• doğan kitap baskısı, terleyen ellere sahip okuyucular için çıldırıtıcı olan kitap. kardeşim hadi ayrılabilir bir kapak yapmaya yeltenmişsin, sırtı neden yapışık ? sinir harbi içerisinde okuduğumdan mıdır nedir, çok fazla bütünleşemedim kitapla, meksika iç savaşı'na dair birşeyler bulmayı umarak okumuştum ki tanıtım/inceleme yazılarında da pek çok kişi bundan bahsediyordu ama sanırım ben onların okuduğundan farklı bir kitap okudum. özetle, overrated bir kitap, ille de okuyacam diyenlerin elini tutmam ama okunacak bunca şaheser varken...
  • hayatımda beni bu kadar zorlayan kitap olmadı. yarısına geldim, belli noktada kaçırdım olayları. sonra arra verdim. ara verdikten sonra baştan okudum. sonra gene ara verdim. şu an devam ediyorum. hiçbir şey anlamadım. beynimi mi aldırdım arada ne oldu derken, arka kapakta yazar ile ilgili bilgi veren kısımda bilinç akışı ustası vs cümlesini görünce anladım. bilinçi akıyor adamın ondan anlamıyorum.

    cidden yordu bu kitap beni. normalde huyum değildir ama almamış gibi yapıyorum bu kitabı ve okumuyorum.
  • eğer imkânınız varsa josé carlos gonzález boixo baskısını okumanızı tavsiye ediyorum. ki zannedersem artık diğer dillerdeki yeni baskılar da bu baskı* temel alınarak çeviri yapılıyor.

    bu baskıyı tavsiye etmemin sebebi de yaklaşık 50 sayfa juan rulfo ve kitabın detaylı incelemesi yapılıyor ki bu da kitabı çok rahat sindirmenize olanak sağlıyor. ayrıca bir 50 sayfa da ek bölümlere ve yazarın kitapla ilgili önceki karalamalarına ayrılmış durumda.

    diyeceğim odur ki; eğer hâlâ okumayan varsa bu kitabı hemen bir yerden bulup okumaya başlasın!*
  • 'büyülü gerçekçilik'in atası' da derler. bu akıl almaz eserden sonra yollar cortazar'a, marquez'e, borges'e, adolfo casares'e çıkar.
  • dünya edebiyatında, el boom'un ilk işaret fişeği olan juan rulfo şaheseri. latin amerika edebiyatının büyük dörtlüsünü etkileyecek olan bu eser etkiyi tabi ki yalnızca büyülü gerçekçilik ile sağlamadığını görürüz. özellikle marquez ve fuentes'in siyasal olayların etkisiyle yaşanan toplumsal travmaları aktarırken juan rulfo'dan ilham aldıkları su götürmez bir gerçeklik taşır (dört yazardan belki cortazar istisna)

    pedro paramo'da anlatılagelen olay esas olarak kitapta yer alan hayaletlerin geçmiş yankılarındadır. o yankılar ki huzura kavuşamamış ruhların bir koro düzeninde oluşturduğu ilahi gibi yapışmıştır comala'nın ensesine, kapı ve duvar arasına, yaprakların terennümüne. romanın baş kişisi gibi görünen preciado'nun rolü ise geçmişin affedilmeyen ruhlarına tanık etmektir.

    öte yandan şikayet edildiği gibi zor okunur bir roman olduğunu düşünmüyorum. ancak yalnızlığın ve dehşet veren gerçeğin en koyu tonlarını okura taşıyan bir roman pedro paramo. roman tekniği açısında kıymetli bir başarı sağlamış özellikle 'şimdi' ile güncellenen geçmişin okura aktarılması oldukça başarılı. eksiklerini ise fatih terim basın açıklamasında belirtir artık.
  • (bkz: comala)
  • ölüm döşeğinde anne, tırnakları oğlunun avucunda.
    git babanı bul. hakkım olanı iste ondan sadece, fazlasını değil.

    sonra bir arayış, ateşten yollar, bir varlığı olup olmadığı belli olmayan sesler.
    sonra comala.
    bir şişe tekilayla kitabı yutarken üç pasajın altını çizmişim. sabahtan fark ettim.

    " bu daha bir şey değil. durun bakalım. comala'ya gelince burayı arayacaksınız. dünyada oradan daha sıcak yer yoktur. derler ki, comala'da ölenler cehennem'e gittikten sonra battaniyelerine sarılırlarmış."

    annesinin toprak altından gelen sesi: " orada 'belkinin anlamını kavrayacaksın' oğlum."

    sonra kadınların seslerinin yükseldiği yerden gelen sesler.

    " sevgilim mendil verdi
    oyası gözyaşından"
    bilinmez, sadece latin amerikalı yazarları değil belki de yaşar kemal'den latife tekin'e kadar bir çok yazarın dünyasını alt üst etmiştir pedro paramo ve onun arkasındaki deha juan rulfo.
    sanırım sadece nakavt için ringe çıkıyor keza aynı dayağı kızgın ova'da da yemiştim.
  • haziran 1970'te de yayınları'ndan tomris uyar çevirisyle yayınlanmış bir baskısı da bulunan juan rulfo kitabıdır.
  • juan rulfo'nun internet dahil bulmakta inanılmaz zorluk çekilen eseri. tüm kitapcılar gezildikten sonra akmar içerisinde bir ikinci elcide bulunmuştur.
    kapak 1
    kapak 2
    bu kadar güzel kapakları mevcutken de ülkemizdeki kapağı seçenin kulakları çınlasın.

    ispanyolcaya hakim olan arkadaşlar ise;şuradan ana dilinde filmi izleyebilirler.
  • hakkında marquez'in “ilk okuduğum akşam uyuyamadım. uzun süredir böyle bir şok yaşamamıştım. tıpkı on yıl önce yoksul öğrenci odamda kafka'nın değişim'ini okuduğum geceki şok gibi. ertesi gün rulfo'nun öykülerini okudum. rulfo'nun yazınsal yapıtı ancak 300 sayfa, ama sophokles gibi ölümsüz” dediği kitap.

    marquez'den bu satırları duyunca şaşırdım, en son ne zaman şaşırdığımı hatırlamıyorum, o yüzden hemen edindim kitabı ve okuma listeme ekledim. kitabı bitirip özümseyince inceleme de yazarım.

    edit: bir ay geçmeden okudum, yoksul öğrenci odamda okudum hem de. ehehe. ama kafka'nın değişim'ini okuduğum geceki şokun çeyreğini yaşamadım. ben kim köpeğim de ''eh işte'' filan diyeceğim ama vallahi billahi ''eh işte'' dedim bitirince. affet beni juan rulfo, affet beni marquez, galiba ben anlayamadım güzelliğini.
hesabın var mı? giriş yap