old town
-
her turistik şehirde bunlardan bir tane vardır. avrupa'da en korunmuşu ise prag'tadır.
-
phil lynott'ın çok güzel ve bir o kadar da samimi şarkısı. arkadaki klavye, piyano ve yaylılar çok güzeldir.
-
old town şehrin tarihi mekanıdır
down town şehir merkezi
up town lüks mekanların olduğu cadde -
her yerde bulunan çakma turist olayıdır. neden bilinmez buralarda kendimizi iyi hissederiz ama o şehirde yaşayanlar nedense bu çakma şehrin orjinal mekanlarında yaşamazlar. sadece kafe işletirler.
çünkü sonradan yapılmıştır. avrupadakilerin bile çoğu bombalanmış ya da yeni mekanlar yaratma uğruna yok edilmiştir. sonra parayı bulunca mimarlara yeniden yaptırılıp içindeki insanlar şehrin yeni yerlerine yollanmıştır. bildiğin kentsel dönüşüm. avrupada üç kuşak içinde(biraz da para ile) unutulan, bizde de yeni başlayan olaydır.
"
gelecekte tarlabaşı, sirkecinin başına gelecek olandır. biz turistler de oraya yakın oteller için götümüzü veririz. eh "hadi hayırlısı"
edit: mardin, kars, bitlis şimdilik istisna. ama biraz sabır. kars için çok yakınız. -
avrupa'da bulunan herhangi birinde dolaşmayı, bir bara veya kafeye oturup bira ve kahve içmeyi çok özlediğim mekan. en fazla italya ve almanya'da bulunur. ilginç bir şekilde hollanda'da sadece nijmegen ve tilburg şehirlerinde old town vardır ve oldukça küçüktürler.
-
krakow'da da bulunan, bir meydanı ve onu kesen sokaklarıyla gayet canlı, merkezi ve turistik bir bölge.
-
(bkz: safranbolu)
-
neşeli ritimlere sahip the corrs parçası:
the girl's a fool
she broke the rule
she hurt him hard
this time you will break down
she's lost his trust
and so she must
now all is lost
the system has broke down
romance has broke down
this boy is crackin' up
this boy has broken down
this boy is crackin' up
this boy has broke down
she plays it hard
she plays it tough
but thats enough
the love is over
she's broke his heart and that is rough
but in the end you'll soon recover
the romance is over
this boy is crackin' up
this boy has broken down
this boy is crackin' up
this boy has broke down
[solo]
this boy is crackin' up
this boy has broken down
this boy is crackin' up
this boy has broke down
i've been spending my money
in the old town
it's not the same honey
with you not around
i've been spending my time
in the old town
i sure miss you honey
now you're not around
you're not around
this old town
ola
this boy is crackin' up
this boy has broken down
this boy is crackin' up
this boy has broke down
this boy is crackin' up
this boy has broken down
this boy is crackin' up
this boy has broke down -
gerçekten enfes bir the corrs parçası. şarkı gayet düz ve melodik olmasına rağmen (melodiklik kötü bir şey değildir tabii canım, siz beni anladınız) altyapı çaktırmadan çok sağlamdır. yaylılar usul usul çok güzel şeyler çalarlar. trompet soloları yukarıda da değinildiği üzere çok ilgi çekicidir, süperdir ve şarkıya da çok yakışır kanımca. bu konser, imkan olup da dvd'den izlendiği vakit daha da fazla keyif verir. bilhassa andrea corr'un ola derken bir kolunu yarınlar söyleyen ali rıza binboğa gibi havaya kaldırması artı o anki mimikleri insanın içini gıdıklar, yok yok eritir. ne bileyim işte, bir hoş eder. benim ve çevremdekilerin pürdikkat beklediğimiz andır o küçücük ola anı. aaaahh ahh...
-
tarihi sehirlerde, eskiden kalan bölgeye verilen isim*. istanbul icin surların çevreledigi alandır. `
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap