• çok da iyi kazanmıştır, çok da güzel kazanmıştır. oldu mu?
    ulen benim babam öldü o melankoliyle o dramla 8 ay sonra sınava girdim. çalıştım mı? çalışabildim mi? afedersin de bok çalıştım. bir yandan deprem olurken bir yandan babam ölmüşken bok çalıştım. sonra ilk 50bine girdim. leş gibi bir okulun endüstri mühendisliğine gittim. hay gitmez olaydım. hay korkmaz olaydım 2.kez şansımı denemekten de gitmez olaydım. gittim ne mi oldu? seminere gelen adamlar bile it gibi davrandılar afedersin. neymiş? taşra üniversitesiymiş. okuldaki hoca da it gibi davrandı, iş adamı da, sokaktaki de. hay okuluna ya... işte o babasının parası olan adam da gitti paşa paşa okula. istediği şehirde istediği bölümü okudu. he bir de ingilizce okudu. bitirdi mis gibi iş de buldu.
    ben mi? 3 yıl it gibi koşturdum orda burda. kıytırıktan staj yeri bulacam diye kıçımı yırttım. o adam gitti en güzel yerlerde staj yaptı. en güzel yerlerde iş buldu.
    aynen o adam kazandı. o adamın babasının parası var. benim babam bile yok. hay adaletini dünya...
  • eskiden bir devlet üniversitesinde * okuyup beni delirttikleri için okul değiştirmiş, bir vakıf üniversitesine * geçmiş, ailenin parasıyla okuyan, özel üniversiteye girip kazandım diyen tiplerdenim.

    kötü mü ettim? hayır! artık öğrenci işlerinde saatler geçirmiyorum, bir işim 3 günde değil 15 dakika içinde hallediliyor. ders kaydı için * öğrenci işlerinin önünde 5 saat geçirmiyor, internetten 5 dakika içinde hallediyorum. uygulama derslerini maksimum 20 kişilik dersliklerde görüyorum, sorularımın cevaplarını alıyorum, alamasam da akşam e-mail ile alıyorum. derslerde soruyu cevaplayamadım diye "sen salaksın" aşağılamasını yemiyorum, derslerden soğutulmuyorum. sınavda kağıda ne yazdıysam o notu alıyorum, kimse en az 60 verilecek kağıda 0 verip sınıfta bırakmıyor.

    ayrıca kabul ediyorum. okula sırf üniversiteye gidiyor imajı için gelen bir baltaya sap olamayacak bir sürü insan var. ama bir o kadar da adam olmak için gelen insan var.

    bazı kötü yanları da var tabi. otopark'a günlük 5milyon lira veriyorum. 100bin liralık fotokopiye 500bin lira veriyorum. bütün ders kitaplarım 40milyonun üzerinde. tanrıya şükrediyorum ailemin bu parayı verebilecek gücü var diye. ben de onlara teşekkürümü göstermek için derslerimi kaçırmıyorum, ödevlerimi yapıyorum, derslerime çalışıyorum.

    eğer bunları yapmam hata ise, verilen para hata ise, evet özel üniversiteye girip kazandım diyen tiplerdenim ve aşalanmayı hak ediyorum. ama eğer kendim için doğru bir şey yapıyorsam şunları söyleyebilirim:
    (bkz: ozel universiteye gidenleri asagilamak) (bkz: ayıptır)
    (bkz: bravo lan)

    not: ayrıca hiç bir zaman özel üniversitede okutabilecek param var diye böbürlenmedim. ha böbürlenen varsa allah belasını verir heralde.

    (bkz: delirttiniz ulan beni)

    bir yıl sonra gelen edit: 2. sınıfa kayıpsız geçmiş bulunmamla beraber, ortalama 3 civarı olunca okuldan karşılıksık bursun yanında (%40 kadar), yarı yarıya da karşılıklı burs elde etmiş bulunmaktayım. annemin verdiği paranın sonuna kadar hakkını veriyorum. evet gerçekten de özel üniversiteyi bu yıl itibarı ile kazanmış bulunmaktayım. darısı diğer ailesi zar zor parasını verip de çocuklarını okutabilenlerin başına. bu lafı söyleyen diğer bi tarafı kalkıklar da utansınlar böylece. özel üniversitelerde sadece zengin piçleri okumuyormuş demekki.

    3. sınıfta gelen edit: karşılıkslı burs, karşılıksız burs, indirim derken bundan sonraki bütün kalan dönemlerimi parasız okuyacağım okul olmuştur sevgili "özel" üniversitem. * bu başlığı atan insanın aşağıladığı öss puanımla şu an okulda burslu okumaktayım. çok da memnunum (bütün o bütün gün kantinde ya da okulun karşısındaki büfede oturan öğrencimsilere rağmen. selam ederim beni öyle değerlendirenlere.)

    4. sınıfta gelen edit: okul bitiyor lan... resmen özel üniversiteye girip kazanıp sonra da bitirmiş olan öğrencilerden olacağım.

    son edit: okul bitti...

    bitmeyen edit: oha yüksek lisansa başladım lan. =)

    yok ebesinin amı ali sami edit: yüksek lisans da bitiyor şaka maka
  • -ohh..kazandim abi
    -vaay..sözel? sayisal?
    -ee..finansal

    editörce: sevgili özelliler, mizah anlayişinizdan ötürü tebrik eder, sunarim; (bkz: madem oyle)

    -kac puan abi?
    -5000 ytl pesin, 3000 taksit
    -belliydi abi kazanacagin..ferrariden
  • turkiye cumhuriyeti yasalarina gore ozel universite diye bir kavramin soz konuısu olmayacagini* , bahsedilen okulun olsa olsa bir vakif universitesi oldugunu henuz kavrayamamis bir kitlenin, insanlari oss (ki bu insanlar oss sinavi da der bu sinava) de aldiklari puana gore degerlendirmesi sonucu ortaya cikan "tip" lerdir. baraji gecemeyen yuzbinlerce insan olduguna gore, elbet birseyleri kazanmistir bu tipler. asil kaybedenler ve kaybedecek olanlar onlari bu sekilde asagilayanlardir.

    (bkz: insanlari oss puani ile degerlendirmek)
    (bkz: allah akıl fikir versin)
    (bkz: bir toplum kesimini asagilamak)
    (bkz: insanlari siniflara ayirmak suretiyle asagilamak)
    (bkz: ozel universiteye gidenleri asagilamak)

    yildirim hiziyla gelen edit: entry'yi yazan kisi bu universitelerden birinde burslu olarak okuyor ve bahsedilen tiplerle ayni havayi teneffus ediyor, henuz mikrop kapmadi.

    aylar sonra gelen edit : (bkz: basligin ustune kalmasi)
  • delil yetersizliğinden beraat eden tipler. bu konu öyle net şekilde doğru/yanlış, siyah/beyaz denebilecek bir konu değil. bir sürü parametre var, durumsallık ve kapsam var. gece gece canım sıkıldı, uykum kaçtı, elimden geldiğince görüşlerimi paylaşayım.

    bir üniversite sınavı var. sınav yapılıyor, en başarılıdan en başarısıza sıralanılıyor ve tercihlere göre bir yerleştirme uygulanıyor. birileri kopya çekmedi ya da önceden soru falan çalmadıysa adil bir yarış.
    bir devlet üniversitesinin sıradan bir örgün öğretim bölümü kazanan birinin "kazandığına" kimsenin itirazı yok. hiç bir yere yerleşemeyen birisinin de "kazanamadığını" herkes kabul ediyor. işte bu kesimle, özel üniversiteye gidenin farkı ne? para sahibi olmak...
    olay bu kadar basitse evet, özel üniversiteye gidip kazandım diyen maldır. ama puanları sürünüyorsa...

    okul hem paralı hem de %1-2 gibi, ne bileyim abartmayalım, iyice bir puan istiyorsa (böyle bölümler var diye biliyorum) o zaman haksızlık olur elbette. adam hem senden daha çok puan çıkarmış, hem de para da vererek bir üniversiteye yerleşmişse, sen de çıkıp "- yok yok aslında sen de kazanamadın..." diyorsan, o zaman mal sensin.

    yalnız her ne kadar bu başlığın direk kapsamında olmasa da değinmeden geçemeyeceğim bir kitle var. özel üniversitede okuyup, daha doğrusu özel ve iyi bir üniversitede okuyup(burssuz) kendini %1, ilk 5000-10000 falan içindeki çok başarılı öğrencilerle bir tutan gerizekalılar biliyorum. onlara laflar hazırladım. adam boğaziçi bilgisayarı kazanmış, iyi bilinen özel üniversitede parasıyla bilgisayar okuyan kardeşimiz, okul imkanları, bilgisayar labaratuvarları, kütüphaneler, derslikler falan deyip kendini ve/veya okulunu boğaziçi ve/veya boğaziçili ile bir tutuyor. sınav kanadından konuşursak bir öss şampiyonu ile bir tutuyor. tamamen kompleks ve para şımarıklığıdır.

    şunu unutmayın, üniversite şartları, hocalar falan büyük oranda teferruattır. alayım ilk 1000'den 10 öğrenci, sen de git 500000-501000'den 10 öğrenci al. benimkilerin önüne taş koyalım, seninkilerin önüne 100 m/bit internetli bilgisayar. 4 sene sonra dönüp bakalım, benim koçlar taştan roket yapmışken senin lacoste kazaklılar porno arşivi yapıyor olabilirler.

    "- paralı ama daha kaliteli eğitim veriliyor, hatta bölümler akademik olarak devletten daha zor" argümanı devlet üniversiteleri ile vakıf üniversitelerinin nitelik karşılaştırması ile alakalıdır. o tartışmanın bağlamında öğrenci yoktur. yani argüman doğrudur ama bu tartışmada geçerli bir argüman değildir. burada içindeki öğrenciler, üstelik daha yolun başındaki halleri tartışılıyor bir nevi. elma armut karışmasın.

    sanki geçerliymiş gibi çokça kullanılan bir argümanın da başta amerikan üniversiteleri olmak üzere meşhur yabancı üniversiteler üzerinden türetilmeye çalışıldığını gördüm. amerikan üniversite seçme yerleştirme sistemi, ilk/orta/yüksek eğitim sistemi, sosyal sigorta sistemi, burs sistemi, iş dünyası - yüksek öğrenim ilişkileri komple farklı bir ülkedir. etiler'den öss'ye girip ösym'den "- harvard'ı kazandınız..." diye kağıt geleceğini sananlara, veya sikindirik puanlı özel üniversitede okuyup, okulunu ve kendini şu tartışmada "- princeton da özel üniversite yeaaa..." diye savunmaya çalışan ve bunu bu tartışmada argüman olarak kullananlara gülüyorum. neremle söylemiycem.

    şunu da bilmek, söylemek lazım, zaviyemizi genişletelim, tartışma ile kısmen ilintilidir;

    bu hayat orospudur. özel üniversite mezunu, 10 yıl sonra, iyi üniversite bitirmiş anadolu çocuğundan daha şekilli iş bulup daha çok maaş alıyor olabilir. o da ayrı konu, gerçekler acıdır. dedim ya dünya nasıl diye... onun ayrıntısına girmem, kapitalizm derim, aklı eren anlar. ama çalışıp çabalamış, iyi öss dereceleri yapmış anadolu çocuklarını en azından öğrenciyken ben paraya pula, zengin piçlerine ezdirmem arkadaş. yarışta geçildiysen kazananı kutlayacaksın, bileğini öpeceksin, parası olan sen de olsan, o da olsa kutlayacaksın.

    bazı şeylerin ne o yönden, ne bu yönden bokunu çıkarmamak lazım. kardeş kardeş geçinin, ne var yani... ben genel olarak paralı eğitime karşıyım, ancak devlet üniversitesi kontenjanı tüm memleketin gençlerine yeterli değilse, ki türkiye'de öyle, özel üniversite'ye karşı değilim. zengin çocuğu yoldan çekilecek, kuyruktan çıkacak ki, gariban çocuklarına devlette daha çok yer açılacak. salak yerine konuluyor ama öyle bile olsa zengin çocuğu da üniversite okuyacak, kendi yoluna, işine bakacak ki türkiye kazanacak. ülkedeki zenginler cahil kalınca mı mutlu olacaksın kazandım diyen tip?

    ve sonuç;

    o değil de, şuraya bakıyorum, yazılanları okudum, eğitim falan konu çok da mühim değil, tartışma klasik burjuva, küçük burjuva ve proleterya çelişkisi... parası varmış okumuş kime neciler, fırsat varmış değerlendirmişçiler, zenginin malı züğürdün çenesiciler, sana giren çıkan var mıcılar... hep aynı sancı.
    (bkz: sınıf çatışması)
  • istediği bir filme gitmek için parayla bilet satın aldığında "bir adet sinema bileti kazandım" demesi gereken insan profilleridir.
  • aklımda bir soru var : benim 8,5 liram yok ama çalışıp çabalayıp bu 8,5 lirayı kazanıyorum. ev arkadaşımın da 8,5 lirası yok ama yan gelip yatıyor. alt komşumuzun da zengin bir babası var sigara alacağı zaman oğluna 20 lira yolluyor.

    bakkala gidiyoruz destek çıkanı olmayan ve kendi çalışmayan arkadaşım sigara alamıyor. ben alıyorum, zengin babası olan alt komşumuz alıyor. benim ev arkadaşım ile alt komşumun tek farkı, ev arkadaşımın zengin bir babası olmaması. alt komşum ömür boyu zengin babasından sigara otlanacak ve benden her zaman daha iyi sigarayı içecek. işin özü para.

    hala daha nasıl olur da konu başka yerlere çekilir anlamıyorum. para olm işte. buraya gel şunu yaz : "paramız var okuyoruz. ohh ohhh paramız var amına koyim. babam bok gibi para basıyor beni okutuyor." harbiden gelip tebrik ederim. konunun ana fikri parayken oradan nasıl olup da bu kadar tespit çıkıyor anlamıyorum. para lan işte.
  • istanbul'da ve %100 burslu bir mühendislik bölümü kazanmama rağmen (okul ve bölüm yeni açılmıştı, haliyle biz de ilk öğrencileriydik), yapmaktan uzun süre imtina ettiğim durum. kazandığım okul o kadar kekoydu, öğrencilerin geneli o kadar umursamazdı, akademik kadrosu ile imkanları o kadar yetersizdi ve ben sınavda hedeflediğimin sıralamanın o kadar altında kalmıştım ki, 2 yıl boyunca kazandım demedim, diyemedim, utandım.

    ha sonra ne yaptım? alınterimi akıttım. babalar gibi ortalamamı yaptım ve devlete yatay geçmeyi başardım. işte şimdi istediğim kadar kazandım diyebilirim, bunu hakedilmiş bir başarı olarak görüyorum.
  • dünya çapında şu ilk 500'e giremeyen devlet üniversitelerimizden birine girebilmeyi hayal eden 1 milyon öğrenci içerisinde bunu başarmışsan, türkiye sınırları içerisinde en azından kazanmışsındır.

    ama sen bilmem kaç yüz bininci kişi olarak paralı eğitime gücün yettiği için 'endüstri mühendisliğini kazandım!!' diye ortalıkta gezersen, senin çok çok önünde yer alan bilmem kaç bininci kişinin kazanamamış olması da bana haksızlık gelir. asıl kazanamayanın kim olduğunu unutup, o kazanamamış olanlara da, ilk 500'e giremeyen devlet okullarına da gelip buradan sallarsan itin götüne sokarlar tabi.
  • yazılanları okuyorum, sanki vakıf üniversitelerinde okuyan herkes koç üniversitesine girmiş yada sabancıda tam burslu okuyor.

    tüm vakıf üniversitelerinin hepsi bilkent kıvamında değil arkadaşlar kandırmayalım kendimizi.

    dershane binasından hallice kampüslerde, öğretim elemanı açığı sayesinde bedavadan doç. olmuş, bölüm başkanı (!) olmuş kişilerin verdikleri eğitim ne olabilir ki? kişiye hangi vizyonu katabilir ki, yapmayın etmeyin.

    babanın parası var, kaydını yaptırmışsın, okuyorsun eyvallah. ama ben kazandım bak, ne kadan da başarılıyım diyerek kendini ve çevreni kandırmaya çalışmana gerek yok.

    he tam burslu okuyorsundur vakıfta, helal olsun derim, bravo sana. ama zaten kapısının önünden geçsen, ne güzel geçtin al sana %25 burs diyor vakıf üniversiteleri. ben şu kadarını burslu okudum diye kandırma kendini.

    anadolunun yobaz bir şehrinde dandik bir devlet üniversitesine gidip, en az 4 seneme yazık edeceğime, istanbulda kaldım, ortalama bir vakıf üniversitesine girdim, ailemin durumu vardı, onlardan da ayrılmadım dersin anlarım. mantıklı zaten bu yaptığın.

    fakat devlet üniversitelerinde eğitim kalitesi pek iç açıcı olmasa da, en azından bir elemeden geçip yerleştiriliyorsunuz, ve rakiplerinizin önüne geçerek elemeyi kazanmış oluyorsunuz.
    kazanmak fiilinin kullanımı bu duruma daha uygun bence.

    ama vakıf üniversitesine kayıt olup kazandım ben, kazandım demek, bilmiyorum.
    o kadar da kolay değil sanırım kazanmak.
hesabın var mı? giriş yap