• bildiğimiz bezelyeyi 40 kat döşek altından bile hissedilebildiğinden, prenses için çok önemli * olduğunu düşündüğüm ilişki. **
  • kurduğum bol sıfatlı bir tanımlama üzerine bir arkadaş "aman bu bezelye prensesi" dediği zaman bos gözlerle baktığımda, meğer bilmeyen tek kişinin ben olduğumu anladığım masal.
  • orjinal adi "the princess and the pea" olan ve ülkemizde "gercek prenses nasıl anlasilir ? - prenses ve bezelye tanesi" adinda uyarlanmis bir hans christian andersen masali. hemen hemen her ülkeye uyarlanarak cocuklar icin televizyonlarda cizgi film olarak gösterilmis olan masal, beyaz perdeye ilk olarak 1984 yilinda liza minnelli'nin bas rölüyle uyarlanmistir.

    bezelye tanesi kadar kücük seylere olan hassasiyeti ve ona es deger anlayisiyla bazilarinin prensesligi niye anlasilmaz ? ya da masalda behsedildigi üzere soyut anlamda prenseslik kriterleri gercekte nedir ?

    (bkz: http://www.52en.com/img/princess_pea.jpg)
  • bugün çarkıfelek adlı gözbebeğim olan yarışmada adana'dan telefonla katılan yarışmacıya soru-ya da her ne deniyorsa artık- olarak yöneltilen masal. bi tek "prenses ve" kısmını bilebildim. bezelyenin l'si ve tanesinin s'si çıkmıştı. sağ kolumu murat göğebakan gibi televizyona uzatıp "g.tünüzden masal uydurmayın ülen" derken adanalı kardeşimiz mikrofona haykırdı "pirensez ve bezelye tanesiiüü" diye. bildi herif, ben böyle bi masal olduğunu ilk kez öğreniyorken. "ne kısır bi hayal dünyam var lan benim" diye hayıflanırdım senelerdir, meğer az masal biliyomuşum, ondanmış.

    ama sonra bi oyuncuyu sordular adı beş, soyadı dört harfli olan, adının ikinci harfi "y". başka hiçbi harf yok çıkan. haykırdım doğru cevabı hemen coşkuyla: ayhan ışık!
  • küçükken bize kibritçi kız gibi okutulmuş yanlış kitaplardan birisi. ne zaman istemediğim durumda kalsam sessiz sabrımın hatırlattığı hikaye. canımız acıdığında susarsak, sabredersek, bunun bizi sonunda mutlu sona ulaştıracağını zannettiren küçüklük sanrısı. büyüyünce de geçmiyor bi de, millet çirkefe yatarken, sen ensesine vur ekmeğini al gibi görünüyosun dişardan. olmuyor. gururlu ve mağrur kişilikli çocuklara tavsiye etmem, çok güzel savunma mekanizması haline gelebiliyor.

    (bkz: hayatı yanlış öğrenmek)
  • pire berber deve tellal iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir prensesle evlenmek isteyen bir prens varmış, fakat onun aradığı prenses gerçek prenses olmalıymış.

    bundan dolayı prens dünyanın dört bir yanını dolaşmış, fakat hep birtakım sorunlar çıkmış. prenses çokmuş da o gerçek prenses olup olmadıklarını bir türlü anlayamıyormuş. hepsinde bazı küçük, belli belirsiz kusurlar varmış. bu nedenle çok istediği halde gerçek prensesi bulamamış olarak keyifsizce evine dönmüş.

    bir gece inanılmaz bir fırtına çıkmış. gök gürlüyor, yıldırımlar düşüyor ve yağmur sel olup akıyormuş. korkunç bir hava! saray kapısının dövüldüğünü duyan yaşlı kral kapıyı açmaya gitmiş.

    masal bu ya, kapıda bir prenses duruyormuş; fakat o ne, prenses yağmurdan ve fırtınadan berbat bir durumdaymış. su saçlarından ve elbiselerinden aşağı ayakkabılarının içine oradan da dışarı akıyormuş. sıra misafirin kendini tanıtmasına gelince, misafirimiz kendisinin gerçek bir prenses olduğu söylemiş!

    "öyle olsun bakalım, yakında anlarız!" diye aklından geçirmiş yaşlı kraliçe.

    fakat hiçbir şey demeden yatak odasına gidip yatak takımlarını almış ve prensesin yatağını hazırlamaya koyulmuş. döşeğin üstüne bir bezelye tanesi koymuş, üzerine yirmi kuştüyü şilte, onların da üzerine yirmi kuştüyü yorgan koymuş. böylece prensesin yatağı hazır olmuş.

    ertesi sabah kraliçe prensese nasıl uyuduğunu sormuş.

    "çok kötü!" demiş prenses. "gözümü neredeyse hiç kırpmadım bütün gece! yatakta ne olduğunu bilmediğim birşey vardı. her tarafımı al al mor mor yapan sert bir şeyin üzerinde yattım. korkunçtu!"

    böylece, artık onun gerçek prenses olduğunu anlamışlar, çünkü o üzerindeki yirmi şilte ve yirmi yorgana rağmen bezelyeyi hissetmişti.

    gerçek bir prensesten başka hiç kimse bu kadar duyarlı olamazdı.

    böylece prens sonunda gerçek bir prenses bulduğuna emin olmuş ve onunla evlenmiş. bezelye tanesi de herkes görebilsin diye kraliyet müzesine konmuş. kimse çalmadıysa hala orada duruyordur.
  • bir insanın altında kalmasına rağmen ezilmemek gibi süper bir güce sahip bir bezelyenin anılarını anlatır aslında.
  • bezelye tanesi yüzünden uyuyamayan prenses vardı ya, çalışmaya başladı, artık bilgisayarın üzerinde bile uyuyor. acı gerçek :(
hesabın var mı? giriş yap