• plaja ilk ulastiginizda "oha ulkenin tum lisansli basketcileri burda heralde" dersiniz. cunku deniz yuru yuru bir turlu derinlesmez aksine zaman zaman dizden ayak bilegine iner, taa ebesindeki adami kompil gorursunuz. her zaman oyle mi bilmiyorum ama ben dalgali bir gunune denk geldim, hayvan gibi eglendim. essek gibi dalgalarin kah altindan geceyim, kah kafayla gireyim, kah ucan tekme atayim gibi turlu amelelikler ve uc bes sefer sahile catal sovun ardindan gun batimina dogru mittesem anilar ile ayrildim. ayrica gidecekler icin kucuk bir tavsiye; plaja giris kapisindan pataraya dogru devam ederken solda ilk beliren aile pansiyonu hayvani guzellikte peynirli gozleme ve ayran yapiyor yolunuz duserse affetmeyin.
  • istanbul'dan ilk gittiginizde "burayi neden bu kadar abartmislar anlamadim, ayni deniz ayni kum sile'de de var" diye trip atip suyuna girip o incecik kuma ayaginizi basinca, bakir kalmis bir koy yerlesiminin ve caretta'larin evine hos geldiginizi anliyorsunuz. (bu kisimlda tayfun talipoglu moda gecilmistir.)
    gidiniz efendim. kalabalik, apachi, aktivite vs den uzak durup, denizime girip sakince gunesleneyim diyorsaniz gidin. 18 km sahil var baska yerde zor gorursunuz.
  • 1-) akdeniz'in en uzun plajıdır 18km
    2-) akdeniz'in en güzel kumlarından birine sahiptir
    3-) dünyanın en ünlü antik kentlerinden birini barındırır (apollo tapınağı)
    4-) aziz nikolas ın gerçek memleketidir
  • göz alabildiğine uzanan bakir bir kumsal... insanın bo derek misali ata binesi geliyor.
  • gitmeyin lan! 3 yıldız bile tesis yok... sabahtan akşama kadar bangır bangır müzik, disko da yok, alaçatı daki gibi bir tabak yemeğe 120 tl bayılmak da yok. ne işiniz var bomboş kaplumbağa plajında. milleti yanlış yönlendirip parasıyla rezil edeceksiniz.

    şu zenginlerin bohemlik, salaşlık özentisi kadar tiksindiğim bir şey daha yok. sizin kadar param olsa her sene nice teydim. bodrum'a, çeşme 'ye çakın paranızı. soyguncuları zengin edip, sonra taksimde gezi protestosuna katılın, ateşin önünde öpüşürken fotoğraf çektirin bi de mk...
  • pılınızı pırtınızı toplayıp buraya gidin, denize yüzünüz dönükken şezlongları geride bırakıp en sola, plajın bittiği yere yürüyün. çantanızı, havlunuzu kayaların yanına serin (yengeç deliklerine dikkat!) ve dalga sesi dışında en ufak bir ses işitmeyeceğiniz, arkanızda çölü andıran geniş kum arazisi, önünüzden geçen minicik yengeç yavrularını seyre dalabileceğiniz, arada bir gözünüz yediğinde (biraz kafayı bulduktan sonra) hemen arkadaki büyük kayalığın tepesine çıkıp nirvanaya ermiş gibi yapabileceğiniz, altı yedi saatte toplasanız ancak on on beş insan göreceğiniz, isterseniz gün ortasında çırıl çıplak denize girip dilediğinizce (gerçekten dilediğinizce!) hareket edebileceğiniz, iri yengeçlerin hava kararınca deniz dibinde carettalara tuzak kurmuşkenki halini görmeden bitsin istemeyeceğiniz, nihayetinde ömür boyu unutamayacağınız goa tadında bir gün geçirin. sonra gelin, konuşalım. belki seneye beraber gideriz.
  • bu yaz gitmeye niyetliydim ama burada yazanları okuyunca vazgeçtim. siz de gitmeyin sakın. berbat bir yermiş burası. şezlong bile yokmuş.
    çeşme süper, bodrum şahane, alanya efsane arkadaşlar. paramızın hakkını sonuna kadar alıyoruz burların beachlerinde, değil mi ya.
  • manzara ve ortam olarak fevkaladedir lakin yüzmek pek keyifli değildir, sürekli dalgalı suyu ince kumları nedeniyle bulanık olur. o ince kumlar o kadar incedir o kadar incedir ki yüzerken bilimum yerlerinize girer, yıkan yıkan arınamazsınız.

    kaputaş dururken yüzmeye değmez ama illa ki görülmeli hafızaya kazınmalıdır.
  • sekizinci kilometresinde, fethiye saklıkent'ten doğan eşen çayı'nın denize döküldüğü yer...
  • zamanında film çektiğimiz yerdir. kamerayı çevir plaj sahnesi çek, diğer tarafa çevir çöl sahnesi çek. biz şanssız olan gruptandık.
hesabın var mı? giriş yap