küme ile gösterilmiştir. güvenilirliği nispeten daha düşük olan d kişisinin bilgisi de yine bir küme ile gösterilmiştir. bu durumda güvenilir bilgi bölgesi ortaklaşan noktalar üzerinde bir yerde olacaktır.

    çapraz okuma ile elde edilen ortak bilgi bölgesindeki bilgilerin doğruluk ihtimali en yüksektir. ancak bu bile kesin doğruluk manasına gelmez. zaten kesin bilgiye kuşku ile bakmamız gerekir.

    burada esas olan meselelerde biri de güvenilir kaynak bulmaktadır. güvenilir kaynak bulmak için kendi fikrimize yakın insanlar yerine alanında uzmanlaşmış, eğitim görmüş, makale yazmış, araştırma yapmış kişileri seçmeliyiz. ortada bu kadar bilgi kirliliği varken, bu denli güvensiz olmak ve araştırmak elzemdir.

    çapraz okuma tekniği bilgi edinmenin yanında bilgiyi kalıcı kılmanın da yoludur. bir konuyu öğrenmek için tekrar yaparak okumak gerekir. çapraz okuma yaptığınız zaman şöyle bir avantaj olur. hem bilgiyi tekrar etmiş olursunuz. hem de ortak duyduklarınız yani daha doğru olanlar daha çok akılda kalır.
  • birşey bilmediğin
  • fransız ihtilaline kadar oyun kartlarında
    en yüksek kart "kral", en düşük kart "as"'tı.
    halk krallığı devirince "as" en yüksek kart ilan edildi.
  • fransa’da protestolara katılan sarı yeleklilerin neden sarı yelek giydiklerini öğrendiğimde olmuştu bu. olay-zaman-yer ve konjonktürü anlamanın önemine örnektir.

    soru şu: neden sarı yelek?
    yanıtı çok basitmiş; avrupa’da sarı yelek taşımak, bulundurmak suç değil, aksine her araçta bulunması zorunlu. kaza ya da arıza durumlarında reflektör görevi görüyor. ayrıca dikkat çekici ve birbirinden bağımsız ama aynı amaçla bir araya gelen göstericileri birleştirici net bir işaret.
    acil durumla bağlantılı olması nedeniyle hem simgesel, hem bulunması kolay. gösteriye katılanlar akaryakıt zammına öfkelenen araç sahipleri. dolayısıyla aracı olan herkes bagajından alıp eyleme katılıveriyor.
  • kol saati 1868 yılında polonyalı mucit antoni patek tarafından icat edilmiş ve yirminci yüzyıldan önce sadece kadınlar tarafından aksesuar amaçlı kullanılıyormuş. görseldeki de patek tarafından macaristan kontesi koscowicz'e satılmış olan tarihteki ilk kol saati.
  • hz. muhammedin üvey oğlu olan zeydin hanımı zeyneble evlenmesi. bana islamda yeni bir bakış açısı kazandırdı ve daha marjinal bir kesim olduğumuzu gösterdi.
  • birçok köpek türünün bir dizi kanseri koklayarak tespit edebildiği ve şuan kanser teşhisi için çok sayıda köpek ekibinin var olduğu …ayrıca en önemlisi bu köpeklerin kanser teşhisi için elektronik burunlar-e burun olarak isimlendirilen ve erken kanser teşhisi için devrim olabilecek noninvazif düşük maliyetli bir projeye ilham olması beni son derece şaşırtan bir bilgi oldu..
    ------
    yine bu köpekler kanser teşhisinde dünya genelinde bir çok kahramanlık hikayesine sahip olmuş..bunlardan biri de husky türü bir köpek olan “sierra” ile sahibi stephanie herfel’in hikayesi;

    sierra, herfel'in 2011 yılında hava kuvvetlerine katılmak üzere giden oğlundan aldığı 9 aylık husky türü bir köpekti ve sierra’nın sahibinin kanserini ilk sefer olarak algıladığı yıl 2013 yılıydı. herfel,sierra’nın çoğu zaman karnının alt bölgesini kokladığını ve değişik tepkiler verdiğinden bahsetti.ilk seferde üstüne bir şey döktüğünü ; sonrasında ise vücut temizliğiyle alakalı olduğunu düşünse de sierra’nın benzer davranışa devam etmesi stephanie’yi şaşırtmıştı ; "burnunu alt karnıma koydu ve o kadar dikkatlice kokladı ki, giysilerime bir şey döktüğümü sandım. bunu saniyeler içinde üçüncü kez yaptı. üçüncüden sonra sierra gitti ve saklandı. demek istedim ki “o bana söyledi!”

    herfel ,karnında ağrı hissediyordu. bir acil servis doktoru, yumurtalık kisti olarak adlandırdı ve evine narkotik ağrı kesici ilaçları gönderdi. ama sierra kendi teşhisini yapmıştı ; adeta durumun ciddiyetini sahibine anlatmak için evin içinde çılgınca hareketler yapıyordu…herfel , sierra’nın garip hareketlerinin devam etmesi üzerine haftalar sonra tekrar kontrole gidip ultrason ve kan tetkikleri yaptırdı ve sonuç gerçekten çok üzücüydü..çok ciddi bir seviye olan kanserin “3c” evresinde olduğunu öğrendi…
    sierra'nın sahibinin ciddi hastalığını bir kez tespit edebilmesi yeterince şaşırtıcıyken; bu husky'nin kahramanlıklarının sonu değildi.herfel'in 2013 teşhisini takiben, tam bir histerektomi geçirdi, dalağını kaybetti ve nisan 2014'e kadar süren kemoterapiye başladı. o zamanlar kansersiz olarak telaffuz edildi, ancak ne yazık ki kanser bir kez değil iki kez geri döndü.herfel, 2015 ve 2016'da da aynı tür rahatsızlıkları yaşamaya başladı. her seferinde, sierra, 2013'te olduğu gibi davrandı ve tıp uzmanları, herfel'in kanserinin geri döndüğünü doğruladı. kanseri ilk kez geri döndüğünde, karaciğerinde ve ikinci kez pelvis bölgesinde idi.

    yumurtalık kanseri birçok kez geri gelme eğilimi gösterir ve herfel, kanserinin geçmişte iki kez geri dönmesi gerçeğine rağmen, beş yıl boyunca kansız olma ihtimalini fazlasıyla karşı koymaktadır. her ne kadar kanser riskini dördüncü kez görünse de, herfel iyimser olmayı sürdürmektedir. “her gün yeni çıkan şeyler var. ben hayatımı böyle yaşıyorum. bir sonraki en iyi şeyin ortaya çıkmasına kadar yapabileceğim en iyi şeyi yapacağım ”diyerek ne kadar hayata karşı umut dolu olduğunu ve kanseri nasıl böyle defalarca yendiğinin adeta bir özetini sundu bu sözlerle herfel.
    sierra ile olan ilişkisine gelince;
    “hayatımı o köpeğe borçluyum. o gerçekten benim için bir tanrıça oldu. hiç yanılmadı. ” der her zaman herfel...herfel, paylaştıkları özel bağ hakkında bir kitap yazmayı ve hayatının kurtarılmasında sierra'nın rolünü anlatmayı planlıyor.

    ayrıca herfel'in birincil onkoloğu dr. david kushner, sierra'nın eylemlerinin hiçbir şekilde tesadüfi olmadığını söyledi ;zira onkoloğun ifadesine göre çeşitli ırklardan köpekler, % 98'in üzerinde bir doğrulukla koku duyuları aracılığıyla bir dizi farklı kanser türünü tespit etme kabiliyetine sahipmiş…
    yine doktorun ifadelerini doğrulayan hikayeyle ilgili önemli detaylarda ; sierra’nın stephanie herfel’in de aynı hastalıktan muzdarip arkadaşına aynı tepkileri vermesi ve herfel’in “uw carbone” kanser merkezine olan düzenli ziyaretleri sonucu her eve döndüğünde sierra’nın herfel’in üstüne sinen kokuların gitmesi için yeni kıyafet giyene kadar sakinleşememesi örnek verilebilir.
    ------
    zaten dünyada bu tarz kahramanlık hikayesine sahip köpek yalnız sierra değil..

    yine emille clark ve mia’nın hikayesini ve kanser teşhisi konusunda belki de en ünlü olan ve en başarılı sayılara ulaşan köpek daisy’nin hikayesini okumanızı öneririm.

    kahramanlık hikayeleri ve konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler için kaynaklar ;
    -dogdetectcancer.org
    -aol.com
    -jsonline.com
    -homeoanimal

    -----------------------------------------

    **peki köpeklerin kanseri koklayabilmeleri nasıl mümkün oluyor ?

    tabii ki, sayıları düşündüğünüzde, bir köpeğin burnunun böyle bir yeteneğe sahip olması mantıklıdır…
    köpeklerin insanlara göre 25 kat daha fazla koku alıcıları vardır ve koklama kabiliyetlerini 100.000 kat artırırlar. bir insanın beynine görsel korteks hakimdir, fakat bir köpeğin beyni, bir insanınkinden yaklaşık 40 kat daha büyük olan koku veya koku alma korteksi tarafından kontrol edilir. üstelik, bir köpekteki koku sokumu, 125 ila 220 milyon arasında değişen çok sayıda kokuya duyarlı reseptöre sahiptir ve bu, insanlara göre yüzbin ila milyon kat daha reaktiftir.
    köpekler ve kanser saptama çalışmaları, kanserli hücrelerin insan vücudundaki sağlıklı hücrelere göre farklı metabolik atık ürünleri salması gerçeğine dayanmaktadır. koku farkı, köpeklerin kanserin erken evrelerinde bile onu tespit edebilmeleri için çok önemlidir. köpekler, trilyon başına parça aralığındaki kimyasal izleri belirleyebilirler. bazı çalışmalar, sadece deri lezyonlarını koklayarak, eğitimli köpeklerin cilt kanseri melanomunu tespit etme kabiliyetini doğrulamıştır.
    ayrıca, bazı araştırmacılar, köpeklerin prostat kanserini hastaların idrarını koklayarak tespit edebildiklerini kanıtlamıştır.köpekler ayrıca bir insanın nefesinden bile kanserli hücrelerin varlığını koklayabilir.

    sadece koku alma duyuları kanser tespitini mümkün kılmakla kalmaz, aynı zamanda araştırmalar köpeklerin kansere yakalanmak için aktif olarak eğitilebileceğini ileri sürmektedir. berlin'de, bir grup araştırmacı, yumurtalık kanseri, bağırsak kanseri (hem endometrium kanserinden hem de serviks kanserinden farklı olarak kokan) ve aynı zamanda mesane kanseri, deri kanseri, akciğer de dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerinin varlığını tespit etmek için bazı köpekleri eğitmiştir.

    bu örnek yalnız berlin’de yapılan bir araştırma ve olumlu sonucuyla da sınırlı değil ;

    1) ingiltere'deki amersham'da yapılan ve ingiliz tıp dergisi'nde yayınlanan bir çalışmada , araştırmacılar, köpeklerin yalnızca idrar kokusuna dayanan mesane kanserini tanımlamak için eğitilip, eğitilemeyeceğini bulmaya çalıştılar . bu çalışmada kullanılan köpekler idrardaki mesane kanserini doğru bir şekilde tanımlayabilmişlerdir.

    2) pine street vakfı tarafından yürütülen bir araştırmada, 31 meme kanseri hastası, 55 akciğer kanseri hastası ve 83 sağlıklı insanın nefes örnekleri, beş adet eğitimli koku köpeklerine (üç labrador retriever ve iki portekiz su köpeği) verildi. bu köpekler, hastalığın tüm aşamalarında göğüs ve akciğer kanserini, yaklaşık% 90 doğrulukla saptamayı veya koklamayı başardılar.

    3) avrupa solunum dergisi'nde yayınlanan yakın tarihli bir çalışmaya göre , dört eğitimli köpek (bir avustralyalı çoban, iki alman çobanı ve bir labrador) akciğer kanseri hastalarından alınan 100 örnekten 71'inde doğru bir şekilde akciğer kanserini tespit etmişlerdir. bu köpekler ayrıca kansere yakalanmadığı bilinen 400 örnekten 372'sinde kansere karşı çıktılar. yani yanlış payı sadece %7 idi.
    ------
    daha fazlası örnekler,araştırma ve bilgilenme için link
hesabın var mı? giriş yap