• şaşırdın ve hemen burada paylaştın bu bilgiyi 28. kez bu başlık altında paylaşıp bizi bilgilendirdiğin için teşekkürler...

    edit: ben bilginin yanlış olduğuna değinmemiştim bile, ama sağolsun alttaki arkadaş da işin o boyutunu izah etmiş.
    zaten başlığın en büyük iki sorunu kulaktan dolma yanlış bilgiler ve gereksiz tekrarlar...
  • (bkz: #85414362) en azından bu bilgiyle ufuklar açılmaz. ingilizce "news"in north, east, west, south ile uzaktan yakından alakası yok. "bilgi"ye ulaşmak bu kadar zor mu? elinizin altında büyük bir nimet var, en azından şuraya bir şeyler karalayana kadar ingilizce etimoloji sözlüklerine bakılıp kelime nereden geliyormuş diye teyit edilmez mi? bu saçmalıkları kim çıkartıyor ve nasıl kabul görüyor şaşıyorum doğrusu.

    https://www.etymonline.com/…/news#etymonline_v_6906

    https://en.oxforddictionaries.com/definition/news

    demek ki neymiş, "news" kelimesi "yeni" anlamıdaki latince "nova"dan gelmekteymiş.
  • hani burada çok bilmiş ekşi sözlük yazarları öğretmenlere sallıyorlar ya! ben de bu konuda onlara aydınlatıcı bir bilgi aktarmak istedim. pisa testlerinde çıkan sonuçlara göre okuduğumuzu anlamadığımız hepimizin malumu.

    bir çocuk okul çağına gelmeden önce ne kadar çok kitapla haşır neşir olursa daha sonraki yaşantısında okuduğunu anlama oranı o kadar yüksek oluyor. kitapla büyüyen çocukla kitapsız büyüyen çocuğun arasındaki okuduğunu anlama oranı tam anlamıyla uçurum. yapılan araştırmalara göre kelime dağarcığı bakımında en dip yüzde yirmi beşlik dilimde anaokuluna başlayan çocukların hem kelime dağarcığı hem de okuduğunu anlama konusunda diğer anaokuluna başlayan çocukların gerisinde kaldıkları tespit edilmiştir. 6.sınıfa geldiklerinde ise bu öğrencilerle diğer öğrenciler arasında fark tam olarak 3 sınıf olmaktadır. bu farklar çok ciddi farklardır. kapatılması kolay olmayan çok ciddi bir çalışma gerektiren şeylerdir.

    kitabın ne kadar önemli olduğunu gösteren bu araştırmanın sonuçları ülkemizin pisa testi sonuçlarını da gösteriyor aslında. suçlu hepimiziz ne yazık ki!
  • bir ürüne sırasıyla %10 zam ve %10 indirim yapıldığında fiyatının ilkinden daha düşük olması. ufku iki katına çıkarmasa da ilk duyulduğunda garip geliyor
  • bağımlılığa ne sebep olur? çoğunuz uyuşturucu diyecektir. peki bu ne kadar doğru? gelin birlikte bakalım.
    eğer 20 gün boyunca eroin kullanırsanız 21. gün vücudunuz daha fazlasını isteyecektir çünkü içinde bağımlılık yapan maddeler bulunmaktadır. bağımlılık da budur. ama ters giden bazı şeyler vardır, eğer kalçanızı veya herhangi bir yerinizi kırarsanız hastaneye kaldırırsınız ve haftalarca size diamorfin verirler. diamorfinise bir eroin çeşididir. piyasada satılan *diğer eroinlerden çok daha kaliteli ve etkilidir. çünkü satıcılar genelde eroinleri suyla karıştırıp satarlar fakat çevremizde olan çoğu hastanelerde her dakika daha fazla kaliteli ve saf eroin çeşidi veriliyor. e ama o zaman hastanede yatan cogu kisinin bağımlı olması gerekir değil mi? incelenmiş fakat böyle bir şeye rastlanmamış. neneniz kalça kırığı yüzünden eroinmana dönüşmedi değil mi, peki neden?
    20. yy başında bu konu hakkında deneyler yapılıyor.
    bir deney faresi kafesin içine konuluyor ve 2 adet suluk konuluyor, sulardan birinin içinde eroin var, deney her yapıldığında fare eroini suluga kafasını sokuyor ve ölene kadar bu suyu içiyor.
    ama 1970'lerde, bir psikoloji profesörü olan bruce alexander bu deneyle ilgili ilginc bir seyler farkediyor: fare her zaman tek başına kafese konuyordu ve yapacagi herhangi bir sey yoktu ve hoca deneyi farklı bir şekilde yapmayı tercih etti: bir 'fare cenneti' kurdu. bu parkin icinde renkli toplar, oynayacagi cesit cesit oyuncaklar ve ciftlesebilecegi bir sürü fare vardı. yani bir farenin isteyebileceği her şey... tabii suluklar da vardı. deney ilginçti 'fare cenneti'nde, nadiren fareler eroinli suyu içiyorlardı. çok az orada takiliyor, ölecek kadar içmiyorlardı.
    belki bu deney sadece farelerde mi işe yarıyordur? hayır, insanlarla da yapılmışı var: vietnam savaşı. amerikalı askerlerin %20 si yüksek düzeyde eroin kullanıyordu. geride kalanlar çok endiseliydiler çünkü savaş bittiğinde amerika sokaklarında binlerce eroinmanin dolaşacağını düşündüler. ancak eve dönen askerlerde çarpıcı bir şey görüldü: savaş sonrasında yüksek doz kullanan askerlerin %95 i evlerine, ailelerine yani 'fare cenneti'ne kavuştuğunda eroini bir daha kullanmadı.
    bu çoğu eroin hakkındaki çalışmalara ters geliyor olabilir fakat bruce alexander çalışmasını biliyorsanız bu size mantıklı gelecektir. eğer tanımadığınız korkunç bir ormana salınıp, tek başınıza kalırsanız, tanimadiginiz insanlari öldürmek zorunda birakildiysaniz zaman geçirmek veya sakinleşmek için eroini kullanmak mantıklı gelebilir.
    mesele, kimyasallar değil; mesele, sizin kafanızdaki kafesiniz. insanoğlunda doğuştan gelen bağlanma ihtiyacı vardır. bizi mutlu eden seyleri cevremizdekilerle paylasma ve onlarla daha yakin olmak isteriz fakat bir travma gecirdiginizde veya cevreden soyutlandığınızda sizi rahatlatan seylere baglanmaya ihtiyac duyarsiniz. bu telefonunuz olabilir; video oyunlari, kumar veya kokain. ama illaki bir şeylerle bağ kuracağız, çünkü bu bizim doğamızda var.
    yakın zamandan beri yapılan çalışmalara göre insanlar arasındaki yakın arkadaşlık bağları zayıflıyor, evlerimizdeki boş alan sayisi artıyor. eroin bağımlılığıyla yapılan savaş her dönem artıyor ama bunun yanında bağımlıları toplumdan dışlıyoruz. onların iş bulmalarını zorlaştırıyoruz, istikrarlı bir hayat sürmelerine engel oluyoruz, etiketleyip hayattan nefret etmelerini sağlıyoruz. daha sonra onları hapishanelere atıyoruz, yani kafeslere.
    buraya kadar hep bagımlılıktan bireysel kurtulmaktan bahsettik ama simdi baska seyler yapmaliyiz. mesela sosyal kurtulma... 'fare parkı' gibi sosyal alanları daha çok kurmalıyız. kesinlikle soyutlanmış kafesler değil. bağımlılığın tersi bağlantıdır. sosyal bağlantıları kurup aramızdaki mesafeleri azaltmaliyiz.
    video için: kurzgesagt-in a nutshell youtube sayfası addiction videosu
  • haberlerin ingilizcesi olan "news" kelimesinin aslında north-east-west-south kelimelerinin baş harflerinden oluşması.
  • cmabridge üinversitesinde yaıpaln bir arşaıtrmaya gröe, bir kleimedkei
    hafrlrein hnagi sıarda didizlikleri dğeil, ilk ve son hafrlrein dğoru
    yedre olamalrı öenm tşamıatkadır. geirsi taammen kamradaşır ve ynie de
    surosnuz olraak okubanilir. buunn sbeebi isnan benyinin her hafri tek tek
    dieğl kemileelri bir btüün oralak omukadısır.
  • 2001 yapimi yazgi filminin albert camus'un yabanci kitabinin uyarlamasi olmasi. okumaya ya da izlemeye niyeti olanlara simdiden soyleyim; ikisi de boktan.
  • çeyrek altın 22 ayarmış
  • filosunda 320 uçak bulunduran bir havayolu şirketinin, uçakta taşınan +1 kg ağırlığın tüm filoda 1 yıl boyunca oluşacak yakit maliyeti 33 bin $ mış.

    uçakta taşınan ortalama bir ağırlığa + olarak eklenen yükten bahsediyoruz.
hesabın var mı? giriş yap