• 17 eylül pazartesi günü okulların açılmasıyla birlikte öğretmenlerin tam tamına 100 günlük tatili sona ermiş olacak.

    yaklaşık 1 milyon öğretmenin bu dönemdeki maliyeti 13 bin tl x 1 milyon.

    yani 13 milyar tl yapıyor. türkiye’nin bu dönemdeki cari açığına eşit.

    gönül isterdi ki 365 gün tatil olsun ama elden gelen bu kadar.
  • (bkz: yav he he)
  • bu salaklar reza sarraf'ın cari açık kapattığına da inanıyorlar çok da şey yapmamak lazım.
  • arkadaş siz ne içiyorsunuz gerçekten bu kafaya ulaşmak için, 100 değil 1 milyon milyar gündür tatil yapıyoruz yanlışın var.

    daha öğretmenin 2 haftadır okulda olduğunu bilmeyen mal beyanı, bir bitmediniz mk.

    edt: sistemin yanlışlığını eleştiriyorlarmış, senin yapacağın eleştiriyi seveyim. ciddi ya da trol, bir bitin artık bu başlıkları açıp aynı muhabbeti onlarca kez yaşamak ne kazandırıyor size acaba?
  • asıl sorun öğretmenlerin bu kadar tatil yapması değil böyle saçma sapan insanlar yetiştirmesidir..
  • ogretmenlerin tatil suresi hep ayniydi. dolar 2 tl iken de 7 tl ikende. ekonomik sorunlarin cozumunu baska yerde arayiniz.
  • yine “o zaman öğretmen olsaydınızcılar” doluşacak buraya. ulan sistemin yanlışlığını eleştiriyoruz, niye öğretmen olup biz de bu hataya ortak olalım. daha ağzımızı açmadan “o zomon son do oğrotmon olsoydon” diye başlıyor zırvalık.
  • "nasıl geçti habersiz ... " sözlerini melodisiyle mırıldanıyorlardır sanırım.
  • ücret dahilinde bu kadar uzun tatil dünyanın hiçbir yerinde yok, hem de dur duraksız, aralıksız mantık dışı bir uygulama, bu sürelerde insan meslekten uzaklaşır, adaptasyon süreci ayrı bir sorun olur, ayrıca bu süre zarfında yaşadığı şehirden de uzaklaşmaları, mesleğin popülasyonunun yüksek olması gibi sebeplerden bulundukları şehrin ekonomisini de olumsuz etkileyen bir durum. gelelim öğretmenlerin bu 100 günlük süreçte ülke bütçesine verdikleri zarara başılığı açan arkadaşın verdiği rakam cari açıkla aşağı yukarı aynıymış, çok acayip can sıkıcı bir durum. bir de öğretmenlerin eşlerinin başka memuriyette bulunmalarına rağmen öğretmen olan eşlerine uyum sağlamak amacıyla hikayeden,saçma bahanelerle aldıkları sağlık raporu ile izin kullanmaları da apayrı bir istismar ve rakam böylelikle nerdeyse bir buçuk katına çıkıyor. ah ne ala ne ala, keşke hepsi mesleklerini şevkle, sevgi dolu, heyecanla verimli ve donanımlı bir şekilde yapıyor olsalar da biz de helal olsun yeterki bu değerli, yüce insanlar dinlensinler bize yeter diyebilelim, tıpkı şu özlü sözdeki gibi “ alimin uykusu cahillin ibadetinden evladır.” ama ülkemizde bu durum daha çok alimlerin hiçe sayılmasıyla, cahillerin de ibadetinin övülmesiyle sonuçlanıyor. yani ilerlemeyen bilim ve sanat, ehlileştirilemeyen bir at tehlikesinde zaptedilemeyen cahil güruhun zaptı altında yaşadığımız bilim ve sanat insanlarının ölüm suskunluğu eşliğin de tuhaf bir yaşam döngüsü... tabi ki ne çocukları ne de geleceği emanet edemediğimiz ruhu ticari, egosu tavan, mesleği öğretmen olan büyük çoğunluk.`:yazmış olduğum cümlelerden, gerçek, fedakar, güneş gibi aydınlatan eli öpülesi canla başla cana can bilgiye bilgi katan, yürekli, örnek aldığımız yüce insanları tenzih ederim, onlar bizim en değerlilerimizdir.` saygı değer toplumun hem temeli, hem çatısı hem de harcı olan can öğretmenlerimiz sizler baş tacısınız.. konu siz değilsiniz, konu özde değil sözde öğretmencilik işini evcilik oyununa çeviren boşvermiş kişiler.. öğretmen olsam yeter felsefesiyle sosyal medya canavarına dönüşen toplum zararlıları.
hesabın var mı? giriş yap