• (bkz: dönüşüm) (bkz: beyaz geceler)
  • georges politzer - felsefenin temel ilkeleri
    bi dönem türkiye'de yasaklı bi kitaptı. şimdi temin edilebiliniyor. politzer yazmamıştır bu kitabı öğrencilerinin derslerde aldığı notlardan derlenmiştir. tavsiye edilir.
  • daa kapital kadar incesin görüyorum ellerini
    (bkz: ah muhsin ünlü)
  • jose saramago'dan bilinmeyen adanın öyküsü.
  • t lobsang rampa ikinci beden
    tibetli doktor-lama lobsang rampa'nın şaşırtıcı görünen yaşam öyküsüdür.
    doktor rampa, okült güçler ve doğaüstü olayların önemli bir rol oynadığı hayatını betimlerken, insanın, hayatın, dünyanın geçmişi ve gizemleri üzerine de çok değerli bilgiler vermekte ve bilinmeyen alemin gizemlerini gözler önüne sermektedir.
  • -yevgeni zamyatin - biz : ufkumuzu genişletecek bir roman yazacaksak, başlangıcı kesinlikle bilim-kurgu ile yapmak gerektiğini düşündüm. biz (orijinal adıyla mıy) romanı, kendinden sonraki distopik bilim-kurgulara öncü olmuş bir kitaptır. bitirdikten sonra eğer bir bilim-kurgu-severseniz ve halen okumamış iseniz aldous huxleyden cesur yeni dünya okumanız elzem olacak.

    - knut hamsun- açlık; ufkunuzu iki katına çıkarır mı bilmem ancak romanın karakteri, vaziyeti sizi kesinlikle derin düşüncelere gark edecektir. adolf hitler de bu romanı okumuş mudur acaba, merak ediyorum. muhakkak okuyunuz efendim. kitabı bitirdikten sonra heinrich böll - palyaço'yu okumanız elzem olacak.

    - paulo coelho - veronica ölmek istiyor: eminim, kendinizden ufak da olsa bir şeyler bulacaksınız. içimizde hiç başka biz yok mu? insanları incitmekten hiç çekinmiyor muyuz? kısacası, hassas ruhlara ilaç gibi bir romandır efendim. bitirdikten sonra, yine hassas ancak daha ateşli bir karakter analizi okumak istiyorsanız da elbette emile zola - therese raquin'i tavsiye ederim.

    - jack london- demir ökçe: kitapta zaman akışını takip etmekte ufak sıkıntılar yaşayabilirsiniz. ancak emin olun, kitabın her sözünü bir kenara yazacaksınız. eğer ki can yayınları'ndan okursanız, sayfa altlarındaki ayrıntılı açıklamalar ile ufkunuz katbekat artacaktır. bitirdikten sonra emile zola'nın emekve okumadıysanız germinal romanlarını da muhakkak bir köşeye not ediveriniz.

    - kısa romanlarının birleşerek tek kitap haline geldiği oscar wilde'ın mürver ağacı derlemesini muhakkak okuyunuz. içlerindeki bazı hikayeler gerçekten hayal gücünüzü zorlayacak cinstendir. sakın es geçmeyiniz. bir de edgar allen poe'nun kısa roman derlemelerinin bulunduğu kuyu ve sarkaç da bu cinstendir. (can yayınları)

    ayrıca;

    f. scott fitzgerald - muhteşem gatsby (1929 buhranı öncesi amerika'da şaşaa ve gösterişin ne boyutlara ulaşmış olduğunu gözümüze sokar.)

    italo calvino : sandık gözlemcisinin uzun günü (çok ince bir kitap. muhakkak aklınızın bir köşesinde bulunsun.)

    - bertrand russel : vietnam'da savaş ve zulüm: bulmanız gerçekten çok zor. ben, doğancılar'da bir kitapçıda rast gelmiştim. vietnam'da savaş devam ederken, amerikan ve ingiliz gazete manşetlerinin, makalelerinin savaşı nasıl da çarpıttığını gözler önüne seren bir bertrand russel şaheseridir. çok da ince bir kitaptır.

    - james joyce'un dublinliler'i de aynı şehirde yaşayan ve farklı hikayeleri olan insanları bir kitapta toplar. yazarın az sayıda kitabı mevcut olduğundan, bir yerlerden tedarik edilip mutlaka okunmalı. kitabı bitirdikten sonra, beğenilmesi halinde hemen john steinbeck'in aynı tadı verecek üçlemesine geçilmeli. tatlı perşembe, sardalye sokağı, tortilla flat(yukarı mahalle veya arka mahalle türkçe çevirileri mevcuttur.) hatta, aynı tadı yakalayacağınızmarcel proust'un sainte - beuve'e karşı ile devam edilmelidir. mümkünse balzac : eugenie grandet de eklenmelidir.

    yine bu başlığa farklı kitaplar ekleyeceğim.

    edit: yeni kitap paylaşımı #53858440
  • sanırım, öncelikle "ince kitap" kavramından ne anladığımızı sorgulamak gerekir. aranızda yaklaşık 600 sayfalık kitapları (diriliş, düşünce tarihi vb) yazan kavram ve matematik yoksunları var *. neyse, asıl konumuza gelelim. bu başlıktaki diğer iki entrymde olduğu gibi, yine 10 kitabı birkaç cümle ile naçizane olarak tanıtmaya çalışacağım. önemli notlar:

    not 1: yalnızca türkçe yazılmış kitaplar listelenmiştir.
    not 2: aylak adam, anayurt oteli, kürk mantolu madonna ve puslu kıtalar atlası gibi onlarca kez yazılmış kitapları ekleme gereği duymadım. anladığım kadarıyla bu kitapları herkes okumuş.
    not 3: üstte de ima ettiğim gibi, bu başlıkta daha önce hiç yazılmamış kitapları listeledim. * *
    not 4: sadece roman değil, şiir dahil birçok farklı türden kitaplar almaya çalıştım. * *
    not 5: üst limit 250 sayfadır ve kitaplar rastgele sıralanmıştır.
    ...................................................................................................................................................

    1 - gece: baştan belirteyim, bu romanın türk edebiyatında bir benzeri yok. ya da daha doğrusu, ben henüz böylesi bir kitap okumadım. biraz postmodern, biraz yeni roman ve biraz da modernist çizgide; ama kesinlikle klasik değil. biraz gerçek, biraz gerçeküstü ve biraz da düş; ama kesinlikle fantastik değil. aslında "roman" olarak bile tanımlanması güç olan bu metnin öyle çok özelliği var ki: çoklu perspektifin kullanım biçimi, romanın her bölümünde değişen dil, giderek belirsizleşen zaman ve mekan, tanımlanamayan muğlak karakterler, kitabın akışına başkaldıran etkileyici dipnotlar ve yapıtın geneline hakim nedensiz gerginlikteki kafkaesk atmosfer... dahası, kitap bittiğinde aklınızda olay anlamında pek bir şey kalmamasına rağmen hissettirdiği müthiş haz... hemen her cümlesi kenara not edilesi şiirsel aforizmalarla dolu bir roman. bu arada, önemli cümleleri not edeyim derken bütün kitabı sil baştan yazmanız ihtimal dahilinde. * *. elbette bir bilge karasu romanı.

    2 - sevgili arsız ölüm: latin amerika diyarlarının edebiyattaki esintilerini taşıyan latife tekin imzalı bir başyapıt. yüzyıllık yalnızlık ve pedro paramo gibi büyülü gerçekçi romanların dilimizdeki en yetkin örneği. kitabın fantastik olaylarla örülü kurgusu, daha önce hiçbir romanda rastlanılmamış bir dille zenginleştirilmiş. halk edebiyatı motiflerinin ve dilinin, bir romana bu derece başarılı bir biçimde sindirilmesine modern türk edebiyatında, yaşar kemal istisna, pek de alışkın değiliz. diğer yandan, kadını ön plana çıkarması bakımından feminist okumalara da açık bir yapıt. dini ve siyasi göndermeleri, çok yönlu okumalara açık olması, fantastik kurgusu ve benzersiz diliyle, bence türk romanının gelmiş geçmiş en iyi eserlerinden biri.

    3 - hakkari'de bir mevsim: sanırım doğuyu anlatan en iyi türkçe romanlardan biri. tanımlanması oldukça zor bir metin. genellikle postmodern olarak addedilir. nitekim kolaj, pastiş, metinlerarasılık, üstkurmaca gibi postmodernizmin olmazsa olmaz unsurlarını taşır. ama bence romanın öne çıkan yanı dilidir. şiirsel ve yer yer epik bir dil kullanılmıştır. ama bu şiirsel dil, yapıtı melodrama düşürme tehlikesi taşımıyor. çünkü pek de rastlanılmayacak bir şekilde realist unsurlarla desteklenen şiirsel bir dil kullanımı var. hatta biraz belgeselvari. zaten bu nedenle, bu roman ile ilgili görüşlerimi kendi başlığında yazarken "şiirsel gerçekçi" diye bir tanımlamada bulunmuştum. sinemanın aksine, edebiyatta bu tanımlamaya uyan pek roman yok * *. hem aforizmaları, hem doğu ile ilgili mükemmel tespitleri ve hem de kurgusuyla ufku iki katına çıkarabilir. bir ferit edgü romanı.

    4 - beyaz kale : istanbul'u ve osmanlı'yı en iyi anlatan romancılardan biri olan orhan pamuk'un postmodernizme tam anlamıyla geçiş yaptığı eseri. kusursuz kurgusu, ince göndermeleri, titiz araştırmaların ürünü olan detayları ve elbette çok katmanlı yapısıyla bir postmodern klasiği. edebiyatta "öteki" kavramı üzerine oturtulmuş en iyi yapıtlardan biri olan * beyaz kale'de orhan pamuk, bu yöntem vesilesiyle doğu-batı sorunsalını irdeliyor. diyalogları ve olay örgüsüyle çoğu orhan pamuk romanının olmazsa olmazı olan "arayış", bu romanın da temel problemidir. sadece muğlak finaliyle bile ufku katlama potansiyeli mevcut.

    5 - bin hüzünlü haz: postmodernizmin türk edebiyatındaki en başarılı örneklerinden biri. bir hasan ali toptaş romanı. kitabı çok farklı biçimde tanımlayabiliriz: binbir gece masalları'nın gölgesinde tekinsiz, karanlık ve belirsizliklerle dolu kafkaesk bir metin *; üstkurmaca ve metinlerarasılık gibi postmodern öğelerin ustalıkla kullanıldığı bir arayış romanı; yazar ve metnin iç içe geçtiği, öykünün akışında kırılmaların olduğu, kronolojik bir zaman algısının olmadığı, hatta somut bir kahramanın bile olmadığı deneysel bir başyapıt; ve hiç şüphesiz, hazmetmesi oldukça zor girift kurgusuyla türk edebiyatının çağdaş klasiklerinden biri.

    6 - göçmüş kediler bahçesi : daha önce farklı entrylerimde de belirttiğim gibi, türk edebiyatının değeri tam anlamıyla bilinmemiş yazarlarından biridir bilge karasu. okurlar nezdinde pek tanınmamasının nedeni malum; karasu'nun okuru eğlendirmek gibi bir derdi ve çok satmak gibi bir amacı yok. yapıtları, genellikle yazarlar ve eleştirmenler içindir; roman ve öykü türlerinin çeşitli evrelerini iyi bilenler içindir; türk dilinin yılmaz savunucuları içindir. işte bu muhteşem öykü kitabı da tüm bu saydıklarımızın kanıtı mahiyetindedir. bu kitap, (özellikle, "usta beni öldürsen e" ve "dehlizde giden adam" öyküleri) hem dil oyunları, hem tematik benzerlikleri, hem zamansal açıdan birbirini tamamlayıcılıkları ve hem de klasik öyküye ters yapılarıyla, bence türk ve dünya öykücülüğünün zirve eserlerinden biridir.

    7 - efendilik, şarkiyatçılık ve kölelik: türk mitinin 19. yüzyıl entelektüelleri gözünde yansımasını ve gelişimini ele alan bir çalışma. daha doğrusu oryantalizmin devinimini ele alan bir kitap. üstelik edward said'in tüm dünyada büyük yankılar uyandıran "oryantalizm" adlı kitabından bile önce yapılmış bir araştırma. başta victor hugo, gerard de nerval, johann wolfgang von goethe, gustave flaubert ve lord byron gibi döneminin önde gelen edebiyatçıları olmak üzere, doğu ile ilgilenmiş birçok yazarın ve seyyahın türklere ve türkiye'ye dair fikir ve gözlemlerini sunuyor. batılıların türklere bakış açısının gelişimini görmek açısından önemli bir çalışma. bir nevi batılıların oryantalizmle imtihanı mahiyetinde. ülkemizin önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden jale parla'nın doktora tez çalışması.

    8 - batı sinemasında türkiye ve türkler - üstteki kitabın sinema versiyonu sayılabilir. dünya sinemasında türk imgesi nasıldır? filmlerde türk tipi nasıl çizilmiştir? batılı yönetmenlerin türkiye'ye bakış açısı nasıldır? bunun gibi birçok soruyu, sinemanın doğuşundan günümüze değin çeşitli örnekler eşliğinde, türk sinemasının belki de en önemli tarihçisi olan giovanni scognamillo'nun benzersiz yorumlarıyla okumak isteyenlere tavsiye edilir. bildiğim kadarıyla bu alandaki tek kitap. ufku katlamayı bırak, uçurur resmen. *

    9 - din ve ideoloji: sosyoloji dendiğinde türkiye'de aklımıza gelen ilk isimlerden olan şerif mardin'in önemli bir yapıtı. din ve ideoloji ekseninde türkiye'nin kısa bir sosyolojik çözümlemesi. hatta mardin'in, tarihsel ve toplumsal geçmişimizi dinsel bir metodla nasıl ele alabiliriz sorusuna cevaplar aradığı metin. bunun tam tersi de pek ala söylenebilir. yani türkiye'de din olgusuna ideolojik bir yaklaşımın kökeni...bir sosyoloji incelemesini okumayı sıkıcı bulacakları, şerif mardin'in, murat belge ve gündüz vassaf ile birlikte gerçekleştirdiği efsane ntv programını (gerçek orada bir yerde) izlemelerini öneriyorum.

    10 - ırgat'ın türküsü (bütün şiirleri) : hemen hepimizin okuduğu nazım hikmet, attila ilhan ve can yücel gibi şairlere nazaran pek az bilinen ve bence değerinin altına ilgi gören bir şairdir cahit ırgat. kendisi aynı zamanda bir romancı, tiyatrocu, sinema oyuncusu ve yönetmendir. çok yönlü bir kişilik olan cahit ırgat, soyadından da anlaşılacağı gibi * sol çizginin şairidir. zira, döneminin edebiyat çevrelerinde egemen olan orhan veli önderliğindeki bireyi öne çıkaran garip akımı'na sırt çevirerek toplumsal gerçekçiliğe yönelmiştir. işçinin, emeğin ve hatta ekmeğin sesi olmuştur. sonraki akım olan ikinci yeni'ye de pek bulaşmamış ve özgünlüğünü korumuştur. şiirleri orhan veli misali ironik değil liriktir. isyanın, savaş karşıtlığının, özgürlüğün naif ama lirik çığlıklarıdır. bu nedenle benim için okuması daha keyifli bir şairdir. ayrıca bir dönem, ünlü çevirmen ve edebiyat tarihçisi rahmetli mina urgan ile evli kalmıştır. bizimkiler dizisinden tanıdığımız oyuncu zeynep ırgat bu evliliğin meyvesidir. popüler bir şiiri tuncel kurtiz'in eşsiz yorumuyla

    part 1 - #42220195
    part 2 - #47868942

    edit: imla. uyarısı için evetkafamguzelsorunmuvar nickli arkadaşıma teşekkür ederim.
hesabın var mı? giriş yap